Konu Başlığı: Reddü´l Muhtar / Duvar Yıkma Gönderen: Zehibe üzerinde 04 Şubat 2010, 12:18:42 Reddü´l Muhtar / Duvar Yıkma
DUVARI YIKMA BAHSİ Ben derim ki: Bunun muktezası şudur: Eğer binayı aynen iâde etmek mümkün ise aynısını yapmak gerekir. Ama burada mescid ve mescidin gayri vakıf binaları arasında bir açıklama yapılmamıştır. Bundan ötürü Birî yukarıda «Bu hüküm vakıf malı olmayan duvardadır» demiştir. Kâriü´l-Hidâye´nin Fetâvâ´sının icâre bahsinde şöyle denilmektedir: «Birisi bir vakıf binasını kiralasa, yıksa, onu değirmen veya fırın yapmış olsa, ne lazım gelir? Hâkim bakar: Eğer onun yapmış olduğu şekil vakıf için daha menfaatli ve geliri daha çok ise ondan kirayı alır, o da yapmış olduğu şeyi vakfa teberru etmiş olur. Yok eğer daha menfaatli ve geliri daha çok değilse, hâkim onu haline yakışır bir şekilde cezalandırdıktan sonra yaptığını yıktırır ve eski haline iâde ettirir.» Bundan açık olmaktadır ki, mescidin yıkılması ile diğer vakıfların yıkılması arasında bir fark yoktur. Ama mülk bunun aksinedir. O zaman yukarıda geçtiği gibi mülk ile mescid ve vakıflar arasında farkın şekline ihtiyaç vardır. Umulur ki, fakihlerin «vakfa daha menfaatli ise» sözünün anlamı da budur. Şüphe yok ki, eski hâlinde olduğu gibi tamir etmek yıkılmayı tazmin etmekten daha menfaatlidir. Düşünülsün. Sonra Fusûleyn üzerindeki Remlî haşiyesinde Hâvî´den naklen şunu gördüm: «Bir kimse özel bir kuyuya bir pislik atsa, kuyunun suyunu tamamen atmaya değil, eksiltmeyi zamin olur. Ama âmmeye ait bir kuyuya pislik atsa, kuyunun suyunu tamamen çekmesi için emredilir. Mescidin duvarında geçtiği gibi. Zira mescidin duvarını yıkanın mescidin duvarında payı vardır. O zaman zımanın icabında onun hissesini başkasının hissesinden ayırmak çetindir. Ama hususî mal bunun aksinedir.» «Kınye´de ilh...» Kınye adlı eserin ifadesinin metni şöyledir: «Birisi karısının gelirinde tasarruf yapsa, yani onun altınlarını kâr yoluyla birisine verse, sonra kadın ölse, kadının vârisleri onun karısının malında izinsiz olarak tasarruf yaptığını iddia ederek, «Sen zaminsin» deseler, koca «Ben onun izniyle tasarruf yaptım.» dese, makbul olan söz, kocanın sözüdür. Çünkü dış görünüş kocaya şehâdet etmektedir. Yani karısının sağlığında onun altınlarını vermesi şahit olarak ona yeterlidir.» Hamevî. Ben derim ki: Muhtelif vasiyetler bahsinde gelecektir ki. eğer bir kimse karısının binasını tamir etse, sonra da izin olup olmaması hususunda ihtilâf etseler, söz izni inkâr edenindir. Düşünülsün. |