> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hayatüs Sahabe >  Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu  (Okunma Sayısı 1794 defa)
07 Eylül 2010, 09:50:16
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 07 Eylül 2010, 09:50:16 »




Amr İbn As ve Halid Bin Velid´in Müslüman Oluşu

- Amr İbn As şöyle anlatıyor: “Biz Ahzab gününde Hendek savaşından Mekke’ye döndüğümüzde Kureyş’ten benim gibi düşünen bazı kimseleri bir araya getirdim. Onlar beni dinlerlerdi. Onlara:

‘Biliyorsunuz ki, Muhammed’in işi gittikçe kuvvetleniyor, hem de korkunç bir şekilde güçlenmektedir. Ben bu konuda birşey düşünüyorum. Acaba siz ne dersiniz?’ diye sordum. Onlar da

‘Görüşün nedir?’ dediler. Ben de

‘Beraberce gidelim Necaşi’ye sığınalım, onun yanında olalım. Eğer Muhammed bizim kavmimize galib gelirse biz Necaşi’nin yanında kalırız. Ve onun ellerinin altında olmamız Muhammed’in elinin altında olmamızdan daha sevimli gelir bize. Eğer kavmimiz galib gelirse zaten biz o kimseleriz ki kavmimiz bizi tanıyor. Onlardan bize ancak hayr gelebilir’ dedim. Arkadaşlarım bunun tek görüş olduğunu söylediler. Bunun üzerine ben:

‘O halde, Necaşi’ye vereceğimiz hediyeleri derleyiniz’ dedim. Hicaz bölgesinden Necaşi’nin hoşuna gidecek hediyelerin başında tabaklanmış deri malzemeleri vardı. Biz ona birçok deri topladık. Sonra Mekke’den çıkarak Necaşi’ye vardık. And içerim, biz onun yanında iken Amr bin Ümeyye ed-Damri, Necaşi’ye geldi. Hz. Peygamber Amr’ı, Necaşi’ye Cafer ve arkadaşları için göndermişti. Amr Necaşi’nin yanına girdi, sonra da çıktı. Arkadaşlarıma dedim ki:

‘Bu zat Amr bin Ümeyye’dir. Eğer Necaşi’nin yanına girip de onu bana teslim etmesini istesem, o da onu bana verse, onun boynunu vursam! Bunu yaptığım takdirde Kureyş kendilerine bir mükâfat verilmiş gibi kabul ederler. Çünkü ben Muhammed’in elçisini öldürmüş oluyorum.’

Böylece ben Necaşi’nin huzuruna girdim. Daha önce yaptığım gibi secde ettim. O da:

‘Dostum Amr’a merhaba!’ dedi, ‘Bana memleketinden bir hediye getirdin mi?’ Ben de

‘evet’ dedim, ‘ey kral! Sana birçok deriler getirmişimdir’. Sonra o derileri Necaşi’ye takdim ettim, hoşuna gitti, bunlar onun arzu ettikleriydi. Sonra dedim ki:

‘Ey kral! Ben yanından çıkan bir kişi gördüm. O, bize düşman bir kişinin elçisidir. Onu bana ver ki öldüreyim, çünkü o, bizim eşrafımızdan, ileri gelenlerimizden birçok genci öldürmüştür.’

Amr diyor ki: “Necaşi son derece öfkelendi. Sonra elini uzattı, eliyle burnuma vurdu. Zannettim ki burnumu kırdı. Eğer yer açılsaydı korkudan girerdim”. Sonra dedim ki:

‘Ey kral! Eğer hoşuna gitmeyeceğini bilseydim bunu senden istemezdim.’ Necaşi:

‘Kendisine, Musa’ya gelen en büyük Namus (Cebrail)un geldiği bir kişinin elçisini sana vermemi nasıl isteyebilirsin?’ Amr dedi ki:

‘Ey kral! Gerçekten böyle midir?’ Necaşi:

‘Azab olasıca, ey Amr. Beni dinle de ona tabi ol. Çünkü o, Allah’a yemin ediyorum, hak üzerindedir ve kendisine mukavemet edenlere, tıpkı Hz. Musa’nın Firavun ordusuna galib geldiği gibi, galib gelecektir’ dedi. Ben:

‘O halde, onun namı hesabına İslâm üzerine benimle biat eder misin?’ dedim. Necaşi evet dedi ve elini uzattı. İslâm üzerine Necaşi’ye biat ettim. Sonra arkadaşlarımın yanına çıktım. Fikrim daha öncekine göre değişmişti. Müslüman olduğumu arkadaşlarımdan gizledim. Sonra Hz. Peygamber’e doğru, müslüman olmak için, yola çıktım. Yolda Halid b. Velid’e rastladım. Bu hadise Mekke fethinin biraz öncesindeydi. O da Mekke’den geliyordu. Ona:

‘Ey Eba Süleyman (Halid b. Velid’in künyesi), nereye gidiyorsun?’ dedim.

‘Andolsun, iş açığa çıkmış ve başarıya ulaşmıştır. Kesinlikle o kişi peygamberdir. Gideceğim ve müslüman olacağım. Sen daha ne zamana kadar inat edeceksin?’ dedi. Ben de ona

‘Andolsun, ben de ancak müslüman olmak için geldim’ dedim. Halid’le beraber Medine’ye, Peygamber’e vardık. Halid benden önce müslüman oldu, biat etti. Sonra ben:

‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben geçmiş günahlarımın affedilmesi üzerine -ki gelecekleri de bilmiyorum- seninle biat ediyorum’ dedim. Hz. Peygamber

‘Ey Amr! Biat et ki, İslâm, İslâm’dan önceki bütün günahları silip süpürür. Hicretten önceki herşeyi hicretin sildiği gibi’ dedi. Ve Rasûlullah’a biat ettikten sonra geri döndüm”[1]

- Yine Amr İbn As şöyle anlatıyor: Sonra yoluma devam ederek Mekke ile Taif arasında Hidde denilen yere vardım. Baktım ki benden önce iki kişi oraya gelmiş bir çadıra girmek üzereydiler. Birisi çadıra girmişti, diğeri de iki deveyi tutmaktaydı. Dikkat edince onun Halid b. Velid olduğunu anladım. Ona nereye gittiğini sordum. Dedi ki:

‘Muhammed’e gidiyorum. Halk İslâm dinine girdi. İşe yarayanlardan müslüman olmayan hiç kimse kalmadı. Allah’a yemin ederim, eğer biraz daha durursak, kelerin deliğinden çıkarıldığı gibi bizi yerimizden çıkaracak’. Dedim ki:

‘Ben de Muhammed’e müslüman olmaya gidiyorum’. Sonra Osman b. Talha dışarı çıktı. Bana merhaba dedi. Hepimiz aynı yerde konakladık. Sonra beraberce Medine’ye kadar gittik. Ebu Utbe kuyusunda karşılaştığım bir kişinin “ey Rebah, ey Rebah, ey Rebah” diye bağırmasını hiç unutmayacağım. Biz bunu hayra yorarak yürüdük. Sonra o bize baktı. Şöyle dediğini duydum:

‘Mekke bu iki kişiden sonra dizginini attı!’ Zannediyorum o zat Halid b. Velid’le beni kastediyordu. Süratle geriye dönerek mescide gitti. Zannettim ki bizim geldiğimizi Rasûlullah’a bildirerek müjde verecektir. Durum da zannettiğim gibi çıktı. Develerimizi el-Harre denilen yerde çöktürdük. Güzel elbiselerimizi giydik. Sonra ikindi ezanı okundu. Biz Rasûlullah’ın huzuruna girdik. Yüzü pırıl pırıl parlıyordu. Etrafındaki müslümanlar da bizim müslüman olmamıza sevindi. Halid b. Velid benden önce Rasûlullah’a vararak biat etti. Sonra Osman b. Talha biat etti. Sonra da ben vardım. Andolsun huzuruna oturduktan sonra hayadan dolayı gözlerimi açıp da yüzüne bakamadım. Ona geçmiş günahlarımın affedilmesi şartıyla biat ettim. Fakat gelecek günahlar hatırıma gelmedi. Hz. Peygamber de “İslâm daha öncekini silip süpürür. Hicret de daha öncekini siler” dedi. Andolsun, biz müslüman olduktan sonra Rasûlullah’ın mühim bir işi çıktığı zaman mutlaka benimle ve Halid’le istişare ederdi”[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbn İshak (Amr İbn As’dan); Bidaye, IV/142. (Bu hadisi İmam Ahmed ve Tabarani de Amr’dan benzer ibaretle nakletmiştir. Heysemi IX/351 (İki rivayetin ravileri de sikadır.)

[2] Bidaye, IV/237 (Beyhaki, Vaki’den)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/142-144.




