> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hanefi Fıkhı > Hidaye Tercümesi > Gusül
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gusül  (Okunma Sayısı 2421 defa)
10 Mayıs 2010, 16:43:06
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 10 Mayıs 2010, 16:43:06 »



Hidaye Tercümesi / Gusül

Abdest Ve Gusülde Kullanilmasi Caiz Olan Ve Olmayan Sular
Kuyular Hakkında.
Artıklarla Diğer Bazı Şeylerin Hükmü Hakkında Bir Fasıl


GUSÜL BABI



(Gusülde ağız ve burnun içleri ile vücudun hepisîni yıkamak farzdır.) İmam-ı Şafiî´ye göre ağız ile burnun içini yıka­mak sünnettirler. Çünkü Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); On şey fıtrat (yani sünneUtendir» ([1]) diye buyururken ağız ile burnun içini yıkamayı o on şeyden saymış­tır. Bunun içindir ki bunlar abdestte de sünnet olmuşlardır. Biz ise; «Eğer cünüp iseniz temizlenin- ([2]) diye buyurulmuştur. Temizlenmek ise, suyun ulaşabildiği vücudun her ye­rini yıkamakla olur. Fakat abdest öyle değildir. Çünkü onda yüzün yıkanması emredilmiştir. Ağız ve burnun içleriyle yüzleşme olmadı­ğı için bunlar yüzden sayılmazlar. Yukarıda geçen hadis de kişinin abdestsiz olduğu zamana mahmuldür. Zira Peygamber Efendimiz bir hadiste. «Bunlar cünüplükten yıkanmada farz, abdestte sünnettirler.» ([3]) buyurmuştur.

(Gusletmek istiyen kimsenin, önce ellerini, sonra avret yerlerini yıkaması, sonra -eğer vücudu üzerinde bir necaset varsa- o neca­seti gidermesi, sonra -ayakları dışında- namaz için abdest alır gi­bi bir abdest alması sonra suyu başına ve vücudunun diğer yerle­rine -üç defa- dökmesi, sonra durduğu yerden ayrılıp ayaklarını yıkaması sünnettir.) Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sel­lem)´in eşi Hz. Meymûne (Radıyallâhü anhâ) Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)´in bu şekilde guslettiğini ri­vayet etmiştir. Kişinin yıkandığı yerden ayrılıp ondan sonra ayakla­rını yıkamasının sebebi: Çünkü yıkandığı yerde biriken suyun için­de ayaklarını yıkamasının bir faydası yoktur. Şayet yıkandığı yer yüksek olduğu için orada su birikmiyorsa, o zaman ayaklarını yıka­mayı sonraya bırakmaz. Üstüne su dökmeden önce vücudu üzerin­deki necaseti gidermesinin sebebi de, necasetin suyun değmesiyle yu-muşayıp vücudun diğer yerlerine dağılmasını önlemektir.

(Kadının, guslederken saç örgülerini açması gerekmez.) Zira Pey­gamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), eşi Ü m m ü Se­leme (Radıyallâhü anhâ)´ya; «Suyun, saçının dip­lerine ulaşması sana yetmez mi?- ([4]) buyurmuştur. Sahih olan kav­le göre kadına, saç örgülerinin içini ıslatması da gerekli değildir. Fa­kat sakalın içini ıslatmak -bir zorunluk bulunmadıkça- gerekir.[5]



Guslü Gerektiren Şeyler De Şunlardır.




1-
İster erkek, ister kadın, ister uyanıkken, ister uykuda ol­sun, kişiden meninin atarak ve şehvetle çıkması.) İ m a m -ı Ş â-f i î´ ye göre meninin çıkması ne şekilde olursa olsun gusîü gerek­tirir. Zira Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);Su ancak sudan (yani gusül ancak meniden) lâzımgelir.- ([6]) buyurmuştur.

Biz diyoruz ki: Cenâb-ı Hak. cünüp olan kimseye yıkanmayı emir buyurmuştur. Cünüplüğün de sözlük anlamı meninin şehvetle çık­masıdır. Nitekim Araplar »Falanca adam cünüp oldu- dedikleri za­man -Kadınla cinsel ilişkide bulundu- demek isterler. î m a m-ı Şafii´ nin dayandığı hadis de meninin şehvetle çıkması haline mahmuldür. Zira hadisteki ikinci «su- kelimesi amm olup mezi, ve-di ve şehvetle çıkan ve çıkmayan menilerin ikisine şâmil bulundu­ğundan, bu mânâda kalması mümkün değildir. O halde ondan mu­rat, en has mânâsı olan şehvetle çıkan menidir.

Sonra, imam Ebû Hanife ile İmam Muham-m e d´ e göre muteber olan, meninin şehvetle yerinden aynlması- dır. İmam Ebû Yûsuf´a göre ise, şehvetle çıkması da şart­tır. Zira gusül lâzımgeimek -hem şehvet ve hem de meninin çık­ması olmak üzere- iki şarta bağlıdır. O halde bu iki şart bir ara­da olmayınca hüküm terettüp etmez. İmam Ebü Hanife ile İmam Muhammed ihtiyatlı davranarak ekseriyeti na­zara almışlardır. Zira meni şehvetle yerinden ayrılınca ekseriyetle şehvetle çıkar da, şehvetle yerinden ayrılıp da, şehvetsiz olarak çık­ması çok ender vâki olur. Bunun için ihtiyatın gereği, her iki durum­da da gusül lâzım gelmesidir.

2 –
(Erkek ile kadının tenasül uzuvlarının birbirine rastlaması.) Zira Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); «İki sünnet yeri birbirine rastlayıp kertik kaybolunca -meni in­sin inmesin- gusül lâzım gelir- ([7]) buyurmuştur. Ayrıca, iki tena­sül uzvu birbirine rastlarken –ekseriyetle- meni çıktığı için olabi­lir ki çıkar da, kişi farkında olamaz. Bunun için, meni çıkmasa bi­le, guslü gerektirmede iki tenasül uzvunun birbirine rastlaması, me­ninin çıkması yerine kâim olmuştur. Erkek zekerinin bir başkası­nın makadına da girmesi guslü gerektirir. Çünkü bu da meninin çık­masına kuvvetli bir sebeptir. Bu durumda yapana gusül lâzım gel­diği gibi, ihtiyatan yapılana da lâzım gelir. Fakat hayvanlarla veya hut insanın iki avreti dışında kalan diğer yerleriyle cima eden kim­seye -eğer menisi çıkmazsa- gusül lâzım gelmez. Çünkü bu hal­lerde meninin çıkmasına yolaçan sebep zaiftir.

3-
(Kadının aybaşı hali.) Zira Cenâb-ı Hak (Azze ve Celle) :i «Kadınlara, temizlenmedikçe yaklaşmayı­nız» ([8]) buyurmuştur.

4-
( Loğusalık.) Çünkü loğusalığın guslü gerektirdiğinde icma vardır. (Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Cuma, iki bayram ve Arefe günlerinde ve ayrıca ihrama girerken gusletmeyi sünnet kılmıştır.) K u d u r i´ nin sünnet dediği bu gusüllere ki­misi müstahap demiştir, imam Muhammed de Cuma gus-!ü hakkında -İyidir- tabirini kullanmıştır, t m a m Mâlik de;«Cuma namazına gitmek istiyen kimse gus­letsin ([9]) hadisine dayanarak Cuma guslünün vâcib olduğuna kail olmuştur. Biz ise; «Kim ki Cuma günü abdest alırsa, çok güzel bir şey yapmış olur ve kim ki guslederse, onun yaptığı, daha üstün sevaphdır- ([10]) ha­disine dayanıyoruz. Zira bu hadis ile taarruz eder gibi görünen imam Mâlik´in hadisi ya nedbe mahmuldür, ya da mensuh-tur.

imam Ebû Yûsuf´a göre Cuma gusiünün sünnet ol­ması Cuma namazı içindir ve sahih olan görüş budur. Çünkü na­mazın fazileti vaktin faziletinden daha üstündür. Hem de temizlik namazın şartıdır. Hasan İbn-i Ziyad ise: -Cuma gus-lünün sünnet olması Cuma gününün fazileti içindir- ([11]) demiştir.

Cuma gününde olduğu gibi bayram günlerinde de biraraya ge­len insanların birbirlerinin kir kokusundan rahatsız olmamaları için gusletmek müstahaptır. Arefe günü ile ihrama girerken gusletme­nin niçin sünnet olduğunu -Allah izin verirse- Hacc menâsiki bah­sinde anlatacağız.

(Mezi ile vedinin çıkmasından dolayı gusül lâzım gelmez. Bun­ların çıkması ile sadece abdest bozulur.l Çünkü Peygamber Efen­dimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)-Erkeklik gücüne sahip olan herkes mezilenir. Me-ziden sadece abdest almak gerekir» ([12]) buyurmuştur. Vedi, bevil den sonra çıkan kalın bir vebildir. Bunun için o da bevil hükmün­dedir. Meni, beyaz, kalın ve çıkması ile şehvet kırılan bir sudur. Mezi de beyazımsı ve ince olup erkek, kadınla öpüşüp oynaşırken çıkan bir sudur. Bu tarifler H z. Â i ş e (Radıyallâhü anhâ) ´dan gelmiştir.[13]



Abdest Ve Gusülde Kullanilmasi Caiz Olan Ve Olmayan Sular


{Dere, çeşme, kuyu, deniz ve yağmur sulan ile abdest alınabi­lir ve gusül edilebilir.) Zira Cenâb-ı Hak;

-Biz göklerden temizleyici bir su indirmiş bulunuyoruz- ([14]) bu­yurmuştur. Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de; -Su temizleyicidir ve onun rengini, ya da tad veya kokusunu de­ğiştirmedikçe hiç bir şey onu necis kılmaz» ([15]) ve deniz hakkında da; «O, suyu temizleyici ve murdarı helâl olan şeydir- ([16]) diye buyurmuştur. -Su- da denildiği zaman ondan yukanda geçen sular anlaşılmış olur.

(Ağaç ve meyvalardan sıkılıp çıkarılan sular ise abdest ve gusül-de kullanılamaz,) Çünkü bu tür sulara yalnız -su- denilemez ve su bulunmadığı zaman teyemmüm etmekle emrolunmuşuzdur. Bu tür sular, hakiki ve hükmi necasetleri gidermede suyun gördüğü işi gör­dükleri için suya her ne kadar kıyas edilebiliyorsa da, abdestsizli-ğin ne hakikî ve ne de hükmi bir necaset olmayıp abdest uzuvlarını yıkama vücubunun taabbüdi olduğundan onda nassm dışına çıkıla­maz. Fakat budanmış üzüm ağacından damlayan su ile-1 m a m Ebû Yûsuf´un «Cevami-inde söylediğine göre — abdest alı­nabilir. Çünkü bu, sıkma ile elde edilen bir su değildir. Kuduri, sıkmayı şart koşmakla buna işaret etmiştir,

(Sirke, çorba, etsuyu, gülsuyu, sulu sebze yemekleri ve diğer içecekler gibi, başka şeylerin karışması ile su özelliğini yitiren su­larla abdest alınamaz.) Çünkü bunlara su denilemez. Sulu sebze yemeklerinden maksat, sebzenin, içinde pişmesiyle suyu kalınlaşmış olan yemeklerdir. Zira ateşe koymaksızm içindeki sebzenin rengini alan su ile abdest alınabilir.

(Sel suları gibi, bulanık veyahut, içine süt, safran, sabun gibi yabancı ve fakat necis olmayan bir maddenin karışması ile vasıf­larından biri değişen bir su ile abdest ve gusül alınabilir.) 1 m a m -1 Şâfiİ (Allah rahmet eylesin) :

«Safran suyu ve benzeri gibi, toprak cinsinden olmayan bir şe­yin, içine karışması ile rengi değişen su ile abdest alınamaz. Zira bu suya «su- denilemez. Nitekim ona -su» değil, «Safran suyu- de­nilir. Fakat toprak cinsinden olan herhangi bir şey öyle değildir. Çünkü su hiç bir zaman topraktan an olamaz» demiştir. Biz diyo­ruz ki :

Safran ve benzerinin karışması ile su, suluktan çıkmadığı gibi onun -ayran, sirke ve çorba gibi- «Su»dan başka bir adı da yok­tur. Ona «Safran suyu- dememiz, «Kuyu» veya -Çeşme suyu» deme­miz kabilindendir. Suyun kuyu veya çeşmeye izafesi suya nasıl su­luktan başka bir vasıf kazandırmıyorsa,, bu da Öyledir. Bir de, suyu topraktan korumak mümkün olmadığı için, ona az miktarda kan­san ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gusül
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:42:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gusül rüya tabiri,Gusül mekke canlı, Gusül kabe canlı yayın, Gusül Üç boyutlu kuran oku Gusül kuran ı kerim, Gusül peygamber kıssaları,Gusül ilitam ders soruları, Gusülönlisans arapça,
Logged
14 Haziran 2015, 19:08:40
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 14 Haziran 2015, 19:08:40 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Gusul alınan suyun ve ortamın  temiz olması gerekir.Akıntının olduğu suda gusul alınabilir.Ama durgun su da yada pislik bulaşmış yerde gusul olmaz.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes