> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet > Sünnetin yazıya aktarılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin yazıya aktarılması  (Okunma Sayısı 1854 defa)
20 Eylül 2011, 14:06:31
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Eylül 2011, 14:06:31 »



İKİNCİ BOLUM
 
SÜNNETİN YAZIYA AKTARILMASI

 

İlmi çevrelerde yaygın olan kanaate göre hadisler hicrî bi­rinci asnn sonlarına vanncaya dek sözlü olarak aktanlmaktaydı. İlk olarak hadisleri yazıya aktarmayı düşünen kişi zâhid halife Ömer b. Abdülaziz oldu. O, Ebubekr b. Muhammed b. Hazm'a gönderdiği yazılı emirde şunları belirtiyordu: "Allah Rasûlü (S.A.V.)'nün hadislerine veya sabit sünnetlerine ya da Amra [binti Abdirrahman'nın hadislerine bak ve onları yaz. Zira ben ilmin kaybolmasından ve ilim ehlinin tükenmesinden korkuyorum."[187]

Aynı şekilde İbni Şihab ez-Zührî[188] ve başkalarından da sünneti derleyip yazmalarını talep etmiştir. [189]

İmam Malik (r.a.)'in "ilmi ilk olarak tedvin eden şahıs İbni Şihab ez-Zührî'dir. [190]şeklindeki sözü yaygındır.

Ancak sayılamayacak kadar çok ve güvenilir haberler, ha­dis yazımı işinin, Peygamber (SAV.) döneminde başlayıp, müslümanlann İtimat ettiği cami' ve müsnedlerîn tedvinine ka­dar, nesilden nesile genişleyerek devam ettiğini açıkça göster­mektedir.

Kanaatimce araştırmacıları "sünnetin yazıya aktarımı yüz yıl veya daha fazla gecikmeyle gerçekleşmiştir." demeye sevk eden iki amil vardır:

Birincisi, sünnetin erken dönemlerde yazıya aktarıldığına i-lişkin rivayetlerden haberdar olamama.

ikincisi, alimlerin konuya ilişkin sözlerini iyi anlayamama.

Ulemanın konuyla ilgili açıklamalannı iyi anlayabilmek için öncelikle konuya taalluk eden üç kavramı birbirinden ayırma­mız gerekiyor. Bunlar:

1. Kitabet ve takyîd (bir şeyi yazmak ve kayda geçirmek)

2. Cem' ve tedvin (bir araya toplamak)

3. Tasnif ve tertîb (sınıflayıp düzenleme) Kitabet ve takyidin manası açıktır.

Tedvine gelince: Tedvin, dağınık vaziyette duran şeyleri bir "divan 'da, yani sahifelerin derlenerek tek bir kitapta toplanmasıdır.

Kâmûs sahibi şu açıklamada bulunuyor: "Dîvân, sahifelerin toplandığı yer demektir." Tâcu'l-Arûs'ta ise şöyle ifade edil­mekte: "Bir şeyi tedvin etti demek, onu topladı demektir."

Tasnif, tedvinden daha özel bir mana içermektedir. Tasnif sınırlı fasıllar ve müstakil bablarda tedvin edilen şeyleri tertip e-dip, düzenlemektir. Tacu'l-Arûs'un müellifi şöyle diyor: "Bir şeyi tasnif etti demek, onu sınıflara ayırıp, bazısını bazısından ayırdı demektir." Zemahşerî de eİ-Fâik adlı eserinde "Kitabı tasnif et­me sözü de burdan türemiştir." der.

Kanaatimce muhakkik alimlerin sahabe döneminde yoktur, dedikteri şey kitabet değil, tedvin ve tasniftir. Onlar hadisin ya­zıya aktarılmadığını söylemiş değiller.

Şimdi de hadis imamlarından iki büyük imamın konuyu aydınlatan ibarelerine bakalım:

İmam Malik şöyle diyor: "İlmi ilk olarak tedvin eden kişi İbni Şihab ez-Zührfdir."

Hafız Ibnİ Hacer el-Askalânî şu açıklamada bulunuyor; "Gerek sahabe gerekse tabunun büyükleri döneminde Allah Rasûlü'nün hadisleri mecmualarda müdevven ve müretteb hale getirilmiş değildi. Bunun iki nedeni vardı: Birinci neden, Sahih-iMüslimde belirtildiği gibi ilk sıralarda Kur'an'la karışma korku­sundan dolayı sahabenin hadis yazması yasaklanmıştı. İkinci neden, geniş bir hafıza ve akıcı bir zihne sahip olmaları ve ge­nelde okuma yazma bilmemeleri idi. Daha sonra tabiin döne­minin sonlarına doğru eserler tedvin edilip bablara ayrıldı... İlk olarak hadisleri cem'eden er-Rebî b. Subeyh, Said b. Ebi Urûbe ve başka bazı kimselerdir. Bunlar, her babı müstakil olarak tas­nif ediyorlardı. Üçüncü tabakadan büyük şahsiyetler yetişinceye kadar durum böyle devam etti. Bu kimseler ahkamı tedvin et­meye başladılar. Bu cümleden olarak İmam Malik, eî-Muvattayı tasnif etti.[191]Mekke'de İbni Cüreyc, Şam'da Evzâî, Kûfe'de Sevrî ve Basra'da Hammâd b. Seleme tasnif işine giriştiler. Da­ha sonra çağdaşlarından pek çok kimse de onlan takip etti. [192]

İbni Hacer yine şunları kaydediyor: "Alimlerin belirttiğine göre sahabe ve tabundan bir grup insan, hadis yazımından hoş­lanmazdı. Onlar hadisi hıfeederek aldıkları gibi kendilerinden de hıfzedilerek alınmasını istiyorlardı. Ancak, himmetler gevşeyip ümmet, ilmin kaybolmasından korkmaya başlaması üzerine ilmi tedvin ettiler. Ömer b. Abdülaziz'in emri üzerine yüz yılın başın­da hadisi tedvin eden ilk şahıs İbni Şihab ez-Zührî'dir. Sonra tedvin faaliyetleri arttı. Bunu tasnif işinin yaygınlaşması takip et­ti. Allah'a hamdolsun bu vesileyle çok hayırlı şeyler meydana geldi. [193]

İbni Hacer'İn ifadelerinden anlaşıldığına göre o, sahabe ve tabiin döneminde hadisin yazıya aktarıldığını inkar etmemekte­dir. Onun inkar ettiği husus, hadislerin mecmualarda {cevâmi') müdevven hale getirilip değişik kitaplarda tasnif edilmiş olması­dır. Ancak, onun ifadelerinde kapalılık ve yanlış çağrışıma mü­sait bir hava yok değildir. Zira zikrettiği gerekçeler okuyucuda hadis yazımının sahabe ve tabiin döneminde mevcut olmadığı vehmini uyandırmaktadır ki, bu doğru değildir.

Bu durumda yapmamız gereken şey, Peygamber (S-A.V.)'in hadis yazımına müsaade eden ve bunu emreden hadislerini in­celeyip gerek Peygamber döneminde, gerekse Peygamber son­rası dönemde sahabenin yaptığı yazım faaliyetini incelemektir. Sonra ikinci yüzyılın ortalarına kadar muhaddislerin gerçekleş­tirdiği yazma faaliyetini tetkik edip, hadisleri yazma işinin Pey­gamber (S.A.V.)'den başlayıp yaklaşık olarak hicrî ikinci asnn ortalarına kadar kesintiye uğramadan devam ettiğini belirtmek gerekir. Daha sonra H. ikinci asnn ortalarından itibaren İbni Cüreyc, Said b. Ebi Urûbe, İbni Ebi Zi'b, Evzâî, Şu'be, Süfyan es-Sevrî, Malik v.b'nin musannafaü gibi ansiklopedik tipte sün­net kitapları ortaya çıkmaya başladı. Bu muhaddislerin geneli yaklaşık olarak H. 150-160 arasında vefat etmişlerdir.

Bunlardan sonraki dönem özellikle üçüncü asır- bir ba­kıma tasnif faaliyetlerinin en verimli, en dalak, en derin ve en sistematik olduğu bir dönemdir.

Başka bir açıdan bakıldığında bir önceki dönemde yazılan şeylerin bu dönemin ansiklopedik eserlerine dahil edildiği gö­rülmektedir. Bu nedenle bu dönem H. ikinci asnn eserlerini gölgede bırakmıştır. Dolayısıyla pek azı hariç ikinci asnn eserle­rinden geriye bir şey kalmamıştır. Sonuçta bu durum, insanlan tedvinin erken dönemlerdeki varlığını, hatta sünnetin varlığını, temelden inkar etmeye sevketmiştir.

Bu konu, gerçekten geniş bir konudur. Zira bu, yaklaşık iki yüz sene'boyunca yüzlerce muhaddisin gerçekleştirdiği yazım faaliyetini içermektedir. Nitekim Hatîb el-Bağdadî bu çerçeve­deki bütün faaliyetleri Takyidu'l adlı eserinde ortaya koy­maya çalışmıştır. Hafîb'in yaptığı çalışma benzersiz olup, hala aşılmış  değildir.  Hatîb'in  çağdaşı  İbni Abdilber  de  Câmiu Beyâni'l-Um ve Fadlihi isimli eserinde bu konuyu ele almıştır. Ancak onun yaptığı çalışma Hatîbinkiyle boy ölçüşecek dü­zeyde değildir.

Çağımızda Dr. Muhammed Mustafa el-A'zamî'nin Dirasâtunfi'l-Hadisi'n-Nebeuî ve Tarihi Tedvinihi adlı kitabı büyük bir gayretin ve takdire şayan bir emeğin ürünüdür. Azamî bu kita­bında yaklaşık iki yüz yıl boyunca yazma işinde bulunan mu­haddislerin faaliyetlerini çok ciddi bir şekilde incelemiş ve bu alanda çok bariz olarak faaliyet gösterenlerden yaklaşık beşyüz kişiyi zikretmiştir. O bunlan kronolojik bir tarzda ele almış, sa­habeden başlayıp tabiin dönemine  kadar inmiştir.  Sahabe (radiyallâhu anhum)'den elli iki kişi, hicrî birinci asır tabiîlerinden elli üç kişi, tabunun küçüklerinden doksan dokuz kişi, tabunun küçükleri ve etbâ-ı tabiinden iki yüz elli iki kişinin hadis yazma işinde bulunduğunu tespit etmiştir. Bu, onlardan hadis alıp ya­zanları hesaba katmadığımızda ortaya çıkan sayıdır. Zira sadece onlardan hadis alıp yazanlar onların birkaç katıdır. Nitekim bu konu, el-Azamî'nin kitabının 241 sayfasını doldurmuştur. Bu konu, kitabın "Peygamber (S.A.V.) döneminden, yaklaşık hicrî ikinci asnn ortalarına kadar hadisi tespit faaliyeti" başlığını taşı­yan dördüncü bölümünü oluşturmaktadır. Ancak yazar, bunu aşıp hicri ikinci asnn sonlanna kadar inmiştir. Zira vefat tarihi itibariyle en son hadis yazan kişi, H. 201'de vefat eden Ali b. Asım b. Suheyb el-Vasıfî'dir.

Konuyla ilgili geniş bilgi edinmek isteyenler zikrettiğimiz ki­taplara bakabilirler.

Biz bu çalışmamızda bazı örneklerle yetinmeye çalıştığımız­dan dolayı konuyu geniş bir biçimde ve bütün yönleriyle ele almadık. Fakat hadislerin yazıya aktarılması sürecini işlerken hicrî ikinci asrın ortalarında durmak istemedik. Aksine bu sü­reci, zuhurundan sonra müslümanlann itimadını kazanan cami', sünen ve müsnedlerin ortaya çıktığı döneme kadar incelemeyi uygun gördük. Tâ ki bu vesileyle hadislerin yazıya aktarılma sü­reci, başından sonuna kadar, okuyucunun zihninde açık ve bir görünüme kavuşsun.

Allah'tan bize yardım etmesini diler ve sadece ona tevekkül ederiz.[194]




[187] İbni Sa'd, 8/353; Buharî, et-Tarihu's-Sağir, 105; Darimî, Sünen, 1/126; Hatîb, Takyîdu'l-İlm, 105

[188] el-Emvâl, 578; Câmiu Beyâni'1-İlm, 1/78

[189] er-Risâletu'1-Mustatrefe, 4

[190] İbni Ebi Hayseme, et-Târîh, 3/126 b; İbni Asâkir, Tarihu Dimaşk, 15/400; Câmiu Beyâni'1-İlm, 1/76

[191] İbni Hacer, Hedyu's-Sârî, 1/17-18

[192] İbni Hacer, Hedyu's-Sârî, 1/18; Zehebî, Tarihutislâm, 6/65

[193] ibni Hacer, Fethu'l-Bân, 1 218

[194] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 89-93.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin yazıya aktarılması
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:54:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin yazıya aktarılması rüya tabiri,Sünnetin yazıya aktarılması mekke canlı, Sünnetin yazıya aktarılması kabe canlı yayın, Sünnetin yazıya aktarılması Üç boyutlu kuran oku Sünnetin yazıya aktarılması kuran ı kerim, Sünnetin yazıya aktarılması peygamber kıssaları,Sünnetin yazıya aktarılması ilitam ders soruları, Sünnetin yazıya aktarılmasıönlisans arapça,
Logged
22 Aralık 2017, 17:23:22
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 22 Aralık 2017, 17:23:22 »

Esselamu aleyküm.Peygamber efendimizin dediklerinin ve yaptıklarının  yazılması onun söylediklerinin kaybolmaması,unutulmaması ve yalan yanlış durumların ortaya çıkmaması için yazıya aktarılmıştır....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Aralık 2017, 18:29:22
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 22 Aralık 2017, 18:29:22 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bu uğurda hizmet eden herkesten razı olsun.Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Aralık 2017, 19:52:23
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #3 : 22 Aralık 2017, 19:52:23 »

Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu
Bilgiler için Allah Razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes