๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hayatın İçinden Fıkıh => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2011, 23:13:17



Konu Başlığı: Haricilik ve kolları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2011, 23:13:17
3- HÂRİCÎLİK VE KOLLARI


Hâriciyye (Havaric)
 

Hem siyasî bir fırka, hem de dinî bir mezhep durumun­daki Haricîler (Havâric), İslâm'daki en eski ehl-i bid'at mezheplerinden birisidir. Kendilerine Haricî adı, “insanlardan, dinden veya haktan ya da Hz. Ali'den uzaklaştıkları” için verilmiştir.

Hz. Ali ile Muaviye arasındaki Sıffîn savaşında ortaya çıkan hakem (tahkîm) olayı üzerine, bu olayı kabul ettiği için Hz. Ali'ye karşı çıkan, anlaşmayı bozarak tekrar savaşmasını isteyen ve bunu kabul ettiremeyince de Hz. Ali'nin ordusun­dan ayrılarak, “hüküm Allah'ındır, O'ndan başkası hakem olup hüküm veremez” diyerek küfe dışında bir köy olan Harura'ya çıkan bu gruba ayrıca Haruriyye ya da Muhakkime-i ûlâ da denilmiştir. Bu ilk Haricîler, Hz. Ali'den uzaklaşmakla kalmayıp, hakem olayı dolayısıyla günah işleyenin dinden çıkacağını ileri sürerek özellikle Hz. Ali ile mücadeleye giriştiler, hatta sonun­da onu şehid ettiler. Bu yüzden onlara, doğru yoldan çıkanlar anlamında Mârika da denilmiştir. Kendileri ise, “canlarını Allah uğrunda verenler” anlamındaki “Şurâfı benimsemişlerdir. Haricîlerin ortaya çıkışının diğer önemli sebepleri, otoriter ve âdil bir idare ile merkezî otoriteyi temsil eden Kureyş'in hakimiyetini sarsıp, kendi sosyal ve etnik yapılarının gerek­tirdiği mizaç doğrultusunda fazla derine girmeden Kur'ân'a bağlı bir hayat anlayışıdır. Başlangıçta siyasî bir hizip olarak teşekkül edeni bu zümre, daha sonra gelişen bazı olaylar sonucunda dini bir kimlik kazanmıştır.

Haricîlere göre, büyük günah işleyenler (Ehl-i kebîre, mürtekib-i kebîre) kâfir olup dinden çıkar. Böylece, Allah'ın azabını isbatta aşırı gidiyorlar, günahkârı mü'min saymıyorlardı. Bu yüzden Haricîlere, “Va'îdiyye” de denilmiştir. Siyasî alanda, halifenin seçimle işbaşına geleceğini, bu konuda soy, veraset vb. hususların rolü olamayacağını (bu yüzden onlara Cumhuriyyûn denilmiştir), halife kıl kadar Kur'ân yolundan ayrılırsa derhal görevden uzaklaştırılacağını ve mürted sayılacağını savunurlar. Bazı haricî gruplara göre, halife seçilmesi gerekli değildir. Çölde serbest yaşamaya alışkın olduklarından siyasî otorite tanımayarak devlet fikrine karşı olan bu gibilere, İslâm'daki anarşistler gözüyle bakılabilir. Fıkhî konularda, genellikle takvayı esas alırlar ve kendi anlayışlarına göre, buna aykırı davranışları değerlendirmeye tabiî tutarlar. Meselâ, temizliğin tamam olabilmesi için, dilin yalan ve batıl sözlerden temizlenmesi gerekir, söz taşımak, kin ve düşmanlık, çirkin söz de abdest bozar. Haricîlerin bir kısmı, hüküm kaynağı olarak yalnızca Kur'ân'ı tanıyıp; hadisleri reddederler. Bu görüş, günümüzde çeşitli gerekçelerle bazı Sünnîler arasında da savunulur. Çoğunluğu cahil çöl araplarından olan Haricîlerin tutarsız fikirleri, Kur'ân'ı yanlış anlama ve yanlış tefsir etmekten doğmuştur.

Haricîler içinde secde etmekten alınları yara olanlar, gece namazı kılmaktan, gündüz oruç tutmaktan bîtab düşen­ler, durmadan Kur'ân okuyanlar pek çoktur. Bunların her ne kadar ihlaslarmdan şüphe edilmezse de, din anlayışları yanlış olduğu için ihlasları kendilerini felakete sürüklemiştir. Dinin özünü anlayamadıkları için, kendilerine karşı olan müslümanların kanını helal saymışlardır. Allah yolunda cihadı, kendi itikatlarında olmayan müslümanlarla savaşmak şeklinde anla­dıklarından çok sayıda cinayet işlemişlerdir. Bütün bunlar yanında, “iyiliği emretme, kötülüğü yasaklama” prensibini hare­ketlerinin temeli kılan Haricîler, sathî düşünceye, basit görüşe sahip olduklarından birçok meselede ihtilafa düşerek birbirle­rini de tekfîr etmişlerdir. Böylece, kısa sürede kendi aralarında da anlaşmazlığa düşmüş ve 65/684'te, liderlerinin adlarıyla anılan Ezrakıyye (Ezârıka), Necdiyye (Necedât), Sufriyye, Acâride ve Ibâdıyye olmak üzere beş ana gruba, bunlar da tekrar alt gruplara bölünmüşlerdir. Bunlar arasında zamanı­mıza kadar yaşayanı, yalnızca Ibâdıyye firkasıdır. Ibâdıyye içinde Yezîdiyye denilen kol, İslâm'ın dışına çıkmış sayılır. Aşırı gruplardan kısmen ayrılan Ibâdıyye dışındaki Haricî grupların ortak fikirleri, büyük günah işleyenleri ve Hz. Osman ile Hz. Ali'yi sevenleri, hakem olayındaki hakemleri veya taraflardan birini tasvip edeni ve Cemel olayına katılanları kâfir saymaları, zâlim devlet başkanına karşı ayaklanmayı vacip görmeleridir.