> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Sünnetin genel esaslara arzı 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin genel esaslara arzı 2  (Okunma Sayısı 2172 defa)
13 Haziran 2011, 15:32:12
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Haziran 2011, 15:32:12 »



Sünnetin genel esaslara arzı 2

Ribanın haramlığı: Allah Teâlâ:

"Allah alış verişi helal, ribayi ise haram kıldı" [1371] buyurmuştur.

Alış-verişin helaî, ribaaın ise haram oluşu dinin aslî genel kurallarındandır. "Hurmanın hurma karşılığında eşit takasını" ifade eden "riba'l-fazl" (fazlalık faizi) hadisi de bunu teyit etmektedir. Ancak bazı âlimler "Araya hadisinin" bu aslî genel dinî kurala aykırı olduğunu kabul ederek onu reddetmişlerdir.

Ebu Bekir İbnü'l-Arabî, İmam Mâlik'in serî kaidelerden birine muarız olan fakat başka bir kaide ile desteklenen haber-i vahid hakkında­ki tutumunu açıklarken şöyle demektedir:

Araya hadisine, her ne kadar "riba" kuralı aykırı ise de, onu örf desteklemektedir [1372].

Burada İmam Mâlik açısından "araya" hadisini "örf ilkesine muvafık olması sebebiyle kabul etmek mümkün olduğu gibi, riba kaide­sine aykırı oluşu sebebiyle reddetmek de mümkündür. Fakirlerin, sadece kuru hurma buldukları zaman, yaş hurma yemeye muhtaç olmaları sebe­biyle onun karşılığında tahmini ölçü ile yaş hurma satın almaları caiz gö­rülmektedir. Şarî, her ne kadar kuru hurma ile yaş hurma arasında farklı­lık var ise ve bunun sonucunda da yasaklanan riba vaki olmakta ise de fa­kirleri gözetmek ve onlara iyilik etmek için araya tarzı satışı caiz görmüş­tür.

Hanefîler ise; ariyeyi hibe şeklinde yorumlayarak bu konudaki ha­disle, Kur'an ve yaş hurmanın kuru hurma ile takasını yasak eden sünnet­le [1373] sabit olan kesin esasa karşı koyamayacak bir haber-i vahid olması dolayısıyla onunla amel etmemişlerdir.

Ancak onların araya hadisi ile Kur'an'da ve yaş hurmanın kuru hurma ile değiştirilmesinin haram olduğuna delalet eden hadisteki kat'î esas arasında çelişki bulunduğu şeklindeki görüşleri kabul edilemez. Ak­sine bunların arasını telif etmek ve her ikisi ile birlikte amel etmek müm­kündür.

Ribanın haram olduğuna ilişkin âyet ve hurmayı hurma ile fazla­sıyla değiştirmenin yasak kılındığına dair hadisi umûm mânasında alabili­riz. Taze hurmanın kuru hurma ile değiştirilmesinin yasak edilmesine da­ir hadis de bu şekilde alınabilir. Dolayısıyla ağaç üzerinde olmayan yaş hurmanın kuru hurma ile değiştirilmesi caiz değildir. Yaş hurma ağaç üzerinde olursa böyle bir satış caiz olur. Çünkü bu, kuru hurması olan fa­kat yaş hurma yemeyi seven ancak onu da taze halinde alacak parayı bu­lamayan fakirlere merhamet edilerek izin verilmiş olan araya satışı olur. Nitekim Hz. Peygamber onların beş veskten az olan kuru hurmalarını taze hurma ile değiştirmelerine cevaz vermiştir. Ancak bu, taze hurmanın ağaçta olması şartına bağlanmıştır. Aksi takdirde bu, yasak olan taze hurma ile kuru hurmanın değiştirilmesi cinsinden olur.

Böylece, bu ihtilaflı nasların arasını, herhangi birini gözardı etmek­sizin cemetmek mümkün olmaktadır. Her halükârda yapılması gerekli olan da bu olmalıdır.

