> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hayatın İçinden Fıkıh > Vacip oluşu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vacip oluşu  (Okunma Sayısı 3139 defa)
26 Şubat 2011, 15:40:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 26 Şubat 2011, 15:40:50 »



 

B- Vacip Oluşu:


İmamiye (Oniki İmam) Şiası ve İsmailiye, talâkın şahitsiz olabilmesi görüşüne karşı çıkmış, şahit tutmanın talâkın sıhhati için şart olduğunu belirtmiştir. et-Tabersî, Talâk: 65/2 âyetin­de, talâka şahit tutulmasının emredildiğini, ehli beyt imamla­rından da böyle rivayet edildiğini, âyetteki emrin vücup anlat­tığını ve talâkın sıhhatinde şart olduğunu belirtir. Şahit tutma emri, talâkın inşası ve ric'atin cevazı belirtildikten sonra gelmiştir. Uygun olan, her ikisine de yönelik bir emir olmasıdır. Şahit tutmanın, Allah'a ve âhiret gününe inananların bu durumdan ders alacaklarıyla temellendirilmesi, bu emri destek­lemiş ve güçlendirmiştir. Ayrıca aklen de bu böyledir. Evlen­menin başı ve sonu, benzer olmalıdır. Nasıl başında şahitler gerekiyorsa, sonunda da gerekmelidir.[132]

Şahit tutmanın vücubunu ve talâkın sıhhati için şart oluşunu, sahabeden Hz. Ali ve İmran bin Husayn, tabiinden İmam Muhammed el-Bakır ve İmam Ca'fer es-Sadık da benim­semiştir. Ayrıca Atâ, İbn Cureyc ve İbn Şirin de bu görüştedir.

Bu konuda dayandıkları delilleri şöylece sıralayabiliriz:

1) Kendisine talâkı soran birine Hz, Ali

“Allah'ın emrettiği gibi, iki dürüst şahit tuttun mu?” diye sormuş,

“Hayır” cevabını alınca,

“Haydi git, talâkın talâk değil” demiştir.

2) Ebû Davud'un [133]rivayetine göre, İmran bin Husayn'a, karısını boşayıp dönmüş, boşamasına veya ri'catine şahit tutmamış kişi sorulunca şu cevabı vermiştir: “Sünnete uygun olmayan biçimde boşadın, sünnete uygun olmayan biçimde döndün. Talâka da, ric'ate de şahit tut.” Buradaki “sünnet”, Rasulullah'ın sünneti anlamındadır.

3) Abdurrezzak'ın İbn Sirin'den nakline göre, şahitsiz boşayan birini sorana, İmran bin Husayn, şu cevabı vermiştir: “Ne kötü yapmış! Bid'at biçimde boşamış, sünnete uygun olmayan biçimde dönmüş. Talâkına da, ric'atine de şahit tutsun, Allah'tan bağışlanma dilesin”.

4) Muhammed el-Bâkır ve Ca'fer Sadık'ın şahitsiz talâkın geçersiz olduğuna dair sözleri nakledilir.

5) Yüce Allah âyette, “içinizden iki dürüst şahit tutun” buyurur. Allah şahit tutma emrini vermiştir. Hukuk dilinde açık emir, vücup anlatır. Açık emir bildiriminin müstehaplığa yorul­ması, hukuk geleneğinden dayanaksız bir kopuştur.

6) Suyûtî, ed-Durru'l-Mensûr'da[134], Atâ'dan şöyle dediğini nakleder: “Nikah şahitlerledir, talâk şahitlerledir, ric'at şahitlerledir”.

Ünlü Zahiri hukukçu İbn Hazm, talâkın şahitli olmasını savunur, şahitsiz olması durumunda Allah'ın çizdiği sınırların aşılmış olacağını belirtir.[135]

Çağdaş hukukçulardan Muhammed Ebu Zehra, boşan­mayı zorlaştıracağını, yerli yersiz boşamaları önleyeceğini ve gerektiğinde ispatı kolaylaştıracağını öne sürerek “elimizden gelse, Mısır'da, bu görüşün uygulamaya esas alınmasını tercih ederdik” görüşünü belirtmiştir.[136]

Nizâmu't-Talâk adlı eserinde talâkın şahitli oluşunu savunan Mısırlı yargıç Ahmed Muhammed Şakir'in görüşüne şiddetle karşı çıkan Muhammed Zahid el-Kevserî, şu görüşleri belirtir: “Yazarın, Talâk: 65/2 âyeti konusunda, hem talak, hem de ric'at için gerekli olduğuna dair İbn Abbas, Atâ ve es-Süddi'den nakledilen tefsire dayanarak, talak ve ric'atin sıh­hati için şahit tutmayı şart koşması, ehli sünneti kızdıran, İmamiye'yi de hoşnut etmeyen nevzuhur bir görüştür. “Kuş­kusuz işhâd âyeti, imsak ve mufârakat arasında seçim yapma emrinden sonradır. İşhâd emri, aynen imsak veya mufârakat emri gibidir. Şayet emir vücup için olsaydı, işhâdın bunlar, Allah'ın çizdiği sınırlardır” bölümünden sonra belirtilmesi gere­kirdi. (...) Âyâtte geçen imsak, ric'attir. Mufârakat ise, işhâdın gerçekleşebilmesi için iddeti bitinceye kadar kadını kendi haline bırakmaktır, talâkın kendisi değildir. İşhâd, ancak imsak ve mufârakat belirtildiği sırada âyette geçer. Ric'ate ve iddeti bitinceye kadar kadını kendi halinde bırakmaya, sırf kocanın iki hakkı olarak bakılırsa, hem onların sıhhati için, hem de talâkın sıhhati için işhâd şart koşulmaz. Şayet kastedilen, doğrudan talâka işhâd olsaydı, iddetin hesaplanması ve boşanan kadının evde ikameti gibi talâkın sonuçlarını saymadan önce, onları boşayın emrinin ardından, işhâdın belirtilmesi gerekirdi. Âyetteki ifadenin talâka işhâda yorulması, yerinde olmayan bir yorumdur. Bu da Kur'an belagatinin kabul etmediği bir durum­dur. Âyetin tefsiri konusunda İbn Abbas ve diğerlerinden nakledilen görüşte, senetlerinin sözgötürmesi bir yana, şart koşmayla ilgili bir anlam yoktur. Ayrıca âyette de, istinbat (fıkıh) ehlince muteber sayılan delalet yollarından hiçbirine göre şart koşma anlamı yoktur. İşhâdın, hemen imsak ve -talâk değil-mufârakattan sonra belirtilmiş olması, herhangi birinde işhâdın Şart koşulduğu anlamından uzaktır. Bilakis bu işlerden inkara yol açabilecek olanlar konusunda kanıt belirtme yolunu gösterir. Hatta âyeti derinlemesine düşünen ve bağlamını (siyakını ve sibakını) inceleyen, iddet bitiminde kocanın boşanan karısına karşı yükümlü olduğu borçları yerine getirmeye dair işhâdı işaret ettiğini anlar. Çünkü iyilikle mufârakat, iddet

bitiminde kocanın karısına ait hakkı yerine getirmesidir. Buna işhâd ise, talâka işhad gibidir. Çünkü bu, onun sonucudur. Bu da açıktır. İşhâd emri, tamamen kocanın üstüne düşeni yaptığını ispata imkan vermesi içindir. Talâkın sıhhatiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bütün bunlardan ortaya çıkıyor ki, işhâdın talâkta şart olduğunu savunmak, Kur'an, sünnet, icma ve kıyasa dayanmayan bir görüştür. (..) Kur'an'da çok önemli olmasına rağmen, nikaha işhâdı şart koşma durumundan sözedilmez. Talâk ve ric'at bundan daha önemli görülebilir mi? İmamların çoğu, nikahta şahitliği, sünnette yer alışı dolayısıyla savun­muştur. Hiçbiri talâkta işhâdı şart koşmamıştır. Bazılarından ric'atte işhâdı şart koştuğu nakledilse bile, ric'atte hakkın inkarı pek az düşünülebilir”.[137]

 

IV- Sonuç:
 

Çalışmamızda temel alınan Talâk: 65/2 âyeti, gerek ric'at, gerekse firkat eylemlerinde şahit bulundurmayı düzenlemiştir. Bu düzenlemenin zorunluluk (vücup) değil, iyilik (nedb) bildirdiğini savunan fukaha, alım-satımdaki şahitliğe kıyasla, şahitliğin ispatı kolaylaştırmada yararlı olacağını dü­şünmüştür. Bu, fıkıh usulü kuralları çerçevesinde doğru bir yaklaşım olarak görülebilir. Ancak ric'at ve talâkın şahitli oluşu, boşanmadan dönme ve boşanma iradelerinden doğan pek-çok hakkın korunmasını sağlamak ve ispatını kolaylaştırmak gibi pratik yararı bulunan sonuçlar doğurucu şekli bir durum­dur. Özellikle boşanmış kadının haklarını koruyucu özelliğe sahiptir. Ric'atin ve boşanmanın sıhhatiyle ilgili olmasa da, pekçok hakkın korunmasında ve ispatlanmasında sağlayacağı yararlar düşünülerek ric'at ve boşanma eylemlerinin şahitli oluşu, şekli şart olarak ele alınmalıdır. Nitekim Osmanlı hukuk mevzuatında ve uygulamasında, özellikle boşanmaların resmi kayıtlara geçmesini sağlayıcı gelişmeler olmuştur. Tanzimat öncesi dönemde, daha çok boşayan koca, bazan da boşa­nan kadın, durumunu mahkeme kayıtlarına geçirtmiştir.”[138] Daha sonraki düzenlemeler, evlenmeler gibi, boşanmaların da imamlar ve ruhani reislerce, nüfus idaresine bildirilmesini zorunlu kılmıştır.[139] Hukuk-ı Aile Kararnamesi (m. 110) ise, boşama durumunda kocanın keyfiyeti hakime beyan etmesi zorunluluğunu getirmiştir. Bütün bu gelişmelerden maksat, boşanma sonucunda doğacak hakların yerine getirilmesini sağlamaktır. Ric'at ve talakta şahit bulundurma, sözkonusu hakların ispat aracı olmak kakımından önemli bir şeklî durum olarak değerlendirilmelidir.

 

Kaynaklar                             
 

1. Aydın, Mehmet Akif, İslâm ve Osmanlı Aile Hukuku, İstanbul 1985,, s, 109-110, 142-144.

2. Aydın, Mehhmet Akif, İslâm ve Osmanlı Hukuku Araştır­maları, İstanbul 1996, s. 168-169.

3. Döndüren, Hamdi, Delilleriyle Aile İlmihali, İstanbul 1996, s. 450-452.

4. el-Cessâs, Ebu Bekir Ahmed bin Ali er-Râzî, Ahkâmu'l-Kur'an, Beyrut, ty. 3/455-6.

5. Ebu Hayyân el-Endelüsî, el-Bahrü'l-Muhît, Beyrut 1990, s. B. (8/282-283).

6. Ebu Zehra, Muhammed, el-Ahvâlu'ş-Şahsiyye, Kahire 1957, s. 368-369.

7. İbnü'l-Arabî, Ebu Bekir Muhammed bin Abdillah, Ahkâmü'l-Kur'an, Beyrut 1987, 4/1835-1836.

8. İbnü'l-Humâm, Fethü'l-Kadîr, Kahire 1316, 3/163-164.

9. İbn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, İstanbul 1333, 2/70-71.

10. İlkiyâ el-Herrâsî, Ahkâmü'l-Kur'an, Beyrut 1985, 2. B. (3-4/420).

11. Kâsânî, Ebu Bekir bin Mes'ud, Bedâiu's-Sanâi fi Tertibi'ş-Şerâi, Beyrut 1974, 3/181-183.

12. el-Kevserî, Muhammed Zahid, el-lşfâk alâ Ahkâmi't-Talak, Kahire, ty., Matbaatu Mecelleti'l-İslâm (Ahmed Muham-Şakir'in Nizâmu't-Talâk adlı eserine reddiyedir), s. 87-90.

13.el-Kurtubî, Muhammed bin Ali, el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'an, Beyrut 1988, 9 (17-18)/104-105.

14. Sabık, es-Seyyid, Fıkhu's-Sünnet, Kahire, ty, (2/220-222).

15. es-Sâbunî, Muhammed Ali, Revâiu'l-Beyân Tefsiru Ayâti'l-Ahkâm, Kuveyt 1971 (2/602-603).

16. es-San'ânî, Muhammed bin İsmail el-Emir, Subulu's-Selâm Şerhu Buluği'l-Merâm, Kahire, ty. (3-4/1099-1100).

17. Sıddık Hasan Han, Fethu'l-Beyân fi Mekâsıdi'l-Kur'an, Beyrut 1992 (14/183).

18. eş-Şâfiî, Muhammed bin İdris, Kitabü'l-Ümm, Buiak 1331  (2/226-227).

19. eş-Şevkânî, Muhammed bin Ali, es-Sumûtü'z-Zehebiyye el-Hâviye li'd-Dureri'l-Behiyye, yay. İbrahim Bâhasan Abdulmecid-İsmail bin Ali el-Ekva', Beyrut 1990, s. 167-168.

20. Taberî, Muhammed bin Cerir, Tefsir, Beyrut 1984, Darü'l-Fik...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vacip oluşu
« Posted on: 25 Nisan 2024, 16:02:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vacip oluşu rüya tabiri,Vacip oluşu mekke canlı, Vacip oluşu kabe canlı yayın, Vacip oluşu Üç boyutlu kuran oku Vacip oluşu kuran ı kerim, Vacip oluşu peygamber kıssaları,Vacip oluşu ilitam ders soruları, Vacip oluşuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes