> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet > Mısır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mısır  (Okunma Sayısı 798 defa)
18 Eylül 2011, 14:54:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Eylül 2011, 14:54:50 »



A. Mısır

 

Mısır'a gelince, şayet Ebu Reyye'nin anlattıkları ve çıkar-samalan doğru ise ki kendisi aslında güvenilir biri değildir-"Sünnet'i terk" fitnesi Muhammed Abduh dönemine dayan­maktadır.

Şöyle der Ebu Reyye: "Üstad Muhammed Abduh der ki: Çağımızda müslümanlahn Kur'an'dan başka bir rehberi yoktur. Gerçek İslam, fitne olaylarının zuhurundan önce ilk kuşak müslümanlarının takip ettiği İslam'dır."

"Üstad (rh.a) şöyle der: Bu kitaplar -dipnotta belirtildiği üzere el-Ezher'de okutulan kitapları kastediyor ümmet içinde olduğu sürece ümmet ayağa kalkamaz. Ümmet, ilk asırdaki ruh­la yani Kur'an'la ancak ayağa kalkabilir. Bunun dışındaki her şey ümmetle ilim ve amel araşma gerilmiş bir perdedir.[576]

Daha sonra Tevfik Sıdkî aynı yolu takip ederek el-Menâr dergisinde "İslam, Sadece Kur'an'dan İbarettir" başlığıyla iki makale yazdı. Bu makalede Sünnete ihtiyaç olmadığı iddiasını isbat için bazı ayetlerle istidlal etmeye çalıştı.

Reşîd Rıza Dr. Tevfik Sıdkî'nin makalesi üzerine yazdığı yo­rumda şöyle diyordu: "Geriye tartışmaya açık başka bir konu daha kalıyor. O da şudur: Acaba KavK Sünnetler denen hadisler -ilk dönemlerde herkesin ameline ve ittibaına mazhar olma­makla birlikte- din, şeriat ve genel din olarak kabul edilebilir mi? Bu soruya'evet dediğimizde Peygamber (S.A.V.)'in Kur'an dı­şında kerîdisinden duyulan şeylerin yazılmasını yasakladığı, sahabenin hadis yazmadığı, sahabeden alim simaların ve halifeler gibi önde gelen kimselerin hadise önem vermediği hatta bu iş­ten yüzçevirdiklerine dair rivayetler büyük bir şüphe olarak önümüze çıkar. Nitekim bunları henüz konuyla ilgili bir şey yaz­madığı bir dönemde Tevfik Sıdkîyle yaptığım bir müzakerede kendisine söylemiştim. [577]

Reşîd Rıza, Dr. Tevfik Sıdkî'nin yazdikiannı büyük oranda desteklemektedir. Zira o da nebevi hadisleri-mütevatir ve gayr-i mütevatir olarak ikiye ayırmaktadır. Namazın rekatları ve oruç gibi tevatürle bize aktanlan hadislerin kabul edilmesi gerektiğini savunuyor ve bunlara genel din {ed-Dinu'l-Âmm) diyordu. Bu nitelikte yani tevatürle bize aktanlmayan hadisleri de özel din (ed-Dinu'l'Hâss) olarak isimlendiriyor ve bunları kabul etmek zorunda olmadığımızı savunuyordu.

Reşîd Rıza, hadis yazımını yasaklayan rivayetleri verdikten sonra şöyle diyor: "İbni Abdilber ve benzerlerinin aktardığı Hz. Ebubekir'in yazdıklarını yakması, sahabe sahifelerinden tabuna bir şeyin ulaşmaması, tabunun yöneticilerin direktifi haricinde hadisi neşretmek üzere tedvin etmemesi gibi hususlar göster­mektedir ki, sahabe sadece birşeyi ezberlemek için yazar, sonra da onu silerdi. Sahabeden büyük zatların hadis rivayetine rağ­bet etmediklerini hatta bu işten yüz çevirip bunu nehyettiklerini de göz önüne aldığımızda onların bütün hadisleri Kuran gibi 'genel din' yapmak istemedikleri ihtimali güçlenmektedir.[578]

Ancak Mustafa Sibâî (rahimehullâh)'nin de belirttiği gibi Reşid Rıza'nm ömrünün son dönemlerinde bu görüşlerinden vazgeçtiği anlaşılıyor. [579]

Daha sonra 1929'da Ahmed Emin Fecru'l-İslam adlı kita­bını yayımladı. Nebevî Sünnetle İlgili yazdığı bölümde doğru ve yanlışları birbirine karıştırdı. Ölünceye kadar görüşleri üzerinde kaldı. [580] Esefle belirtmek gerekir ki, Ahmed Emin, ilim ehli ol­mayan hatta ilmî güvenilirliği şüpheli bir kimsedir.

Daha sonra h. 1353'te İsmail Ethem Sünnet'in tarihiyle il­gili bir risale yayımlar ve şunları ifade eder: "Sahiheynin hadis­leri de dahil olmak üzere hiçbir hadisin aslı ve esası sabit değildir. Aksine bunların nisbeti şüphelidir. Geneli uydurma nitelikli­dir.[581]

Kitabına karşı büyük tepkiler gösterilince el-Feth dergisinde yayımladığı makalesinde söylediklerine bir çok edebiyatçı ve a-limin de katıldığını ve bu cümleden olarak Ahmed Emin'in kendisine bir mektup gönderdiğini söylüyordu. Ahmed Emin ise bu yazıyı tekzip etmedi. Hatta ba2i dergilerde çıkan yazılannda arkadaşının başına gelenlerden duyduğu acıyı dile getirip bu­nun fikir özgürlüğüne karşı bir savaş ve bilimsel araştırmalara karşı bir köstek olduğunu yazdı. [582]

Adı geçen bu şahıslardan sonra sancağı Ebu Reyye dev­raldı. Ebu Reyye, araştırmasının sonuçlarını "Advâun ale's-Sünneti'l-Muhammediyye" adlı kitabında yayımladı.

Gerçekte Ebu Reyye, yeni bir düşünce veya orijinal bir is­tidlal ortaya koymuş değildir. Aksine o; İsmail Ethem, Tevfik Sıdkî ve Reşîd Rıza'nın söylediklerini karıştırarak derlemiştir. O, Reşid Rıza'dan çok farklı bir sonuca varmamıştır. Bilakis ictihad davasını güttüğü halde Sünnet kelimesini açıklarken Reşid Rı-za'yı taklit etmiştir. Şöyle diyor Ebu Reyye: "O gün [Peygamber dönemini kastediyor] Sünnet denince sadece amelî sünnetler anlaşılıyordu. [583]

Aduâun ale's-Sünne adlı kitabında da görüldüğü gibi Ebu Riyye'ye göre amelî sünnet, amelî ve mütevatir olan sünnetler­dir: "Peygamberin mütevatir sünnetleri -kî bunlar amelî olan ve ilk dönem müslümanlannın üzerinde ittifak ettiği ve onlar tara­fından bedahetle bilinen sünnetlerdir. Hiçkİmsenin İnkar ede­meyeceği ya da tevil veya İçtİhadla reddetme yetkisine sahip olmadığı sünnetlerdir. Bildiğimiz farz namazların beş olduğu, sabah namazının iki, akşam namazının üç ve geri kalan diğer vakitlerin dört rekat olduğu, her rakaün kendi içinde kıyam, kı­raat, rükû ve iki secdeye şamil olduğu gibi Peygamber (S.A.V.)'den günümüze kadar amel edilegelen ve bilinen hususları buna örnek vermek mümkündür. İşte Peygamber (S.A.V.)'in Sünneti buna denir. Sünnetin hadisleri de kuşatacak şekilde kullanılması sonradan oluşmuş bir ıstılahtır. [584]

Ahad hadisler hakkında da şöyle diyor: "Herkes kendisine göre rivayet ve delâlet bakımından sahih olan âhâd haberlerle amel eder. Ancak bütün ümmetin, haberi kabul eden şahsı taklid ederek onun bütün ümmet için bağlayıcı genel bir teşri olduğu söylenemez.[585]



[576] Ebu Reyye, Advâun ale's-Sünne, 405-406

[577] Mecelletu'l-Menâr, 9: 929-930

[578] Mecelletu'l-Menâr, 10:511

[579] es-Sünne ve Mekânetuha, 42 Nedvî'nin  "Tahkîku Ma'na's-Sünneti ve Beyânu'l-Hâceti Ueyhâ" adlı eserine bir takdim yazması da onun eski gö­rüşlerinden vazgeçtiğini gösteriyor.

[580] İkinci baskıda Ahmed Emin'in Girişine bakınız. Burada kitabın ilk baskısı­nın 1929'da yapıldığını belirtilmektedir. Şu an elimizde bulunan 1969'a ait onuncu baskısında da aynı tutarsızlıklar var.

[581] Sibâî, es-Sürme ve Mekânetuha, 213

[582] ibâî, es-Sünne ve Mekânetuha, 214

[583] Ebu Reyye, Aduûn ale's-Sünne, 404

[584] Ebu Reyye, Advûn ale's-Sünne, 406-407

[585] Ebu Reyye, Advûn ale's-Sünne, 407 Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 248-251.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mısır
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:48:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mısır rüya tabiri,Mısır mekke canlı, Mısır kabe canlı yayın, Mısır Üç boyutlu kuran oku Mısır kuran ı kerim, Mısır peygamber kıssaları,Mısır ilitam ders soruları, Mısırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes