> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet > Örnek 5
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Örnek 5  (Okunma Sayısı 794 defa)
19 Eylül 2011, 18:13:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Eylül 2011, 18:13:18 »




Örnek-5


"Allah sana Kitabı ve Hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfü sana gerçekten büyük olmuştur. [362]

"Ümmîlere İçlerinden, kendilerine ayetlerini okuyan, onlan temizleyen, onlara Kitabı ve Hikmeti öğreten bir Peygamber gönderen odur. Şüphesiz onlar Önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler. [363]

"Andolsun ki, içlerinden kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan (kötülüklerden) kendilerini temizleyen, kendilerine Ki­tap ve Hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.[364]

İmam Şafiî, Hikmet kelimesinin izahına ilişkin şunları kay­deder:

"Razı olduğum Kur'an alimlerinin şöyle dediklerini duy­dum: Hikmet, Allah Rasûlü'nün sünnetidir. [365]

Görünen o ki, ayetteki Kitap ve Hikmet kelimesi aynı ma­nayı ifade etmemektedir. Nitekim Şafiî, ilk dönem sünnet inkar cılanna karşı bu ayete dayanarak istidlalde bulunmaktadır. Şa­fiî, hasmına hitap ederken şöyle demektedir:

Şafiî: Sözün tekrar olabileceği görüşünü tercih ettiğiniz tak­tirde [yani Kitap ve Hikmet kelimesinin aynı şeyi ifade edebile­ceğini savunduğunuz zaman] bunlardan hangisi daha uygun olur; Kitab ve Hikmetin iki ayn şey olması mı yoksa tek şeyden ibaret olması mı?

Dedi ki: Bunların belirttiğiniz şekilde Kitap ve Sünnet gibi iki ayn şey olması mümkün olduğu gibi tek şeyden ibaret ol­ması da mümkündür.

Dedim: Bunların en doğrusu birinci şıktır. Nitekim Kur'an-ı Kerim de belirttiğimi teyid eden ve sizin söylediğinize aykın dü­şen delâletler bulunmaktadır. Dedi: Nerede?

Dedim: Cenab-ı Hakk'in şu sözü "Evlerinizde okunan Al­lah'ın ayetlerini ve hikmeti tilavet ediniz. (Ahzab, 34) [366]

Şafiî, bu ayet-i kerimeye dayanarak hikmetin de ayetler gi­bi okunan bir şey olduğunu söylemek istiyor. [367]

Bu söylediklerimizden ayrı olarak vahy-i gayr-i metlûvün varlığına delâlet eden iki delil daha aktarmak istiyoruz.

Bunlardan biri nübüvvetin varlığıdır. Şöyle ki: Nübüvvet, peygamberin (nebf) mucizeleri izhar ederek "ben peygambe­rim" demesiyle sabit olur. Yoksa nübüvvet iddiası olmadan sa­dece mucize izhar etmekle sabit olmaz. Zira harikuladelikler peygamberde olduğu gibi velî ve büyücülerde de olabilir. Pey­gamberin "ben peygamberim" sözü, nübüvvetin, vahy-i metlûvün ve bütün bir İslam'ın medarı olan bir vahy-i gayr-i metlûvdür.[368]

İkinci delil, Kur'an'ın kelamullah oluşudur. Zira bu, ancak Peygamber (S.A.V.)'in nübüvvete delâlet eden mucizeleri eşli­ğinde Kur'anın kelamullah olduğunu bildirmesiyle sabit olabilir. İşte bu bildirim de vahy-i gayr-i metlûv kısmındandır. [369] Ve-bu­nunla vahy-i gayr-i metlûvün varlığı ve buna iman etmenin gerekliliği kesinlik kazanır. Aynı zamanda bu söz, Kİtâb'ın sübûtu-nun dayandığı ve sünnetin teşride müstakil olduğunu gösteren bir sünnet örneğidir.

Binâenaleyh nübüvvetin subûtu, Kur'an'tn kelamullah olu­şu ve bütün bir İslam'ın varlığı, vahy-i gayri metlûvü kabule da­yanmaktadır. Kur'an'ın hücciyeti, vahy-i gayri metlûvün hüccciyetine bağlıdır. Dolayısıyla vahy-i gayri metlûvün olma­ması durumunda ne nübüvvetten, ne Kur'an'dan ne de İs­lam'dan söz etmek mümkün olacaktır.

Kur'an'ın i'cazma gelince bu, ancak Peygamber (S.A.V.)'in onun kelamullah olduğunu bildirmesinden sonra Kur'an ilahî kelam oluşuna delil olabilir. Aksi taktirde aklî bakımdan Cenab-i Hakk'm adetine aykırı olarak İ'cazlı kelamını bazı İnsanların eliyle izhar etmesi caizdir.

Bizim kanaatimize göre bu aklî bakımdan caizdir. Zira bu, şer'î açıdan caiz değildir. Ancak bu, Kur'anın nazil olup onunla tehaddi yapıldıktan sonra olması durumunda sözkonusudur. Zi­ra Kur'an İle tehaddî, Cenab-ı Hakk'ın benzer bir kelamı hiç kimsenin eliyle izhar etmemesini gerektirir.

Kur'an nazil olup onunla tehaddî yapılmadan önce bunun olması şer'î açıdan caizdir. Fakat bunun vaki' olduğu sabit de­ğildir. Zira aklî ve şer'î açıdan caiz olan herşeyin vaki' olması gerekli değildir.

Jkıraya kadar kaydettiklerimizden, Cenab-ı Hakk'ın Pey­gamberine Kur'an dışında da vahiyde bulunduğu kesin olarak anlaşılmaktadır. Bu nevi vahye, vahy-i gayr-i metlûv denmek­tedir. Teşri' bakımından müstakil olan sünnet de bu kabilden­dir.

Bu aktardıklarımızdan, şu da anlaşılmış olmalı: Bazı or­yantalistlerin vahyin metlûv ve gayr-i metlûv şeklindeki taksi­mini Yahudilikten İslam'a geçmiş bir düşünce olarak lanse et­meleri ya ayetleri ve ayet delâletlerini bilmemekten kaynakla­nan bir durumdur ya da İslam'ı temelden silmeyi hedefleyen Yahûdî ve müsteşrikçe bir emeldir.

Evet, bazıları şöyle bir mazeret ileri sürebilirler: "Sünnetin kısmen vahiy olduğu ve Allah katından indirildiği doğrudur. Ancak sünnetin bazı kısımları Peygamber (S.A.V.)'in içtihadlanna dayanmaktadır. Peygamber'in içtihadında hata bulunma ihti­mali mevcuttur. Dolayısıyla sünnetin içtihadî olan bu kısmıyla istidlalde bulunmak caiz değildir. Bu durumda sünnetin içtihadî olmayan diğer kısmıyla istidlalde bulunmak imkansız hale gel­mektedir. Zira içtihadî olmayan kısımla istidlalde bulunmak için her iki kısmın ayırdedilmesi gerekmektedir. Ancak hiç kimse bu aynmı yapamaz. Çünkü hiç kimsenin elinde bunu sağlayacak araçlar ve edatlar mevcut değildir. Dolayısıyla sünnete başvur­maktan ve sünnetle istidlalde bulunmaktan söz edilemez."

Bu iddiaya karşı cevabımız şudur: Bu mantığa göre Cenab-ı Hakk, ebedî dininin, daha önce tahrife uğramış dinlerde ol­duğu gibi yanlış ve batıl unsurlarla kanştırılmasına ve tanınmaz hale gelmesine müsaade ederek onu orta yerde bırakmış ol­maktadır. Halbuki Cenab-ı Hakk, geçmiş din mensuplarını bu konuda şiddetle kınamaktadır: "Ey kitap ehli! Neden hakkı ba­tıla karıştırıyorsunuz.[370]

Öte yandan bu iddia, İslam'la amel etme imkanını ortadan kaldırmakta ve dinin gönderilişini anlamsız kılmaktadır. İslam'a aidiyet hissi taşıyan hiçkimse İslam'ın bu tür yıkıcı kargaşalar­dan münezzeh olduğu konusunda en ufak bir şüphe duymaz. Yukarıda kaydettiğimiz ayet-i kerime de bu hususu teyid et­mektedir. Zira önceki muharref dinlerin böyle bir nakısayla ma­lûl gösterilmesi İslam'ın bundan beri ve uzak olmasını gerektirir. Saniyen, bu mesele peygamberlerin masumiyeti konusuyla İlişkilidir. Giriş kısmında ele aldığımız bu konuya tekrar atıfta bulunmak gerekirse: Alimler, Peygamber (S.A.V.)'in içtihadda bulunup bulunmadığı konusunda farklı görüşler ileri sürmüşler­dir. Peygamber'in İçtihadda bulunabileceğini savunanlar, Pey­gamber'in içtihadında hata olup olamıyacağı konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Peygamber'in, içtihadında hataya düçâr olabileceğini söyleyenler, Peygamber'in hatalı içtihad üzere onaylanmayacar. konusunda görüşbirliği etmişlerdir. Zira hata üzre onaylanma durumu kat'î delillerle sabit olan peygamber masumiyetine aykırı olmakla beraber, bi'setin hikmet ve mak­sadına aykırıdır.

Binâenaleyh "Nebevî Sünnetin ya tamamı vahiydir, ya da bir kısmı vahiy bir kısmı da nebevî içtihada dayanıyor" deriz. Bu ikinci kısım da ya hatasızdır ya da Peygamberin vukuu muhtemel hata üzere onaylanması mümkün değildir, demek durumundayız.

Bu açıklamalar ışığında Sünnetin tamamının kat'î derecede hüccet olduğu ve sabit olan bütün sünnetlerle amel etmenin va­cip olduğu sonucu ortaya çıkar. [371]




[362] Nisa, 113

[363] Cuma, 2

[364] Al-i İmran, 164

[365] Şafiî, er-Risate, 78

[366] el-Umm, 7/251

[367] İmam Şafiî burada iki hususa dikkat çekmektedir:

1-Kur'ân'ın genel siyakı ve bütünlüğü çerçevesinde bakıldığında Kitapla birlikte zikredilen Hikmetin Sünnet olması gerekir. Cenab-ı Hakk, Kur'an'ın bir çok yerinde kendisine ve Resûlü'ne itaati emretmektedir. Allah'a itaatin zikredildiği her yerde onun hemen akabinde Resûlü'ne itaat zikredilmiştir. Hiç bir yerde sadece Allah'a itaat tek başına zikredilmemiştir. Buradan ha reketle diyebiliriz ki Kur'an'da kendisine itaatin Allah'a itaat gibi farz kılın­dığı yegane merci Allah Rasûlüdür. Allah Rasûlü haricinde hiç bîr merci bu konumu haiz değildir.

Kitapla birlikte zikredilen Hikmet kelimesine gelince Arapçanm üslûp ve özelliği birbirine atfedilen İki kelimenin ayrı ayrı anlamlar ifade etmesini ge­rektiriyor. Buna göre normal durumda Hikmetin Kur'an'dan farklı bir şey olması gerekir. Kur'an'ın bütünlüğünü gözonüne aldığımızda Kur'an'da Ki­tapla birlikte ele alınan ve Kur'an gibi herkesten itaat edilmesi istenen tek kaynak Peygamber ve onu temsil eden Nebevî Sünnettir. 2-İmam Şafiî'nin bu açıklamalarını doğru anlamak için bunları hangi bağ­lamda îrâd ettiğine bakmak gerekir. Bu açıklamalar, Kitab'la birlikte zikre­dilen Hikmetten muradın Sünnet olduğunu;  Peygambere inen vahyin Kur'an'la sınırlı olmadığını; Kur'an dışında da bir vahyin bulunduğunu ve bunun Sünnet/Hikmet ile temsil edildiğini ispat sadedinde yapılmaktadır. Başka bir ifadeyle İmam Şafiî, burada vahy-i gayri metiûvü ispat etmeye çalışıyor. Ancak o dönemlerde "vahy-i gayr-İ metlûv" tarzında bir terim-leşme henüz gerçekleşmiş değildir. Nebevî Sünnet bünyesinde İfadeye ka­vuşan vahiylerin bu ıstılahla ifade edilmesi daha sonraki dönemlere ait bir olaydır. İmam Şafiî birçok ayette Kitapla birlikte indirilip öğretildiği haber verilen Hikmetin, Nebevî Sünnet kapsamına girdiğini ve indirilen bu hik­metin de Kur'an gibi tilavet olunan bir şey olduğundan hareketle bunun da vahiy olması gerektiği sonucuna varıyor. Başka bir ifadeyle belirtmek gere­kirse İmam Şafiî burada Hikmet/Sünnet için kullanılan "tilâvet" kelimesini onun da Kur'an gibi vahiyle indirildiğine dair bir karine olarak ele almakta­dır. T...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Örnek 5
« Posted on: 27 Nisan 2024, 05:00:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Örnek 5 rüya tabiri,Örnek 5 mekke canlı, Örnek 5 kabe canlı yayın, Örnek 5 Üç boyutlu kuran oku Örnek 5 kuran ı kerim, Örnek 5 peygamber kıssaları,Örnek 5 ilitam ders soruları, Örnek 5önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes