๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hayatın İçinden Fıkıh => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2011, 22:49:27



Konu Başlığı: Kadiyanilîk
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2011, 22:49:27
Kadiyanilîk


Hindistan'da, Pencab-Kâdiyân bölgesinde, 19. yüzyılın sonlarına doğru, Mirza Gulam Ahmed (1839-1908) tarafından kurulmuş ve bütünüyle kıyametle ilgili haberlere dayanan bir mezheptir. Avrupalılar ve bu mezhebin taraftarları “Ahmediye” adını kullanırlar. Fakat taraftarlarının “Ahmediye Hareketi” dediği bu mezhep, İslâm dünyasında “Kâdiyânîlik” adıyla meşhur olmuştur. Ortaya çıkışı hakkında bazı farklı görüşler ileri sürülürse de, bu mezhep, müslüman yazarlara göre, İngilizler tarafından ortaya çıkarılmış bir harekettir. “Mehdi meselesinden doğan Kâdıyânîlik, Seyid Ahmed Han'ın “tabiatçı” ve “reforma” hareketinin tesirinde kalmıştır”

Kadiyanîlik, 1914'ten sonra Lahor ve Kadiyan kolu olmak üzere iki kola ayrıldı. Kadiyan kolunun merkezi, 1947'den sonra Rabva'ya taşınmıştır. Mevlana Muhammed Ali başkanlığında örgütlenen Lahor kolu, Gulam Almed'in pey­gamberlik ve mesihlik iddialarını reddeder, bunlar, İslâm'ın Avrupa ve Afrika'ya yayılması ve tanıtılması hususunda hayli faal olmuşlardır.

Kadiyanîlik, bugün Pakistan parlamentosunun 7 Eylül 1974'teki kararına göre, “İslâm dışı azınlık” olarak ilân edilmiştir. Ancak mezhebin kolları 1913'ten başlayarak Avrupa'da misyon kurmaya başlamış ve İngiltere, Hollanda, Almanya, Danimarka, İspanya, İsviçre, Güney Amerika ve Birleşik Devletler, Asya ve Pasifik Adalarında ve özellikle Afrika'nın hemen her bölgesinde etkin misyonlara sahiptirler. Bugün dünyadaki Kadiyanîlerin sayısı hakkındaki tahminler 2-10 milyon arasında oynamaktadır.

Kadiyanîlik, klasik /anlamda tam bir mezhep hüviyetini taşımamaktadır. Çünkü İslâm dininin doğrudan doğruya itikad ve siyaset konularına giren meseleleri hakkında değil, kıyamet ve ahir zaman rivayetleri ile ilgili bir takım ikinci derecedeki hususlar üzerinde önemle durmaktadır. Bu mezhebin temel görüşleri, Gulam Ahmed'in şahsını merkez alarak ortaya attığı “Müceddidlik” “mesihlik” ve “mehdilik” gibi, Sünnî, İslâm'da inanç alanına girmeyen hususlara istinad etmektedir. Kadiyan kolu Gulam Ahmed'in iddialarına inanmayanları tamamen mesnetsiz bir şekilde “kâfir” olarak görmektedir. Lahor kolu ise, Gulam'ın müceddid ve veli olduğunu, dolayısıyla ona inanma­yanların kâfir olmayacaklarını belirtir. Kadiyan koluna göre, kılıçla cihad devri artık geçmiştir, İslâm'ın yayılması cihad, kalem ve dua ile olmalıdır. Gulam'ın İngiliz emperyalizmi altında inleyen Hind müslümanları arasında “kılıçla cihad yoktur” şeklindeki iddiaları, oradaki müslümanların bağımsızlık faaliyet­lerine engel olmuş ve onun bu anlayışı, sömürge İdaresini sağlamak isteyen İngiliz hükümetinin işine yaramıştır.

Lahor kolu aşırı görüş ve yorumlara yer vermediği için İslâm dairesinde kabul edilir. Fakat Kadiyan kolu için aynı şeyi söylemek çok zordur.