> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hanefi Fıkhı > Reddü´l Muhtar / Vasiyetler
Sayfa: 1 2 [3]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Reddü´l Muhtar / Vasiyetler  (Okunma Sayısı 5580 defa)
26 Ocak 2010, 21:38:09
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #10 : 26 Ocak 2010, 21:38:09 »



VÂSİLERİN ŞAHİTLİĞİ

M E T İ N

Vasîlerin küçük olan varis lehine mutlak olarak, malda. büyük olan varis içinde ölünün malında

şahitlikleri batıldır. ölünün malından başkasında büyük varis lehine şahitlikleri ise sahihtir. Çünkü

onda velâyetleri yoktur. Dolayısıyla töhmet söz konusu değildir. Bu; iki kişinin, başka iki adamın

ölüden bin lira alacağı olduğuna, sonrakilerin de öncekiler için aynı şekildeki şahitliğine benzer.

Her gurubun öbür gurup için şu kadar lira vasiyet edildiği tarzındaki şahitlikleri ise bunun

aksinedir. (kabul edilmez.)

Bu bölümdeki vasiler, ikidir. Maksat; hakiminveya yetimin velisinin tayin ettiği vasilerdir.

(Mütercim).

Ebû Yûsuf, borç konusunda da kabul edilmeyeceğini söyler. öncekilerin köle, sonrakilerinde

malının üçte biri veya mürset dirhemlerin vasiyet olduğuna dair şahitlikleri de kabul edilmez. Çünkü

bu şahitlik ortaklık meydana getirir. dolayısıyla batıldır.

i Z A H

Eğer başlığı «ve bundan başka» sözünü ilâve etse idi daha iyi olurdu. Çünkü bölümün çoğu

vasilerin şahitliğinden başka konudadır. T.

«Mutlak olarak ilh...» Yâni kendisine ister ölüden intikaletmiş olsun ister olmasın. Çünkü vasinin,

küçüğün malındaki tasarrufu, mal ister terikeden olsun ister olmasın eşittir. Minah. Vasilerin

şahitlikleri kendileri hakkında şahitlik yaptıkları şeyde tasarrufu isbat eder. (onun için kabul

edilmez.)

«Büyük olan varis için de ölünün malında ilh...» Çünkü onlar şahitlikleri ile malı muhafaza, varisin

gaib olması durumunda taşınır mallan satabilme ve varisin delirmesi halinde velâyetinin kendilerine

dönmesi vilâyetlerini isbat ederler. Gureru´l-Efkâr.

Bu izah İmam-ı Azâm´a göredir. Sahibeyn´e göre ise her iki halde de yani ölünün bıraktığı malda da

başkasında da büyük için şahitlikleri batıldır. Zeylaî.

«Ebû Yûsuf, borç konusunda da kabul edilmeyeceğini söyler.» Çünkü ölümlü borç terikeye taalluk

etmiştir. Zirâ ölümlü zimmet ortada kalmaz. işte bundan dolayı alacaklılardan binsi hakkını

terikeden alırsa ona öbürüde ortak olur. Dolayısıyla borç hakkındaki şahitlik şirketi isbat eder ve

töhmet tahakkuk eder.

Ebu Hanife ile İmam Muhammed´in delilleri de şöyledir: Borç zimmette sabit olur. Borcun, terikeden

tahsil edilebilmesi bunun semeresidir. Zimmet, birçok hakka kabildir. Dolayısıyle şirket olmaz.

Bunun için, eğer bir adam alacaklılardan birinin alacağını karşılıksız olarak ödese, öbürünün onda

ortaklık hakkı olmaz. Vasiyet ise böyle değildir. Çünkü vasiyette hak, zimmette değil, malın

kendisinde sabit olur. Dolayısıyle malın ikisi arasında ortak olacağı şüphesini doğurur. Dürer.

Şeyh Kâsım, Mecma hâşiyesinde şöyle der: «Nesefi ve Mahbûi Ebû Yûsuf´un görüşüne itimad

etmişlerdir.»

