Konu Başlığı: İstihâze kanı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 29 Kasım 2010, 11:35:06 İstihâze Kanı
Istihâze/Özür Kanı: Hayız ve loğusalık zamanları dışında veya hayız ve loğusalık sonrasında görülen kanamalardır. Bu kanamalar, hanımların yaratılışları gereği normal kanamalar değildir. Bir hastalık veya yapısal bozukluk sebebiyle gelen kanamalardır. Kırmızı renkte akan, İyileşmediği sürece kanaması devam eden bir damardır. [303] Îstihâzenin Hükmü: Hanımlar bu durumda 'temizlenmiş' kabul edilir. Bu kanamalar namaz ve oruca engel değildir. Bu konuda âlimler icmâ etmiştir. Istihâze Süresi: Bu kanamalar, hayız veya loğusalık dönemlerinin dışında, hayız ve loğusalığın hemen akabinde olmamış ise, bir sorun yoktur. Ancak bu kanamaların başlaması, hayız döneminin hemen akabinde veya onunla birlikte olmuş ise, ne yapılması gerekir? Bu durumda dört ihtimal vardır; 1. Bu durumdaki hanım, normal hayız süresini biliyor ise, hayız süresini dikkate alır, süresi dolduğunda gusül abdestini alarak namazını kılar. Hayız süresinin üzerindeki kanamaları ise, istihâze/özür kanı kabul eder. Aişe {radiyallâhu anhâ) anlatıyor; Ümmü Habîbe (radiyal-lâhu anhâ), Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'e (istihâze) kanı hakkında sordu. Âişe (radiyallâhu anhâ) der ki; 'onun leğenini kanla dolu halde gördüm'. Rasulullah (saİlallâhu aleyhi ve sellem); 'hayztn nedeniyle beklediğin süre kadar bekle. Daha sonra gusül abdesti a! ve namaz kıl.[304] 2. Bu durumdaki hanım, norma! hayız süresini bilmiyor, ancak hayız kanıyla istihâze kanını birbirinden ayırt edebiliyor ise; kanamasına bakar hayız kanı ise, namaz kılmaz. Hayız kanı sona erdiğinde ise gusüi abdesti alır ve namaz kılar. Hanefî mezhebine göre, bu durumda hayız süresi on günü aşmamalıdır. Aşması halinde kanaması nitelik olarak hayız kanına benzese dahi 'özür kanı' hükümlerine tabi olur. [305] Âişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; Fatıma bint. Ebî Hubeyş, Peygamber (saİlallâhu aleyhi ve seliem)'e geldi ve; 'ben istihâze kanaması olan bir hanımım ve temizlenemiyorum; namazı bırakayım mı?' diye sordu. Peygamber (saİlallâhu aleyhi ve sellem); 'Hayır, bu bir damardır. Hayız kanı değildir. Hayzm başladığı zaman namaz kılmayı bırak. Hayzın bittiği zaman da, kanı yıka, gusül abdesti al ve namaz kıl.[306] 3. ilk defa hayız olan ve istihâze olarak kanaması devam eden bir hanım, bu durumda hayız kanını, istihâze kanından ayırt edemez. Dolayısıyla hanımların genelinde görülen ortalama hayız süresini [307] esas alır. Çevresindeki hanımların hayız süresi, eğer ayda 6 veya 7 gün ise, kendisi de hayzının başladığı günden itibaren 6 veya 7 gün olarak hayzını takdir eder. O süre dolduğunda gusül abdesti alır. Sonrasında devam eden kanamaları ise, istihâze/özür kanı olarak değerlendirir. Peygamber (saİlallâhu aleyhi ve sellem)'in, Hamne bint Cahş (radiyallâhu anhâ)'ya Şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir; '...(kanamanın sürekli olması) ancak şeytanın darbelerinden bir darbedir.[308] Hayız süreni 6 veya 7 gün olarak (takdir et ve) Allah'ın ilmine bırak. Sonra gusül abdesti al Temizlendiğine kanaat getirdiğinde, 24 gece veya 23 gün namaz kıl ve oruç tut. Kuşkusuz bu süre senin için yeterlidir. Hanımların normal hayız sürelerinde, hayız olup, temizlendikleri gibi sen de, her ay aynı şekilde hareket et.[309] 4. Daha önceki hayız süresini ve miktarını hatırlamıyor ve hayız kanını, istihâze kanından ayırt edemiyor İse; âlimler bu konuda farklı görüşler belirtmişlerdir. Bu görüşler arasında en isabetlisi, 'ilk defa hayız olan ve hayız kanıyla istihâze kanını ayırt edemeyen hanımın hükmü gibi' diyen görüştür. Bu hüküm 3'ncü sırada açıklandı. Allah en iyi bilendir. Hanefî mezhebine göre bu durumdaki bir kadın, ihtiyatlı olanı tercih etmelidir. Hayız süresini ihtiyatlı davranarak tespit ettikten sonra, o süreyi aşan günlerde 'isti-haze kanamaları hükmüne göre amel eder.[310] [303] Buna 'nezîf/kansızhk' ismi verilir. Sürekli kanamalar sonucu oluşan dermansızlıktır. [304] Buhârî, 228; Müslim, 262; vdğ. [305] Konuyla ilgili gerekli açıklamalar ve kaynaklar daha önce zikredilmiştir (Çev.) [306] Buhârî, 320; Müslim, 262, 333; vdğ. [307] Daha önce de belirtildiği gibi, Hanefî mezhebine göre bu süre on günden fazla olamaz. (Çev.} [308] Hadisin metnindeki rekda' kelimesi, ayakla vurmak ve tepmek anlamındadır. Bu ifade ile zarara uğratmak, bozmak ve şaşırtmak kastedilir. Hat-tâbî, hadisteki 'şeytanın darbelerinden bir darbedir' ifadesini şöyle şerh etmiştir; 'Şeytanın, herhangi bir rahatsızlık nedeniyle hayız kanı dinmeyen bir hanımı ibadetlerinden soğutmaya, huşu duymasını engellemeye ve şaşırtmaya çalışmasıdır'. (Çev.) [309] Ebû Dâvûd, 287; Şafiî, el-Ümm, 1/51; İbni Mâce, 622; Tirmîzî, Taharet, bab, 95; senedi 'leyyin'dir. Albânî, el-İruâ'dö 'hasen' olarak derecelendir-miştir. [310] Fethu'l-Kadîr, 1/122; el-Lübâb, 1/132. (Çev.) |