Konu Başlığı: Namaza sonradan yetişenin durumu Gönderen: Safiye Gül üzerinde 23 Kasım 2010, 15:51:09 14. Namaza Sonradan Yetişenin Durumu:
a) Cemaat Faziletine Erişmek İçin, İmama Hangi Halde Olursa Olsun Tabi Olmak: Cemaat namaz kılarken mescide giren kişi, son oturuşta bile olsa hemen imama tabi olmalıdır. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'yetiştiğinizi kılınız, yetişemediğinizi tamamlayınız [32] buyurmuştur. Peygamberimiz (saliallâhu aleyhi ve sellem) namazda secde halindeyken, cemaate katılan ve secde eden kişiyi gördüğünde; 'İşte böyle yapınız! Bunun dışına taşmayınız. Rükûda, kıyamda veya secdede iken beni gören, hemen benimle birlikte aynı harekete tâbi olsun [33] buyurmuştur. b) Cemaat Hükmüne Erişmek: Cemaatle namaz hükmü, ancak imamla birlikte bir rekât tam kılındığı zaman oluşur. Çünkü Peygamberimiz (sailallâhu aleyhi ve sellem); 'Namazın bir rekâtına yetişen, namaza yetişmiş olur [34] buyurmuştur. c) İmamla Birlikte Bir Rekâta Yetişmek: Alimlerin çoğunluğu, imama rükûda yetişen kimsenin o rekâta yetişmiş olduğu görüşündedir. İmam rükûdan kalktıktan sonra, -henüz secdeye gitmeden önce, kıyamda yetişilse dahi- o rekât kaçırılmış olur. İmam selam verdikten sonra, kaçırılmış olan rekât kaza edilir. İmam Buhârî, İbn Hazm ve Şevkânî gibi bazı âlimler ise, 'imama fatiha'da yetişemeyen, o rekâta yetişmiş olmaz' demişlerdir. Bu konuda 'Fatiha okumayanın namazı olmaz' hadisinin genel ifadesiyle amel etmişlerdir. 15. Direkler Arasında Saf Olmanın Mekruhluğu: Cemaatle namaz kılındığında, direklerin safı bölmesi mekruhtur. Muâviye bin Kurre, babasından naklediyor; 'Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem)'in zamanında direkler arasında saf olmamız yasaklanmıştı. Bu nedenle direk aralarından uzaklaştırılırdık.[35] Bu hüküm, cemaatle namaz kılınması haline özgüdür. Ancak yalnız namaz kılındığında, direk aralarında kılmanın bir sakıncası yoktur. İbn Ömer, Biial'e -radiyaliahu anhumâ-; 'Peygamberimiz {sailallâhu aleyhi ve sellem), Kabe'nin içine girdiği zaman nerede namaz kıldı?' diye sordu. Bilal radiyaliahu anh; 'önde duran iki direğin arasında' yanıtını verdi.[36] [32] Buhârî, 636; Müslim, 603. [33] îbn Ebî Şeybe, 1/284; sahih senetle rivayet edilmiştir. [34] Buhârî, 580; Müslim, 607. [35] İbn Mâce, 1002; el-Hâkim, 1/218; Beyhakî, 3/104; Sahih hadistir. [36] Buhârî, 504; Müslim, 1329. |