๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Hal Dili => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2011, 20:21:10



Konu Başlığı: Hanımla Kavga ve Bir Sohbet
Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2011, 20:21:10
Hâl Dili


Aralık 2007 108.SAYI


Abdullah S. DEMİRTAŞ kaleme aldı, HÂL DİLİ bölümünde yayınlandı.

Hanımla Kavga ve Bir Sohbet


Şah-ı Nakşibend k.s. Hazretleri’nin müritlerinden biri anlatır:

– Hanımımla tartışmış, kalbini kırmıştım. Aradan bir müddet geçti. Şah-ı Nakşibend Hazretleri’nin yanına gittim. Hâce Hazretleri, “Hanımlarla iyi geçinmek gerek...” diyerek bir sohbet konusu açtı. O sırada ben, “Benim halimden söz eder mi acaba?” diye düşündüm. Derken, bir ara Hâce Hazretleri:

– Her konuda olduğu gibi, kişinin hanımıyla geçim konusunda da nefsine karşı çıkması gerek, dedi.

O an ben, eşimle yaptığım münakaşanın aslında çok basit bir olaydan kaynaklandığını düşündüm. Kendi kendime, aslında telafi edilmesi pekâlâ mümkün, dedim. Kararımı verdim, hanımımın gönlünü alacaktım. Bu
arada Hâce Hazretleri sohbete devam ederek:

– Mümkün olduğunca nefsin payını düşünmek gerek. Noksanlığımız olabileceğini unutmamak lazım. Zira Peygamber s.a.v. Efendimiz, pak zevcelerinin saçlarını mübarek elleriyle tutardı. Saçlarının yıkanmasına
yardımcı olurdu. Rasulullah s.a.v Efendimiz tabii ki bunu bir hikmete bağlı olarak yapıyor, onların gönlünü alıyordu, buyurdu.

Bu sohbet üzerine gittim, hanımımın gönlünü yaptım ve onunla barıştım.

(Hâce Ahmed b. İbrahim, Şah-ı Nakşibend)



İyiyi de, Kötüyü de Küçük Görme


Ebü’l-Hasan Yahya b. Hüseyin-i Kahirî r.a. anlatıyor: Mısır’a geldiğimde Zünnûn-i Mısrî’nin halkasına katıldım. İçimde, benim orada bulunanlardan üstün olduğum duygusu vardı. Zünnûn beni görünce dedi ki:

– Böyle yapma. Çünkü Allah üç şeyi üç şeyin içinde gizlemiştir: Gazabını kendisine yapılan mâsiyette (günahta), rızasını O’na taatte, velayeti (veliliği) de kulları arasında gizlemiştir. O’na karşı yapılan hiçbir mâsiyeti küçük görme, belki de Allah’ın gazabı ondadır. Allah’a taatte hiçbir şeyi hakir görme, belki de Allah’ın rızası ondadır. Allah’ın mahlûkatından da kimseyi küçük görme, belki de evliyasından  bir velidir.

(Kitâbü’z-Zühd)


Sen Bunları Hissetmedin mi?

Halef b. Eyyub’u (Allah ona rahmet etsin) namaz kılarken bir eşek arısı soktu ve kanamaya başladı. Fakat o bunun farkında değildi. Derken, bir arkadaşı çıkageldi ve durumu kendisine bildirdi. O da elbisedeki kan lekesini yıkadı. Denildi ki:

– Seni eşek arısı soktu, kanın aktı, sen bunları hissetmedin mi?
– Melik ve Cebbâr olan Allah’ın huzurunda duran, başına ölüm meleği Azrail a.s dikilmiş, solunda cehennem, ayaklarının altında sırat köprüsü bulunan birisi böyle bir şeyi duyabilir mi?
(Mükâşefetü’l-Kulûb)

Neden Yüceldiler?

Bişr-i Hâfî rh.a. anlatır:

Rasul-i Ekrem s.a.v.’i rüyamda gördüm. Buyurdular ki:

– Ey Bişr! Allah seni akranların arasında nasıl yükseltti, biliyor musun?
– Hayır, bilmiyorum ey Allah’ın Rasulü, dedim.
Rasulullah s.a.v. :
– Salihlere hizmet, mümin kardeşlerine nasihat ettiğin, arkadaşlarına ve sünnetime uyanlara sevgi beslediğin ve benim yoluma uyduğun için, buyurdular.
(İmam Gazalî rh.a., Mükâşefetü’l-Kulûb)


Allah Dostlarının Gönlü


Dervişin biri Beyazıd Bistamî k.s.’ye şöyle der:
– Beni Allah’a yaklaştıracak bir iş tavsiye et!
Beyazıd Bistami k.s. ona şu öğüdü verdi:
– Allah’ın veli kullarını sev. Onların gönlüne girmeye çalış. Çünkü Allah, her gün o ariflerin kalplerine 360 defa nazar eder. Bu nazarlar esnasında seni orada bulsun!
(Osman Nuri Topbaş k.s., Bir Testi Su)

Gönül Reçetesi

Fudayl b. İyaz k.s. şöyle diyor:

Dost olarak Allah yeter. Yakınlık için Kur’an yeter. Vaiz olarak ölüm yeter. İlim olarak Allah’tan korkmak yeter. Allah’tan gafil olmak da cehalet olarak yeter.
(Kitâbü’z-Zühd)



İstikamet


Ebu’l-Kasım Nasrâbâdî rh.a. diyor ki:

“Nefsin seni hapsetmiştir. Bu hapisten kurtulup çıktığın takdirde ebedi huzura ulaşırsın. Ancak orada bulunmaya devam ettiğin sürece bela zindanındasın; seni buradan kurtaracak olan sadece ve sadece
istikamettir (ibadet ve Hakk’a teslimiyettir).”
(İmam Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd)


Sûfilere Niçin Sûfi Denilir?



Adamın biri Ebubekir Şiblî k.s.’ye sordu:

– Sûfilere niçin sûfi denildi?
Hazret şu cevabı verdi:
– Rableri katından kendilerine gösterilen yakın dostlukla saf oldular. Saf olan insan da sûfîdir (saflaşmış, arınmıştır)
(Kitâbü’z-Zühd)


Nefsin Elinden Kurtulmak


Peygamberler ve onların vârisleri, yani kâmil insanlar, insanlık peçesi ile örtülmüş birer güneştir. Onların himayesine sığın ki, seninle bin pazarlık yaparak sana düşmanlık eden nefsinin elinden kurtulasın!
(Mevlâna Celâleddin Rumî k.s., Mesnevi)


Konu Başlığı: Ynt: Hanımla Kavga ve Bir Sohbet
Gönderen: Ekvan üzerinde 28 Ekim 2012, 13:18:16


      Kamil mü'min olamasak ta,kamil olanları sevenlerden olabiliriz..Bu da bizi, Rabbimizin sevgisine yaklaştırırsa ,ne mutlu bize..


Konu Başlığı: Ynt: Hanımla Kavga ve Bir Sohbet
Gönderen: gül7 üzerinde 28 Ekim 2012, 15:39:57
reyyan kardeşim emeğine sağlık...


Konu Başlığı: Ynt: Hanımla Kavga ve Bir Sohbet
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 29 Nisan 2013, 16:38:00
Esselamu aleykum ve rahmetullah ; inş o yolun yolcusu oluruz , alimlerin kamil mürşitlerin yolundan gitsek izlerini takip etsek bir nebze olsun ahiretimizi kurtarırız in


Konu Başlığı: Ynt: Hanımla Kavga ve Bir Sohbet
Gönderen: Haki üzerinde 29 Nisan 2013, 17:06:12
RABBİM RAZI OLSUN KARDEŞİM...GAYET GÜZEL VE DOYURUCU OLMUŞ....BİZLERDE İNŞAALLAH SADECE OKUYUP GEÇMEYİZ...RABBİM İLMİYLE AMEL EDENLERDEN EYLESİN İNŞAALLAH...AMİN....