> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hayatın İçinden Fıkıh >  Şia ve kolları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şia ve kolları  (Okunma Sayısı 3364 defa)
24 Şubat 2011, 13:39:16
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 24 Şubat 2011, 13:39:16 »



2- ŞİA VE KOLLARI


İmamiye
 

Hz. Peygamber'in vefatından sonra Hz. Ali ve sırasıyla onun onbir oğlunu Allah'ın emri, Peygamber'in tayini ve vasiyeti ile meşru imam kabul eden ve böylece oniki imama inanmayı dinin aslına dahil bir rükün olarak gören Şiâ koludur. Bugün Şiâ denince, genellikle bu fırka anlaşılır. Bunlara, oniki imam kabul ettiklerinden dolayı İsna-Aşeriye (onikiciler), imamlara inanmayı imanın şartlarından birisi olarak gördük­lerinden İmamiye, itikad ve ibadette İmam Cafer es-Sadık'ın görüşlerine dayandıklarınadan dolayı Caferiye de denilmiştir.

İmamiye Şiâsına göre, 328/940'tan sonra, bütün mese­le ve müesseseler Ehl-i Beyt rivayetlerini esas alan ravilerin görüşlerine dayandırılmış, özellikle İmam Muhammed el-Bakır ile Cafer es-Sadık'tan geldiği rivayet edilen fikirler benim­senmiştir. İmamiyye, İran'da hüküm süren Safevîler devrinde 16.yüzyılın başından itibaren resmî mezhep haline gelmiştir.

Uzun bir ilmî tahsilden sonra yetişen müctehidler, Kur'an ve Sünnet'ten İmamiye inanışına göre hüküm çıkarma gücüne ulaşırlar. Resmî bir imtihan olmaksızın, risaleler ve kitaplar yayınlayarak veya vaazlar ve ilmî münazaralara katılarak, taraftar ve talebe kazanmaya başladığı gibi, başarı durumuna göre sırayla Huccetülislam, Ayetullah ve nihayet Ayetullahi'l-Uzma unvanlarını alır. Bunlar, ulema da denen müctehidler arasındaki manevî bir sıralanmadır.

İmamiye mezhebinin itikad alanındaki değişik görüşlerinden birisi, Mutezile gibi, Kur'an'ın mahluk olduğunu kabul etmesidir. Onlara göre, Allah, ahirette kesinlikle görül­meyecektir. Eğer görülebilseydi, zaman ve mekana muhtaç olurdu. Bu meselede de Mutezile gibi düşünmekle beraber, akla değil, Kur'ân ve Sünnet'e dayandıklarını belirtirler. İlk Şiî yazarlardan bazıları, Kur'an'ın bugün elimizdeki nüsha olduğunu kabul ederken, diğerleri bugünkü Mushaf'ı kabul eder görünerek, Hz. Ali evladında el-Cami denilen ve Hz. Peygamber'in arşınıyla yetmiş arşın uzunluğunda, Hz. Pey­gamber tarafından Hz. Ali'ye yazdırılmış bir sahife bulun­duğunu ileri sürerler. Bunlardan bir kısmı, Kur'an'ın aslında onyedi bin âyet olduğunu, bugün elde bulunan 6263 âyet dışındakileri, Hz. Ali'nin topladığı şekilde Ehl-i Beyt'in yanında saklı olduğunu savunurlar. Bütün bunlar asılsızdır. Ancak, İmamiye inanışı ve Hz. Ali ile evladı adına Kur'ân'ı yorumlama hususunda aşırı bir gayret içindedirler ve tamamen farklı bir tefsir anlayışları vardır.

İmamiye'nin yalnızca kendilerince benimsenmiş saha­benin, Ehl-i Beyt'in ve İmamların rivayetlerine dayanarak benimsedikleri ayırımcı bir Sünnet anlayışı vardır.

