> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Sünnetin tedvini
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin tedvini  (Okunma Sayısı 1943 defa)
16 Haziran 2011, 16:45:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Haziran 2011, 16:45:28 »



I- Sünnetin Tedvini



Sünnetin tedvini konusuna geçmeden önce sahabenin Kur'an ve hadisi öğrenmede takip ettikleri metoda kısaca temas etmek yerinde olacaktır. Konuyla ilgili Ebu Abdurrahman es-Sülemî şöyle demektedir:

"Bize Osman b. Affan ve Abdullah b. Mes'ud gibi Kur'an'ı öğretenler, Hz. Peygamber'den on ayet öğrendiklerinde, ilim ve amel itibariyle iyice kavramadıkça diğerine geçmediklerini söyler ve "Kur'an'ı ilim ve amel olarak birlikte öğrendik" [2] derlerdi. Bu ifadeden sahabenin, Kur'an'ı onunla amel edip, emirlerini yerine getirmek amacıyla öğrendiklerini anlı­yoruz. Resûlullah (s.a.) onlara açıklamalarda bulunup nazil olan ayetleri tebliğ ederken onların hepsi orada hazır bulunamıyordu. Zira bu esnada sahabeden bazıları ticaret, bağ-bahçe veya hayvanlarını otlatmak ile meşgul olmaları sebebiyle Resûlullah'la birlikte bulunamıyorlardı. Yeni müslüman olan kabilelerin heyetleri de Hz. Peygamber'e geliyor, kısa bir müddet onunla kalıp, dinin emirlerini ve bir miktar Kur'an öğrenip sonra ailelerine dönerek duyduklarını onlara öğretiyorlardı. Bazan hükümlerde nesih söz konusu oluyor, fakat bu esnada ondan haberdar olamıyor, an­cak nâsih olan hüküm kendilerine ulaştığında onun hükmüyle amel edi­yorlardı. Nitekim Ömer b. Hattab böyle bir durumla ilgili olarak şunu anlatmıştır:

"Ümeyye b. Zeyd oğullarına -Medine'nin uzağında bulunan Avali mevkiinde oturuyorlardı- mensup Ensardan bir komşum vardı. Hz. Peygamber'i bir gün o izler, bir gün ben izlerdim. Ben izlediğimde vahiy veya başka bir hususta olup biteni ona naklederdim. O da aynısını yapar­dı." [3]. Sahabeden Berâ b. Âzib de şöyle demektedir: "Biz bütün hadisleri bizzat Resûlullah'tan (s.a.) işitmedik. Bazısını arkadaşlarımız bize rivayet etmekteydi. Zira biz deve gütmekle meşguldük. Resûlullah'ın (s.a.) asha­bı ondan doğrudan işitemediklerini akranlarından ve kendilerinden daha iyi bilenlerden alıyor ve hadis aldıkları kimseler hususunda titiz davranı­yorlardı [4].

Görüldüğü gibi, bizzat sahabe her hadisi doğrudan Hz. Peygam­ber'den işitmediklerini, aksine Resûlullah'tan (s.a.) duyduklarını birbiri­ne naklettiklerini anlatmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber de her mecliste bütün sahabenin bulunmasını ve her söylediğini bizzat işitmesini isteme­miştir. Zira o (s.a.) ashabı güçlerinin üstünde bir şeyle sorumlu tutmamış, aksine ümmeti ve ashabı için kolay olanı tercih etmiştir. Hz. Peygamber, mecüsindekilere tebliğde bulunup bunu mevcut olmayanlara ulaştırmala­rını emrederek şöyle buyurmaktaydı:

"Allah, sözümü işitip ezberleyen, sonra da onu nakleden kimsenin yüzünü ağartsın. Zira nice bilgi taşıyan­lar vardır ki onu anlayamaz; nice bilgi taşıyanlar da vardır ki, onu kendi­sinden daha iyi anlayana nakleder..." [5]. Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste Resûlullah (s.a.) "İlmi öğrenip de nakletmeyen kimse, Al­lah'ın kendisine mal verip de onu infak etmeyip saklayan kimse gibi­dir." [6],

Abdülkays heyeti ile ilgili hadiste ise "... Bunları ezberleyin ve geride bıraktıklarınıza nakledin" [7] buyurmuştur.

Hz. Peygamber, ashabına hadisini ezberleyip muhafaza ve insanlara tebliğ etmelerini emrettiğine göre, acaba hadislerin yazılması bu muhafa­za emri içinde miydi? Yoksa bu, sadece ezberleme ile mi sınırlıydı?

Sünnetin yazılmasının hükmü hususunda âlimler farklı görüşler ile­ri sürmüşlerdir. Bu ihtilaf, hadislerin yazılmasını yasaklayan veya ona izin veren çeşitli rivayetlerden kaynaklanmakta olup, söz konusu rivayetler arasında tearuz bulunduğu şüphesini doğurmuştur. Bu da sözü edilen şüpheyi gidermeye ve rivayetlerin arasını cem etmeye sevketmiştir.

Hadislerin yazılmasını yasaklayan rivayetleri aşağıdaki şekilde özet­lemek mümkündür:

a. Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Benim ağzımdan Kur'an'dan başka hiçbir şey yaz­mayınız. Kur'an'dan başka bir şey yazmış olan kimse varsa, derhal o yazdığım imha etsin. Ancak yazmaksızın benden dilediğiniz gibi rivayet ediniz. Bunda bir beis yoktur."[8]

b. Başka bir rivayette Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demektedir:

"Hz. Peygamber'den hadis yazmak için izin istedim, bana izin vermedi." [9].

c. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre o şöyle anlatmıştır:

"Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve:

"Yazdığın şey nedir?" diye sordu. Senden işittiğimiz sözlerdir, dedik. Hz Peygamber:

“Allah'ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah'ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için dalâlete düştüler,” bu­yurdu.

"Senden hadis rivayet edebilir miyiz? dedim. Resûlullah:

"Evet benden hadis rivayet ediniz, bunda bir beis yoktur. Ama bile bile her kim bana isnad ederek yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın" [10] buyurdu.

d. Zeyd b. Sabit, Muaviye'nin yanma gelerek ondan bir hadis sor­du. Muaviye birine bu hadisi yazmasını emredince Zeyd ona, "Resûlul­lah bize, kendi sözlerini yazmamamızı emretti" dedi. Bunun üzerine de yazılanı imha etti [11].

e. Urve b. Zübeyr'den nakledildiğine göre Hz. Ömer, Hz. Peygamber'in sünnetleri yazdırmayı ve bir araya toplamayı düşünmüş, bu fikrini sahabîlere açıklamış, onlarla istişare etmiş, onlar da bunu tasvib etmişlerdi. Ancak Hz. Ömer bir ay süren düşünme ve araştırma sonunda bir gün ka­rarım:

"Ben sünnetleri yazdırmayı istemiştim. Hatırladım ki sizden önce bir millet,  kitaplar yazmışlar, onlara önem  vermişler ve Allah'ın (kendilerine göndermiş olduğu) kitabını terketmişlerdi. Allah'a yemin ederim ki ben, Allah'ın kitabını bir başka şeyle karıştırmam, ona gölge dü­şürmem" sözleriyle bildirmiştir [12].

Ayrıca Hatîb el-Bağdâdî Takyîdü'l-İlm isimli eserinde hadislerin yazılmasını yasaklayan ve ezberlenmesini teşvik eden sahabe ve tabiîne ait birçok görüş de nakletmektedir.

Hadislerin yazılmasına izin verildiğini ifade eden rivayetler ise şun­lardır:

a. Abdullah b. Amr b. el-As'tan rivayet edildiğine göre o, şöyle anlatmaktadır:

"Resûlullah'tan duyduğum her şeyi ezberlemek maksa­dıyla yazıyordum. Kureyş'ten bazıları:

Resûlullah (s.a.) öfkeli ve neşeli hallerinde konuşan bir insan iken sen ondan duyduğun herşeyi nasıl ya­zarsın? diyerek bana engel olmak istediler. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlullah'a arzettim. Eliyle ağzına işaret ede­rek:

“Yaz, nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki buradan haktan başka bir şey çıkmaz! buyurdu." [13]

b. Ebu Hureyre şöyle demektedir:

"Resûlullah'ın ashabı içinde Abdullah b. Amr hariç, benden daha fazla hadis bilen ve rivayet eden kimse yoktur. Çünkü o yazar, ben ise yazmazdım." [14]

c. Fetih hutbesiyle ilgili hadiste şöyle nakledilmektedir:

 "Yemenli bir adam gelerek, ya Resulallah benim için (bu hutbeyi) yaz, dedi. Hz. Peygamber de bunun (Ebu Şah) için o hutbeyi yazın..."[15] buyurdu.

d. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Ensardan biri Resûlullah'a hafızasının zayıflığından şikayette bulundu. Hz. Peygamber ona, "Sağ elinden istifade et (yaz)"[16] buyurdu. Ancak bu rivayetin isnadı zayıftır.

e. Enes'ten rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber:

"İlmi yazı ile kaydedin" [17] buyurmuştur. Keza bu rivayet de zayıftır.

Hz. Peygamber'in yabancı devlet başkanlarına İslâm'a davet ama­cıyla mektup yazması, Amr b. Hazin'a miras hisseleri (feraiz) ile vergilerin miktarını yazdırması ve ölüm döşeğinde iken, "bana bir kağıt getirin de size benden sonra dalalete düşmemeniz için bir yazı yazayım"[18] de­mesi de hadislerin yazılmasına izin verildiğine dair deliller arasında zikre­dilmektedir.

Hadisin Hz. Peygamber döneminde yazılmasına izin verildiğini sa­vunanların delil olarak ileri sürdükleri rivayetler bunlardır. Âlimler bu ri­vayetler arasındaki çelişkiyi gidermeye çalışmışlardır. Bu konuda onların farklı görüş ve içtihadları bulunmaktadır. Bir kısmı, henüz Kur'an'ın cem edilmediği bir dönemde Hz. Peygamber'in Kur'an'la karışır endişesi ve hadislerle meşguliyetin müslümanların, yeni nazil olmakta olan Kur'an'­la gereği gibi ilgilenmemelerine sebep olabileceği düşüncesiyle hadisle­rin yazılmasını yasakladığı görüşündedir ki Râmehürmüzî (ö. 360/971) bu görüşte olanlardandır. Nitekim o, Ebu Saîd el-Hudrî'nin, "Resûlullah'ın (s.a.) bize hadisleri yazmaya izin vermesini arzuladık fakat o, buna izin vermedi" şeklindeki sözünü naklettikten sonra şu açıklamayı yap­maktadır:

"Bu durumun hicretin ilk yıllarında ve Kur'an'dan başka bir şeye düşkünlük gösterilip, bu yüzden Kur'an'ın terkedilmesinden emin olunmadığı dönemde olduğunu zannetmekteyim." [19]

Hatîb el-Bağdâdî de (ö. 463/1071) konuyla ilgili farklı riayetleri zikrettikten ve hadislerin yazılmasına izin verildiği görüşünü tercih ettiğini bildirdikten sonra şöyle demektedir:

"Açıkça ortaya çıkmıştır ki, ilk asırda hadislerin yazılmasını hoş karşılamayanların tutumu, Allah'ın ki­tabına bir başka şeyi eş tutmamak veya bir başka şey sebebiyle Kur'an'la meşguliyetten uzak kalmamak, söz konusu dönemde vahiy (Kur'an) olanla olmayanı ayırdedebilecek seviyede bulunabilenler ile dinin özünü kavrayanların son derece az olması sebebiyledir. Zira Araplar'ın çoğu dini yeterince kavrayabilmiş, âlimlerle bir arada bulunmuş değillerdi. Bu sebeple sahifelerde yazılı hadisleri Kur'an'a karıştırıp, Allah'ın kelamı ol­duğunu zannetmeleri endişesi vardı." [20]

İbn Kuteybe ise, hadisleri yazma hususundaki yasak önceleri idi, daha sonra bu yasak kaldırıldı [21] demekte, İbnü's-Salâh da şu açıklamayı yapmaktadır:

"Sonra bu konudaki ihtilaf ortadan kalktı v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin tedvini
« Posted on: 19 Nisan 2024, 10:24:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin tedvini rüya tabiri,Sünnetin tedvini mekke canlı, Sünnetin tedvini kabe canlı yayın, Sünnetin tedvini Üç boyutlu kuran oku Sünnetin tedvini kuran ı kerim, Sünnetin tedvini peygamber kıssaları,Sünnetin tedvini ilitam ders soruları, Sünnetin tedviniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes