๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Eylül 2011, 13:34:51



Konu Başlığı: Ömer b. Abdülaziz ve İbni Şihâb ez Zührî nin Sünnete gayreti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Eylül 2011, 13:34:51
C. Ömer b. Abdülaziz ve İbni Şihâb ez-Zührî'nin Sünnetin Tedviniyle İlgili Gayretleri


Bu iki imamın, sünnetin yayılması ve bidatlerin gerek sözlü gerekse fiilî olarak ortadan kaldırılması konusundaki gayretleri meşhurdur. Bu iki zatin tercemeleriyle ilgili Siyeru Alâmi'n-Nube ve benzeri eserlere bakılabilir.

1. Buharı, Sahihinde Abdullah b. Dünya'nın şöyle dediğini rivayet etmektedir:

Ömer b. Abdülaziz, Ebubekir b. Hazm'a şunu yazdı: "Bak, Allah Rasûlü (S.A.V.)'ne ait hadisleri yaz. Zira ben ilmin yok olmasından ve ulemanın göçüp gitmesinden korkar oldum. Sa­dece Peygamber (S.A.V.)'e ait olan hadisleri kabul edin. Alimler ilmi ifşa etsinler, [belirli yerlerde] oturup ders versinler. Ta ki bilmeyenler öğrensin. Zira ilim gizli bir şey haline gelmedikçe yok olmaz.[295]

2. İbni Şihâb ez-Zührî der ki: "Ömer b. Abdülaziz, sünnet­leri toplamamızı emretti. Biz de onları defterler halinde yazdık. Ömer, başında yönetici {sultan) bulunan her bölgeye bir defter gönderdi. [296]

3. Darimî'nin kendi senediyle aktardığına göre Ömer b. Abdülaziz, Medine ehline şöyle yazdı:  "Bakın, Allah Rasûlü (S.A.V.)'nün hadislerini yazın. Zira ben, ilmin yok olmasından ve alimlerin göçüp gitmesinden korkar oldum. [297]

4. Hafız İbni Abdilber kendi senediyle İmam Malik'ten şöy­le söylediğini nakleder: "İlmi ilk olarak tedvin eden kişi İbni Şihabez-Zührî'dir. [298]

 
VI. Hicrî İkinci Asırda Sünnetin Tedvini Ve Bu Çağdakilerin Sünnet Uğruna Yaptığı Değerli Çalışmalar
 

Bu asır iki kuşağı kapsamaktadır:

Birinci kuşak, tabiin kuşağıdır. Zira tabundan bazılan hicrî 140 senesinden sonraya kalmışlardır. Nitekim geçen iki bö­lümde bu kuşağın yazma ve tedvin konusundaki gayretlerine değindik.

Bu asrın kapsadığı İkinci kuşağa gelince bunlar, sahabe ve tabundan sonra gelen ve ümmete sünneti nakleden ravilerzincirindeki üçüncü halkayı oluşturan etbâ'-ı tabiîn kuşağıdır. Bu kuşak, bidat fırkalarına ve zındıklar tarafından yayılan uy­durmalara karşı mücadelede öncü bir role sahiptir. Bu asnn or­talarına doğru zındıkların sünnet karşıtı propagandalan ayyuka çıktığından halife Mehdî (rahimehullâh) adamlarından birini bunları takip edip sıkıştırmakla görevlendirdi. Görevlendirilen bu şahıs da zındıkların sahibi şeklinde meşhur oldu.[299]

Bu kuşağın imamları ve alimleri sünnete büyük hizmetlerde bulunup onu haricî unsurlann karışmasından korudurlar, "Tas­nif dediğimiz, sünneti bablara ayırıp, müretteb hale getiren kapsamlı tedvin faaliyeti bu kuşağın eliyle gerçekleşmeye baş­ladı. Daha önce ise değişik hadisler, sahifelerde ve küçük ki­taplarda sınırlı bir şekilde toplanırdı. Bu da bablara ayırma ve herhangi bir tertibe tabi tutmadan,rastgeie yapılırdı. Sahabenin son döneminde ve büyük tabiin uleması zamanında üstaddan sormak şeklinde başlayan rical ilmi ve hadislerin bab ve fasıllara göre tedvin edilmesi bu kuşağın eliyle geliştiği gibi rical ilminin tasnifi de bu kuşağın öncülüğünde gerçekleşmiştir. Zira Leys b. Sa'd (Ö.175), Abdullah b. Mübarek (Ö.181), Damra b. Rebîa (Ö.202), Fadl b. Dukeyn (Ö.218) gibi alimlerden her biri rical ta­rihine ilişkin telifte bulunmuştur.

Bu dönem, Sünnet-i Mutahhara ilimlerinin tesis dönemi o-larak kabul edilir. Bunun garipsenecek bir tarafı yoktur. Nitekim Malik, Şafiî, Sevrî, Evzâî, Şu'be, İbni Mübarek, İbrahim el-Fezârî, İbni Uyeyne, el-Kattân, İbni Mehdî ve Vekî' gibi pek çok imam bu dönemde yetişmiş ve yaşamıştır.

Bu dönemde gerçekleştirilen tedvin faaliyetlerini iki madde de özetlemekle yetineceğiz.

a. Bu dönemde tedvin faaliyeti geçmiş dönemlerden

daha gelişkin hale gelmiştir.

1.Bu dönemdeki faaliyet, bir önceki dönemde olduğu gibihadîslerin bab ve tertip gözetilmeden sahifelerde toplatılması şeklinden[300] tasnif şekline; yani hadisleri tertibe tabi tutup bablarac ayırma, ayrıştırma ve birbiriyle uyum arzeden hadisleri aynı bab kapsamına alma, sonra birkaç babı tek bir kitapta der­leme şekline doğru gelişmiştir.

2.Bu çağda yazılan eserler, sahabe ve tabiin döneminde insanların ağzından yazılıp tedvin edilen sahife ve kitapçıkların yanısıra sahabe sözlerini ve tabiin fetvalarını da içermektedir. Daha önce ise bunlar sadece sözlü olarak naklolunmaktaydı. Sahifeler de sadece Peygamber (SAV.)'in hadisleriyle sınır­lıydı. [301]

3.H. ikinci asırda yazılan eserler; "Muvattâ, Musannef, Cami', Sünen" gibi başlıklar taşırken bazıları da "el-Cihâd, ez-Zühd, el-Meğâzî, es-Siyer" gibi daha özel başlıklar taşımaktadır.

b. Bu çağda hadise dair eser vermekle meşhur olanlar: [302]

1. H,   150'de  Mekke'de  vefat eden  Ebu  Muhammed Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc

2. H. 151'de Medine'de vefat eden Muhammed b. Yesâr el-Muttalibî

3. H. 153'de Yemen'de vefat eden aslen Basralı olup son­radan San'â'ya yerleşen Ma'mer b. Raşid

4. H. 156'da Basra'da vefat eden Said b. Ebi Urûbe

5. H. 156'da Şam'da vefat eden Ebu Amr Abdurrahman b. Amfel-Evzâî

6. H.   158'de   Medine'de   vefat  eden  Muhammed   b. Abdurrahman b. Ebi Zi'b

7. H. 160'da Basra'da vefat eden er-Rebî' b. Subeyh el-Basrî

8. H. 160'da Basra'da vefat eden Şu'be b. el-Haccâc

9. H. 161'de Kufe'de vefat eden Ebu Abdillah Süfyan b. Said es-Sevrî

10.H. 175'te Mısır'da vefat eden el-Leys b. Sa'd el-Fehmî

11.H.176'da Basra'da vefat eden Ebu Seleme Hammâd b. Seleme b. Dünya

12.H. 179'da Medine'de vefat eden İmam Malik b. Enes

13.H. 181'de Horasan'da vefat eden Abdullah b. Mübarek

14.H. 188'de Rey'de vefat eden Cerîr b. Abdullah ed-Dabbî

15.H. 197'de Mısır'da vefat eden Abdullah b. Vehb el-Mısrî

16.H. 198'de Mekke'de vefat eden Süfyan b. Uyeyne

17.H. 197'de Kufe'de vefat eden Vekf b. el-Cerrâh er-Revâsî

18.H. 204'de Mısır'da vefat eden Ebu Abdillah Muham­med b. İdrîs eş-Şafiî

19.H. 211'de   San'â'da   vefat   eden   Abdurrezzâk   b. Hemmâm es-San'ânî[303]




[296] Camiu Beyani'1-İlm, 1/76

[297] Darimî, Sünen, Babu Men Rahhasa fi Kitabeti'1-İlm, 1/104

[298] Camiu Beyani'1-İlm, 1/16 Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 115-116.

[299] İmam Zehebî, Sijjeru A'lâmi'n-Nubelâ adlı eserinde (7/401) Mehdî'nin tercemesine ilişkin şunları kaydediyor: Mehdî, zındıkların kasabı ve takipçi­siydi. Mehdî'nin el-Mukanne' ve beraberindekileri öldürmesîyle ilgili bkz. el-Bidâye tıe'n-Nihâye, 10/145

[300] İbni Hacer, bunun babların derlenmesiyle alakalı olduğunu belirtir. Benzer hadislerin aynı bab başlığı altında biraraya getirilmesine gelince, bunu ilk yapan şahıs Şa'bî olmuştur. Nitekim Şa'bî'nin "bu talakın önemli bir babı­dır" başlığı alünda bir takım hadisleri topladığı rivayet edilmektedir. Tedrîbu'r-Râvî, 1/88-99; er-Risâletu'l-Mustatrefe, 109

[301] Buhûsun fi Tarihi 's-Sün neti '1-Müşerrefe, 234; el-Hadis ve'İ-Muhaddisûn, 244

[302] Bkz. Hedyu's-Sârî, Fasihi; er-Risâletu'l-Mustarrefe, 96; Buhûsun fi Ta-rihi's-Sünne, 232; e!-Hadis ve'1-Muhaddisun, 244

[303] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 116-119.