๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Hal Dili => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2011, 19:54:26



Konu Başlığı: Haram İş Küçük Olsa da
Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2011, 19:54:26
Hâl Dili



Kasım 2007 107.SAYI


Abdullah S. DEMİRTAŞ kaleme aldı, HÂL DİLİ bölümünde yayınlandı.

Haram İş Küçük Olsa da...

Büyük mutasavvıf Bayezid-i Bistâmî k.s. bir gün annesine şunu söyledi:

– Anneciğim söyle, bana süt verebilmek için haram bir şey yedin mi? Çünkü bilmediğim bir şeyi öğrenebilmek için kendime güvenim olmuyor, sanki Rabbim o şeyle arama perde koyuyor.

Annesi şunu anlattı:

– Pek fazla hatırlamıyorum, fakat bir gün komşuların birine gitmiştim. O zaman sen kucağımdaydın. O gün onlardan izinsiz yağdanlıklarından yağ alıp başını yağladım. Onlara da bir şey söylemedim. Başka bir gün de onlardan habersiz gözlerini sürmeledim.

Bu sözler üzerine Bayezid-i Bistâmî k.s. annesine şunu söyledi:

– Yüce Allah, zerre ağırlığınca bir şey için dahi olsa, kullarını ince bir hesaba çekecektir. Şu ayeti bilmiyor musun? “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa karşılığını görür. Kim de zerre miktarı
şer işlemişse onun karşılığını görür.” (Zilzal, 7-8). Bu yaptıkların zerre miktarından fazla, bunlar yüzünden Rabbim’in rahmetinden ayrı kalmaktan korkuyorum.

Sonra kalkıp üzerlerinde hakları kalan komşuları aradı. Onların mirasçılarını bulup kendisi ve annesi için helallik istedi.

(Abdülmecid Hânî k.s., Hadâikü’l-Verdiyye)



İlim Kimsenin Ayağına Gitmez


İmam Mâlik r.a. dünyalığa kıymet vermez, ilmiyle sadece Allah rızasını gözetirdi. Ondan nakledilen şu hikâye açıkça buna işaret eder:

Harun Reşid’in huzuruna çıkmıştım. Dedi ki:

– Ey Ebu Abdullah (İmam Mâlik’in künyesi), buraya gelip çocuklarımıza “Muvatta” (İmam Malik’in meşhur ve muteber hadis kitabı) okutsan iyi olurdu..

Ben de:

– Allah Tealâ emîrimizi yüceltsin, bu ilim sizden, yani Kureyş’ten çıktı. Eğer siz bunu yüceltirseniz o yücelir, eğer kıymet vermezseniz o da önemini kaybeder. İlim kimsenin ayağına gitmez, ilmin olduğu yere gidilir, dedim. Bunun üzerine Harun Reşid:

– Doğru diyorsun, dedikten sonra çocuklarına dönüp, siz de camiye gidin ve diğer kimselerle bir arada dinleyin, diye emretti.

(İhyâu Ulûmi’d-Din)




Hz. Ebu Bekir’i Ağlatan Su


Sahabilerden Zeyd b. Erkâm r.a. şöyle anlatıyor: “Hazret-i Ebu Bekir r.a. ile beraberdik. Bir ara su istedi. Kendisine ballı su getirdiler. Suyu ağzına yaklaştırınca ağlamaya başladı ve yanındaki herkesi ağlattı. Herkes ağlamayı kesti, o da kesti. Sonra suyu tekrar ağzına yaklaştırdı ve yine ağlamaya başladı. O kadar ki, yanındakiler neden ağladığını öğrenemeyeceklerini zannettiler. Derken, sonunda gözlerindeki yaşı sildi. Yanındakiler dediler ki:

– Ey Allah Rasulü’nün halifesi, seni ağlatan nedir? Hz. Hazret-i Ebu Bekir r.a. şöyle dedi:

– Rasulullah s.a.v. ile birlikte idim. Yalnızdı ve yanından bir şeyler kovup uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kendisine; “Ey Allah’ın Rasulü! Kovup uzaklaştırmaya çalıştığın şey nedir?” diye sordum. Buyurdular ki:

“Şu dünya temsili olarak gözümün önüne dikildi. Ben de ona, yanımdan uzaklaş, defol, dedim. O da bana döndü: Sen beni başından savdın, ama senden sonra gelenler benden yakalarını kurtaramayacaklar, dedi.”

(İmam Gazalî rh.a., Mükâşefetü’l-Kulûb)





Arif ve Alim


Bayezid-i Bistâmî k.s. şöyle demiştir:

“Arif (tevhid bilgisine ve şuuruna sahip kimse), konuştuğunun daha üstündedir. Alim (dinî ilimlerde derinlik sahibi kimse) ise konuştuklarının çok altındadır. Çünkü arif devamlı yüce Rabbini düşünür, alim ise ilmiyle kendini düşünür.”

(Hadâikü’l-Verdiyye)



Dünya ile Ahiretin Çekişmesi


Ebu Süleyman Daranî r.a. şöyle der:

“Ahiret arzusu ve sevgisi bir kalpte bulununca, dünya gelip onu sıkıştırmaya ve yerini almaya çalışır. Fakat bir kalpte dünya sevgisi yer etmiş ise, ahiret arzusu gelip yerini almak için onunla mücadele etmez. Zira, ahiret izzet ve şeref sahibi, dünya ise değersiz ve alçaktır.”

(Mükâşefetü’l-Kulûb)



Günahların Seni Bağlıyor


Adamın biri Hasan-ı Basrî rh.a.’e sordu:

– Ben gece ibadete kalkmak için her çareye başvurur, hatta abdest suyumu da hazırlarım. Fakat yine uyanamam, bunun hikmeti nedir?

Hasan-ı Basrî rh.a. cevap verdi:

– Günahların seni bağlıyor!

(İmam Gazâlî rh.a., İhyâu Ulûmi’d-Din)




O, Zamanın Kutbudur


Dürüst ve güvenilir olan büyük bir tüccar vardı. İyi bir insanın özellikleri onda mevcuttu. Bu tüccarın Şeyh Abdülkadir Geylanî k.s.’ye büyük bir sevgisi ve itimadı vardı.

Şöyle anlatıyor:

“Abdülkadir Geylanî k.s. zaman zaman bana görünür, güzel şeyler müjdeler ve önemli işlerimde bana yardım ederdi. Bir gün rüyada bana dedi ki:

– Sen benden büyük yardım görsen de, sana hayatta bir şeyh gerekir.

Ona;

– Peki, kime başvurayım, diye sorunca şöyle dedi:
– Şeyh Ahmed Sehrendî k.s.’ye (İmam-ı Rabbanî Hazretleri’ne) git. Bugün zâhir ve bâtın ilimlerini bilen odur. O, zamanın kutbudur.

Bu rüya üzerine ona gittim ve hayran olduğum kerametler ile garip olgunluk halleri gördüm.”

(Hadâikü’l-Verdiyye)



İlim ve İrfan


Hz. Ömer r.a. vefat ettiği zaman İbn Mes’ud r.a. “İlmin onda dokuzu öldü.” buyurdu.

Bu sözü üzerine İbn Mes’ud’a denildi ki:

– Sahabe-i kiramın büyükleri hayatta iken, niçin böyle söylüyorsun?

Şöyle cevap verdi:

– Ben hüküm ve fetva ilimlerini değil, Allah Tealâ’yı bilmeyi, Marifetullah’ı, kastettim.

(İhyâu Ulûmi’d-Din)



Öfke ile Yapılan Yemek


Şah-ı Nakşibend k.s. Hazretleri Gadyut denilen yere gitmişti. Bir derviş kendisine yemek ikram etti. Şah-ı Nakşibend k.s. Hazretleri ona şunları söyledi:

– Benim bu yemeği yemem uygun olmaz. Zira bu yemek öfke ile yoğurulmuş, gazap ateşiyle pişirilmiş. Bir kimse yemeği hazırlarken kaşığını gaflet, gazap, gönül koyarak kullansa, o yemekte hayır ve bereket
olmaz. Şeytan ve nefs, böyle bir yemekte kendisi için yol bulur. Hem böyle hazırlanmış bir yemekten ne gibi bir bereket meydana gelebilir ki? Salih amellerin ve hayırlı işlerin özü, huzurla yenen helal lokmadan kaynaklanır. Her zaman ve özellikle namaz sırasında manevi huzur elde etmek istiyorsanız, mutlaka kazandığınızın helal olmasına dikkat etmelisiniz.

(Hâce Ahmed b. İbrahim, Şah-ı Nakşibend)



Konu Başlığı: Ynt: Haram İş Küçük Olsa da
Gönderen: Kayin üzerinde 23 Mayıs 2013, 10:51:08
“Ahiret arzusu ve sevgisi bir kalpte bulununca, dünya gelip onu sıkıştırmaya ve yerini almaya çalışır. Fakat bir kalpte dünya sevgisi yer etmiş ise, ahiret arzusu gelip yerini almak için onunla mücadele etmez. Zira, ahiret izzet ve şeref sahibi, dünya ise değersiz ve alçaktır.”