Konu Başlığı: Emzirme nedeniyle evlenilmesi haram olanlar Gönderen: Safiye Gül üzerinde 17 Kasım 2010, 12:05:38 c) Emzirme Nedeniyle Evlenilmesi Haram Olanlar:
Yüce Allah; 'sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz... size haram kılındı' buyurmuştur. Hamza (radiyaliâhu anh)'ın kızı hakkında, Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; 'O, bana helal değildir. Kan bağı nedeniyle haram olanlar, süt emzirmeden de haram olur. O, benim sütkardeşimin kız [358] 'Doğum nedeniyle haram olanlar, emzirme nedeniyle de haram olur.[359] Bu hadis-i şeriflerden, kan bağı nedeniyle haram olanların, emzirmeden dolayı da haram olduğu anlaşılmaktadır. Emziren anne, öz anne gibi kendisiyle evienilmesi haram olmaktadır. Kişiye, emzirme nedeniyle haram olanlar şunlardır; 1. Emziren ve emzirenin annesi. 2. Emzirenin kızları, -emzirmeden önce veya sonra doğmuş olmaları fark etmez- 3. Emzirenin kız kardeşi (çünkü teyzesi sayılmaktadır). 4. Emzirenin kızının kızı (çünkü kız kardeşinin kızı sayılmaktadır). 5. Emzirenin kocasının annesi (çünkü emzirenin sütü, kocası nedeniyle oluşmuştur. Emenin ninesi hükmündedir). 6. Emzirenin kocasının kız kardeşi (çünkü halası sayılmaktadır) . 7. Emzirenin oğlunun kızı (çünkü kardeşinin kızı sayılmaktadır). 8. Emzirenin kocasının kızı -başka hanımdan dahi olsa-(çünkü baba bîr süt kardeşi sayılmaktadır). 9. Emzirenin kocasının kız kardeşleri (çünkü halaları sayılmaktadır) . 10. Emzirenin kocasının diğer hanımları (çünkü babasının hanımları sayılmaktadır). 11. Emzirilenin hanımı, emzirenin kocasına haramdır (çünkü oğlunun hanımı sayılmaktadır) Burada haramlığı oluşturan etken, doğum nedeniyle sütü gelen kadından, başka birinin bebeğinin emmesiyle, ondan gıda almış, emdiği kadının ve kocasının bir parçası haline dönüşmüştür. Bunu şu hadis de ifede etmektedir; Tesettür âyetleri nazil olduktan sonra, Âişe'nin süt amcası, Ebu'l-Kuays'in kardeşi Efiâh geldi ve Âişe'nin yanma girmek için izin istedi. Âişe -(radiyalle.hu anhâ)- anlatıyor; «ben ona izin vermedim ve Rasulullah (sallallâ-hu aleyhi ve selîem) geldiğinde ona bu yaptığımı anlattım; bana; (bir daha gelirse) ona izin vermemi emretti».[360] İbn Abbâs (radiyallâhu anh)'ten nakledilmiştir; İki hanılı bir adamın, bir hanımı bir kız çocuğunu, diğer hanımı da bir erkek çocuğunu emzirmiş. Bu kız çocuğuyla erkek çocuğu birbirleriyle evlenebilirler mi?» diye İbn Abbâs (radiyallâhu anhj'a sorulduğunda; «Hayır, her ikisi aynı döllenmeden (dolayı gelen sütten emmişlerjdir» demiştir.[361] Sahabelerin ve fakîhlerin geneli bu kanaattedir. 12. Emzirilen kız ise, babası sayıldığı için emzirenin kocasına, amcası sayıldığı için emzirenin kocasının kardeşine, dedesi sayıldığı İçin emzirenin ve kocasının babasına haram olur. Hatırlatma: Burada bahsedilen haramlık sadece emzirilene özgüdür. Emzirilenin yakınları için haramhk söz konusu değildir. Örneğin, emzirilenin süt kız kardeşi, emzirilenin erkek kardeşinin de kız kardeşi sayılmaz. Buradaki kural; 'bir göğüsten emenler kardeş olurlar'. Buna göre, emzirilenin erkek kardeşi, emzirilmediği için, kardeşinin süt kız kardeşiyle evlenmesi caizdir. Çünkü süt erkek kardeşinin kardeşi olsa da, yabancı hükmündedir. -Allah en doğrusunu bilir-. Emzirme Nedeniyle Haramlığın Oluşması İçin İki Şart Vardır: 1. Beş defa veya daha fazla emzirilmiş olmalıdır: Âişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) «bir defa veya iki defa emmeyle haramhk oluşmaz» buyurmuştur.[362] Haramlığı oluşturan miktarın ölçüsü de Âişe {radiyallâhu anhâ)'dan rivayet edilmiştir; 'Kuran'dan indirilenler içerisinde, '(nikahı) haram kılan malum/doyurucu on defa emzirme' de vardı. Sonra bu, 'malum/doyurucu beş defa emzirmeyle neshedildi. (Kendilerine nesh haberi ulaşmayan bazı kimseler) bunları, Kuran'dan (zannederek) okurken Rasulullah (saîlaüâhu aleyhi ve sellem) vefat etti.[363] Bir başka rivayette Âişe validemiz 'beş defadan az malum/doyurucu emzirmeyle haram-lık oluşmaz' demiştir.[364] İmam Ebû Hanîfe, imam Mâlik ve bazı müçtehitlere göre, emen İle sütü emilen arasında, süt akrabalığının oluşması için, emilen sütün az veya çok olması fark etmez. [365] İmam Şafiî ve bazı müçtehitlere göre, süt akrabalığı için emilen sütün beş defa doyurucu olarak emilmiş olması şarttır. Ahmed bin Hanbel'den bu konuda farklı iki görüş nakledilmiştir. Birinci görüşe göre, beş defa doyurucu oiarak emilmiş olması; ikinci görüşe göre, üç doyurucu emmenin gerçekleşmiş olması yeterlidir.[366] 2. Emzirilen çocuk, ilk iki yıl içerisinde emzirilmiş olmalıdır. Çünkü Yüce Allah; 'emzirmenin tamamlanmasını isteyen için anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler.[367] buyurmuştur. Çocuğun iki yaşını doldurmasıyla birlikte emzirme tamamlanmış olduğu için, sonrasındaki emzirmelere İtibar edilmez. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) «sütkardeşliği ancak açlıktan (dolayı emme sonucu) oluşur» [368] buyurmuştur. Ümmü Seleme (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem); «süt emmenin haram kılanı, bağırsakları patlatacak kadar çok emilmesi ue sütten kesilme yaşı olan iki yıldan önce emilmesi şeklinde olanıdır» buyurdu.[369] Ömer bin Hattâb, İbn Mesûd, İbn Abbâs, İbn Ömer ve birçok sahabeden, 'evliliği haram kılan emzirmenin çocuk iki yaşını doldurmadan önce olduğu [370] nakledilmiştir. Âlimlerin çoğunluğu da bu görüştedir. imam Ebû Hanîfe'ye göre akrabalık oluşturan süt Çağı, otuz aydır. İmam Zûfer'e göre, otuzaltı aydır. İmam Mâlİk'e göre süç çağı iki yıl olmakla birlikte, iki yıl sonrasındaki birkaç ay İçerisinde de emilmesi durumunda süt akrabalığı oluşur.[371] Sonuç oiarak; bu iki şart oluşmadığı sürece, emzirme nedeniyle haramlık oluşmaz. -Allah en doğrusunu bilendir-. Hanımların yanma girmesi ihtiyaç nedeniyle önlenemeyen ve tesettür zorluğu çekilen büyük bir kişinin mahrem kılınması için emzirilmesine bir mani yoktur. Mahremlik oiuşması için, büyük bir kişiye, bir kadının sütünden içirilebilir. Âişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Süheyl'in kızı Sehle, Peygamber (sallallâhu aleyhi ue sellemj'e geldi ve; «Yâ Rasulullahl Ebû Huzeyfe'nin azadhsı Sâlim'in yanıma girmesinden Ebû Huzeyfe rahatsızlık duymakta» dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) «o halde, onu emzir» buyurdu. Sehle; «o koskoca adam, onu nasıl emziririm?!» dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) tebessüm etti ve; «onun koskoca adam olduğunu ben de biliyorum» buyurdu.[372] Daha önce de belirtildiği gibi, bu zorunlu durumlarda ancak söz konusudur. Bu kadınla, sütünden içen adam arasında evlilikten yana tabi bir nefret oluşur. Bebekliğinden beri yanında büyümüş, annesi gibi gördüğü bir kadın halini alır. Şey-hu'1-İslam'ın tercihi de bu yöndedir. Ancak âlimlerin çoğunluğu bu görüşe katılmamaktadır. Onlar bu hadisi, Huzeyfe'nin azadhsı Salim'e özgü kabul etmekte, bu hükmün başkaları için geçerli olmadığını söylemektedirler. -Allah en doğrusunu bilir-. Dört mezheb imamına göre, hiçbir şekilde erişkin kişilerin mahrem kılınması emzirilmesiyle gerçekleşmez. [373] Hatırlatma: Kadının göğsünden emme ile sütünün bir kaba sağılıp kaptan içilmesi arasında bir fark yoktur. Her ikisinde de mahremlik oluşur. Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir. Emzirme sayısında tereddüt edildiği zaman haram-lık oluşmaz. Çünkü asıl olan emzirmenin olmadığıdır. Kesin bilgi şüpheyle ortadan kalkmaz.[374] Bir kadın, evlenen kadın ve erkeği emzirdiğini iddia ettiği zaman ne yapılmalıdır? Emzirdiğini söyleyen kadın adalet vasfına haiz ve her ikisini de emzirmiş olması imkân dâhilinde ise boşanırlar. Ukbe bin el-Hâris (radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Bir kadınla nikahlanmıştım, derken siyah bir kadın geldi ve ikinizi de emzirmiştim, dedi. Bunun üzerine RasuluIIah (salhllâhu aleyhi ve selîem)'e gittim ve; «Filanın kızıyla nikahlandım, derken siyah bir kadın gelerek, 'ikinizi de emzirdim' dedi. Ben, b /cadın yalancıdır' dedim». Bunun üzerine, Peygamber (salhllâhu aleyhi ve sellem) yüzünü benden diğer tarafa yüz çevirdi. Ben yüzünü çevirdiği taraftan gelerek tekrar b kadın yalancıdır' dedim. Bunun üzerine; «ikinizi de emzirdiğini iddia ettiği hald,e sen hala o kadınla nasıl karı koca olarak yaşarsın? Ayrıl ondan!» buyurdu'.[375] [358] Buhârî, 2645; Müslim. 1447. [359] Buhârî, 5099; Müslim, 1444. [360] Buhârİ, 5103; Müslim, 1445. [361] Mâlik, Muvatta, 2/602; Tirmîzî, 1149; Her ikisi de sahih senetle ibn Abbâs radiyallâhu anh'ten nakletmişlerdir. [362] Müslim, 1450. [363] Müslim, 1452; Ebû Dâvûd, 2062; Tirmîzî, 1150; Nesâî, 6/100. [364] Dârekutnî, 4/183. [365] Cassâs, Ahkâmu'i-Kurân, 2/66; Zerkânî, Şerhu'z-Zerkânî, 3/240. (Çev.) [366] Şafiî, el-Umm, 7/27; Sahnûn, eUMudeuvenetul-Kubrâ, 2/290; İbn Hu-mâm, Fethu'l-Kaâir, 3/3. (Çev.) [367] Bakara, 233. [368] Buhârî, 5102; Müslim, 1455. [369] Tirmîzî, 1152; Sahih rivayettir. [370] Bu sahabelerden nakledilen rivayetler için bkz. Câmiu Ahkâmı'n-Nisâ 3/72-74. [371] Şafiî, el-Umm, 7/43; Serahsî, elMebsût, 7/136; İbn Rüşd, Bidâye, 2/72; Meydânı, el-Lübâb, 3/31. (Çev.) [372] Müslim, 1453. [373] Konuyla ilgili kaynaklar 1785-1786 nolu dipnotlarda belirtilmiştir. (Çev.) [374] E-Muğnî, 7/537. [375] Buhârî, 2659; Tirmîzî, 1151; Nesâî, 3330. |