HALİD B. VELİD’İN MÜSLÜMAN OLUŞU


- Halid b. Velid şöyle anlatıyor: Allah bana hayrı irade ettiği zaman kalbime İslâm’ı attı. Aklım başıma geldi: Dedim ki, bütün bu savaşlarda Muhammed’in karşısında çarpıştım. Hangi savaşa girmişsem neticede faydasız bir işin peşinde olduğumu idrak ettim. Ve Muhammed mutlaka galib gelecektir, kanaâti de bende yerleşmiştir. Hz. Peygamber Hudeybiye’ye geldiğinde müşriklerden oluşan bir süvari birliğiyle beraber çıktık. Gassan denilen yerde Rasûlullah ile karşı karşıya geldik. Onun karşısında durduk. Ona taarruz etmek istedim. O, ashabına öğle namazını kıldırıyordu. Onlara hücum etmek istedik. Fakat kalbimize bu azim de gelmedi. Bu da hayırlı oldu. Peygamber bizim niyetimizi anlamış olacak ki ashabına ikindi namazını korku namazı olarak kıldırmıştı. Bu da bizim kalbimize ayrı bir etki yaptı. Ve dedim ki:

‘Herhalde Allah tarafından taarruz etmemize izin verilmedi’. O bizim yanımızdan uzaklaşarak üzerinde bulunduğumuz yolun sağ tarafına yöneldi. Kureyşlilerle Hudeybiye’de barış yapıp Kureyşliler de onu Kâbe’yi ziyaret etmekten menedince kendi kendime dedim ki,

“O halde ne kaldı? Nereye gideyim? Necaşi’ye mi gideyim? Muhammed’e tabi olmuş arkadaşları onun yanında emin bir şekilde yayılıyorlardı. Herakl’e mi gideyim? Dinimden çıkıp hristiyanlık veya yahudiliğe girmek durumunda kalırım. Arap olmayan bir milletin içinde duracağım, benimle beraber kalan aile efradımla evimde yaşayacağım”. Ben bu halde iken Hz. Peygamber hükme bağlanan umre için Mekke’ye geldi. Ben Mekke’den ayrıldım. Onun Mekke’ye girişini görmedim. Kardeşim Velid b. Velid onunla beraberdi. O da hükme bağlanan umreye gelmişti. Beni aramış, bulamayınca bana bir mektub bırakmıştı. Mektubta şöyle yazıyordu:

“Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla!

Bundan sonra, senin aklın olduğu halde İslâm’ı bir türlü anlamayışına hayret ediyorum. Bundan daha hayret verici bir şey görmedim. İslâm gibi bir dini senin gibi bir insan nasıl tanımaz. Allah’ın Rasûlü seni benden sordu:

“Halid nerede?” dedi. Ben de dedim ki:

“Allah onu getirir!” Hz. Peygamber bana dedi ki:

“Halid gibi bir insan nasıl İslâm’ı tanımaz? Eğer bu çalışmasını, cihadını müslümanlarla beraber yapsaydı onun için daha hayırlı olurdu. Elbette onu başkasına takdim ederdik”. Ey kardeşim, öyleyse kaybettiğin şeyleri bâri bundan sonra kazanmaya gayret et”.

Halid diyor ki: “Kardeşimin mektubu elime geçtiği zaman Medine’ye gitmek için daha süratli davrandım ve İslâm’a olan rağbetim arttı. Rasûlullah’ın beni sorması hoşuma gitti. Rüyamda sanki dar ve kıtlık içinde olan bir memlekette idim. Orayı bırakır, yemyeşil ve geniş bir memlekete gittim. Medine’ye vardığımda dedim ki bunu Ebubekir’e sorayım. Ebubekir bana,

“Senin o çıkışın Allah’ın seni İslâm’a hidayet etmesidir. O sıkıntı ise şirktir”. Halid der ki:

“Hz. Peygamber’e gitmek kararını artık tamamen verdiğimde, benimle beraber arkadaş olarak peygambere kim gelecektir? diye sordum. Saffan bin Ümeyye ile bir araya geldik. Ona:

‘Ey Eba Vehb! Bizim durumumuzu görmez misin? Biz dişler gibiyiz, yani azız. Muhammed hem Araplara hem de Acemlere galib geldi. Eğer Muhammed’e gitsek de ona tabi olsak ne güze...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:24:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu rüya tabiri, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu mekke canlı, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu kabe canlı yayın, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu Üç boyutlu kuran oku Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu kuran ı kerim, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu peygamber kıssaları, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşu ilitam ders soruları, Amr İbn As ve Halid Bin Velid in Müslüman Oluşuönlisans arapça,
Logged
12 Ocak 2019, 18:57:48
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 12 Ocak 2019, 18:57:48 »

Esselamu aleyküm Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Ocak 2019, 15:38:37
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 13 Ocak 2019, 15:38:37 »

Esselamu aleyküm.Binler selam binler rahmet islam ile şereflenmiş peygamber efendimizi sevindirmiş onun yolunda gidip islama hizmet etmiş olan Halid Bin Velid ve Amr İbn As a olsun inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes