๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Hal Dili => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 11 Temmuz 2011, 20:22:41



Konu Başlığı: Yemeğin Hakkı
Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Temmuz 2011, 20:22:41
Hâl Dili


Ekim 2010 142.SAYI
 

Abdullah S. DEMİRTAŞ kaleme aldı, HÂL DİLİ bölümünde yayınlandı.

Yemeğin Hakkı

İbn A’bad anlatıyor:

Hz. Ali r.a. bir gün bana:

– Ey İbn A’bad, yemeğin hakkı nedir bilir misin, diye sordu.

– Nedir ey Ebu Tâlib’in oğlu, dedim.

– “Bismillah, Allahım verdiğin rızıkları bizim için bereketli kıl.” demendir, dedi. Sonra;

– Yemeğin şükrü nedir, diye sordu.

– Onun şükrü nedir, diye kendisine sordum.

– “Bizi yediren ve içiren Allah’a hamd olsun.” demendir, buyurdu.

Hilyetü’l-Evliyâ


Yolda Kalmamak İçin

“Gelin bugün yanalım yarın yanmamak için
Ölelim ölmez iken yine ölmemmek için.

Tartalım günahımız artıralım âhımız
Edelim hesabımız hesap olmamak için.

Erenlere gidelim eteklerin tutalım
Bugün öyle edelim yolda kalmamak için.”

Yunus Emre k.s., Dîvân



Hüsnü Zanda Ölçü

Bir kimse, din kardeşinin yetmiş tane kusurunu görse, hepsine tahammül eder. Ya da her biri için bir mazeret arar, ayıbını kapatır. Bu kusurlar için bir özür bulursa tamam demektir, bu onun için yeterlidir. Eğer bulamazsa şöyle der: “Mutemelen benim bilmediğim bir özrü vardır!”

Ebu Talib Mekkî, Kûtu’l-Kulûb


Deryadan İnciler

Erzurumlu İbrahim Hakkı k.s. hazretlerinin mürşidi İsmail Fakirullah k.s. ona şu tavsiyelerde bulunur:

“Molla İbrahim! Allah Tealâ’yı bulan, O’nun azabından kurtulur.

İbrahim! Her şey Allah’tandır ve her şey O’nun içindir.

Allah Tealâ’yı seven kimse, Kur’an-ı Kerim’i okumayı sever ve onunla amel eder. Kur’an-ı Kerim’i okumak insan ruhunun gıdasıdır.

İbrahim! Allah Tealâ’yı seven, habibi Hz. Muhammed’e s.a.v.’e tabi olur, O’nun sünneti ile amel eder ve O’nu sever. Allah Rasulü’nü seven O’na çokça salavat getirir ve O’nun hadislerini okur.

İbrahim! Dünya çocuk oyuncağıdır, hayalden ibarettir, noksandır, boş bir rüyadır. Allah ise bakidir.

İbrahim! Yemeyi ve içmeyi Allah için azaltmak sıhhat ve rahatlıktır. Uykuyu azaltmak ise huzur verir.

Susmak, gereksiz yere konuşmamak, açık bir hikmet ve güzel bir haslettir.

Molla İbrahim! Sabrın başı çok acı, sonu bal gibi tatlıdır.”

Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme


Her Şey O’nu Anıyor

Tasavvuf büyüklerinden Ebu Abdurrahman Sülemî k.s. anlatıyor:

Şeyh Ebu Osman’ın yanında bulunuyordum. O esnada birisi kuyudan su çekiyor, dönen kuyu çarkından ses geliyordu. Şeyh:

– Ey Sülemî! Şu çarkın ne dediğini biliyor musun, diye sordu.

– Ne diyor ki, dedim.

– Allah, Allah diyor, diye cevap verdi.

Tezkiretü’l-Evliyâ


‘Sen de Öleceksin’

İmam Şa‘rânî k.s. Tabiîn’in büyüklerinden ve Emevî halifelerinden adalet ve güzel ahlâkı ile meşhur Ömer b. Abdülaziz rh.a. hakkında şunları anlatır:

Bir gün Yezid Rekkâşî halife Ömer b. Abdülaziz’in (Allah onlardan razı olsun) huzuruna çıkar, Ömer b. Abdülaziz ona:

– Ey Yezid, bana nasihatte bulun, dedi. Yezid Rekkâşî rh.a. ona şu nasihatte bulundu:

– Ey Müminlerin Emiri! Ölecek olan ilk halife sen değilsin. Sen de öncekiler gibi mutlaka öleceksin.

Ömer b. Abdülaziz ağladı ve:

– Biraz daha öğüt ver, dedi. O da nasihatine şöyle devam etti,

– Seninle, atan Hz. Adem Peygamber arasında yaşayan kimse kalmadı, hepsi ölüp gittiler.

Ömer b. Abdülaziz ağlamaya devam etti ve “Devam et!” dedi. O da şöyle devam etti,

– Cennet ve cehennem arasında kalınacak başka bir yer yok. Ya cennete ya da cehenneme gideceksin.

Bu sözleri işiten Ömer b. Abdülaziz rh. a. o kadar etkilendi ki bayılarak yere düştü.

İmam Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn


Salih Amelleri de Gizleyin

Cennetle müjdelenen on sahabiden biri olan Zübeyr b. Avvam r.a. şöyle der:

“Kötü amellerinizi gizlediğiniz gibi salih amellerinizi de gizleyin.”

Tenbîhü’l-Muğterrîn


Kendini Neyle Eğitir?

Bir gün Ebu Abbas Seyyârî k.s. hazretlerine;

– Mürit kendini neyle eğitir, diye soruldu. Hazret buyurdu ki:

• Hak Tealâ’nın emirlerini yerine getirmede ve yasaklarından uzak kalmada gösterdiği sabırla,
• Salihlerle sohbetle,
• Arkadaşlara hizmet etmekle,
• Fakirlerle oturup kalkmakla.

Tezkiretü’l-Evliyâ


O Nerede?

Naklederler ki dervişin biri bir şeyhe;

– O’nu nerede arayayım, diye sorar.

Şeyh dervişe der ki:

– Nerede aradın da bulamadın ki? Şayet arama yoluna samimiyetle bir tek adım atacak olsan, nereye baksan O’nu görürsün.

Feridüddîn Attâr, Tezkiretü’l-Evliya