İmamiye'ye göre, iman, usul-i dinden olan imamete inanmakla tamamlanabilir. Onlar, nübüvvet nasıl Allah'tan bir lütuf ise, her asırda peygamberin vazifeleriyle vazifelenmiş, insanların hidayet ve irşadlarını üstlenmiş bir imamın varlığına inanırlar. Hz. Peygamber, Allah'ın vahyi ile Hz. Ali'yi halife tayin etmiş ve bunu, o damadı olduğu için değil, ilahî hüküm gereği yapmıştır. Zaten o, halife tayin etmeseydi, peygamberlik vazifesini tamamlamış olamazdı. Hz. Ali ve onu izleyen onbir imam, Allah'ın ilminin hazinesi, vahyinin açıklayıcıları ve tevhidinin rükünleridir. Bu İmamlar, hata ve yanlışlardan korun­muşlardır (masumdur). İnsanlar din ve dünya işlerinde onlara başvurmak zorundadır. Onların onikincisi, Mehdi-i Muntazar (beklenen Mehdi) olup, halen sağdır ve kıyametin kopma­sından önce zulümle dolmuş dünyayı adaletle doldurmak için gelecektir. Bu bakımdan Mehdi'nin zuhur edeceğine de inan­mak gerekir.

İmamiye'ye göre, dinin beşinci aslı ve dolayısıyla inanç esaslarından olan adalet, Allah'ın âdil, kulun da iradesinde ve fiillerinde hür ve muhtar oluşudur. O'nun iyiye iyiliğine karşılık mükafat, kötüye kötülüğüne karşılık ceza vermesi, adaletinin zorunlu bir gereğidir. Kul, fiillerinde hür ve seçimlidir, zorlama yoktur. İmamiye'ye göre, ölenlerin bir bölümünün öldükleri şekilde dünyaya getirileceğine, böylece de bir bölüğün yükseltileceğine, diğerlerinin alçalılacağına (reca) inanmak da gerekir. Onlara göre, insan, can ve malını kurtarmak için, gerçekte sahip olduğu görüş ve inancını saklayabilir veya aksini gösterebilir (takıyye). Onlar bu esaslarını, yerli yersiz alabildiğine kullanırlar. Bunun için nerede gerçeği yaptıkları, nerede gizledikleri kolaylıkla bilinmez.

İmamiye'ye göre, öğle-ikindi ve akşam-yatsı namazları bir arada kılınabilir. Vitir namazındaki Kunut duaları farklıdır. Ezanda bazı farklılıklar vardır. Teravih namazının cemaatle kılınması meşru değildir. Yolculukta dört rekatlı farz namazları iki rekat olarak kılmak şarttır. 48 km.'de yolcu olunur. Mest üzerine kesinlikle meshedilmez. Temiz ayaklar abdest alırken meshedilir, temiz değilse yıkanır. Yüzü ve kolları iki kere yıkarlar ve yeniden suya değdirmeden başı meshederler. Secde temiz toprak veya topraktan bitmiş yenilmeyen nesne­ler üzerine yapılır. Halı, kilim, yaygı vb. ne secde edilmez. Eller göbeğin üstünde bağlanmayıp, yanlara salınır. Namazların ikinci rekatında, fatiha ve sureden sonra eller semaya doğru kaldırılarak dua edilir. Yolculuk sırasında oruç tutulamaz.

İmamiye'ye göre, geçici olarak evlenmek (mut'a) caizdir. Bu durumda kadının evlilik süresinin ve ücretin belirli olması şarttır. Sürenin bitiminden sonra veya tarafların karşılıklı anlaşmasıyla süreden vazgeçilmesi üzerine ayrılık meydana gelir. Mut'a nikahından doğan çocuk, babaya aittir ve baba­sının mirasına hak kazanır. Mut'a nikahıyla evlenen kadın ve erkek, birbirlerinden miras alamazlar.

Bütün bu inançlarına rağmen, İmamiye ehl-i kıble olmakla birlikte Ehl-i Sünnet'e göre ehl-i bid'at mezheplerden birisi ve İslâm dünyasında bir ayrılık unusuru meydana getirdiği kabul edilmektedir.


 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şia ve kolları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:51:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şia ve kolları rüya tabiri, Şia ve kolları mekke canlı, Şia ve kolları kabe canlı yayın, Şia ve kolları Üç boyutlu kuran oku Şia ve kolları kuran ı kerim, Şia ve kolları peygamber kıssaları, Şia ve kolları ilitam ders soruları, Şia ve kollarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes