> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Sünnetin Kuran karşısındaki yeri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin Kuran karşısındaki yeri  (Okunma Sayısı 3620 defa)
14 Haziran 2011, 16:29:22
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Haziran 2011, 16:29:22 »



Sünnetin Kur'an Karşısındaki Yeri


Bazı fıkıhçılar, "... İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için sana da bu Kur'an'ı indirdik" [730] mealindeki âyete dayanarak sünnetin mânası itibariyle Kur'an'da mevcut olduğunu kabul etmekte, ya onun mücmel ifadelerini tafsil veya müşkillerini açıklama tarzında bir işlev gör­düğünü savunmaktadırlar. Bu anlayışa göre sünnette ne varsa, Kur'an ya icmali veya tafsilî olarak mutlaka onun mânasına delalet etmektedir. Zira Yüce Allah, Kur'an'a açıklayıcılık özelliği vermiştir. Dolayısıyla sünnetin de Kur'an'ın muhtevası içinde özet olarak bulunması gerekmektedir [731].

Ancak acaba sünnet Kur'an'da hiçbir şekilde bulunmayan bir hü­küm getirmiş midir? İşte asıl ihtilaf bu soruya verilecek cevapta bulun­maktadır.

Sünnetin Kur'an karşısındaki konumu şu üç durumdan ibarettir:

a. Allah'ın Kur'an'da açık bir ifade ile bildirdiği bir konuda Resûlullah da aynı şekilde söz söylemiştir [732]. Bu durumda sünnet Kur'an'ın getirdiği hükmü tekit etmektedir. Bu suretle ortaya çıkmış olan bir hü­küm, onu ortaya koyan Kur'an ve teyit eden sünnet olmak üzere iki kay­naktan gelmiş olur. Namaz ve orucun farz, şirk ve yalancı şahitliğin de haram olduğuna delalet eden hadisler bu tür rivayetlerden bazılarıdır [733]. Bu nevi sünnet üzerinde ilim erbabı arasında herhangi bir ihtilaf bulun­mamaktadır [734].

b. Allah bazı anlamı kapalı âyetler göndermiş, Resülullah da O'nun kasdettiği mânayı açıklamıştır [735]. Sünnet, bu durumda Kur'an'ın ya müc­melini tafsil etmekte veya mutlakını takyid yahut da umumî lafızlarını tah­sis etmek sureliyle Kur'an'ı açıklayıcı bir görev yapmaktadır. Bu hususta da herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir [736].

c. Kur'an'da yer almayan bir hükmü Resûlullah'ın ortaya koyma­sı [737]. Ulema işte sünnetin bu nevi üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Şöyle ki:

1) Hadisçiler ve İslâm âlimlerinin çoğuna göre sünnet de gerçekte Allah katından olduğu için bazen Kur'an'da bulunmayan bir hüküm ge­tirebilir. Bu görüşü paylaşan âlimlerden biri olan İbn Hazm konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:

"Kur'an ve sahih hadis Allah katından olma­ları hasebiyle ayrı ayrı şeyler olmayıp birbirinin aynıdırlar [738]. Çünkü Al­lah katından gelen vahiy ikiye ayrılır:

Birincisi ibadette okunan ve nazmı itibariyle mucize olan ve Resülullah zamanında yazıya geçirilen Kur'an; ikincisi ise Reshulullah'tan rivayet ve naklolunup onun zamanında bütü­nüyle yazıya geçirilmemiş olan, ibadet amacıyla okunmayan ve nazmı ba­kımından mucize olmayan hadistir [739].

Ulema, ehlî eşeklerin etinin ve bir kadınla hala veya teyzesini bir­likte nikâh altında bulundurmanın haram olduğuna ve Kur'an'da bulun­mayan diğer bazı hükümlere delalet eden hadisleri bu tür için örnek ola­rak zikretmişlerdir. Gerçekte söz konusu hadisler sünnetin Kur'an'da bulunmayan bazı hükümleri müstakil olarak koyabileceğinin en güçlü bir delilidir.

Sünnetin müstakil olarak hüküm getirebileceğini ileri süren âlim­ler, yukarıdaki delil yanında "Allah'a itaat edin Resul'e de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer itaattan yüz çevirirseniz bilin ki Resulümüz'ün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir" [740] âyeti vb. Resûlullah'a itaatin zorunlu olduğuna ve ona karşı gelmekten sakınmaya delalet eden âyetler ile sünneti terk edip yalnızca Kuran'la amel etmekten sa­kındıran hadislerle de istidlalde bulunmuşlardır. Ebu Rafi'in Resûlullah'tan rivayet ettiği "Sizlerden birini koltuğuna yaslanmış, benim bir emrim veya nehyim kendisine ulaşıyor da ben anlamam, biz Allah'ın kitabında bulduğumuzla amel ederiz, diyor iken bulmayayım" [741] anlamındaki ha­dis ile Mikdam b. Ma'dikerib'in naklettiği şu rivayet bu hususta güzel bir örnektirler:

"Resülullah Hayber savaşında ehlî eşek ve diğer bazı şey­lerin haram olduğunu bildirdikten sonra şöyle buyurdular:

“Yakırıda kişi koltuğuna oturacak ve benim sözlerimi naklettikten sonra 'aramızda Al­lah'ın kitabı vardır. Biz onda bulduğumuz helali helal, haramı da haram sayarız' diyecek. İyi biliniz ki, Allah Resûlü'nün haram kıldığı, Allah'ın haram kıldığı gibidir." [742]

Beyhakî bu hadisle ilgili olarak, bunun Resûlullah'ın kendisinden sonra gelecek olan bid'atçıların sünneti tanımayacak­larına dair bir ihbarı olduğunu ve bu haberin de, daha sonraki olaylarla doğrulandığını söylemiştir[743].

Nitekim Beyhakî isnad zincirini de zikretmek suretiyle Hassan b. Atiyye'nin:

"Cebrail, Resûlullah'a Kur'an'ı getirdiği gibi sünneti de getirirdi. Ona Kur'an'ı nasıl öğretirse sünneti de öyle öğretirdi" [744] dedi­ğini rivayet etmektedir.

2) İkinci akıma göre ise sünnet Kur'an'da bulunmayan bir hüküm getirmez. Dolayısıyla o, Kur'an'ın mücmel ve müşkilini açıklar. Nitekim Şatıbî daha önce de naklettiğimiz bir ifadesinde bu hususta şöyle demek­tedir:

Sünnet mânası itibaryile Kur'an'da mevcuttur. Zira o, Kur'an'ın mücmel ve müşkil lafızlarını açıklamakta, muhtasar ifadelerini genişlet­mektedir. Nitekim Yüce Allah, "insanlara kendilerine indirileni açıkla­man için... sana da Kur'an'ı indirdik" [745] buyurmuştur [746].

Şatıbî bu konuda zikrettiğimiz âyeti delil göstererek şöyle demek­tedir:

Zira Yüce Allah, Kur'an'ı her şeyi açıklayan bir kitap olarak gön­dermiştir. Buna göre, sünnetin onun içinde öz olarak bulunması gerek­mektedir [747]. Ayrıca Cenab-ı Allah, Hz. Peygamber'e hitaben "Ve sen el­bette yüce bir ahlâk üzeresin" [748] buyurmaktadır. Âişe validemiz ise Resûlullah'ın ahlakının Kur'an'dan ibaret olduğunu veciz bir şekilde ifade et­miştir. Bu da onun söz, fili ve ikrarlarının Kur'an'dan kaynaklandığını gösterir. Çünkü ahlâk bunlardan oluşmaktadır [749]. Nitekim kusursuz bir inceleme de bunu ortaya koyar [750].

Bazıları da sünnetin müstakil bir teşri kaynağı olmadığı tarzındaki bu yaklaşıma Rebia b. Ebu Abdurrahman, Hz. Âişe ve diğer sahabîlerin rivayet ettikleri şu hadis ile istidlalde bulunmuşlardır:

"İnsanlar hiçbir şeyi bana izafe etmesinler. Ben, ne Allah'ın kitabında helal kıldığından başka bir şeyi helal, ne de haram kıldığından başkasını haram kılarım" [751].

İmam Şafiî bu konudaki görüşleri teker teker ele alıp incelemiş, ancak onların herhangi birini tercih etmemiştir. O, bu kounuda şu değer­lendirmeyi yapmıştır:

Bütün bunlar bir yana, Cenab-ı Allah, peygamberi­ne itaat etmenin farz olduğunu bildirmiş, hiçbir kimseye bildiği bir sün­nete aykırı hareket etme hakkı tanımamıştır. Ayrıca Hz. Peygamber'in sünneti Kur'an'da yer alan bir hükmü veya onda mevcut olmayan bir konuyu açıklayıcı olduğuna göre, Allah'ın hükmü ile Resûlullah'ın hük­mü arasında bağlayıcılık açısından bir fark olmaması gerekir [752].

İkinci görüşü savunanlar Kur'an'da bulunmayıp da sadece sünne­tin ortaya koyduğu hükümlerle ilgili olarak şöyle demişlerdir:

Aslında sünnet, Kur'an'da kastedilen mânaları açıklamaktadır. Şayet sünnet bu­nun dışında bir şey getirecek olursa, bundan maksat ya fer'î hükmün gerçekte aslî hüküm içinde gizli olarak bulunduğunu ifade etmek ya da bu hükmün iki asıldan hangisine ait olduğunu tayin etmektedir [753].

Birinciye örnek, sünette bir kadınla halası veya teyzesini aynı za­manda nikahlamanın haram olduğunun bildirilmesidir. Gerçekte bu, Kur'an'da bildirilen bir kimsenin iki kız kardeşle aynı zaman içinde evli olmasının haram olduğunu bildiren âyete bir kıyastan ibarettir. Nitekim hadiste de bu hükmün dayandırıldığı maslahatın açıklanması cihetine gi­dilmiş ve Resûlullah böyle bir cemetmeyi yasakladıktan sonra:

"... Zira böyle yaparsanız akrabalık bağlarınızı koparmış olursunuz" [754] buyurmuş­tur.

İkinciye örnek ise, Cenab-ı Allah iyi şeyleri helal, kötüleri de ha­ram kılmıştır. Bazı şeylerin, bu iki şıktan hangisine ait olduğunu açıkça beyan etmiş iken ehli eşek ile yırtıcı hayvanlar örneklerinde olduğu gibi bazılarının hangi şıkka ait olduklarını açıkça belirtmemiştir, İşte sünnet buradaki şüpheyi gidermekte, ehlî eşeklerle yırtıcı hayvanların etini yeme­nin haram; keler, tavşan vb. hayvanların ise helal olduğunu belirtmek suretiyle şüpheli bu iki taraftan birini tercih etmektedir [755].

Gerçek şu ki, sünnetin ortaya koyduğu her şeyin Kur'an'da bir as­lının bulunduğunu söylemekte bir çeşit zorlama mevcuttur. Nitekim Şatıbî hadisteki her şeyin Kur'an'da bulunduğunu iddia eden birinden bah­sederken [756] bu zorlamayı itiraf ederek şöyle demektedir:

Ancak bu görü­şü Kur'an ve Arap dilinden hareketle ispat etmek mümkün değildir. Do­layısıyla böyle bir iddiada bulunan kimse, Arapça'nın kabul etmeyeceği Selef-i salibin ve büyük İslâm âlimlerinin uygun bulmayacakları bazı de­lilleri ortaya koymak zorunda kalacaktır [757].

Sünnetin, Kur'an'da olmayan bir hüküm getirmeyeceğini iddia edenlerin ileri sürdükleri hiçbir delil, aslında onlar için gerçek bir delil teş­kil etmez. Zira gerçekte sünnet Kur'an'ı açıklamaktadır. Nitekim o, -bazı­larına göre- o, Allah'ın bir vahyidir. Kaldı ki Yüce Allah bizden peygam­berine itaat etmemizi de istemektedir. Hâl böyle olduğuna göre bizim Al­lah ve Resûlü'nün sözlerine aykırı herhangi bir şey söylememiz söz ko­nusu olamaz.

Hz. Aişe'nin "...onun ahlâkı Kur'an'dır" tarzındaki sözü de on­lar için bir delil olamaz. Çünkü Resûlullah, öğlenin farzını dört sabahın kini ise iki rekat olarak kılmıştır ki bunlar Kur'an'da mevcut değildir. Şu da var ki, Peygamber'in ahlâkı Kur'an'a tabi olmak, müslümanlarınki ise Kur'an ve Resûlullah'a uymaktır. Dolayısıyla, müslümanların tabi olduk­ları iki önderleri olduğu halde, Peygamber'in Kur'an'dan başka tabi ol­duğu bir önder mevcut değildir. Bu bakımdan Hz. Âişe'nin Hz. Peygam­ber'in ahlâkı il...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin Kuran karşısındaki yeri
« Posted on: 25 Nisan 2024, 01:08:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin Kuran karşısındaki yeri rüya tabiri,Sünnetin Kuran karşısındaki yeri mekke canlı, Sünnetin Kuran karşısındaki yeri kabe canlı yayın, Sünnetin Kuran karşısındaki yeri Üç boyutlu kuran oku Sünnetin Kuran karşısındaki yeri kuran ı kerim, Sünnetin Kuran karşısındaki yeri peygamber kıssaları,Sünnetin Kuran karşısındaki yeri ilitam ders soruları, Sünnetin Kuran karşısındaki yeriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes