Konu Başlığı: Hadis Metnine Taalluk Eden Konular Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Eylül 2011, 13:10:46 B. Hadis Metnine Taalluk Eden Konular 1. Hadîsin Metin ve Mana Bakımından İncelenmesi Bir önceki bölümden anlaşıldığı gibi muhaddis imamlar, ravileri cerh ve ta'dîl açısından ince bir değerlendirmeye tabi tutmuşlardır. Ravilerin durumlanna ilişkin akıllara şaşkınlık verecek derecede mükemmel kurallar ve ölçüler vaz'etmişlerdir. Bu alanda tebarüz eden zeki sımalar ve parlak meleke sahibi muttaki şahsiyetler birbirleriyle yarışmıştır. Onlar, rical tenkidi konusunda istenen hedeflerin en güzelini gerçekleştirdiler. En ince ve doyurucu sonuçlara vardılar. Senet ve raviye ilişkin bu çalışmaların yanısıra, onlar başka bir esası daha ikame ettiler. Onlar, sahih hadisleri, sahih olmayanlardan, güçlü rivayeti zayıfından ayıran kuralları koydular. Bu kurallar, sened tenkidinden tamamen müstağni olmamakla birlikte önem bakımından ondan geri değildir. Hatta bazen hadisin değerlendirilmesinde nihâî kriter olmaktadır. Genelde metin tenkidi olarak isimlendirilen bu esas için -Ebu Gudde'nin belirttiği gibi- hadisin metin ve mana bakımından incelenmesi {sebru metni'I-hadîs ve ma'nâhu) demek daha uygundur.[485] A. Metin ve Mana Tetkikinin Sahabe Döneminde de Varolup Daha Sonra Muhaddisler Tarafından Sistemleştirilmesi Muhaddislerin ıstılahında metin tenkidi olarak ifade edilen husus, sahabe döneminde bilinmekteydi. Sahih-i Müslimin giriş kısmında şunlan okumaktayız: İbni Abbas (r.a.), Hz. Ali'nin yargıya dair verdiği hükümleri isteyip ondan bazı bölümleri yazmaya başladı. Karşılaştığı bazı şeyler hakkında şöyle diyordu: "Allah'a yemin olsun ki, Ali ancak haktan saparak böyle bir hüküm verebilir. Aksi taktirde böyle bir hüküm vermesi mümkün değildir. Görüldüğü gibi bu haberde sahabeden alim bir zat, gelen rivayetleri yanındaki mahfuz ve güvenilir rivayetlere arzetmekte uyanı kabul, uymayanı reddetmektedir. Hatta Raşid halifelerden ilhama mazhar olmakla bilinen Ömer b. el-Hattâb'ın İbni Abbas'tan daha önce geldiğini söylemek mümkündür. Müslim, Sahîhinde büyük tabiîn alimi Ebu İshak es-Sebîî el-Hemedânî el-Kûfî'nin şöyle dediğini rivayet eder: "Büyük tabiîn fakihi Esved b. Yezid'Ie mescid-i a'zamda oturuyorduk. Şâ'bî, Fatıma binti Kays'ın hadisini aktardı. Bu hadise göre kocası Fatıma'yı üç talakla boşamış, Allah Rasûlü de Fatıma'ya mesken ve nafaka tayin etmemişti. Şâ'bî'nİn bu hadisi rivayet etmesi üzerine el-Esved bir avuç çakıl alıp ona doğru attı ve şöyle dedi: Yazıklar olsun sana, böyle şeyleri hadis olarak rivayet ediyorsun? Ömer [b. Hattâb] şöyle derdi: Peygamberimizin sünnetini unutup unutmadığını bilmediğimiz bir kadının sözünden dolayı rabbimizin kitabını terketmeyiz. Aksine bu durumda olan bir kadına mesken ve nafaka hakkı vardır. Nitekim Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: "Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali müstesna, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar.[486] Bu iki rivayetten de anlaşıldığı gibi metin tetkiki {sebr) hadisin Kur'an'a ve güvenilir-mahfûz hadislere arzedilmesi esasına dayanır. Ulema, hiçbir tevile sığmayacak tarzda olup Kur'an'm sarih delâletine veya sahih ve sabit sünnete aykırı düşen hadisleri ya zayıf ve metruk olarak nitelemiş ya da uydurma ve geçersiz bir hadîs olarak değerlendirmiştir. İmam Evzâî şöyle der; "Bir hadisi dinlediğimizde onu, sahte dirhemin sarrafa arzedilmesi gibi ashabımıza arzederdik. On-lann kabul ettiği hadisleri alır, terkettiklerini bırakırdık.[487] İşte temelleri tâ sahabe döneminin başlarında atlan bu tenkit yöntemi [sebru'İ-metn), muhaddisler tarafından sistematize edilip, hadisin kabulünde vazgeçilmez bir şart olarak ele alınmıştır. [488] Bundan dolayı muhaddisler, sahih hadisi tanımlarken, hadisin metin bakımından şaz ve illefli olmamasını şart koşmuşlar. Keza mevzu gördükleri hadisleri reddederken, metnin uydurulduğuna delalet eden karineleri esas almışlar. Mesela hadisin mana bakımından basit veya Kitap ve Sünnetin kat'î naslarına ya da icma veyahut akla, his ve müşahedeye yahut tarihî gerçekliğe ters olması veya Alİah Rasûlü'nün ağzından çıkması muhtemel olmayan mübalağaları yahut küçük bir fiile büyük azap takdir eden ya da bir amele büyük bir sevap vaadeden aşın ifadeler içermesi bu karinelerden sadece bazılarıdır.[489] İmam îbni Dakîk el-îyd, hadisin mevzu olduğuna delâlet eden karinelere işaret sadedinde şunları kaydeder: "Muhaddisİer çoğu kez rivayet edilen hadis metnine dönük bazı hususlardan hareketle hadisin mevzu olduğuna hükmederler. Bunun nedeni de şudur: Onlar nebevi lafızlarla çokça hemhal olduklarından nebevi ifadelerle İlgili ruhanî bir durum ve güçlü bir meleke kazanırlar. Bu meleke sayesinde hangi la-fizlann Peygamber ifadesi olabileceğini, hangisinin olamiyacağını bilirler."[490] [485] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 203. [486] Talak, 1; Zerkeşî'nin eİ-İcâbe !i İradi mâ İstedrekethu Aişetu ala's-Sahabe, adlı eserinde bu türden pekçok güzel örnek bulunmaktadır. [487] İbni Ebi Hatim er-Râzî, 1/1:21; er-Râmehurmuzî, el-Muhaddisu'i-FasıI, 318; Bağdadî, el-Kifâye, 431 [488] Mevzu' hadislerle ilgili literatür için Abdulvahhab Abdullatîf ve Abdullah Muhammed es-Sıddîk'İn tahkikiyle yayımlanan Tenzîhu't-Şeriati'l-Merfûa adlı eserin giriş kısmına bakılabilir. Muhakkik Abdulvahhab Abdullatîf, burada değişik dönemlerde yazılmış ve sadece mevzu hadisleri konu edinen yirmi küsur eseri tanıtmaktadır. Mevzuatla alakalı literatürün sadece mevzu hadislere tahsis edilen eserlerle sınırlı olmadığına dikkat etmek gerekir. Genel başlıklı hadis kaynaklarında da en az bu kadar belki de bundan daha fazla bi' malzemenin var olduğu gözardı edilmemelidir. Mevzuat literatürünün aynı zamanda metin tenkidi literatürü içerisinde yer aldığını da hatırda tutmak gerekir. Metin tenkidiyle İlgili literatürü aynı başlık ("metin tenkidi" başlığı) altında aramanın yanlış olduğu açıktır. Zira sözkonusu ettiğimiz anlamda "metin tenkidi" terkibi daha ziyade modern dönemlerde şöhret bulmuş bir terkiptir. Hatta bu nedenle Abdülfettah Ebu Gudde gibi hadisçiler, bunun yerine "hadisin mana bakımından incelenmesi" (sebru ma'na'I-ha-dis) başlığının seçilmesinin daha uygun olacağını belirtmişlerdir. Mevzuat kitaplarının yanısıra müçtehid imamların telif ettiği, hadislerin metin ve sened bakımından incelendiği geniş fıkıh mecmuaları, usûlü'd-din alimlerinin yazdığı eserler, fakih muhaddislerin yazdığı kitap ve şerhler ve dilci muhaddislerin hadislerdeki garîb lafızları, tashif ve hataları açıklayan kitapları da metin tenkidi literatürünün diğer kısmını oluşturmaktadır. Geniş bilgi için bkz. Muhammed Tâhir el-Cevâbî, Cuhûdu'l-Muhaddisîn fi Nakdi Metni'I-Hadîsi'n-Nebeuîyyi'ş-Şerîf. 1986, Tunus -Çeviren- [489] Bkz. e!-Menâru'l-Münîf; Tenzîhu'ş-Şerîa; Lemehât min Tarihi's-Sünne adlı kftabın son kısımları [490] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 204-206. |