Makdisi: «Eğer Nesefi ile, Kenz sahibini kastediyorsa. Kenz´deki İmam Muhammed´in görüşüdür. O

da şahitliğin sadece borçta kabul edileceğidir. Bu gibi durumlarda eğer şahitler ma´ruf iseler fetvâ

esnasında İmam Muhammed´in görüşü ile, maruf değilseler EbÛ Yûsuf´un görüşü ile amel edilmesi

gerekir.» der. T. Hamevi şerhinden.

«Çünkü bu şahitlik, ortaklık meydana getirir.» Yâni hakkında şahitlik yapılan şeyde ortaklık. Çünkü

onun üçte biri vasiyet mahallidir. Dolayısıyle, aralarında müşterek olur. Mi´râc.

M E T i N

İki adam, iki kişi için, köle ve benzeri bir malın vasiyet olduğuna şahitlik etseler. lehlerine şahitlik

edilenlerde, başka bir malın şahitlere vasiyet edildiğine şahitlik etseler sahih olur. Çünkü bunda

ortaklık da töhmet de yoktur.

İki vasî, ölünün, kendileri ile birlikte zeydi de vasi tayin ettlğine şahitlik etseler kabul edilmez.

Çünkü onlar kendileri için, hakim yanlarına üçüncü bir vasi tayin eder. Daha önce söylendiği üzere

o vasi olmadan, tasarrufta bulunmaları mümkün olmaz. Ancak Zeyd´de bunu iddia ederse

müstesna. Yâni Zeyd kendisinin de öbürleri ile birlikte vasi olduğunu iddia ederse, o zaman

şahitlikleri istihsanen kabul edilir. Çünkü hakimden vasi tayini külfetini düşürmüşlerdir.

Aynı şekilde eğer ölünün iki oğlu babalarının bir adamı terikeyi korumak suretiyle kendilerine


menfaat sağlaması için vasi tayin ettiğine şahitlik etseler, o adam da inkar etse bu şahitlik kabul

edilmez. Ama adam da kabul ederse istihsanen kabul edilir.

Oğulların, babalarının, Zeyd´in Küfe´deki alacaklarını tahsil etmeye vekil ettiğine şahitlikleri mutlak

olarak kabul edilmez. Zeyd vekâleti iddia etsin etmesin farketmez. Çünkü hakim, onların isteği ile

diri için vekil tayin edemez. Bu, vasiyetin aksinedir.

Azilden sonra bile olsa ve hasım olmasa da vasinin ölünün lehine şahitliği kabul edilmez. aleyhine

olan şahitliği kabul edilir. Mültekâ.

i Z A H

«Daha önce söylendiği üzere...» Yâni vasilerden birisinin yalnız başına tasarrufta bulunamayacağı

geçmişti.

«... Şahitlikeri istihsânen kabul edilir.» Kıyasa göre. öncekinde olduğu gibi kabul edilmemesi

gerekir.

«Çünkü hakimden vasi tayini külfetini düşürmüşlerdir.» Çünkü yanlarına üçüncü bir vasi eklemesi

gerekir. O da öbürleri ile birlikte hakimini atadığı bir vasî olur. Bu. kişinin vasî bırakmadan ölmesi

haline benzer. Hakim o durumda da bir vasî tayin eder. Bu daha evlâdır. Zeylaî.

Ben derim ki: Bu ifadenin zahirine göre üçüncü vasî için, ölünün vasisine değil, hakimin vasisine

ait hükümler caridir. Şahitlik de tayinden başka bir konuda tesir etmez. Düşün. İki vasi arasındaki

fark ileride gelecektir.

«Oğulların, babalarının zeydi... şahitlikleri mutlak olarak kabul edilmez.» Yâni eğer. babalarının

sağlığında. kendisinin gıyabında, haklarını kabzetmesi için birisini vekil tayin ettiğine şahitlik

etseler, babanın borçluları da bunu inkar etseler oğulların şahitlikleri kabul edilmez.

Şayet oğullar böyle bir şahitlikte bulunmasalar da, hakimden, falanı vasi tayin etmesini isteseler ve

vaside buna razı olsa hakimin onu vasi tayin etme yetkisi vardır. Hatta tayin etmesi evlâdır.

Babalarının gaib olduğu hallerde. haklarını alması için bir vekil tayin etmesini isteseler ve vekilde

bunu istese hakim vekil tayin edemez. Şayet tayin edecek olursa, oğulların şahitlikleri ile tayin

etmiş olur. Babaları lehine şahitlik ettikleri için bu caiz olmaz. Velvâliciyye.

«Azlden sonra bile olsa... kabul edilmez;» Aynı şekilde yetimin lehine olan şahitlikleride kabul

edilmez. Vekil bunun aksinedir. Çünkü onun azlden sonra. husumetten önce müvekkili lehindeki

şahitliği kabul edilir. Çünkü vasilik halefliktir. Bundan dolayı vasinin bilgisine bağlı değildir. Hulâsa.

M E T İ N

Vasî vasiyeti kendi malı ile yerine getirirse, herhangi bir kayda tabi olmadan onu terikeden alır.

Fetvâ böyledir. Dürer. Vekil de (müvekkil için satın aldığı malın) parasını kendi malından verirse

müvekkile rücû eder. Aynı şekilde vasi kendi malından sarfederek, çocuk için bir elbise veya onun

nafakası için bir şey alsa ve buna şahit tutarsa harcadığını alır.

Bezzâziye´de: «Şahit tutması şart koşulmuştur. Çünkü vasinin infak konusundaki sözü kabul edilir,

ama harcadığını geri alma konusundaki sözü şahit tutmadan kabul edilmez» denilmektedir.

Ben derim ki: Kınye, Hulâsa ve Hâniye´de ise şöyle denilmektedir:

«Ebeveyn´in aksine vasi şahit tutmadan da parayı geri alabilir.»

Bunu ifade eden sözler gelecektir. Dikkatli ol.

İ Z A H

«Herhangi bir kayda tabi olmadan terikeden alır.» Minah´ta şöyle denilmektedir: «Bu vasi. eğer

ölünün varisi ise onun terikesinden alır değilse alamaz, denilmiştir.» Ayrıca; «Vasiyet kullar içinse

rücû eder. Çünkü onun kullar tarafından isteyeni vardır. Borcu ödemek gibidir. Ama Allah için ise

rücû edemez» diyenlerde olmuştur. Bir başka görüşe göre de vasi her halükârda rücû edebilir.

(verdiğini alır.) Dürer´de ifade edildiğine göre fetvâ böyledir. Bezzâziye´de de bunun muhtar olduğu

söylenmiştir.

«... Buna şahit getirirse harcadığını alır.» Yâni geri almak üzere sarfettiğine şahit getirirse. Bu :

musannıfın, vekilin azli bahsinin baş tarafında üzerinde durduğudur.

«Harcadığını geri alma konusundaki sözü şahit olmadan kabul edilmez.» Vakfın kayyımı da

böyledir. Çünkü bunlar kendilerinin yetimden ve vakıftan alacaklı olduklarını iddia etmektedirler.

Mücerred bir dava ile bunu hak edemezler. Edebü´l-Evsiyâ´da da böyledir.


«Ben derim ki ilh...» Şurunbulâliyye de, İmâdiyye´den hem buna uygun hemde ters ifadeler

nakledilmiş sonra da şöyle denilmiştir: «Kayıtsız olarak veya şahit tutmakla rücû konusunda

imamlarımızın söyledikleri farklıdır. Araşatırılmalıdır.»

Ben derim ki: Edebü´l-Evsıya da araştırma yapılmıştır. Orada Muhiften naklen : «Vasinin rücu için

şahit tutmadan, rücu edip edemiyeceği konusunda âlimler ihtilaf halindedirler.» denilmektedir.

Edebü´l-Evsıya´da her iki görüşte Haniyye´den ve birçok kitaptan nakledilmiştir. Haniye´deki ifadeler

çelişkilidir. Hulasadan, Şârihin yaptığı na...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Reddü´l Muhtar / Vasiyetler
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:11:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Reddü´l Muhtar / Vasiyetler rüya tabiri,Reddü´l Muhtar / Vasiyetler mekke canlı, Reddü´l Muhtar / Vasiyetler kabe canlı yayın, Reddü´l Muhtar / Vasiyetler Üç boyutlu kuran oku Reddü´l Muhtar / Vasiyetler kuran ı kerim, Reddü´l Muhtar / Vasiyetler peygamber kıssaları,Reddü´l Muhtar / Vasiyetler ilitam ders soruları, Reddü´l Muhtar / Vasiyetlerönlisans arapça,
Logged
26 Ocak 2010, 21:39:34
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #11 : 26 Ocak 2010, 21:39:34 »

Bunun benzerini daha önce takdim etmiştik.


M E T İ N

Baba veya dede küçük çocuğun malını yabancı birisine değeri fiatına satarlarsa kötü fikirli

değillerse caiz olur. Ama kötü fikirli iseler, taşınmazı satmaları caiz olmaz. Taşınır mallar

konusunda ise iki rivayet vardır.

Adam küçük çocuğu için elbise veya yiyecek satın olsa ve parasını çocuktan alacağına şahit tutsa,

çocuğun malı varsa parayı alabilir. Yoksa alamaz. Çünkü çocuğun malı olmadığı takdirde bunları

almak babanın vazifesidir. Aynı şekilde çocuk için bir ev veya köle satın alsa, çocuğun ister malı

olsun ister olmasın rücû edebilir. Ama eğer çocuktan parayı alacağına şahit tutmamışsa rücû

edemez.

Ebu Yûsuf´tan böyle rivayet edilmiştir ve güzel bir şeydir, öğrenilmesi gerekir.

İ Z A H

«Baba veya dede... satsa ilh...» Bu mesele «onun malında ticaret yapamaz» sözünden az önce İbni

Kemâl´den naklen geçmişti. Şu varki, dedenin satışı ancak, çocuğun nafakası ve borcu gibi bir şey

için olması halinde caiz olur. Ama ölünün borçlan veya vasiyetlerin ifası için olursa caiz olmaz.

Nitekim daha önce geçmişti. Gafil olma.

«Kötü fikirli değillerse...» Zâhire göre, âlimler vasî konusunda bu tafsilata girmemişlerdir. Çünkü

ölü veya hakim vasilik için ancak yetimin işim iyi idare edebilecek salih kişileri seçer. T.

Ben derim ki: Alimler açıkça belirtmişlerdir ki, vasînin hükmü, görüşü yerinde olmayan babanın

hükmü gibidir. Dolayısıyle tafsile ihtiyaç yok. Anla.

«...Satmaları caiz olmaz.» Ancak. daha öncede geçtiği üzere iki kat fiatına satarsa müstesna.

«Taşınır mallar konusunda iki rivayet var.» Fetvâ´nın, caiz olmayışı tarzında olduğunu belirtmiştik.

«Çocuğu için elbise ve yiyecek satın olsa..» Konunun başında, bu mesele ile ilgili geniş bilgi

vermiştik.

«Çünkü... bunları almak babanın vazifesidir.» Yâni yiyecek ve elbîse. Bundan maksat nafaka ve

giyecektir.

«Aynı şekilde». Yâni satın alırken, rücû edeceğine şahit tutmuşsa evin veya kölenin kıymetini ister.

«Rücû demez.» Çünkü vazifesi değildir. «Bu güzeldir.» Bunu söyleyen Mücteba sahibidir. Allah en

iyisini bilir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: 1 2 [3]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes