๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Hal Dili => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 23 Temmuz 2011, 12:22:21



Konu Başlığı: Boş Beşik
Gönderen: Zehibe üzerinde 23 Temmuz 2011, 12:22:21
Hâl Dili


Şubat 2010 134.SAYI
 

Abdullah S. DEMİRTAŞ kaleme aldı, HÂL DİLİ bölümünde yayınlandı.

Boş Beşik

Bir genç dikbaşlılık yaparak annesine isyan etmişti. Yüreği sızlayan zavallı anne beşiği getirip önüne koydu ve dedi ki:

— Ey vefasız! Sen küçükken ben sabahlara kadar uyumazdım. Bir zamanlarzayıf, güçsüz, sürekli ağlayan ufak bir çocuktun. Senin için uykusuzkalırdım. Şu beşikte hiçbir şeyden habersiz yatarken yüzüne konansineği kovacak halin bile yoktu. Şimdi büyüdün, güç kuvvet sahibioldun. Bir gün mezar beşiğinde aynı acziyete düşüp yine o halegeleceksin. Üzerindeki karıncayı kovamayacak, bu parlayan gözler âmâolacak, kurda karıncaya yem olacaksın. Şeyh Sadi Şirâzî, Bostan


Bilgin ile Dedikoducu

Adamın biri bir başkası için ileri geri konuşmaya başlamıştı. Orada bulunan büyük bir bilgin ona şunları söyledi:

— Yanımda başka birisini kötüleyip beni de onun hakkında kötüdüşüncelere sevk etme! Varsayalım senin bu söylediklerinden dolayı oadamın saygınlığı eksilmiş olsun. Fakat onun bu eksikliği seninsaygınlığını yükseltmez ki!.. Şeyh Sadi Şirâzî


Kim Kimdir?

Bir gün Abdullah ibn Mübarek rh.a.’e sorulur:

— Size göre kâmil insanlar kimlerdir?

İbn Mübarek:

— İlmiyle amel eden ihlâs sahibi alimlerdir.

— Peki, sizce gerçek hükümdarlar, yöneticiler kimlerdir?

— Dünya sevgisini kalplerine koymayıp zühd sahibi olanlardır.

— Peki, sefil olanlar kimlerdir?

İbn Mübarek rh.a. bu soruya da şu cevabı verdi:

— İlmini, amelini ve dinini kullanarak dünyalık peşinde koşan kimselerdir. İmam Şa’rânî, Tenbîhu’l-Muğterrîn


Bir Söz

Fudayl b. İyâz rh.a şöyle der:

“Biz kimi insanlar gördük ki onlar, yaptıkları ameller ile riyayapıyorlardı, şimdi ise öyle insanlar var ki yapmadıkları ameller ileriyakârlık yapıyorlar.” Tenbîhu’l-Muğterrîn


Öyle Bir Kalbe Gir ki...

Bayezid Bistâmî k.s. hazretlerine bir kimse gelerek kendisine öğüt vermesini istedi ve:

– Bana yüce Rabbimize yaklaştıran bir amel söyler misiniz? Onu yaparak Allah’a yaklaşayım, rızasını kazanayım, dedi.

Bayezid hazretleri de  şu tavsiyede bulundu:

– Allah’ın sevgili kullarını, evliyaları sev, onlar da seni sevsinler.Zira yüce Rabbimiz onların kalplerine nazar eder. Umulur ki Hak Tealâ,onlardan birinin kalbinde senin ismini görüp seni bağışlar. Abdülmecid Hânî, Hadâikü’l-Verdiyye


Hasta Kalbin İlacı

Salih zatlardan biri bir topluluğun yanına uğradı. Baktı ki bir doktor,oradakilere bazı hastalıkları ve tedavi yollarını anlatıyor. Salih zatdoktora sordu:

— Bedenleri tedavi ediyorsun, peki ya hasta kalpleri de tedavi edebilir misin?

Doktor:

— Evet! Ama bana kalbinin hastalığını söylemelisin, dedi. Salih zat şöyle dedi:

— Günahlar kalbimi kararttı. Bu yüzden kalbim katılaştı. Bunun bir ilacı var mı?

Doktor şöyle dedi:

— Böyle bir kalbin ilacı gece gündüz yüce Allah’a yalvarıp yakarmak,dua ve istiğfar etmek, hiç vakit kaybetmeden Azîz ve Gaffâr olanAllah’a itaat ve ibadet etmeye yönelmek, tevbe edip af dilemektir. İştebunlar hasta kalplerin ilacıdır. Şifa, gaybı bilen Allah Tealâ’dandır.

Salih zat bu sözler üzerine şöyle dedi:

— Sen ne iyi doktorsun! Kalbimin ilacını doğru tespit ettin, deyince doktor:

— Doğrusu bu. Tevbe edenin, samimiyetle hatalarından dönenin ilacı ancak budur. Tevbeleri kabul eden Allah’a yönelmektir, dedi. İmam Gazâlî, Mükâşefetü’l-Kulûb


Zor Ayrılık

Naklederler ki, bir cenaze götürülürken, cenazenin ardı sıra giden biri:

— Ah, evlat ayrılığı ne zor, diyordu.

Adamı duyan meşhur veli Ebu Bekir Şiblî k.s. ise şöyle dedi:

— Ah!.. Ahad’dan (bir olan Allah’tan) ayrı kalmak ne zor! Ferîdüddîn Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ


Zengin ve Adaletli

Rivayete göre bir gün Musa a.s. Allah Tealâ’ya sorar:

– Ya Rabbi, kullarından hangileri daha zengin?

Allah Tealâ:

– Verdiğim şeylere en çok kanaat edenler, buyurur. Musa a.s. yine sorar:

– Peki, en adaletli olanlar?

Allah Tealâ: 

– Kendine insaflı ve adaletli davranan kimseler, buyurdu. Mükâşefetü’l-Kulûb


Riyakârlık Halleri

Hz. Ali r.a. şöyle der:

Riyakârlar şöyledir:

Tek başına kaldığı zaman tembellik eder, ibadette gevşeklik gösterir ve nafile namazları oturarak kılar.

İnsanlarla beraber olduğu zaman tekrar canlanır, canla başla amel eder.

Biri kendisini methettiğinde daha fazla amel ve ibadet eder. Yerdiğinde ise amellerini azaltır. Tenbîhu’l-Muğterrîn