> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hanefi Fıkhı > Hidaye Tercümesi > Oruç
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Oruç  (Okunma Sayısı 2736 defa)
06 Mayıs 2010, 16:41:51
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 06 Mayıs 2010, 16:41:51 »



Hidaye Tercümesi / Oruç

Hilâli Görmenin Hükmü.
Hem Kaza Hem Keffareti Gerektiren Şeyler
Bir Fasıl
(Adanan Oruçlar Hakkında Bir) Fasıl


ORUÇ BAHSİ



(Oruç -tutulması gerekli olan ve olmayan oruçlar olmak üze­re- iki kısımdır. Tutulması gerekli olan oruçlar da iki kısım olup bir kısmı -Ramazan orucu ve kişinin tutmasını nezrettiği belli bir günün orucu gibi- belli bir zamana has olan oruçlardır. Bu oruç için de geceden niyet getirmek gerekiyorsa da, şayet kişi daha gece iken niyet getirmeyip, ancak sabah ile güneşin tepeden sağa doğru kayması arasındaki zaman içinde niyet getirirse kâfi gelir.) İ m a m -1 Şafiî: -Kâfi gelmez» demiştir. Bilmek gerekir ki Ramazan orucu farzdır. Zira Cenâb-ı Hak; -Size oruç farz kılındı» ([1]) buyurmuştur. Ayrıca Ramazan orucunun farziyeti hakkında icma´ vardır. Bunun, için. Ramazan orucunun farziyetini inkâr eden kimse kâfir olur. Adan­mış olan oruç ise vâcibtir. Zira Cenâb-ı Hak: Adaklarını yerine getirsinler» ([2]) buyurmuştur. Ramazan ayı oru­cunun vücûbuna sebep Ramazan ayıdır. Bunun içindir ki Ramazan orucuna ramazan orucu denilir ve her ramazan ayı geldikçe oruç tut­mak gerekir. Ramazan ayından her bir günü tutmanın vücûbuna da sebep o günün gelmesidir. Adanmış olan orucu tutmanın vücû­buna da sebep adanmış olmasıdır. Orucun sıhhati için şartlardan biri -Allah izin verirse açıkla­yacağımız üzere- niyettir. Geceden getirilmeyen niyetin kâfi gel­mediğini söyliyen tmam-ı Şafiî´ nin delili;

-Oruca geceden niyet etmiyenin orucu yoktur» ([3]) hadisidir. îmam-ı Şafiî akli yönden de : -Geceden niyeti getirilmeyen orucun başı niyetsiz geçtiği için sahih değildir. Çünkü niyet şarttır. Başı sahih olmayınca geri kala­nının da sahih olmaması lâzım gelir. Zira vâcib olan oruç parçala­namaz. Fakat sünnet olan oruç isteğe bağlı olduğu için Öyle değil­dir» demiştir. Biz ise, bir a´rabinin -Ben akşam, hilâli gördüm» di­ye şahidlik etmesi üzerine Peygamber Efendimizin (Sallallahü Aley­hi ve Sellem) buyurduğu; -İçinizde bir şey yemiş olanlar varsa bundan sonra yemesinler, yemi-yenlerde oruç tutsunlar- ([4]) hadisine dayanıyoruz. Zira bu hadis tevil kabul etmiyecek derecede açıktır, tmam-ı Şafii´ nin dayandığı hadis ise -Orucundan niyetsiz geçen kısmın sevabı yok­tur» mânâsına mahmuldür veyahut -Geceden beri oruç tutmaya ni­yet etmiyenin orucu yoktur» mânâsındadır. Akli yönden de biz diyo­ruz ki: O gün oruç günü olduğu için, eğer daha önce bir şey ye­memiş ise bunu -sünnet olan oruçta olduğu gibi- oruç niyetini getirmekle oruca çevirebilir. Elverir ki günün çoğu daha varken ni­yet getirmiş olsun. Çünkü bir şeyin çoğu o şeyin tamamı hükmün­dedir. Fakat namaz ile bac öyle değillerdir. Zira namaz ile haçta çeşitli rükünler bulunduğu için bunlara başlarken niyet getirmek ge­rekir. Kaza orucu da öyle değildir. Çünkü geçen orucu kaza etmek için belirli bir gün yoktur. Kişi hangi gün tutarsa orucunu kaza et­miş olur. Bunun için geceden niyet getirmesi gerekir, öğleden son­ra getirilen niyet de Öyle değildir. Zira günün çoğu gittiği için ta­mamı gitmiş sayılır.

Sonra metinde geçen -Sabah ile, güneşin tepeden sağa doğru kayması arasındaki zaman içinde- tâbiri K u d u r i´ nin ifadesi­dir. el-Camiussağiyr´de ise -gün daha yarı olmadan- şeklinde geç­mektedir, ki en sahihi de budur. Zira günün çoğu daha varken ni­yet getirmenin şart olduğuna göre, günün yarısı, sabahtan güneşin tepeden sağa doğru kaymasına kadar değil, tepeye yükselinceye ka­dardır. Bunun için güneş daha tepeye tam yükselmemişken niyet getirmek gerekir. Sonra bu hükümde biz Hanefilere göre yolculukta olan ve ol­mayanlar arasında fark yoktur. Zira dayandığımız hadiste herhan­gi bir ayırım yapılmamıştır. İmam Züfer ise: «Yolculukta veyahut hasta olan kimse için Ramazanda oruç tutarken geceden niyet getirmek şarttır» demiştir.

Orucun bu çeşidini, yani -Ramazan orucu gibi- belli bir za­mana mahsus olan oruçları, mutlak niyetle, nafile niyetiyle ve vâ­cib olan bir başka orucun niyetiyle de tutmak caizdir. İ m a m -1 Şafii -Nafile oruç niyetiyle tutmak caiz değildir. Çünkü nafile niyetini getirmek, Ramazanda farz olan orucu tutmamak mânâsına gelir. Tutulması gereken oruç ise, farz olan Ramazan orucudur. Bu­nun için bu kimsenin tuttuğu oruç ne Ramazanın farzı yerine geçer, ne de nafile olur» demiştir. İmam-ı Şafii´ nin mutlak niye­tin cevazı hakkında ise iki kavli vardır. Biz diyoruz ki Bir odada tek bir kimse bulunduğu zaman, o kimseyi arayanlar onu kendi, adıy­la çağırmayıp da bir başka adla da çağırsalar nasıl onu buluyorlar­sa. Ramazanda da Ramazan orucundan başka bir oruç bulunmadığı için ramazanda oruç tutan kimse, bir başka adla da olsa ramazan oru­cunu tutmuş olur.

îmam Ebû Yûsuf ile imam Muhammed´e göre bu hükümde yolculukta olan, olmayan, sağlam veya hasta olan kimseler arasında fark yoktur. Çünkü yolculukta veya hasta olan kimseler -zorluk çekmesinler diye- Ramazanda oruç tutmayabi­lirler. Şayet zorluğa katlanıp tutmak isterlerse, o zaman kendileriy­le diğerleri arasında fark kalmaz. Jmam Ebû Hanife ise: -Eğer hasta veya yolculukta olan kimse. Ramazanda bir diğer va­cibin niyetiyle oruç tutarlarsa, o diğer vacibi tutmuş olurlar. Zira diğer vâcib kendileri için daha önemlidir. Çünkü Ramazan orucu­nu, mazeretleri ortadan kalkıncaya kadar erteleyebildikleri halde kendilerine vâcib olan diğer orucu imkân buldukça tutmak zorun­dadırlar.» demiştir. İmam Ebû Hanife, hasta veya yol­culukta olan kimsenin Ramazanda nafile niyetiyle oruç tutması hak-

kmda kendisinden gelen iki rivayetten birine göre: «Nafile orucunu Ramazan orucundan önemli olmadığı için tutmak caiz değildir» de­miştir. (Tutulması gerekli olan orucun ikinci kısmı -kazaya kalmış Ra­mazan orucu, zamanı tayin edilmeden adanan oruçlar ve kefaret orucu gibi- kişinin boynuna borç olan oruçlardır. Bu oruçlar için geceden niyet getirmek şarttır. Aksi takdirde sahih olamazlar.) Zi­ra bu oruçların belli bir zamanı olmadığı için başlamadan önce za­manlarının belirtilmesi gerekir, ki bu da niyetle olur.

(Tutulması gerekli olmayan nafile oruçlara gelince: Bunları ge­ceden niyet getirmeden de tutmak caizdir.) imam Malik, metni yukarıda geçen «Oruca geceden niyet etmiyenin orucu yok­tur» hadisindeki itlaka dayanarak : «Caiz değildir» demiştir. Bizim ise delilimiz H z . A i ş e (Radıyallâhü anhâ) ´nın hadisidir. Riva­yete göre bir gün Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem) eve teşrif buyurduğunda H z . A i ş,e ´ ye -Yanınızda yiyecek bir şey var mı?» diye sormuş ve H z A i ş e : (Radıyallâhü anhâ) :Hayır, deyince: -Öyleyse ben oruçluyum» ([5]) buyurmuş­tur. Şayet kişi öğleye kadar-niyet getirmeyip ancak öğleden sonra oruca niyet ederse, günün çoğu niyetsiz geçtiği için caiz değildir. Iraam-ı Şafii: «Caizdir ve niyet getirdiği andan itibaren oruçlu sayılır» demiştir. Çünkü ona göre nafile olan oruç parçalan­mayı kabul eder. Zira nafile olan oruç isteğe bağlı olduğu için, ki­şi ne zaman tutmaya niyet ederse -daha önce bir şey yememiş ol­mak şartı ile- niyet ettiği andan itibaren ona sevap hâsıl olur.[6]



Hilâli Görmenin Hükmü



(Şaban ayının yirmi dokuzuncu akşamı hilâli aramak gerekir. Eğer hilâl görülürse oruç tutulur. Hava kapalı olup hilâlin görülme­sine imkân bulunmazsa o zaman Şaban ayı otuz gün olarak tamamIanır ve ondan sonra oruca başlanır.) Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) : «Hilâli gördüğünüzde oruca başlayın. Hilâli gördüğünüzde oru­cu bırakın. Şayet hava kapalı olup hilâli göreme zs eniz. Şaban ayını otuz gün olarak tamamlayın- ([7]) buyurmuştur. Hem de hilâl gö­rülmediği zaman asıl, ayın daha bitmemiş. olmasıdır. Bunun için bir delil bulunmadıkça ayın bittiğine hükmedilemez. Delil de ancak hi­lâlin görülmesidir.

(Şek günü, yani Ramazanda olduğu kesin olarak bilinemeyen Şabanın otuzuncu günü Ramazan diye oruç tutulamaz. Ancak eğer istenirse nafile olarak tutulabilir.) Zira Peygamber Efendimiz (Aley­hi´s-salâtü ve´s-selâm) «Ramazandan olduğu kesin olarak bilinemeyen gün oruç tutula­maz. Meğer nafile niyetiyle tutulsun» ([8]) buyurmuştur.

Şek günü oruç tutmanın beş şekli vardır.

1- Ramazan orucu niyetiyle tutmak. Bu oruç mekruhtur. Zira yukarıda geçen hadiste bu oruçtan nehyedildiği gibi, bu orucu tutan kimse, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudilerin yaptıkları gibi oruç günlerinin sayısını kendisi arttırmış olur. Bununla beraber şayet o günü Ramazan orucu niyetiyle tutar ve ondan sonra o günün Ra­mazandan olduğu anlaşılırsa, kendisi için ramazan orucu olur. Çün­kü Ramazan ayına yetişmiş ve oruç tutmuştur. Eğer tuttuktan son­ra gününü tamamlamadan orucunu bozarsa -Ramazandan olduğu­nu kesin olarak bilemediği için- kendisine kaza lâzım gelmez.

2- Bir başka vacibin niyetiyle tutmak. Bu da -yukarıda ge­çen hadise binaen- mekruhtur. Fakat bunun keraheti önceki oru­cun keraheti kadar değildir. Sonra, eğer Ramazandan olduğu anla­şılırsa yine de kendisi için ramazan orucu yerine geçer. Çünkü her ne kadar Ramazan orucu niyetiyle tutmamış ise de. o gün Rama­zan olduğu ve Ramazanda da başka bir oruç bulunmadığı için ge­tirmiş olduğu niyet Ramazan orucu niyeti yerine geçer. Eğer Şa­bandan olduğu anlaşılırsa -en sahih olan kavle göre- niyet ettiği diğer vacibi tutmuş olur. Zira her ne kadar, Ramazanı bir veya iki gün önceden karşılamaktan nehyedilmişse de, bu nehiy Ramazanı ramazan orucu ile karşılamaya mahsus olup başka oruçlara şamil değildir. Bunun için bu orucun mekruh da olmaması gerekirdi. Fa­kat görünürse hakkında nehiy bulunduğu için mekruh sayılmıştır.

3- Nafile orucu niyetiyle tutmak. Bu ise -yukarıda geçen ha­dise binaen- mekruh değildir. îmam-ı Şafii: -Eğer kişinin tutmasını âdet ettiği güne rastlamazsa mekruhtur demiş ise de, bu hadis unun görüş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Oruç
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:10:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Oruç rüya tabiri,Oruç mekke canlı, Oruç kabe canlı yayın, Oruç Üç boyutlu kuran oku Oruç kuran ı kerim, Oruç peygamber kıssaları,Oruç ilitam ders soruları, Oruçönlisans arapça,
Logged
03 Eylül 2016, 14:10:42
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 03 Eylül 2016, 14:10:42 »

Esselamu aleykum.Rabbim hakkiyla orucunu tutan ve allahin rahmetine kavusup crnnet ehli olacak kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes