> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hanımlar İlmihali > Altın ve gümüş takıların zekâtı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Altın ve gümüş takıların zekâtı  (Okunma Sayısı 4636 defa)
21 Kasım 2010, 15:05:12
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 21 Kasım 2010, 15:05:12 »



Altın ve Gümüş Takıların Zekâtı:
 

Altın ve gümüş takıların zekâtında, âlimler farklı görüşler be­lirtmişlerdir. Bu görüşler arasında en isabetli ve ihtiyatlı olanı, altın ve gümüş takıların nisap miktarına ulaşması ve üzerinden

bir yıl geçmesi durumunda zekâtlarının verilmesidir. Bu takıların saklanıyor ya da kullanılıyor olması fark etmez. Bu görüşle ilgili deliller şunlardır;

1. Yüce Allah'ın şu buyruğu genellik bildirmektedir;

Altın ve gümüşü hazine edinip, Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.[338]

İbn Ömer (radiyallâhu anh) der ki; 'Yerin yedi kat altında olsa dahi, zekâtı verilen şey hazine yığmak değildir. Ne kadar açıkta olursa olsun, zekâtı verilmeyen şey hazine yığmaktır.[339]

Altın ve gümüşün zekâtının verilmesini emreden hadisler genel ifadelidir. Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellemj'in şu buyruğu gibi; 'Altın ve gümüşün hakkını [zekâtını] vermeyen için, bunlar kıyamet günü ateşten levhalara çevrilir. Bunlarla sa­hibinin yanlan, alnı ve sırtı dağlanır. Bu levhalar her soğuduğun­da, miktarı elli bin yıl olan bir günde, kullar arasında verilecek hüküm bitinceye kadar, sahibine azâb için tekrar (kızdırılarak) iade olunur'.[340]

3. Süs eşyalarının zekâtının verilmesini emreden; zekâtı ver­meyenlere azab olduğunu haber veren birçok hadis vardır. Buna örnek olarak Amr bin Şuayb'ın, babasından, onun da dedesin­den naklettiği şu hadisi zikredebiliriz; 'bir kadın, kızı ile beraber Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellemj'e geldi. Kızının kolunda kalın iki tane altın bilezik vardı. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) kadına; «Bunun zekâtım veriyor musun?» buyurdu. Ka­dın, «hayır» dedi. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem); «Kıya­met gününde Allah'ın onların yerine sana ateşten iki bilezik tak-dırması hoşuna gider mi?» deyince; kadın hemen onları çıkarıp Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'e uzattı ve; «ikisi de aziz ve celil olan Allah'a ve Resulüne aittir» dedi.[341]

Ümmü Seleme (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Altından işlenmiş bir takı takınmıştım. «Ya Resûiuihh! Bu, hazine yığmak mıdır?» diye sordum. Resûlullah (salhîlâhu aleyhi ve selîem); «Zekât verilmesi gereken miktara ulaşıp da, zekâtı verilen şey, hazine yığmak olmaz» buyurdu.[342]

Bu iki rivayetin, Âişe ve Esma binti Yezîd fradiyallâhu anhu-mâ)'dan nakledilen varyantları bulunmaktadır.

İbn Ömer, Câbir bin Abdillah, Âişe, Esma binti Ebî Bekr (nd-vânullâhi aîeyhimj'lerden, takılardan dolayı zekât verilmeyeceği­ne dair rivayetler nakledilmiştir.[343] Ayrıca, Mâlik, Şafiî ve Ahmed bin Hanbel de bu görüştedir.

Hiç şüphesiz, altın ve gümüş takıların nisap miktarına ulaş­ması ve üzerinden bir yıl geçmesi durumunda zekât verilmesi ge­rektiğini söyleyen ilk görüşün delilleri daha kuvvetli ve ihtiyatlıdır. Bu görüş, İmam Ebû Hanife, İbn Hazm ve bazı selef âlimlerin mezhebidir. -En doğrusunu Allah bilir.

 
Hatırlatmalar:
 

1.  Altın ve gümüş dışındaki, inci, mercan, yakut ve benzeri taşlarda, zekât yoktur. Bu konuda âlimler ittifak

halindedir. An­cak bunların ticaretinin yapılması durumunda, ticaret mallan ola­rak değerlendirilir ve zekâtının verilmesi gerekir.

2.  Altın yüzüğün üzerinde, mücevher taşlar bulunması du­rumunda, yüzüğe zarar vermeden bu taşlar çıkarılıp değeri öl-çülebiliyorsa, buna göre hesaplanır. Bu taşların çıkarılması du­rumunda yüzük zarar görüyorsa, yüzüğün ağırlığını oluşturan altının miktarı takdir edilerek, zekâtı hesaplanır. -En doğrusunu Allah bilir-.

3. Altın ve gümüşten olan kapların ve değerli eşyaların zekâtı verilir. Bu konuda, âlimler arasında farklı bir görüş yoktur. Kulla­nılmaları haram olmakla birlikte bu eşyaların, nisap miktarında olması veya kendi türünden şeylere eklenmesi durumunda nisap miktarına ulaşmaları halinde, üzerinden bir yıl geçmesiyle birlikte zekâtlarının verilmesi gerekir.

4. Nisap miktarına ulaşmayan altın ve gümüşe sahip olan, bu ikisini birbirine eklediğinde nisap miktarına ulaşacak olsa dahi, bunların birbirine eklenmesi vacip değildir. Ayrıca bu durumdaki altın ve gümüşün zekâtı olmaz. Çünkü; Ebû Bekir (radiyallâhu anh), Rasuluilah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in belirlediği zekat miktarıyla ilgili Enes bin Mâlik (radiyallâhu anh)'e yazdığı mek­tupta; «zekât [artar veya eksilir] endişesiyle, ayrı durumdakiler bir araya toplanmaz; toplu durumdakiler de ayrılmaz» demiştir' .[344] Bu görüş, Şafiî, Ahmed bin Hanbel, Ebû Sevr ve İbn Hazm'ın görüşüdür.

Hanefi, Mâliki ve Hanbelî mezhebine göre altın, gü­müş ve benzer değerlerin toplamı, herhangi birinin nisap miktarı Ölçüsüne vardığında, kırkta birinin zekât olarak verilmesi gerekir. Toplam altın, gümüş ve nakdî değerler nisap miktarına ulaşmıyor ise zekat verilmesi gerekmez. [345]

 
Kadının Mehrinin Zekâtı:
 

1. Kadının mehri, diğer mallar gibidir. Nisap miktarı veya üzerindeki mehrini aldıktan sonra bir yılı doldurması durumunda zekât vermesi gerekir.

2. Mehr-i müeccel/vadeye bağlanmış mehir, alacaklarla ilgili zekât hükümlerine tabidir. Kocasının maddi durumu müsait ise, zimmetinde bulunan mehrin zekâtını, kadının vermesi vaciptir. Şayet kocasının maddi durumu müsait değilse, -tercih edilen ka­naate göre- mehrini alıncaya kadar zekâtını vermesi vacip olmaz. Mehrini alan kadın mehrinin zekâtını bir yıl içinde verir -tercih edilen kanaate göre.

3. Mehrini alan ancak, cinsel temas olmadan boşanan kadm, mehrinin üzerinden bir yıl geçtiği takdirde, mehrine düşen zekâtın yarısını kendisi, yarısını da [boşandığı] kocası verir.



[338] Tevbe, 34.

[339] Abdurrezzâk, el-Musannef, 4/107.

[340] Müslim, 987; İbn Mâce, 2788.

[341] Ebû Dâvûd, 987; İbn Mâce, 2788.

[342] Ebû Dâvûd, 1564; Dâvekutnî, 2/105; Hâkim, 1/390.

[343] Bkz- Câmiu Ahkâmi'n-nisâ, 2/158.

[344] Buhârî, 1382.

[345] Fethu'i-Kadîr, 1/519-525; ed-Durm'l-Muhtâr, 2/38-46; el-Lubâb, 1/148; eş-Şerhu's-Sağîr, 1/620; Muğni'l-Muhtâc, 1/389; el-Muhezzeb, 1/157; Keşşâju'l-Kmâ, 2/266. (Çev.)



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Altın ve gümüş takıların zekâtı
« Posted on: 20 Nisan 2024, 09:10:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Altın ve gümüş takıların zekâtı rüya tabiri,Altın ve gümüş takıların zekâtı mekke canlı, Altın ve gümüş takıların zekâtı kabe canlı yayın, Altın ve gümüş takıların zekâtı Üç boyutlu kuran oku Altın ve gümüş takıların zekâtı kuran ı kerim, Altın ve gümüş takıların zekâtı peygamber kıssaları,Altın ve gümüş takıların zekâtı ilitam ders soruları, Altın ve gümüş takıların zekâtıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes