>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
İslam Fıkhı Eseleri
>
Hanefi Fıkhı
>
Dava
Sayfa:
1
[
2
]
3
4
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Dava (Okunma Sayısı 6775 defa)
08 Şubat 2010, 17:21:25
Zehibe
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 31.681
Ynt: Dava
«
Yanıtla #5 :
08 Şubat 2010, 17:21:25 »
İKİ KİŞİNİN BİR DİĞERİNİ DAVA ETMESİ BABI
METİN
Bir kimse miras veya satın alma gibi bir sebebe dayanmaksızın, başka birisinin elindeki malın
mutlak mülkiyetini dava etse, dıştan ola-nın delili zilyedin deliline tercih edilir. Nitekim bu mesele
yukarıda geç-ti. Dıştan olan kişi davacı olduğundan hadis-i şerife dayanılarak delil getirme külfeti
ona düşer. Bu bakımdan onun delili diğerininkine tercih edilir.
Bunlardan yalnız birisi dava konusu malın kendi mülkü olduğu hu-susunda bir tarih belirlerse, yine
dıştan olanın delili geçerlidir. Yalnız Ebû Yusuf, tarih belirten kişinin daha haklı ve muteber olanın
da onun delili olduğunu söylemiştir. Bu ihtilâfın sonucu şu meselede görülür: Dıştan olan kişi,
davasında, «Bu benim kalemdir, bir aydır kayıptı.» dese, zilyed de, «Bir senedir benimdir» dese,
davacı olan dıştan kişinin zikret-tiği tarih mülk tarihi değil, kaybolma tarihi olduğundan sanki iki
tarafın da tarih söylemedikleri düşünülerek davacının delili ile hükmedilir. İmam Ebû Yusuf,
hükmün tarih beyan eden lehine verileceğini söylemiştir. İmam Ebû Yusuf´un görüşü daha acık
olduğundan uygun olan onun görüşü daha açık olduğundan uygun olan onun görüşü ile fetva ve
hüküm vermektir. Bu Câmiü´l-Fusûleyn´de zikredilmiş, Musannif da bunu ikrar eylemiştir.
İki kişi ayrı ayrı bir diğerinin elindeki malın kendi mülkü olduğunu bir sebep zikretmeden iddia etse
ve ikisi de delil ikâme etse, dava ko-nusu malın her kişine ait olduğuna hükmedilir.
İki kişi bir kadının nikâhını iddia ederek ayrı ayrı delil getirseler, eğer kadın hayatta ise, ikisinin
birden koca olması mümkün olmadığından her ikisinin davası da düşer. Ve hâkim onları birbirinden
ayırır. Eğer kadın ölmüş ise, kadının her ikisinin de nikâhlısı olduğuna hükmedilir. Davacıların her
biri kadının mehrinin yarısını vermek zorundadırlar. Ka-dının terekesi varsa, iki davacı ondan bir
kocanın alması gereken payı ortaklaşa alırlar.
Bu kadın doğum yaptıktan sonra ölmüş ise, çocuğun nesebi iki da-vacıya birden sabit olur. Bu
çocuk her ikisinden de ayrı ayrı bir oğlan çocuğu mirası alır. Çocuk öldüğünde ise iki davacı onun
terekesinden yalnız bir baba payı alırlar. Bu meselenin tamamı Hülâsa´dadır.
Kadın nikâhını dava edenlerden birisinin sözünü tasdik ederse, eğer sözünü tekzib ettiği kişinin
yanında değilse ve onunla cinsî tekârrübde bulunmamışsa, tasdik ettiği kimseye verilir. Bu, her iki
davacı da ni-kâh tarihi beyan etmemişlerse böyledir. Eğer her ikisi de nikâh tarihi-ni beyan etmiş
iseler, hangisinin nikâh tarihi daha eski ise kadın onun olur.
Davacılardan yalnız birisi tarih belirtiyor, fakat kadın diğerinin sö-zünü tasdik ediyorsa veya
diğerinin zilyedinde bulunuyorsa, kadın onun olur. Ebû Yusuf´tan nakledilene dayanılarak uygun
olan tarih getirenin sözüne itibar edilmesidir. Ancak ben bu hususta uyarıda bulunan kim-seyi de
görmedim. Düşün.
İZAH
Bu konunun, iki kişinin üçüncü bir kimseye aleyhine dava açmala-rına dair olduğunda şüphe
yoktur. Böyle olmasaydı, zaten bütün dava-lar iki kişi arasında olmaktadır. Eğer iki kişinin bir
üçüncü kişi hakkın-da açtıkları dava konusunda olmasaydı, ayrıca bir bab açılmasına ge-rek
kalmazdı. İşte bundan ötürü Hidâye ve Kenz sahipleri bu babı, Dava kitabının başlarında
zikretmişlerdir.
Ben derim ki: Dürer sahibinin bu babı orada yazmasının sebebi, Vi-kaye sahibine uymasıdır. Çünkü
dava kitabı ile bu babın meseleleri ara-sında şüphesiz bir münasebet vardır. Ki, dava kitabı bu
meselelerin fa-tihası olmaktadır. Azmî.
«Dıştan olan kimsenin delili ilh...» Dıştan olan kimse ile zilyed bir malın başkasından miras olarak
geldiğini iddia etseler, satın almada olduğu gibi o malın zilyede verilmesi daha uygundur. Bu
meselede eğer dıştan olan ile zilyed mülkiyetin aynı kişiden geldiğini iddia ederlerse hüküm
böyledir. Fakat malın mülkiyetini ayrı ayrı iki kişiden iddia ederlerse, o zaman o malın dıştan olanın
olduğuna hükmedilir. Ancak zilye-din tarihi sabit olursa mal zilyede verilir. Ama dıştan olan da tarih
isbat eder ve tarihi daha eski olursa mal dıştan olana verilir. Yani hangisinin tarihi eski ise hak
onundur.
İki satıcı hazır olsalar ve ikisi de mebîi kendisinin sattığına delil ge-tirse, bunların her ikisi de tarih
beyan ediyorlarsa, birisinin tarih daha eski ve mebî de diğerinin elinde bulunuyorsa, hüküm tarihi
eski olanın lehine verilir. Fusûleyn. Sekizinci bab. Bu bahsin tamamı Fusûleyn´dedir.
«Mutlak mülkiyetini ilh...» Zira dıştan olan davacı olduğundan, ha-dîs ile sabit olduğu üzere delil
davacınındır. Musannifin burada mülkiye-ti mutlak kelimesi ile kayıtlaması aşağıda zikredeceğimiz
kayıtlı mülki-yetten kaçınmak teindir. Kayıtlı mülkiyet davasına şöyle bir misal verile-bilir: Davacı da
zilyed de malın mülkiyetinin birisinden intikâl ettiğini veya ikisinin de o şeyi birisinden aldıklarını
iddia etseler, bunlardan bi-risinin tarihi eski olsa işte bu kayıtlı mülkiyette icmâ ile zilyedin delili
kabul edilir. Nitekim bu mesele ileride gelecektir. Dürer.
PRATİK BİR MESELE:
Hâmiş´te şöyle denilir: «Dıştan olan ile zilyed bir çocuğun nesebini iddia etseler, burada zilyedin
delili önde gelir. Ancak şu iki mesele müs-tesnadır: Hizâne´de «Birinci mesele şudur: Dıştan olan
kimse, çocuğun kendisinden ve kendi karısından olduğuna kendisini ve karısı hür olduğu halde
delil getirse, zilyed de kendi oğlu olduğuna dair delil getirse fakat bir karısına isnad etmese, o
çocuk zilyedin değil, dıştan olana ait bulu-nur. İkinci mesele de şudur: Yine çocuk davasında zilyed
zımmi, dıştan olan kimse müslüman olsa, zımmî, kâfirlerden şahit, dıştan olan da de-lil getirseler,
dıştan olanın delili öne geçirilir ve tercih edilir. Dıştan ola-nın getirdiği şahitler ister müslüman
olsun ister kâfir sonuç değişmez. Ama eğer zımmî olan zilyed, iki tane müslüman şahit getirişe o
zaman onun delili kayıtsız şartsız davacı müslümanınkine tercih edilir.» denilmiştir. Eşbah vekâlet
bahsinin baş tarafında.
«Yalnız birisi ilh...» Musannıfın «yalnız» kelimesi ile kayıtlaması-nın sebebi şudur. Eğer her ikisi de
mülk edinmenin başlangıcı için tarih belirtirlerse, o zaman tarih eski olan geçerli olur Nitekim bu
husus me-tinde gelecektir. O halde, bunların her ikisinin veya yalnız birisinin tarih belirtmesi
arasında bir fark yoktur. Eğer her ikisinin belirttiği tarih eşit olursa, o zaman davacı olan dıştan kişi
daha uygun olur. Burada en genel ifade, Gûrer sahibinin. «Mutlak mülkte dıştan olanın delili daha
uygundur» ifadesidir. Ancak her ikisinin de tarih belirtmeleri halinde zilyedin tarihi daha eski
olursa, o zaman zilyedin delili daha uygundur. Sâyıhânî.
«Kaybolma Tarihi ilh...» Çünkü dıştan olan davacının «bir aydın sözü kaybolma tarihini ifade
etmektedir. Zilyedin, «bir yıldır benimdir» sözü ise «benimdir» sözüne taallûk eder. Geçerli olan,
mülkiyet tarihi-nin başlangıcıdır. Burada her iki tarafın da tarihi bulunmamaktadır. Bi-naenaleyh,
dıştan olanın delili ile hükmedilir.
«Câmiü´l-Fusûleyn´de zikredilmiş ilh...» Câmiül´-Fusûleyn bu mesele-yi on altıncı fasılda zikretmiştir
ifadesi şöyledir: «Satılan bir hayvanın üzerinde üçüncü bir şahıs hak iddia etse ve hayvanın satış
bedelini sa-tandan istese, satıcı üçüncü şahsa, «Bu hayvanı ne zaman kaybettin» di-ye sorsa, o da,
«Bir yıldan beri» diye cevap verse, satıcı hayvanın on yıl-dır kendi mülkü olduğuna delil getirse, o
hayvanın semeni üçüncü şahsa hükmedilir. Çünkü üçüncü şahıs kaybolma tarihini beyan etmiştir,
mül-kiyet tarihini değil. Satıcı ise dava müşterinin davası olduğu halde bu-nu müşteri tarafından
almış ve mülkiyet tarihi beyan etmiştir. O halde bu mesele sanki müşterinin hayvanın on yıldan beri
satıcının mülkü olduğunu iddia etmesi gibi olur. Şüphesiz Ebû Hanîfe´ye göre taraflardan yalnız
birisinin mülkiyet tarihi belirtmesi muteber değildir. O zaman ortada kalan yalnız mutlak mülkiyet
davasıdır. Üçüncü şahıs da mutlak mülkiyeti iddia ettiğinden hayvanın onun olduğuna hükmedilir.
Ben derim ki, bu hayvan Ebû Yusuf´a göre tarih belirtene verilir. Çünkü Ebû Yusuf taraflardan yalnız
birisinin tarih beyan etmesini de tercih sebebi saymaktadır.» Özetle.
Halbuki Fusûleyn sahibi sekizinci fasılda şöyle demiştir: «Şu ka-darı var ki, Ebû Hanîfe´nin
mezhebinde sahih ve meşhur olan yalnız zil-yedin tarihi muteber değildir.» Bunu Hayreddin Remlî
Minah haşiyesinde zikretmiştir.
«İkisi de delil ikâme etseler ilh...» Yani iki kişi üçüncü bir şahsın elindeki malı iddia etseler ve her
biri o malın kendi mülkü olduğuna inansa, mülkiyet sebeb ve tarihini zikretmeseler, o malın iki
davacı ara-sında taksim edilmesine hükmedilir. Çünkü burada herhangi bir öncelik sebebi
bulunmamaktadır.
Musannıfın bu meseleyi mutlak şekilde zikretmesi, şu meseleyi de kapsamına alır: İki kişi, üçüncü
bir şahsın elinde bulunan bir malın üzerlerine vakfedildiğini ayrı ayrı iddia etseler, o zaman her
birine o vak-fedilen malın...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Dava
«
Posted on:
04 Mayıs 2024, 15:25:45 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Dava rüya tabiri,Dava mekke canlı, Dava kabe canlı yayın, Dava Üç boyutlu kuran oku Dava kuran ı kerim, Dava peygamber kıssaları,Dava ilitam ders soruları, Davaönlisans arapça,
Logged
08 Şubat 2010, 17:23:21
Zehibe
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 31.681
Ynt: Dava
«
Yanıtla #6 :
08 Şubat 2010, 17:23:21 »
METİN
Davada şahitlerin sayısının çokluğu tercih sebebi değildir. Bizim mezhebimize göre tercih, delillerin
çokluğu ile değil kuvveti iledir. Sonra Musannif, bu prensibi aşağıdaki pratik meseleye
uygulamıştır: «Dava-cılardan birisi iki şahit diğeri de dört şahit getirmiş bulunsa, bu delille-rin ikisi
de eşittir». Yine adaletin aslıdır. Çünkü adaletli olmanın bir sı-nırı yoktur. Birisinin elinde bir bina
olsa, birisi onun yarısını, bir diğeri de hepsini iddia etseler ve bu iddialarına delil getirseler,
münazaa yoluyla birincisine binanın dörtte biri ikincisine de binanın geri kalanı hükm-edilir.
Husûmet yoluyla taksim şöyle olur: O binanın yarısı salimen husûmetsiz tamamını iddia edene
verilir. Çünkü bu yarı üzerinde hasmın bir isteği yoktur. Sonra geri kalan yarısında ikisinin
husûmeti de eşit olduğundan yarısı birisine, yarısı da diğerine verilir. Bu Ebû Hanîfe´ye göredir.
İmameyn´e göre ise, bu binanın üçte biri avl yoluyla yarısını iddia edene, geri kalanı da tamamını
iddia edene verilir. Çünkü, meselede hem bütün hem de yarım hisse bulunduğu zaman meselenin
taksimi iki or-tak payda üzerinden yapılır. İkinin de taksimi mümkün olmadığından üçe avledilir
(yükseltilir). Yani üç ortak payda üzerinden taksim edilir.
Hesap şöyle olur: 1/2÷2/2:3/2 burada ortak payda 2 hisseler toplamı ise 3 olur. Hisseler toplamı
ortak payda yapılır. Binanın yarısını iddia edene 1/23 hisse düşer. Geri kalan da 2/23 hisse olur. Bu
işleme feraiz, ilminde «avliye» denir. (H. DÖNDÜREN)
Taksimin dört çeşidi vardır. Taksimi avl yoluyla yapılan sekiz mesele şunlardır: Miras, borçlar,
vasiyet, satışta müsamaha etmek, başka-sına gönderilen dirhemler, zekât toplama işe ve kölenin
cinayeti.
Münazaa yoluyla taksim şekli Ebû Hanîfe´nin görüşü alıp, bu da icmâ ile fuzâlîlerin meselesidir.
İmameyn´e göre avl yoluyla taksim esas olup, bu da üç durumda bulunabilir. Birincisi şudur: Bir
kimse malının tamamını veya belirli bir kölesinin hepsini başka birisine yarısını da diğer bir
kimseye vasiyet etse, üç ortak payda üzerinden birincisi iki, ikincisi ise bir hisse alır.
Taksimin dördüncü şekli, İmam-ı Azam´a göre avl yoluyla, İmameyn´e göre münazaa yoluyla taksim
yapılmasıdır. Bu da beş meseledir. Nitekim bunu Zeylâî ve Aynî ayrıntılarıyla yazmışlardır. Bunun
tamamı Bahır´dadır.
İmam-ı Azam´a göre asıl, ayn veya zimmette şâyien sabit olan bir
hakkın taksimi gerekse bu avl yoluyla olur. Şâyien değil de ayırdedilerek olsa veya davacılardan
birine şâyien, diğerine tamamı sabit olsa, o hakkın taksimi münazaa ile olur.
İmameyn´e göre ise, o hakların ikisi de birlikte şüyûen sabit olurlar-sa, av! yoluyla taksim edilirler.
Eğer şüyûen sabit olmazsa, o zaman münazaa yoluyla taksim edilir.
Her ikisi de zilyed olan iki davacıdan birisi binanın yarısını, diğeri de tamamını iddia etseler, ikinci
davacıya yansı doğrudan, diğer yarısı da hükmen verilir. Çünkü diğer yarısında o dıştan olan davacı
durumunda-dır.
Bu bina üç kişinin elinde bulunsa, bunlardan birisi tamamını, birisi yarısını, diğeri de üçte birini
iddia etseler ve delil getirseler, bu bina İmam-ı Azam´a göre münazaa yoluyla aralarında taksim
edilir. İmameyn´e göre ise avl yoluyla taksim yapılır. Bu meselenin açıklaması Kâfi isimli eserdedir.
Her iki davacı da her ikisinin elinde veya yalnız birisinin elinde ve-ya bir diğerinin elinde bulunan
malın yavrusu hakkında delil getirseler, her ikisi de buna tarih beyan etseler, hangisinin tarihi
yavrunun yaşına uygun olursa dış görünüşün şehadetiyle onun olduğuna hükmedilir. Eğer tarih
beyan etmezlerse, mal zilyede hükmedilir.
Eğer mal her ikisinin de zilyedinde ise veya davacıların değil de üçüncü bir şahsın zilyedinde ise,
onun yaşı İkisinin beyan ettiği tarihe de uymuyorsa, yani onların beyan ettikleri tarihe muhalif veya
her ikisi de dıştan olan davacı iseler, İkisinin olduğuna hükmedilir. Ama eğer dava konusu mal
birisinin zilyedinde ise, daha sağlam görülen görüşe göre dava konusu malın zilyedin olduğuna
hükmedilir.
Ben derim ki: Musannifin buradaki ifadesi, Kenz´de, Dürer´de ve mültekâ´da olan ifadelerden daha
uygundur.
Dıştan olan davacılardan birisi dava konusu malın Zeyd´den gasbedildiğini iddia ederken, diğeri
onun Zeyd´den vedîa olduğunu iddia eder-se, onların ikisi de davada eşit olduklarından malın
aralarında yan yarı-ya taksimine hükmedilir. Çünkü vedîa da inkâr halinde gasba dönüş-mektedir.
İnsanlar, açıklamalarına gerek olmaksızın prensip olarak hürdürler. Ancak dört şey bundan
müstesnadır: Şahitlik, hadler, kısas ve katil. Bu dört meselede, aksi durum, sonucu etkilediği için
hür olduklarını beyan etmeleri gerekir. Musannifin nüshasında böyledir. Diğer bir nüshada ise,
«katil» yerine «akıl» kelimesi vardır. Eşbâh´ın ifadesinde ise «katil» kelimesi yerinde «diyet»
kelimesi bulunmaktadır. Üç kelimenin de anla-mı birdir.
Bir kimse, durumu bilinmeyen birisinin kendi kölesi olduğunu iddia etse, o da, o kölesi olduğunu
inkâr ederek, «Ben aslen hürüm» dese asıl olan prensibe dayandığı için söz onundur.
Dava konusu elbise davacılardan birisinin üzerinde, diğeri de onu eteğinden tutmuş olsa, burada
elbiseyi giyen haklıdır.
Birisi dava konusu ata binmiş diğeri de atın geminden tutmuş du-rumda ise, hak binenindir. Birisi
dava konusu atın eyerine, diğeri de ter-kisine binmiş olsa, eyere binmiş olan daha haklıdır.
Birisi dava konusu hayvana yükünü yüklemiş, diğeri de su testisini asmış olsa, yükünü yüklemiş
olan daha haklıdır. Çünkü onun tasarrufları daha çoktur.
Birisi halının üzerinde oturmuş, diğeri de onu tutmuş olsa, ikisi de eşit kabul edilirler. İkisi de
oturmuş veya ikisi de eyere binmiş gibi. Nitekim bir elbise birisinin kucağında olsa, bir kısmı da
diğerinin elinde olsa, yine bunlar eşittirler. Ama bir binada oturan iki kişi anlaşmazlığa dü-şerlerse,
onun aksine her ikisine hükmedilemez. Çünkü binanın bunların dışındaki bir kimsenin zilyedinde
olma ihtimali vardır. Aynî.
İki kimse bir duvarı iddia ederlerse, duvar ağaç kolonları üzerinde duran kimseye aittir. Veya dört
taraftan bitişik duvarları olanındır. Şöy-le ki, dava konusu duvarın kerpiç veya taşları veya ahşapsa
ağaçları diğer duvarlar içerisine geçmişse, o duvar, bitişik duvarların sahibinin-dir.
Fakat duvarlar birbirine geçmemişse veya duvarlar birbirine bitişikse veya adam duvarı delerek
merteğini koymuşsa veya duvarın üze-rine kamış uzatarak üzerine hasır koymuşsa, adam bunlarla
duvar üze-rinde hak sahibi olamaz. Anlaşmazlık halinde bu duvarın iki komşu ara-sında ortak
olduğuna hükmedilir. Ama duvar üzerinde bir kirişi olan kimse, duvarın üzerinde kamışı olandan
daha haklıdır. Haniye.
Dava konusu duvar üzerinde birisinin kirişi olsa, diğerinin de du-varlarına bitişikse duvar bitişik
olana verilir. Kirişi olana da yalnız direk koyma hakkı verilir. Bazı âlimler de bu duvarın direk
sahibine verilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Müştekâ. Bu konunun tamamı Aynî ve diğerlerindedir.
«İkisi de eşittir ilh...» Şeyhlerimizin şeyhi şöyle demiştir: «Uygun olan Musannıfın, «Bu delillerden
birisi tevatür derecesine ulaşmadığı takdirde» şeklinde kayıtlamasıydı. Zira taraflardan birisinin
delili, şahit-leri tevatür sınırına ulaştırma, kesin ilim ifade eder ki, bunu tevatür de-recesine
ulaşmayan delille bir tutması uygun olmaz.»
Ben derim ki: Şümnî ve Zeylâî´de olan ifadeden bu açıkça anlaşıl-maktadır. Zira, Şümnî sahibi,
«Bizim için tarafların ikişer şahidinin şa-hadeti tam bir illettir. Nitekim yalnız bir tarafın iki şahidi
tam bir illt kabul edilmektedir. Delillerin çokluğu tercih sebebi değildir. Tercih, de-lillerin kuvveti ile
yapılır. Meselâ taraflardan birisinin delilleri tevatür de-recesinde olsa, diğerininki ehâdî -tek kişinin-
nakline dayansa veya biri-sininki ayrıntılı, diğerininki kısa olsa, o zaman tevatür derecesindeki tek
kişinin nakline dayanana, ayrıntılı olan da, kısa olana tercih edilir.» de-miştir. Biri.
«Münazaa yoluyla ilh...» Bil ki İmam-ı Azam bu meselede münazaa yoluna itibar etmiştir. Münazaa
yoluyla taksim de şöyle yapılır: Dava ko-nusu binanın yarısı tamamını iddia edene verilir. Geriye
kalan yarısın-da da her ikisinin anlaşmazlığı eşit olduğundan ikisi taksim edilir. Buna göre binanın
hepsini iddia edene binanın dörtte üçü, yarısını iddia edene de dörtte biri verilmektedir.
İmameyn ise bu meselede taksimi avl ve çarpım yoluyla yapmışlar-dır. Bu taksim şekline avl
denilmesinin sebebi şudur: Çünkü meselede hem bütün ve hem de yarım hisse vardır. Bu sebeple
taksim ikiden ya-pılır. İki de davacılar arasında taksim edilemeyeceğine göre üçe yüksel-tilir. O
zaman hepsini iddia edene iki pay, yarısını iddia edene de bir pay verilir. İşte bu taksim şekli avl
yoludur.
Çarpma yoluyla taksim de şöyledir: Davacılardan herbiri kendi hak-kı kadar çarpım yapar. Meselâ,
binanın üçte ikisi hepsini iddia eden ada-mın olduğundan binanın üçte ikisini binanın tümüne
çarpar. Binanın yarısını iddia eden kimse de binanın...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
08 Şubat 2010, 17:25:57
Zehibe
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 31.681
Ynt: Dava
«
Yanıtla #7 :
08 Şubat 2010, 17:25:57 »
NESEB DAVASI BABI
METİN
Neseb konusuyla ilgili iddialar iki kısma ayrılır. Birincisi, hamile bırakma iddiası olup hamililiğin
başlangıcının davacının mülkiyetinde meydana gelmesi demektir. İkincisi de hürriyet davası olup
bu onun aksinedir. Birincisi daha önce olduğundan daha kuvvetlidir. Çünkü o. gebeliğin
başlangıcına dayanmaktadır. Hürriyet davası ise, yalnız mevcut durumla ilgili bulunur. Bunun
açıklaması ileride gelecektir.
Satılan bir câriye, satıldığı günün tarihi itibariyle altı aydan az bir zaman zarfında doğum yapsa,
satıcı cariyenin doğurduğu çocuğun kendisinden olduğunu iddia etse, o çocuğun nesebi
istihsanen satıcıya sabit olur. Çünkü onun annesi olan cariye satıcının mülkü iken onu kan pıhtısı
olarak almıştı. Neseb davası gizlilik üzerine bina edildiğinden ondaki çelişki affedilir. Satıcının
davası sahih olduğu zaman satılan cariye satan erkeğin Ümmü´l-veled olur ve satım akdi feshedilir.
Satıcı onun semenini geri verir.
Ümmü´l-veled; efendisinden çocuk doğuran cariye anlamına gelir. Böyle bir cariye artık satılamaz.
Bağışlanamaz. Efendisi ölünce de hür olur.
Şu kadarı var ki. müşteri satıcıdan önce çocuğun kendisinden olduğunu iddia etse, çocuğun
nesebi ona teslim edilir, cariyenin onun ümmü´l-veledi olduğu onun ikrarı ile sabit olur. Bazı âlimler
tarafından da müşterinin sözü şöyle yorumlanır: Müşteri, aldığı cariyeyi daha önce nikâhlamış.
Çocuğu dava etmiş ve sonra da satın almıştır.
Satıcı ile müşteri çocuğun kendisinin olduğunu iddia etseler veya müşteri satıcıdan sonra çocuğu
kendisinden olduğunu iddia ederse. o zaman neseb müşteriye tesbit edilemez. Çünkü onun
satıcıdan sonraki davası, çocuğun hürriyet davasıdır. Satıcının davası ile çocuk isteme davası
olduğundan müşterinin davasından daha kuvvetlidir. Bu sebeple çocuğun nesebi satıcıya tesbit
edilir. Nitekim bu mesele yukarıda geçmiştir.
Böyle bir çocuğun nesebi, annesinin ölümünden sonra dava edilesi halinde de yine satıcıya tesbit
edilir. Ama çocuğun ölmesi bunun aksinedir. Çünkü asıl dava konusu fevt olmuştur. O zaman
annesinin ölümünden sonra satıcı çocuğu atır, müşteri de cariyenin bütün semenini Ebû Hanîfe´ye
göre geri alır. İmameyn´e göre ise, yalnız kıymetten çocuğun hissesine düşeni geri alır.
Müşterinin anne ve çocuğu beraberce azad etmesinin hükmü de onların ikisinin beraber ölümü
gibidir. Burada müdebber kılma sözleşmesi yapmak da azad gibidir. Çünkü tedbir de yine azad gibi
ibtali kabul etmez. Satıcı bütün imamların ittifakı ile müşteriye yalnız semenden çocuğun hissesine
düşen kısmı geri verir. Mültekâ ve başkalan.
Yine müdebber kılma ve azad durumlarında Ebû Hanîfe´nin sağlam görülen görüşüne göre. satıcı
hem çocuğun hemde annesinin semenini müşteriye geri verir. Nitekim Kûhistanî ve Bürhan´da da
böyle zikredilmiştir.
Dürer ve Minah´ta da Hidöye´den naklen annenin semeninin geri verileceği be´yan edilmiştir. Kâfî´de
de Mebsut´tan naklen bunlara karşı çıkarılarak geri verilemeyeceği beyan edilmiştir.
Mevâhib´in ifadesi ise şöyledir: «Çocuğun annesi olan cariyenin azadından veya ölümünden sonra
satıcı onun kendi çocuğu olduğunu iddia ederse, nesebi ona sabit olur. İmam-ı Azam´a göre
semenin tamamını müşteriye geri verir. İmameyn ise, yalnız çocuğun semeninin geri verilmesine
hükmetmişlerdir. Bazı âlimler tarafından ise azad da ittifakla cariyenin hissesini geri vermeyeceği
söylenmiştir».
Yukarıdan beri zikredilen bu cariye, satıldıktan itibaren iki yıl sonra doğum yaparsa, satıcı bu
çocuğun kendisine ait olduğunu iddia etse, müşteri de onu tasdik ederse. müşterinin tasdiki ile
onun nesebi tesbit edilir ve o cariye sözlük anlamda satıcının nikâhla Ümmü´l-veled´i olur. Zira, biz
burada satıcının işini salâh üzere yorumlarız.
Yalnız şu mesele kalmıştır: Bu cariye hamlin enaz süresi olan altı aydan çok ve iki yıldan az bir süre
içinde doğurursa ve satıcı bu çocuğu iddia ederse. müşteri onu tasdik ederse, bunun hükmü birinci
meselenin hükmü gibidir. Çünkü hamlin bey´den evvel olma ihtimali mevcuttur. Eğer müşteri
satıcıyı tasdik etmezse o çocuğun nesebi tasdik edilemez.
Satıcı ile müşteri böyle bir çocuk hakkında onlaşmazlığa düşmüş olsalar, burada kabul edilebilir
söz, ittifakla müşterinindir. Delil de Ebû Yusuf´a göre müşterinindir. İmam Muhammed buna karşı
çıkmıştır. Surunbulâliye ve Şerh-i Mecma.
Efendisi, yanında doğum yapan cariyeyi satsa, onu alan müşteri de onu sattıktan sonra birinci
satıcı cariyenin çocuğunun kendisinin olduğunu iddia etse, hamilelik onun mülkünde iken
olduğundan çocuğun nesebi ona tesbit edilir ve satışı da reddedilir.
Mecmâ´da şöyle denilmiştir: «Eğer o cariye müşterinin yanında iki defa doğum yapsa, bu
çocuklardan bir tanesi satış tarihinden itibaren altı aydan az bir süre içinde, diğeri ise altı aydan
fazla bir zaman içinde doğsa. satıcı birinci çocuğun kendisinden olduğunu iddia etse, müşteri onu
tasdik etmese de çocuğun nesebi satıcıya tesbit edilir.»
İZAH
«Da´vetü sözü ilh...» Bu kelime dal harfi esre olunca, «Neseb, iddia etmek» üstün hareketi olunca,
«Yemeğe davet etmek» anlamına gelir.
«Davacının mülkünde ilh...» Nitekim bir kimse oğlunun cariyesi ile cinsi ilişkide bulunmuş olsa
câriye de doğum yapsa bu kimse çocuğun kendisinin olduğunu iddia etse, onun câriye üzerinde
mülkiyet hakkı doğduğu gibi çocuğun da azadı sabit olur. Ancak bu kimse oğluna cariyenin
kıymetini tazmin eder.
«Altı oydan îlh...» Bu cariye satım tarihinden itibaren en geç altı ayın içinde doğum yaparsa, satıcı
bu çocuğun kendisine ait olduğunu iddia ettiği takdirde çocuğun nesebi ona bağlanır. Ancak
Musannıf´ın bu sözü satıcı ile satıcının satış tarihi üzerinde ittifak etmeleri halinde geçerlidir. Eğer
tarih üzerinde görüş ayrılığı varsa Tatarhâniye´de Kâfî adlı eserden naklen şöyle denilmiştir:
«Satıcı, «Ben cariyeyi şu ayda sana sattım, doğurduğu çocuk bendendir» müşteri de, «Sen bana
satalı bir yıldan fazla zaman geçti, çocuk senden değildir» deseler, burada söz hakkının müşteriye
ait olduğunda görüş birliği vardır.
Satıcı ve müşterinin her ikisi de delil ikâme ederlerse. Ebû Yusuf´a göre delil de yine müşterinindir.
İmam Muhammed´e göre ise delil satıcınındır. Beyyine Şarih bu meseleyi ileride, «eğer
anlaşmazlığa düşseler» konusu içinde zikretmiştir.
Musannıf´ın burada satıcının davası şeklinde kayıtlaması, eğer bu eğer bu davayı bey´i değil satıcı
değil de oğlu açmış olsa, Müşteri de onu yalanlasa, satıcı ister oğlunu tasdik etsin, ister tasdik
etmesin oğlunun davası bâtıldır. Bu meselenin tamamı Tatarhâniye´dedir.
«İddia etse ilh...» Musannıf´ın bu sözü iddia kelimesinin başına «fa» harfini eklemesinden de
anlaşıldığı gibi, satıcının doğumdan önceki davası doğuma kadar bekletilir. Eğer kadın çocuğu
canlı doğurursa, neseb sâbit olur. Çocuk canlı doğmazsa neseb sabit olmaz. Nitekim İhtiyâr´da da
böyledir.
Cariye birkaç kişinin ortak malı olsa, cariyeyi birisi satın alsa, carive doğum yapsa, ortak olanların
hepsi o çocuğun kendisine ait olduğunu iddia etseler, Ebû Hanîfe´ye göre bu çocuğun nesebi
onların hepsine sabit olur. İmameyn ise o çocuğun nesebinin ancak iki kişiye sâbit olabileceğini
söylemişlerdir. Ortaklar çocuğu iddia etmezlerse, Nazım adlı eserde olduğu gibi çocuğun nesebi
sâbit olmaz.
Musannıf´ın mutlak ´ifadesinden anlaşılıyor ki, müşteri eğer satıcıyı tasdik etmez ve satıcıya,
«Hamilelik cariye senin yanında iken olmamıştır» derse. dış görünüşün şahâdetiyle söz satıcının
olur. Bunlardan hangisi delil getirirse, onun delili kabul edilir. Her ikisi de delil getirirlerse, Ebû
Yusuf´a göre müşterinin delili, İmam Muhammed´e göre satıcının delili kabul edilir. Nitekim Mülteka
şerhi Minye´de de böyledir.
«Nesebi istihsânen sotıcıya sabit olur ilh...» Müşteri satıcıyı ister tasdik etsin, ister tasdik etmesin.
Nitekim Gûrerii´l-Efkâr´da da böyledir.
Musannıf´ın satıcı kelimesini mutlak zikretmesi sebebiyle «satıcı» kelimesi müslim, zımmî, hür ve
mükâtebi de kapsamına alır. Ben İhtiyâr´dan naklen böyle gördüm.
«İstihsânen ilh...» Kıyas´a göre değil. Çünkü satıcının cariyeyi satması, Ümmü´l-veled değil cariye
olduğunu ikrardır. Kıyâsa göre bakıldığında satıcının çelişkiye düşmüş olması gerekir.
«Onun Ümmü´l-Veled oluşu ilh...» Eğer câriyenin durumu meçhul olursa hüküm böyledir. Çünkü,
«Çocuğun kendisinden olduğu iddiası» konusunda geçtiği gibi, bir kimse bir câriye ile zina etse,
cariye doğum yapsa müteakip de o cariyeyi satın alsa, o cariye Ümmü´l-Veled olmaz. Eğer çocuğu
satın alırsa, çocuk azad edilmiş olur.
Birisi anne veya babasının cariyesi ile zina etse, cariye bu zinadan gebe kalarak doğursa, adam
helâl olduğunu sanarak zina ettiğini iddia etse, o çocuğun nesebi sabit olmaz. Ama o adam o
çocuğa mâlik olursa, çocuk azad olur.
Şârih çocuğun kendisinden olduğunu iddia konusunda şöyle demiştir: «Bir kimse anne veya
babasının câriyesi ile ...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
08 Şubat 2010, 17:28:13
Zehibe
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 31.681
Ynt: Dava
«
Yanıtla #8 :
08 Şubat 2010, 17:28:13 »
İKRAR KİTABI
METİN
İkrarın dava konusu ile ilgisi şudur: Davalı, dava konusu olan şeyi ya inkâr veya ikrar eder.
Müslümanın dürüstlüğüne uygun olan hakkı ikrar etmesidir. O halde ikrar. müslüman ve muvahhid
olan kimsenin haline daha yakın ve daha uygundur.
İkrar lügâtte, yerinde bırakmak, gerçekleştirmek ve ispat etmek anlamlarına gelir. Çünkü sabti olan
şeye, «o şey karar kıldı» denilir. Şeriatta ikrar bir bakıma başkasının kendi üzerindeki hakkını haber
vermek yani daha önce mevcut olan bu hakkı meydana getirmektir.
Musannıf´ın, ikrarı bir başkasının kendi üzerinde olan hakkı olarak kayıtlamasının sebebi şudur:
Çünkü malı kendi şahsı için ikrar etmiş olsa, o zaman ikrar değil, dava olurdu.
Sonra Musannıf ikrarın ihbar ve inşaya benzemesi ile ilgili pratik örneklere geçti. İhbar kabilinden
ikrar şöyle olur: Bir kimse yanında bulunan bir malın başkasına ait olduğunu ikrar etse bu
geçerlidir. Böyle bir ikrardan sonra onun bir süre kendi mülkiyetinde kalan bu malı, sahibine teslim
etmesi gerekir. Eğer kendi yanında bulunan fakat başkasına ait olan böyle bir malı inşa kabilinden
ikrar etse o şahıs için yeni bir mülkiyet ihdas etmiş olmaz. Bu ikrar sahih olmaz. Çünkü ikrar
sırasında malın mülkiyeti kendisinde değildir. Eşbâh adlı eserde şöyle denilir: «Bir kölenin hür
olduğunu ikrar etse, sonra da onu satın alsa. köle hür olur. Kölenin semenini de satıcıdan geri
alamaz. Veya bir binanın vakıf malı olduğunu ikrar etmiş olsa, sonra aynı binayı satın veya miras
yoluyla almış bulunsa o bina vakıf olur. Böylece bu kimse kendi kanaatiyle müâheze edilmiş olur.»
Mükrehin boşama ve azadı ikrar etmesi geçerli değildir. Buradaki ikrar ihbar değil, inşa olmuş
olsaydı, ikrarı sahih olurdu. Çünkü inşâ mefhumu ihbardan geri kalmaz. Meselâ eşini daha önce
boşadığını haber vermekle. ikrah sırasında boşamayı ikrar etmek farklı tasarruflardır. Ticaret izni
olan bir kölenin elindeki bir mal ile müslümanın şarapla veya kendi yarısını şuyu´lu olarak veya
kadının şahitsiz olarak nikâhladığını ikrarları geçerlidir. Eğer inşa olsaydı, bu ikrarlar sahîh olmazdı.
Lehine ikrarda bulunulanın, ikrara dayanarak belirli bir şeyi dava etmesi dinlenmez. Bununla da
fetva verilir. Çünkü ikrarda bulunanın buradaki ikrarı ihbar olduğundan yalan olması ihtimali de
vardır. Hatta ikrarı yapan yalan yere ikrarda bulunmuş olsa, ikrar edilen şey, lehine ikrar yapılana
helâl olmaz. Çünkü ikrar mülkiyet sebebi değildir. Fakat ikrarda bulunan kimse bu malı kendi
rızasıyla teslim ederse, o zaman hibe olur. En uygun olan da budur. Bezzâziyye.
Ancak mükarrünleh davasında, «İkrar olunan mal benimdir, çünkü o bana ikrar etti» dese, ikrarı
yapan da aynısını ikrar etmiş olsa, o zaman icamen onun davası dinlenir. Çünkü burada ikrar, malın
vücubuna sebep olmamıştır. Ama lehine ikrar yapılanın davasından sonra ikrarda bulunan ikrarını
inkâr ederse, yemin teklif edilir mi? Fetva, ikrarı üzerine yemin teklif edilmeyeceği şeklindedir.
Ancak mal üzerine yemin teklif edilir.
Defide ikrar davası bütün âlimlere göre dinlenir.
İkrarın ikinci şekli inşâdır. Lehine ikrar yapılan ikrarda bulunanın ikrarını önce reddetse, sonra da
kabul etse geçerli olmaz. Eğer bu ikrar ihbâr kabilinden olmuş bulunsaydı geçerli olurdu. Ancak
kabulden sonra red ile ikrar reddedilmiş olmaz.
İkrarda bulunan redden sonra ikrarını tekrar etse, lehine ikrar yapılan bunu tasdik etmiş olsa, lehine
ikrar yapılanın o şeyi alması gerekir. Zira bu başka bir ikrar sayılır. Eğer sonra ikrarda bulunan
ikinci ikrarını inkâr.etmiş olsa, yemin teklif edilmez ve onun aleyhine delil de kabul edilmez.
Bedî şöyle demiştir: «En uygun olan delilin kabulüdür. İbni Şıhne buna dayanmış, Şurunbulâlî de
ikrar eylemiştir.»
İkrarla sabit olan mülk, helâk edilen fazlalıkları kapsamına almaz. O halde lehine ikrarda bulunulan
kimse, istihlâk edilmiş olan fazlalıklara da mâlik olamaz. Eğer bu ikrar ihbâr olsa idi, mâlik olması
gerekirdi. Meselâ bir koyunu ihbar yoluyla ikrar eden kimse daha önce bu koyunun kuzusunu
istihlâk etmiş olsa bile ikrar onu da kapsamına alır. Ancak kendi mülkiyetindeki bir koyunu inşa
yoluyla ikrar ederse, bu ikrar kuzuyu kapsamına almaz.
Hür bir mükellef veya ticaretle izinli bir köle veya çocuk, belirli ve belirsiz bir hakkı ikrar etseler,
ikrarları geçerlidir. Çünkü, ikrar edilen malın bilinmemesi ikrara zarar vermez. Ancak ikrarda
bulunan sattım ve kira gibi bir sebep beyan etmiş olsa, o zaman bilinmezlik zarar verir. Ama eğer
bunların ikrarları bir ticaret malında olursa. geçerli olmaz. Zira ikrar ticaretin zaruretlerindedir.
Bunların suç işleme, kefâlet gibi ticaretle doğrudan bağlantılı olmayan şeyler hakkındaki ikrarları
geçerli olmaz. Ticaret, malı mal ile değişmektir. Mehir ise, malın mal olmayan bir şeye değişimidir.
Suçlarda ise mübâdele söz konusu değildir. Uykudaki kimse ile baygın kimsenin ikrarı akıl
hastasının ikrarı gibidir. Sarhoşun ikrarı ise ileride gelecektir.
İkrarda bulunanın bilinmezliği ikrara zarar verir. Meselâ bir kimsenin «Senin birimiz üzerinde bin
dirhemin vardır» demesi gibi. Çünkü burada borcu ödeyecek kimse bilinmemektedir. Ancak bu
kimse, «Senin benim ve kölemin üzerinde şu kadar alacağın vardır» dese geçerli olur.
Lehine ikrar yapılanın bilinmezliği de eğer fahiş olursa, ikrara zarar verir. Meselâ bir kimse,
«İnsanlardan birisinin benim üzerinde şu kadar alacağı vardır» dese, bu ikrara zarar verir. Ama eğer
lehine ikrar yapılanın bilinmezliği az olursa, meselâ, «Şu iki kişinin benim üzerimde şu kadar
olacağı vardır.» dese, bu ikrara zarar vermez. Burada ikrarda bulunan beyan etmeye de zorlanamaz.
Çünkü davacı meçhuldür. Bahır. Bu Dürer´de de nakledilmiştir.
Yalnız şu kadarı var ki, Dürer´de konu, anlaşılamayacak derecede kısaltılmıştır. Nitekim. bunu
Azmizâde de beyân etmiştir.
İZAH
«Başkasının kendisi üzerindeki hakkını ihbardır ilh...» Umulur ki, Musannıf´ın bu ifadesi, «Falan
kimsenin falan kimse üzerinde bir hakkı yoktur» şeklinde ibra ve deynin iskâtı ifadesiyle nakzedilir.
Halbuki bunlar da ihbardır. Sadiye.
Ancak Musannıf´ın bu tarifi şöyle anlaşılmalıdır denilebilir: Yani îkrarda bulunanın başkasının
kendisi üzerindeki hakkının ihbarı demek, yani o hakkı vacib olmaması demektir. Düşün.
«Bir vechile de ikrar, inşadır ilh...» Sahih olan da budur. Bazı âlimler de ikrar inşadır demişlerdir.
Gelecek olan da bunun üzerine bina kılınır. Şu kadarı var ki, Gayetü´l-Beyân´da, Üstürşüniye´den
naklen şöyle zikredilmiştir: «Halâvanî Meşpayih îkrarın mülkiyete sebep olup olmadığında ihtilâf
etmişlerdir. İbn Fazl iki mesele ile delil getirerek ikrarın mülkiyete sebep olmadığını söylemiştir.
Meselelerden birincisi şudur: Borçlu olan bir hasta, malının hepsini bir ecnebiye varisleri icazet
vermeseler dahi, ikrar etmesi sahihtir. Eğer ikrar mülke sebep olmuş olsaydı, o hastanın sözü
varisler icazet vermediği takdirde ancak malının üçte birinde geçerli olurdu. İkinci mesele de şudur:
Ticaretle izinli bir köle, elindeki muayyen bir malın bir kimsenin olduğunu ikrar etmiş olsa, o ikrarı
sahihtir. Eğer temlik olmuş olsa, o mal o kimseye kölenin ikrarı teberru olurdu. Kölenin teberruu ise
sahih değildir. Cürcânî de ikrarın temlik etmek olduğunu söylemiştir. Bu sözüne de birkaç
meseleden delil getirmiştir. Bu meselelerden birisi şudur: Bir kimse hastalığında varislerinden
birisine borçlu olduğuna ikrar etmiş olsa, bu ikrarı sahih olmaz.» Özetle.
Yukarıda nakledilenlerden anlaşılıyor ki, Musannıf ve Bahır sahibinin zikrettikleri her iki görüşün
birleştirilmesidir. Bu birleştirmenin şekli ise her iki fırkanın da istidlâl ettiği meselelerin sabit
oluşudur.
«Kendi şahsı için ilh...» şahıs kendisinin bir başkasında alacağı olduğunu ihbar etmiş olsa bu dava
olur. Ama eğer bir diğerinin bir başkası üzerinde alacaklı olduğunu ihbar ederse, bu da şahâdet
olur.
«İkrar değil ilh...» Buna göre Musannıf´ın tarifi vekil, veli ve benzerlerinin ikrarı ile nakzedilmez.
Çünkü bunlar şer´an asılların yerine kâimdirler. Mülteka Şerhî.
«İkrarı sahih olduğu îçin ilh...» O zaman birisi elindeki malı bir diğer kimseden gasbettiğini ikrar
ederse, beyan etmesi için icbar edilir. Çünkü meçhul bir kıymeti ikrar etmiştir. Eğer beyan etmezse,
o malın malikinin daha fazla iddia ettiği üzerine yemin teklif edilir. Eğer yemin ederse, malikin iddia
ettiği ziyade sabit olmazsa, o zaman malik, gasbedilen malın kıymeti üzerine yemin teklif edilir. O
zaman gasıbtan da malikin yemini ile isbat ettiği kıymet alınır. Malik bu kıymeti alsa, sonra da
gasbedilen mal ortaya çıksa, burada gasıb o malı almada veya o malı malikine iade edip ödediği
kıymeti almakta muhayyerdir.
Hâkim, Ebû Muhammed Aynî´den şöyle rivayet etmiştir: Gasbedîlen malın sahibine yemin teklif
edilmesi ve onun yemini ile isbat edilen kıymetin gasbedenden alınması ancak onun inkârı ile sahih
olur.» Ebû Muhammed Aynî ayrıca şöyle de derdi: «Gasbeden beyan etmesi için zo...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
08 Şubat 2010, 17:31:49
Zehibe
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 31.681
Ynt: Dava
«
Yanıtla #9 :
08 Şubat 2010, 17:31:49 »
METİN
Bir kimsenin «Sende bin alacağım var» sözüne cevap olarak, diğeri bu iddia ile bağlantılı
kurmaksızın; «Hesaplarız» yahut «Ben tartarım» yahut da «senden başka veya senden önce veya
sonra hiçbir kimseden ödünç para almadım» dese, bu sözler ikrar sayılmaz. Çünkü bunlar karşı
tarafın iddiası ile bağlantılı olmadığı için ilk konuşulan söz gibi olurlar. Bu konuda kâide şudur: İlk
olarak söylenmeye değil de iddiaya cevap niteliğindeki sözler ikrar sayılır. İlk söylenmeye elverişli
olan veya hem ilk söylenmeye, hem de cevap almaya elverişli bulunan sözler «İlk söylenmiş» gibi
sayılır. Aksi halde kişi, Şüpheli bir sözle mâlî yükümlülük altına sokulmuş olur. İhtiyâr.
İkrarda karşı tarafın iddiası ile bağlantı kurulması meselesi şu şekilde açıklanabilir: Eğer cevap
kendi başına bir anlam ifade ediyorsa, bağlantının kurulup kurulmaması konusunda o zaman
hüküm verilir. Fakat, cevap «evet» kelimesi gibi bağımsız değilse o zaman mutlaka ikrar meydana
gelir. Meselâ: Bir kimse, «Benim şu kölemin elbisesini ver» veya «şu evimin kapısını aç» yahut «şu
evimi kireçle» dese, yahut da «şu atımı eğerle» veya «şu atımın eğerini veya gemini bana ver»
demiş olsa, o da «evet» demiş olsa, bu evet demesi, köle, ev, binek ve ev ile ikrar demektir. Kâfî.
Eğer adam, «Benim senin üzerinde bin liram yok mu?» dese, o da. «Bela (evet)» demiş olsa, bu bin
lira ile ikrar sayılır. Eğer olumsuz soruyu olumsuz şekilde cevaplamak anlamında kullanılan «neam
(evet)» kelimesiyle cevap verirse, bu ikrar olmaz. Bâzı âlimler ise; «evet» anlamına gelen değişik
kelimelerin kullanması sonucu değiştirmez, bunlarla da ikrar oluşur,» demişlerdir. Çünkü ikrar,
arapçanın incelikleri üzerine değil, örfe göre yapılır. Örfte ise «belâ» ile «neam» arasında hiçbir fark
yoktur. Cevhere adlı eserde de böyledir. Konuşan bir kimsenin başıyle işareti; mal, azad, boşama,
satım, evlenme, kira ve hibe konularında ikrar sayılmaz. Yalnız fetvâ vermede, neseb kabulünde,
müslüman olma veya dinden çıkmalarda başla işâret ikrar kabul edilir. İhramdaki bir kimsenin av
hayvanını işareti. âlimin hadis rivayetinde başıyla işareti kocanın boşama sırasında kansına üç
parmağı ile işareti de ikrar sayılır. Eşbâh.
İşâretin ikrar olduğu yerlerde yemin de işarete ilâve edilir. Meselâ «Ben falan kimseyi istihdam
etmem veya sırrını ifşa etmem veya kendisinin bulunduğu yeri haber vermem diye yemin etmiş
olsa, sonra da onlara işaret etmiş olsa, yemininden dönmüş olur. İmâdiye. Konuşan bir kimsenin
işaretinin geçersiz olduğu belirtilirken, dokuz yerde bunun muteber olduğuna da işaret edilmiştir.
Eğer bir kimse, vadeli bir borcu ikrar etmiş olsa, lehine ikrar yapılan da sürenin dolduğunu iddia
etse, ikrarda bulunanın borcunu peşin olarak ödemesi gerekir. Şafiî´ye göre eğer ikrarda bulunan
vadesi dolmadığına dair yemin ederse, onun yemini kabul edilir. İkrarda bulunanın vadeli bir borç
hususundaki ikrarı nasıl kabul edilmezse, elindeki bir kölenin başka birisinin olduğu veya başka
birisinden kiraladığı konularındaki ikrarı da kabul edilmez. Bu duruma göre vade ve kira
meselesinde delilsiz bir iddia bulunduğu için ikrarda bulunan tasdik de olunamaz. O zaman bu, her
iki meselede de lehine ikrar yapılan, ikrarda bulunandan yemin taleb eder.
Ama ikrarda bulunan eğer siyah dirhemlerle ikrar ederse, lehine ikrar yapılan do dirhemlerin
vasfında onu yalanlarsa, yukarıdaki meselenin aksine ikrarda bulunanın yalnız ikrar ettiği vasıftaki
dirhemleri ödemesi gerekir. Zira siyahlık bir türdür. Vade ise, arızidir. ancak şartla sabit olur.
Demek ki, nevide söz ikrarda bulunanındır. Örızî şeylerde de söz lehine ikrar yapılanındır. Nitekim
kefilin borcun vadesinde ikrarı kabul edildiği gibi. Çünkü söz vadede kefilindir. Zira vadeli borçta
vadeye kefâlet şartsız olarak sabit olur.
Bir kimsenin örtülü bir cariye aldığını söylemesi kapalı paketiyle elbise almak gibi, bunun satıcının
mülkü olduğunu ikrar etmesidir. Yine bunun gibi, bir malı almak için pazarlık yapmak veya vedîa,
âriyet veya hibe olarak verilmesini istemek yahut kiralama talebinde bulunmak bu malın zilyedin
mülkü olduğunu ikrar etmek anlamına gelir. Bu muâmeleleri vekil aracılığı ile yapmak hükmü
değiştirmez. Bu durum, söz konusu malı artık ne kendisine ve ne de başkasına vekâlet veya
vesâyetle dava etmesine engel olur. Çünkü aksi halde çelişkiye düşmüş olur. Ancak birisini bütün
davalarından ibrâ etse, sonra da vekâlet veya vesâyetle bunların davasında bulunsa. çelişki
bulunmadığından davası geçerli olur. Bunu Dürer de ikrar babından hemen önce zikretmiştir.
Bunlar câmı adlı eserde de yazılmıştır. Ancak Vehbâniye adlı eserin tesbiti bunun aksinedir.
Vehbâniye şârihi Şurunbulâlî, Vehbâniye´deki ifade ile Câmi´deki ifade arasını şu şekilde
uzlaştırmıştır: «Bana şunu sat» derse, ikrar olur. Ama, «Bunu bana satar mısın?» dese, bu ikrar
olmaz. Bunu satış senedine yazıp mühürlemesi de teyid eder. Çünkü bunlarda onun mülkü
olduğunu veya mülkü olmadığını ikrar yoktur.
Adam, «Benim üzerimde falan kimsenin yüz ve bir dirhemi vardır?» dese, hepsi yüz dirhem olur.
Yine, «Falan kimsenin benim üzerimde yüzü ve ölçülecek veya tartılacak şeyi vardır.» demiş olsa, o
ölçek veya batman yüzü tefsir ettiğinden ona yüz lâzım gelir.
Bir kimse, «Falan kimsenin bende yüz ve üç elbisesi vardır.» demiş olsa, hepsinin elbise olması
gerekir. Çünkü burada «üç elbise» kelimeleri yüzü tefsir etmektedir. İmam Şâfiî buna muhalefet
etmiştir.
Biz deriz ki: Burada elbise kelimesi atıf harfi ile zikredilmemiştir. Öyleyse burada tefsir her ikisine
de irca edilir. Çünkü her ikisinin de tefsire ihtiyacı vardır.
Bir kimse, «Benim ahırımda falan kimsenin bir hayvanı vardır.» dese, yalnız hayvanı ödemesi
gerekir. Çünkü burada asıl kâide şudur: Zarf olmaya lâyık olan her şey onu nakletmek mümkün ise,
içindeki ile birlikte verilir. Eğer nakli mümkün olmayan bir şey ise, yalnız mazrufun ödenmesi
gerekir. İmam Muhammed buna muhâlefet etmiştir. Ona göre, her ikisini de vermesi gerekir. Çünkü
ona göre gayr-i menkulün de gasbı tasavvur edilir.
İkrar edilen şey zarf olmaya uygun değilse, yalnız birincisini verir. Meselâ bir kimse, «Falan
kimsenin bende dirhemde bir dirhemi vardır.» dese, dirhem dirheme zarf olmayacağı için bir
dirhem vermesi gerekir.
Ben derim ki: Bunun ifade ettiği şudur: Bir kimse. «Falan kimsenin benim yanımda, çadırda bir
hayvanı vardır» dese, hayvanı çadır ile birlikte ödemesi gerekir. Eğer, «Falan kimsenin benim
yanımda dirhemde bir elbisesi vardır» derse, yalnız elbiseyi ödemesi gerekir. Ben bunu görmedim.
Araştırılsın.
İZAH
«Geçmişle bağlantıları olmadığından ilh...» Yani bunların geçmişle bağlantıları taayyün etmemiştir.
«Asıl kâide şudur: İlk olarak söylenmeye değil, cevaba uygun olan her kelime ilh...» Yukarıda gecen
sözler gibi, Kâfi´nin ifadesi bundan sonra, Minah´ta olduğu gibi şöyledir: «Eğer iddia ile bağlantı
zikredilirse, karşıdakine cevap vermiş olur. Eğer bağlantı zikredilmezse, ya cevap olmaz veya hem
cevaba, hem de ilk olarak söylenmeye uygun olur. O zaman da kelâma şüphe girer, ikrarda da
şüphe olmaz.
«Cevap olur ilh...» Meselâ, yüz dirhem üzerine mahkeme edilseler ikrarda bulunan «ben onu sona
ödedim» veya «sen beni ondan ibra ettin» dese, bu bir ikrar olur.
«Ben falan kimseyi istihdam etmem ilh...» Yani, bu sözüyle onun hizmetine işaret etmektedir.
Hâmiş´te de böyledir.
BİR UYGULAMA ÖRNEĞİ :
Hâmiş´te şöyle zikredilmiştir: «Terekenin taksiminden sonra, varislerden bazısı, ölen kimseden
olacağı olduğunu iddia etse, bu iddiası kabul edilir. Çünkü mirasın taksimi, borçlardan ibra
anlamına gelmez. Burada varisin hakkı başkasına bağlı değildir. Onun taksime razı olması tereke
ile ilişiğinin kesildiği ikrar anlamına gelmez. Ancak bunun aksine varislerden birisi terekeden belli
bir malı iddia etse, taksimden sonra onun iddiası dinlenmez. Çünkü onun hakkı şekil ve mana
bakımından terekenin bütünü ile ilgilidir. O halde taksim onun hakkını terekeden kesmiş olur. Zira
taksim, artık terekeden belirli bir malın ona ait olacağını gösterir. Bezzâziyye.
«Şartsız olarak ilh...» O halde vade, kefâletin bir nevidir. Vade ile kefâlet, kefâletin iki nevinden
birisi olur. Bundan ötürü kefil tasdik edilir. Çünkü kefilin, kefâletin çeşitlerinden birisini ikrarı diğer
çeşidi ikrar değildir. Gâyetü´l-Beyân. Bu meselenin tamamı kefâlet bahsinde geçmiştir.
«Örtülü bir câriye ilh...» Bezzâziyye´de bu mesele şu şekilde açıklanmıştır: «Bu meselede genel
kâide şudur: Eğer ikrar olunan şey pazarIık sırasında yanında oturan örtülü bir cariye gibi tanınan
bir nesne ise, onun ikrarı tasdik edilmez. Ancak, davalı ikrarda bulunanın onu tanımadığını tasdik
ederse, ikrarda bulunanın sözü kabul edilir. Eğer ikrar olunan şey bohça içindeki elbise veya hiçbir
yeri görülmeyen başı örtülü oturan bir cariye gibi tanınmayan bir nesne olursa, o zaman kabul
edilir. İşte bunda...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa:
1
[
2
]
3
4
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...