> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Sünnetin Kurana arzı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin Kurana arzı  (Okunma Sayısı 1234 defa)
15 Haziran 2011, 20:21:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Haziran 2011, 20:21:11 »



I. Sünnetin Kur'an'a Arzı



Muhaddislerin hadis tenkidinde başvurdukları ölçülerden biri me­tin tenkididir. Metnin incelenmesi sonucunda, aralarını cem etmek müm­kün olmayacak şekilde Allah'ın kitabına muhalif olduğu veya önceki hükmün nesh olunduğuna karar vermek için, hangisinin sonra olduğunu bilmek mümkün olmadığı ortaya çıkarsa, hadis reddedilerek zayıf veya uydurma olduğu kanaatine varılır.

Muhaddisler bu kaide ile ilgili Resûlullah'tan (s.a.) bir hadis de zikretmişlerdir. Buna göre Hz. Peygamber;

"Size benden bir hadis riva­yet edildiğinde Kur'an'a arz ediniz; ona muvafık ise kabul ediniz, muhalifse reddediniz" [275] buyurmuştur.

Hattabî (ö. 388/998), zındıkların uydurduğunu söyleyerek "Bana Kitap ve onunla birlikte bir benzeri verildi" [276] hadisi ile bu rivayeti red­detmektedir. Şevkanî (ö. 1250/1834) ise, bizzat bu hadisin kendisinde söz konusu görüşün reddedilmesine delalet eden karineler bulunmak­tadır. Zira biz onu Allah'ın kitabına arzettiğimizde onunla çeliştiğini gör­mekteyiz. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de "Resul size neyi verdiyse onu alın, sizi neden nehyetmişse ondan sakının" [277] buyurulmuştur, demektedir [278].

Muhtemelen muhaddisler hadisi Kur'an'a arzetmeyi, hadislerle ge­len bilgilerin Kur'an'da bulunmaması halinde reddedileceği şeklinde anlamışlardır. Halbuki söz konusu hadisten bu anlaşılmamakta; hadis, Kur'­an'a uygun olan rivayeti kabul etmeyi, muhalif olanı ise reddetmeyi ifa­de etmektedir. Dolayısıyla Kur'an'a muhalif, onunla tenakuz halinde ve­ya anlamı çelişkili olan bir hadisi kabul etmek ve sahih olduğuna hük­metmek mümkün değildir. Bu ölçü, uydurma olduğuna hükmedilen bir hadisin sahih kabul edilmesi mânasına gelmeyip; böyle bir hadisin isnadı ister sahih, ister zayıf olsun muhtevasının Kur'an'a uygun olduğu anlamına gelmektedir, demektir.

Tabiî olan Resûlullah'ın (s.a.) hadislerinin Kur'an'a muhalif değil, uygun olmasıdır. Nitekim Allah (c.c):

"Eğer (Peygamber) bize atfen ba­zı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık, sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık). Hiçbiriniz buna mani de olamazdınız" [279] buyurmaktadır. Zira sahih sünnet ve Kur'an aynı kaynak­tan gelmekte olup her ikisi de Allah katındandır. Allah katından olan bil­gilerde ise çelişki ve tenakuz söz konusu olamaz.

Sünnetin, Kur'an'ı insanlara açıklamak gibi son derece önemli bir konumu vardır. Nitekim sünnet, Kur'an'ın umumî lafızlarını tahsis, mut­lak ifadelerini takyid, mücmellerini tefsir etmekte, çoğunluğa göre onu neshedebilmekte ve Kur'an'da bulunmayan konularda müstakil hüküm­ler koymaktadır. Sünnetin konumuyla ilgili muhaddislerin bakış açısı bu şekildedir. Muhaddisler, hadis metnini Kur'an'a arzetti ki erinde ona mu­vafık olanı sahih sünnet olarak kabul etmişler; arz neticesinde muhalefet söz konusu fakat birini tamim, diğerini tahsis eden veya birini mutlak di­ğerini takyit eden şeklinde yorumlamak suretiyle aralarını cem etmek ya da birinin diğerinden önce olduğunu tespit etmek suretiyle neshe hük­metmek mümkünse hadisi kabul, bu şartları taşımıyorsa reddetmişlerdir.

Şu halde muhaddisler Kur'an'ın âmmını sahih sünnetle tahsisini, mutlakının takyidini veya neshedilebileceğini inkâr etmemektedirler. Mu­haddislerin sünnetin Kur'an yanındaki konumu hususunda görüşleri bu olunca; bunun dışında kalan, Kur'an'la çelişen hadislerle ilgili tutumları, onların zayıf ve merdud olduklarına hükmetme tarzındadır.

Yukarıda zikrettiğimiz ölçüler, muhaddislerin ilk olarak ortaya koydukları kaideler değildir. Bu ölçüleri onlardan önce sahabe hadis tenkidinde tatbik etmiştir. Nitekim bu husustaki örnekleri önceki sayfalarda zikretmiş bulunuyoruz.

Şu halde muhaddisler, Allah'ın kitabında övdüğü, O'nun şeriatini ve Resulünün sünnetini söz ve fiili olarak bize nakleden, ayrıca sünneti kabul veya red, sahih veya zayıf olduğuna hükmetme hususunda metot ortaya koyan selefi salihini örnek almışlardır.

Bu, bize göre hadis kitaplarını onlara karışan zayıf ve mevzu ha­dislerden veya sıhhat ve kabulünü engelleyen hata ve vehimlerden temiz­leyecek doğru bir metottur.

Aşağıda muhaddislerin bu ölçüyü esas olarak reddettikleri hadis­lere bazı misaller sunacağız:

a. Bunlardan biri, yukarıda "Size benden bir hadis rivayet edildi­ğinde Kur'an'a arz ediniz; ona muvafık ise kabul, muhalifse reddediniz" anlamında rivayet edilen hadistir.

Bu rivayet hakkında Şevkanî şöyle demektedir:

"Bizzat hadisin kendisinde reddedilmesine delalet eden karineler bulunmaktadır; zira söz konusu hadis, Allah'ın kitabına arz edildiğinde onunla çeliştiği ortaya çıkmaktadır. Nitekim Allah, Kur'an'da "Resul size neyi verdiyse onu alın, sizi neden nehyetmişse ondan sakının" [280] buyurmaktadır.

Biz Şevkanî'nin bu hadisle ilgili görüşüne katılmamakta, onun mezkur ayete muhalif olmadığı kanatini taşımaktayız. Ancak bu, onun açıklamalarından muhaddislerin hadisi Kur'an'a arzetmeyi, ona muhalif olan rivayetlerin kendisiyle reddedileceği bir ölçü kabul ettikleri tarzında bir sonuç çıkarmamıza mani değildir.

b. Hz. Âişe'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.):

"Annem Âmine'nin kabrine gittim ve Allah'tan onu diriltmesi için dua ettim; Al­lah diriltti, o da bana iman etti, daha sonra Allah onu tekrar öldürdü" [281] buyurmuştur.

Bu rivayetle ilgili olarak İbnü'l-Cevzî şu açıklamayı yapmaktadır:

"Bu hadisin uydurma olduğunda şüphe yoktur. Bunu uyduran anlayışı kıt cahil biridir. Zira onda azıcık bir ilim olsaydı, kafir olarak ölen kim­senin tekrar dünyaya döndükten sonra iman etmesinin ona fayda sağlamayacağını, hatta ölüm anındaki imanın bile fayda vermeyeceğini bilirdi. Bu hadisin reddi için "...sizden kim dininden döner de kafir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de geçersiz sayılmış­tır" [282] âyeti yeterlidir [283].

c. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Zina yoluyla doğan kişi, babası ve çocuğu cennete giremez" [284].

İbnü'l-Cevzî bu rivayet hakkında ise şöyle demektedir:

"... Sonra zina yoluyla doğan çocuğun ne günahı vardır ki cennete girmesine engel olsun?” Bu hadisler başta, "Hiçbir kimse başkasının suçunu yüklene­mez" [285] ayeti olmak üzere temel dini esaslara aykırıdır" [286].

d. "Dünyanın ömrünün yedi bin yıl olduğu ve bizim de yedinci bin yılda bulunduğumuz" tarzındaki rivayet.

Bu rivayetle ilgili İbn Kayyım şu açıklamayı yapmaktadır:

"Bu, apaçık bir yalandır. Zira şayet bu rivayet sahih olsaydı bugün yaşayan herkes kıyametin kopmasına iki yüz elli bir sene kaldığını bilirdi. Halbuki Allah:

"Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O, göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'ın katındadır" [287], Bir başka ayette ise: "Kıyamet vakti hak­kındaki bilgi ancak Allah'ın katındadır" [288] buyurulmaktadır.

e. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:

Resû­lullah elimi tuttu ve şöyle söyledi:

"Allah, toprağı cumartesi günü, dağları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, kötülüğü salı günü, nuru çarşamba günü yarattı, yeryüzüne hayvanları perşembe günü yaydı, Adem'i cuma günü ikindi ile akşam arası son saatte yarattı" [289].

Hadisle ilgili İbn Kayyım şu açıklamayı yapmaktadır:

"Bu hadisin Hz. Peygamber'e nispet edilmesi apaçık bir hatadır. Çünkü bu söz Ka'bû'1-Ahbar'a aittir. Hadis ehlinin imamı Buhârî de et-Târihu'l-kebîr isimli eserinde [290] Allah yeri, gökleri ve bu ikisi arasındakileri altı günde yarattığını haber vermesine rağmen, bu hadiste yaratma müddetinin yedi gün olduğu belirtilmektedir [291]. Oysa Cenâb-ı Hak:

"Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. O'ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçiniz vardır. Artık düşünüp öğüt almazmısınız?" [292] ayet-i kerimesinde yeri, gökleri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattığını haber vermektedir.

f. Hızır'ın yaşadığı ve her yıl İlyas ile karşılaştığına dair rivayet [293].

İbnü'l-Cevzî bu rivayetle ilgili olarak şu açıklamayı yapmaktadır:

"Hızır'n şu anda hayatta olmadığına Kur'an, sünnet, muhakkik âlimlerin icmaı ve akıl olmak üzere dört delil şahitlik etmektedir. Kur'an'dan delil "Biz, senden önce de hiçbir beşere ebedîlik vermedik..." [294] Ayetidir ki, buna göre eğer Hızır yaşamış olsaydı ebedî olması gerekirdi [295].

g.  "Bağışlanmış kimse ile yemek yiyen de bağışlanır" anlamındaki rivayet.

İbn Kesîr'e göre bazı âlimler "Allah, inkar edenlere, Nuh'un hanı­mı ile Lut'un hanımını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiç­bir şeyi onlardan savamadı. Onlara:

“Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi" [296] ayetini, pek çok kimse tarafından nakledilen "bağışlanmış kimse ile yemek yiyen de bağışlanır" hadisinin zayıf olduğuna delil getirmişlerdir. Bu rivayetin aslı yoktur. Salihlerden biri, Peygamber'i rü­yasında gördüğünü ve "Ya Resûlallah, bağışlanmış ile yemek yiyen kimse de bağışlanır buyurdun mu?" diye sorduğunu, Hz. Peygamberin, bu­nu söylemedim, ama şu anda söylüyorum, şeklinde cevap verdiğini anlat­mıştır [297].

İbn Kesîr'in, bazı âlimlerin ayeti mezkur rivayetin çelişkili olma­sında delil olarak kullanmalarını açıklaması, bu ölçüyü ve âlimlerin onu kullandıklarını teyi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin Kurana arzı
« Posted on: 24 Nisan 2024, 01:17:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin Kurana arzı rüya tabiri,Sünnetin Kurana arzı mekke canlı, Sünnetin Kurana arzı kabe canlı yayın, Sünnetin Kurana arzı Üç boyutlu kuran oku Sünnetin Kurana arzı kuran ı kerim, Sünnetin Kurana arzı peygamber kıssaları,Sünnetin Kurana arzı ilitam ders soruları, Sünnetin Kurana arzıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes