๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Hal Dili => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2011, 06:13:37



Konu Başlığı: Rızık Nereden Gelir?
Gönderen: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2011, 06:13:37
Hâl Dili


Mart 2008 111.SAYI
 

Abdullah S. DEMİRTAŞ kaleme aldı, HÂL DİLİ bölümünde yayınlandı.

Rızık Nereden Gelir?

İbrahim b. Edhem k.s. ile Şakik-i Belhî k.s. Mekke’de karşılaşırlar. İbrahim b. Edhem Şakik’e sorar:

– Rızık için çalışmayı terk etmişsin, sebebi nedir?

Şakik-i Belhî k.s. şöyle cevap verir:

– Çölde yolculuk yaparken yerde kanatları kırık bir kuş gördüm. Kuşun nasıl rızıklanacağını merak ettim, karşısına oturup beklemeye başladım. Derken, gagasında çekirge bulunan bir kuş belirdi. Çekirgeyi getirip kanadı kırık kuşun gagasına bıraktı. Bunu görünce kendi kendime dedim ki: “Şu kanadı kırık kuşu başka bir kuşu sebep kılarak besleyen Allah Tealâ, nerede olursam olayım, beni de rızıklandırmaya kadirdir!” Böylece rızk için çalışmayı bırakıp ibadetle meşgul oldum.

Bunun üzerine İbrahim b. Edhem k.s. şöyle der:

– Peki neden sakat kuşu besleyen sağlam kuş gibi olmayı tercih etmiyorsun? Rasulullah s.a.v. “Veren el alan elden hayırlıdır!” buyurmadı mı! Ayrıca, her işinde en iyiye ulaşmaya çalışmak müminin alametlerindendir. İyiler derecesine ancak bu yolla yükselinebilir.

Bu sözler üzerine Şakik-i Belhî k.s., İbrahim b. Edhem’in elini öperek şöyle dedi:

– Ey İbrahim, doğru söylüyorsun. Bununla birlikte, insan rızkını temin için sadece sebeplere bağlanıp kalmamalı, sonucun tamamen bununla sağlanacağını sanmamalıdır. Asıl rızkı verenin Mevlâsı olduğunu unutmamalı ve dikkatini O’na vermelidir. Bu durum dilencinin haline benzer. Dilenci elinde tuttuğu kaba değil, ellerini uzatarak kendisine bir şeyler verenlere bakar. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: “Kim zengin olmak isterse, kendi elinde olandan çok Allah Tealâ’nın katında olanlara güvensin.” (İmam Gazalî, Mükâşefetü’l-Kulûb)

Hangisi Daha Çirkin

Yahya b. Muaz k.s. der ki:
Tevbeden sonra işlenen bir günah, tevbeden evvel işlenen bin günahtan daha çirkindir. (Tezkiretü’l-Evliya)

Annenin Yanıbaşı

Bayezid Bistamî k.s. anlatıyor:

“Meğer anne rızasını kazanmak, bütün güzel amellerin başında geliyormuş. Tüm nefs mücadelesinde, riyazetlerde, gurbette aradığımı anne rızasında buldum.

Bir gece annem benden su istemişti. Evde su yoktu. Testiyi alıp çaya su getirmeye gittim. Döndüğümde annemin uyuyakalmış olduğunu gördüm. Uyanırsa suyunu vereyim diye esti elimde başucunda beklemeye başladım.

Bir müddet sonra annem uyandı. Beni elimde testi başucunda görünce şaşırdı, duygulandı. Bir yandan da zahmet çektiğimi düşünüp üzüldü. “Niçin böyle yaptın!” dedi. Ben de:
– Uyandığın vakit yanı başında bulunmak istedim, onun için, cevabını verdim.” (Tezkiretü’l-Evliya)

Kim Yalnız?


Abdullah b. Mübârek rh.a. evinde çok otururdu. Kendisine:

– Yalnızlık hissetmiyor musun, diye sorulunca şu cevabı verdi:
– Hz. Peygamber s.a.v. ve ashabı ile beraberken nasıl yalnızlık hissederim?

Abdullah b. Mübarek, Hz. Peygamber ve ashabı ile beraber olmak derken, Kur’an okumayı, hadisleri mütalaa etmeyi ve zikirle meşgul olmayı kast ediyordu. (İmam Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd)

Misafirin Duası


Rabia Adeviye k.s. hacca gitmek için yola koyuldu. Bir süre sonra eşyasını taşıttığı merkebi ölünce kafiledekiler:
– İsterseniz eşyanızı biz taşıyalım, dediler. Hz. Rabia:
– Ben Allah’a tevekkül edip yola çıktım. Siz yolunuza devam edin, dedi. Bunun üzerine kervan yola devam etti.

Rabia Adeviye k.s. de Allah’a şöyle yakardı:

– İlâhi! Beni evine davet ettin, ama eşeğimi yolun yarısında öldürdün. Beni çöllerde yapayalnız bıraktın.
Bunun üzerine Allah Tealâ merkebi diriltti ve Rabia Adeviye de yükünü yeniden merkebin sırtına vurarak yoluna devam etti. (Tezkiretü’l-Evliya)

İki Cümleyi Unutma


Bir kişi Bayezid Bistamî k.s. Hazretleri’ne gelip şöyle bir talepte bulundu:

– Bana kurtuluşuma vesile olacak bir şey öğret!

Bayezid Bistamî k.s. adama dedi ki:

– Şu iki cümleyi aklında tutman ilim olarak sana yeter:

1. Cenab-ı Hak halimi bilir, yaptığım her şeyi görmektedir,
2. Cenab-ı Hakk’ın amelime ihtiyacı yoktur. (Feridüddîn Attar, Tezkiretü’l-Evliya)

En Büyük Makam


Sehl b. Abdullah Tüsterî k.s. şöyle diyor:

“Bu yolda en büyük makam ve en büyük iş, kötü bir huyu iyi bir huya dönüştürmektir.” (Tezkiretü’l-Evliya)