Konu Başlığı: Vehhabîlik Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2011, 22:51:58 Vehhabîlik Arap Yarımadasında Necd dolaylarında Muhammed bin Abdilvehhab (1703-1791) tarafından kurulan Vehhabîlik, bugün Suudî Arabistan'ın resmî mezhebi durumundadır. Mısır, Hindistan, Afrika ve diğer bazı İslâm ülkelerinde taraftarları vardır. Vehhabî ismi, kurucusunun hayatında muhalifleri tarafından verilmiştir. Bugün de aynı isimle anılan Vehhabîliğe, Türk tarihinde Haricîlik hareketi olarak bakılmıştır. Muhammed bin Abdilvehhab, İbn Teymiye'nin bazı fikirlerini aşırılaştırarak uygulamaya koyduğunu iddia eder. Ancak, itikad ve amelde Vehhabîlerin yeni bazı esaslar benimsemesi, onlara müstakil bir mezhebin mensubu olma hüviyetini kazandırmıştır. Muhammed bin Abdilvehhab, Riyad yakınındaki Der'iyye'de emir Muhammed bin Suûd'la anlaşarak Vehhabî hareketinin siyasî temelleri atılmıştır (1157/1744). Böylece siyasî güç kazanan Vehhabîlik hareketine karşı, onun esaslı bir mesele olduğunu anlayan Osmanlı padişahı II. Mahmud (1808/1839), işin hallini Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya havale etmiştir. Bir takım mücadelelerden sonra, Suud hanedanından Abdülaziz bin Suud, 1901'de Vehhabî devletini ihya etmiştir. 18 Eylül 1932'de genişleyen devletin adı “Suudi Arabistan Krallığı” olmuştur. Vehhabîlik inancını kuran Muhammed bin Abdilveh-hab'ın görüşlerinin temelini, tevhid anlayışı meydana getirmekte olup, şirk, bid'at, şefaat ve diğer görüşleri hep bu temel inanca dayanır. Sadece Allah'a ibadet edilir ve yalnız O'ndan yardım istenir. Allah'tan başkasına ibadet nasıl şirk ise, Allah'tan başkasından yardım istemek, başkasına dua ve yemin etmek de şirktir. Velilerden ve nebilerden yardım istemek caiz de|ifdir. Allah ile kul arasına ibadet ve amellerden başka kimse giremez. Onlara göre amel imandan bir cüzdür, dolayısıyla farzlardan birini terk eden kimse dinden çıkar. Allah'ın kitabı ve Resulünün sünnetinde bulunmayan bir şeyi (bid'at) ortaya koyan kimse mel'undur ve ortaya koyduğu da reddedilir. En korkunç ve hatta şirk olarak görülen bid'atların başında mezarlar, türbeler ve bunları ziyaret gelir. Mezarları yükseltmek, taşla örmek ve çevirmek caiz ise de, çok yükseltmek, süslemek asla caiz değildir. Bu konuda aşırı gidip bazı türbe ve mezarları yıktıklarından, kendilerine “Mabed Yıkıcıları” adı bile verilmiştir. Sevap umarak, Hz. Peygamberin kabrini dahi ziyaret edip orada ibadette bulunmak yasaktır, şirke vesile olur. Mezar ziyareti puta tapıcılığa vesile olabilir. Camilerin süslenmesi, kubbe ve minare yapılması bid'attir. Ayrıca namazların camide cemaatle kılınması gerekir. Tütün ve sigara içmek çirkin ve kötü şeylerdendir. Vehhabîler, vakıf müesseselerini de batıl saymışar, girdikleri İslâm şehirlerindeki bilhassa Mekke ve Medine'deki büyük Osmanlı evkafını dağıtmışlar ve talan etmişlerdir. Vehhabîler, tasavvuf ve kelama da karşıdırlar. Bu yüzden, bu ilimleri okullarda okutmazlar. Müteşabih âyetleri asla tevil etmezler, ictihad kapısını açık tutarlar. Zaman geçtikçe Vehhabîlerin prensiplerinde bazı yumuşamalar olmuştur. Teknolojinin ortaya koyduğu araçları kullanmakta olup, sinema gibi eğlence yerleri açmışlar, bankalar kurmuşlar, kızları okullara kabul etmişlerdir. Vehhabîlik hareketi İslâm dünyasında büyük yankılar uyandırmış ve bazı yerlerde şiddetli tepkilere yol açmıştır. Hac için Mekke'ye gelenler Vehhabîliği öğrenerek kendi memleketlerine taşımak suretiyle Arabistan dışına da yaymışlardır. Vehhabîlik, çeşitli şekillerde isimlendirilmiştir. Bazılarına göre bu hareket, “modernist, reformcu, yenilik ve hürriyetçidir. Bazılarına göre, Hanbelîlik ve Haricîlik karışımıdır. Diğerlerine göre ise, Zahirilikten doğmuştur. Kur'ân ve Sünnete dönüş gibi her müslümanın benimseyceği anlayışı, zulüm ve taassub aracı kılmaları Vehhabîlere gösterilen tepkinin başlıca sebebidir. |