Konu Başlığı: Kısıtlı haklarla evliliğin hükmü Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Kasım 2010, 17:18:16 Kısıtlı Haklarla Evliliğin Hükmü:
a) Tanımı ve nedenleri: 'Misyâr/kısıtlı haklarla evlilik' olarak isimlendirilen nikâh türü, günümüzde bazı ülkelerde yeni bir uygulamayla görülmektedir. Tanımından anladığımız kadarıyla bu evlilik şu şekilde yapılmaktadır; «şartlarına ve rükûnlanna uygun olarak nikâh akdi kıyılmakta. Ancak kadın -kendi rızasıyla- kocası üzerindeki, ev, nafaka/geçiminin karşılanması ve birlikte kalınması gibi bazı haklarından vazgeçmektedir». Bu evlilik türünün ortaya çıkma ve yayılma nedenlerinden en önemlisi, evlilik yaşına gelmiş ve evlenememiş ya da evlenmiş fakat kocasının ölümü veya boşaması sebebiyle dul kalmış kadınların sayısının artmış olmasıdır. Ayrıca cinsel arzuların ve bir kadının erkeğe duyduğu ihtiyaç da bu evlilik türünün yayılmasında etkili olmuştur. Kadınlar açısından değerlendirildiğinde bunları söylemek mümkündür. Erkekler açısından ise, şu değerlendirmelerde bulunmak mümkündür; Bu tür evlilik yapan erkeklerin çoğunda, cinsel arzuların baskınlığı ve tek kadınla yetinememek etkili olmaktadır. Ayrıca ikinci bir evliliğin maddi yükünü üstlenecek imkânlarının bulunmaması veya ilk hanımının ikinci bir hanımla evlenmesini kabul etmeyişi, ya da zengin olan ilk hanımının, kendi malının başka bir kadına harcanması gibi malî endişeler taşıması nedenleriyle ikinci evliliğe karşı çıkması da etkili olmaktadır. b) Serî hükmü: Tanımından da anlaşıldığı gibi, bu evlilik türüyle kadın bazı haklarından kocası lehine vazgeçmektedir. Dolayısıyla bu evlilik türünün 'şartlı akitler' konusunda incelenmesi uygun düşmektedir. Muasır âlimler bu evliliğin sıhhati konusunda üç görüşe ayrılmışlardır; I. 'Kısıtlı haklarla evlilik mekruh olmakla birlikte mubahtır' Bu görüşteki âlimler, nikâh akdinin seran gerekli şartlara ve ru-kûnîara haiz olarak yapıldığını, -muta veya hülle nikâhı gibi-herhangi bir haramı içermediğini; yapılanın anlaşmanın eşlerin karşıhklı rızalarıyla mesken, nafaka ve kocasının kendisine diğer hanımlarla eşit davranma gibi bazı haklarından kadının vazgeçmesinden ibaret olduğunu belirtmişlerdir. Müminlerin annesi Şevde (radiyallâhu anhâ) yaşlılığı nedeniyle, Rasululİah'ın kendisiyle birlikte olması gereken günleri kuması Âişe (radiyallâhu anhâ)'ya bağışlamıştır. Bu nedenle Rasuluİlah (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'bir gün Âişe'nin, diğeri de Sevde'nin günü olmak üzere, Âişe'nin yanında iki gün kalıyordu.[484] Bu hadis, Sârinin mesken, nafaka ve geceleri eşiyle birlikte geçirme gibi kadına verdiği haklardan, kadının vazgeçebileceğine delildir. Bu türden evliliklerin, kadının fıtrî ihtiyaçlarının karşılanması, kötü yola düşmekten korunması ve çocuk sahibi olması gibi faydaları da bulunmaktadır. Bu nikâh türünün mekruh görülme nedeni ise, mesken, aile birlikteliği, çocukların en iyi şekiide eğitilmesi ve yetiştirilmesi gibi şeriatın evlilikle ilgili maksatlarını sınırlandır m asıdır. Hatırlatma: Bu görüşteki âlimler, bu nikâh akdiyle evlenen kadının, nafaka ve mesken şartını dilediği takdirde talep edebileceğini ve dilerse o şartı kaldırabileceğini belirtmişlerdir. II. 'Kısıtlı haklarla evlilik haramdır'. Bu görüşteki âlimler bu akdin, sevgi, merhamet, mesken, insan türünün korunması ve en güzel şekilde yetiştirilmesi, hakların gözetilmesi, sahih evlilikten doğan çocuklara karşı görevlerin yerine getirilmesi gibi, toplumsal, bireysel ve serî maksatlara ters düştüğünü belirtmişlerdir. Ayrıca akitlerde, lafızların ve beyanların değil, maksatlar ve taşıdıkları anlamların asıl olduğunu söylemişlerdir. Dolayısıyla bu akit, İslam şeriatının getirdiği, Müslümanların bildikleri evlilik sistemine muhaliftir. İçerdiği şartlar itibariyle nikâh akdinin maksadına aykırıdır. Fesada ve kargaşaya yol açabilecek niteliktedir. Bu akitte, mehire gerekli önem verilmediği gibi, erkek aile olmanın sorumluluklarını da üstlenmem ekte d ir. Hatta bu bazen gizli ve veli izni bulunmadan da yapılmaktadır. Bu yöneyle de haramdır. III. 'hüküm belirtilmemesidir'. Bu allâme İbn Useymin'in görüşüdür. -Allah ona rahmet eylesin. Tercih edilen görüş: Nafaka, mesken ve benzeri vacip olan haklan ortadan kaldıran şartlar fasit/geçersiz olmakla birlikte nikâh akdi sahihtir. Bu evlilikle, cinsel birlikteliğin helal olması, çocukların soy hakları, nafaka ve geceleri birlikte kalma gibi, serî evlilik haklan ve sonuçları oluşmaktadır. Kadın bunlan her zaman talep etme hakkına sahiptir. Fakat şart koşmaksızın bunlardan vazgeçme hakkı da bulunmaktadır. Bunda bir sakınca yoktur, neticede vazgeçtiği şeyler kadının kendi haklarıdır. Bununla birlikte, mekruhluğunun gerekçeleri ve sakıncalarından emin olunması, toplumda yaygınlaştırılmaması gerekir. Belki de, hükmünün belirtilmemesi gerektiğini söyleyen âlimler bunlan göz önünde bulundurmuştur. -Allah en doğrusunu bilir-. [484] Buhârî, 5212; Müslim, 1463. |