Konu Başlığı: Kavilerin Tabi Tutulduğu Dakik Tasnif Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Eylül 2011, 13:11:59 5. Kavilerin Tabi Tutulduğu Dakik Tasnif Hazimî, dört muhaddis İmamın aradığı şartlan anlatırken şunları kaydeder: "Bu şartlardan hiçbiri herhangi bir imamın ağzından alınmış değildir. Buniar, imamların tutumlanndan ve kitaplarından yapılan inceleme sonucu tespit edilen şartlardır. [Bu çerçevede yapılan tasnife göre] raviler beşe ayrılır: 1-AIdığı hadisleri çok iyi koruyup pekiştiren [zabt ve itkan) ve hadis aldığı hocaya çokça eşlik eden 2-Aldığı hadisleri çok iyi zaptedip pekiştirdiği halde hocasına az eşlik eden 3-İkinci maddede belirtilenin aksine davranan 4-Aldığı hadisleri az zaptedip hocasına az eşlik eden 5-Zaptı ve hocasına eşlik durumu az olmanın ötesinde cerhedilmesini gerektiren olumsuzlukları bulunan İmam Buharî, birinci maddede zikredilen vasıflan taşıyan bütün ravilerden hadis almaktadır. İkinci sırada yer alanlardan bazılarını seçme yoluna gidip geride kalanları tamamen terketmektedir. Müslim, birinci ve ikinci sıradaki bütün ravilerden hadis almakta, üçüncü derecedeküer konusunda seçici davranmaktadır. Geri kalanlan ise terketmektedir. Ebu Davud, dördüncü sıradakilerden; Tirmizî ise, beşinci siradakilerden de hadis alıp rivayet etmektedir. (Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun.)" Hazimî'nin ifadeleri burada sona ermektedir. İmam Muhammed Enver el-Keşmîrî, Feyzu'1-Bârî (1/34) adlı eserinde şunları kaydeder: "Hazimî, burada adı geçen imamlann ihtiyaç durumunda bu derecelere kadar inip bu mertebede bulunan ravilerden hadis aldıklannı ve bu mertebeden daha aşağı derecede bulunan ravilere başvurmadıklarını ifade ediyor. Mesela Buharî'nin ikinci derecenin altındaki bir raviye, Müslim'in üçüncü derecenin altındaki bir raviye, Ebu Davud'un dördüncü derecenin altındaki bir raviye hadis almak için başvurmadığını, Tirmizî'nin ise beşinci derecedeki bir raviye de başvurduğunu ifade etmek istiyor. Bu ifadeler, imamlann sadece bu derecedeki ravilerden hadis alıp, daha üstün vasıfları taşıyan ravilerden hadis almadıktan anlamına gelmez.[482] Burada konuyla ilgili Hafız İbni Hacer'in, Takrîbu't-Tehzîb adlı kitabının giriş kısmında zikrettiği farklı bir tasnife de yer vermek istiyoruz: Hadis ravüeri, gerek cerh ve ta'dil ve gerekse kabul ve redd bakımından sahip oldukları derecelere göre on iki mertebeye aynlırlar: 1-Sahabe 2-"Evseku'n-nâs" (İnsanlann en güveniliri) gibi ism-i tafdîl kipiyle pekiştirilerek övülenler ya da "sika"-"sika" örneğinde olduğu gibi kendisine ait vasfın aynen tekrar edildiği yahut "sika, hafız" örneğinde görüldüğü üzre hakkındaki niteleyici vasfın mana bakımından tekrar edildiği kimseler 3-"Sika", "mutkin" veya "sebt" gibi sadece bir kiple anlatılan raviler 4-Az bir farkla üçüncü derecedeki ravilerin altında bulunanlar. "Sadûk, lâ-be'se bihi, leyse bihi be'sun" kiplerinden biriyle nitelenenler gibi. 5-Az bir farkla dördüncü derecedeki ravilerin altında bulunanlar. "Sadûkun seyyiu'1-hıfz" veya "sadûkun yehimu" ya da "lehu evhâmun" yahut "yuhtiu" veya "tegayyere bi-âhirih" vasıflarından biriyle nitelenenler gibi 6-Pek azı dışında rivayet ettiği hadis bulunmayan, bununla birlikte terkedilmeyi gerektiren bir özellik de taşımayan ve "mutâbi"i bulunmak şartıyla kabul edileceği belirtilen aksi takdirde "leyyinu'l-hadis" olarak nitelenen kimseler. 7-Kendisinden birden fazla kişinin rivayette bulunduğu ancak hakkında tevsik bulunmayan, "mestur" ve "meçhulüTl-hâl" olarak nitelenen kimseler. 8-Güvenilir kimselerin tevsik etmediği ancak hakkında gerekçesi belirtilmeyen kapalı bir taz'îfin bulunduğu ve "zayıf" olarak nitelenen kimseler. 9-Kendisinden sadece bir kişinin rivayette bulunduğu, hakkında tevsik bulunmayan ve "mechûl" olarak nitelenen kimseler. 10-Hiçbir şekilde tevsik edilmemekle beraber bazı özelliklerden dolayı taz'îf edilen ve hakkında "metruk" veya "metrûku'l-hadîs" ya da "vahidu'l-hadis" yahut "sakıt" ifadesi kullanılanlar. 11-Yalanİa itham edilip hakkında "muttehem" veya "muttehemun bi'l-kizb" İfadesi kullanılanlar. 12-Yalan veya uydurmada bulunduğu söylenen ve hakkında "kezzâb" veya "vazzâ1" ya da "yadau" yahut "mâ ekzebehu" gibi ifadelerin kullanıldığı kimseler. Ahmed Şakır, "el-Bâisu'l-Hasîs" (s. 106) adlı eserinde bu tasnifi aktardıktan sonra şunları kaydeder: "Sahabeden sonra ikinci ve' üçüncü mertebede yer alanların hadisleri sahih olup birinci dereceden addedilir. Bu nitelikteki hadislerin geneli Buharı ve Müslim'de yer almıştır. Dördüncü derecede yer alan ravîlerin hadisleri ikinci derecede sahih addedilir. Tirmizı'nin "hasen" olarak niteleyip Ebu Davud'un hakkında sükût ettiği hadisler bunlardır. Geriye kalan diğer ravilerin aktardığı hadisler ise reddolunur. Ancak beşinci ve altına dereceden ravilerin aktardığı hadislerin bir kaç kanaldan gelmesi durumu müstesna. Bu durumda hadis, müteaddit tarikler vesilesiyle kuvvet kazanır ve "hasen li-gayrih" seviyesine çıkar. Yedinci mertebeden sonuncuya kadar olanlar ise zayıftır. Bunların zayıflığı, münkerden mevzûya kadar derecesine göre farklılık arzeder.[483] Kanaatimce tahkîk açısından en uygun olan görüş yedinci, sekizinci ve dokuzuncu derecede olan hadislerin de tarik sayısına göre kuvvet bukıp "hasen li-gayrih" seviyesine çıkabileceğini öngörmektir. Yukarıda verdiğimiz tasnifler ışığında iki nokta aydınlanmış olmaktadır: 1-Hadis alimlerinin, ravilerin hal ve konumu hakkında sahip oldukları sağlam ve dakik (derin) bilgi 2-Dört hadis imamının ravide aradığı şartlar ve rivayette bulundukları kimseler hakkında izledikleri metod[484] [482] Muhammed Enver el-Keşmîrî, Feyzu'1-Bârî, 1/34 [483] Ahmed Şakır, el-Bâisu'l-Hasîs, s. 106 [484] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 200-203. |