Zorluğu giderme: Allah Teâlâ:

"O sizi seçti ve din hususunda size herhangi bir zorluk yüklemedi" [1374] buyurmuştur. Bu ve Kur'an'daki benzeri âyetler ile, insanlardan zorluğu kaldırmayı ve onlara yumuşak muameleyi emreden; onlara meşakkat ve güçlük yüklenmediğini ifade eden hadislere dayanan fakihler "güçlüğü kaldırmayı" dince kabul edil­miş temel bir esas saymışlardır.

Bu esasa dayanan İmam Mâlik, taksimat öncesi ganimet malı olan koyun ve deve etlerinin pişirildiği kazanların devrilmesine dair rivayeti zayıf bulmuş, ihtiyacı olanın taksimat öncesi yiyeceklerden yemesini caiz olduğunu belirtmiştir [1375].

İmam Mâlik şöyle demektedir:

Müslüman askerleri düşman top­raklarına girdikleri vakit ganimet paylaşılmasından önce elde ettikleri yiyeceklerden yemelerinde bir sakınca görmüyorum. Bana göre deve, sığır ve koyun da müslümanların düşman topraklarına girdikleri zaman yiye­bilecekleri yiyecekler cinsindendir. Eğer insanlar taksimat için toplanıncaya ve aralarında paylaşma oluncaya kadar yemeleri caiz olmayacak ol­saydı, bu orduya zarar verirdi. Bu bakımdan örfe uygun bir şekilde bun­lardan yemelerinde bir sakınca görmüyorum. Ancak onlardan birinin bunlardan birşeyi ailesine götürmek üzere ayırmasını caiz görmem [1376].

Bu duruma göre İmam Mâlik, taksimat öncesi askeri yiyeceklerden yemekten menetmenin onlara bir zorluk ve zarar verici olduğunu düşün­müştür. Halbuki Allah dinde onlar için hiçbir zorluk kalmamıştır. Aynı şe­kilde Hz. Peygamber de ümmetine zorluk dilememiştir. Öyleyse sadece yasaklaması kâfi iken kapların devrilmesini ve etlerin toprağa yayılmasını nasıl emretmiş olabilir?

Tencerelerin dökülmesi ile ilgili Hz. Peygamber'den rivayet edilen bu haber, onun Hayber'deki bir uygulaması kabul edilecek olursa, bu durumda Hz. Peygamber'in emrini mutlak bir ifade kabul etmemek ge­rekir. Resûlullah'lan böyle bir emir gelmiştir ancak selef ve halef âlimleri bunun açıklamasında ihtilaf etmişler ve bazısı İmam Mâlik'in anladığı gibi taksimat olmaması sebebiyle tencerelerin boşaltılmasını düşünürken, bazısı da ehlî eşeklerin etinin haram kılınışına ve o esnada tencerelerde ehlî eşek eti kaynatılmasına bağlamışlardır. Nitekim İbn Ebu Evfâ'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:

Hayber savaşında aç kaldık. Bunun üze­rine ehlî eşekleri yakalayıp boğazladık. Tencereler onlarla kaynayınca Resûlullah'ın görevlendirdiği bir kişi, tencereleri devirmeyi ve eşek etinden birşey yenilmemesini ilan etti. Bunun üzerine bazı insanlar:

Hz. Pey­gamber, beşte biri (humus) ayrılmadığı için yasakladı derlerken bir kısmı da:

Onun kesin olarak yasaklandığını söylediler [1377].

Bu duruma göre tencereleri boşaltmak ehlî eşeklerin etinin yasak­lanması, henüz taksimatın yapılmamış olması veya bunların dışında bir başka sebeple olmuş olabilir. Bunlardan hiçbirini kesin olarak düşüne­meyiz.

Ayrıca ganimetlerden yememede ordu için zorluk olduğunu söyle­yecek olursak, hadisle amel etmemiş oluruz. O zaman da zaruretlerin miktarınca takdir olunacağı durumu söz konusu olur. Şayet ondan yeme­mek askerlere zarar vermezse zaruret söz konusu olmamış olur. Bu du­rumda hadisi kabul etmemiz ve ona muhalefet etmememiz gerekir. İmam Mâlik de bunu kastetmiş olmalıdır.

Zararı giderme: Allah Teâlâ:

"Onlara zorluk çıkarmak için zarar vermeyin" [1378],

"Haksızlık ederek ve zarar vererek onları tutmayın" [1379],

"Hiçbir anne çocuğu sebebiyle zarara uğratılmamalıdır" [1380] âyetleri ile zarar vermeyi yasak eden diğer âyetlerde böyle buyurmaktadır. Bunlar her ne kadar hususî olaylar hakkında gelmiş ise de hepsinin toplamı umumî bir mânaya delalet etmektedir. Bu anlamda Hz. Peygamber'den hadisler de gelmiştir. "Ne zarar verin, ne de zarara karşılık verin" hadisi ile "insanların canı, malı ve ırzlarına düşmanlıktan; gasp ve zulümden, za­rar verme ve zarara zararla karşılık verme" anlamına gelen her şeyden meneden hadisler bunlardan bir kısmıdır [1381].

İbn Kayyim'a göre fesad, zulüm, abes, batılı övme, hakkı yerme vb. konuları içeren hadislerin tümünden Hz. Peygamber berîdir [1382].

Öyleyse bir hadis, sözü edilen birçok nasla sabit olan bu esasa ay­kırı olarak rivayet edildiği zaman reddedilir. Çünkü Allah Teâlâ kulların­dan hiçbirine zulmetmez ve onlara zarar verilmesine razı olmaz.

Zararı önleme: Resûlullah, "aldatmak (ğarar) söz konusu olan alış-verişten menetmiştir" [1383].

Fakihler bu hadisi birçok hükümde kendisine dayanılan genel bir esas kabul etmişlerdir. Nitekim ulema bu esasa dayanarak İmam Mâlik'in "Hıyaru'l-meclis hadisi"ni reddederek bu konuda bilinen bir tanıma sahip olmadığını, tatbik edilmiş bir emir de bulunmadığını söylediğini nakletmektedirler [1384].

Burada alış veriş meclisinin müddeti meçhuldür. Eğer iki taraftan biri meçhul bir zamanda muhayyerliği şart koşacak olsa alış-veriş icma ile batıl olur. Dince şartı kabul edilmeyen bir hüküm, dine göre nasıl ge­çerli olur?[1385]

İmam Mâlik'in bu görüşü hakkında İbn Ebu Zi'b ağır sözler söy­lemiştir. Ona göre bu hadis sahih, üstelik "esahhu'l-esanîd" bir senedle rivayet edilmiştir. Ayrıca bu hadisin ravisi İbn Ömer satıcıdan uzaklaşmak için birkaç adım yürümek suretiyle onunla amel ettiği gibi, bizim de onunla amel etme imkânımız vardır. Bu konuda daha önce bazı açıkla­malar yapılmıştır.

Nimet, külfet karşılığıdır: Hz. Âişe'den rivayet edildiğine göre o, Hz. Peygamber'in:

"Nimet külfet karşılığıdır" buyurduğunu söylemiş­tir [1386].

Tirmizî, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadis bu tarik dışında senedlerle de rivayet olunmuş ve ilim ehli onunla amel et­miştir, ifadesinin açıklaması şudur:

Bir adam bir köle sa­tın alıyor ve ondan istifade ediyor. Sonra bu köleyi kusurlu buluyor ve onu satıcıya iade ediyor. Buradaki gelir satın alana aittir. Çünkü söz ko­nusu köle eğer ölecek olsaydı alıcının malı zayi olmuş olacaktı. İşte bunun gibi meselelerde "Nimet külfet karşılığıdır" kaidesi geçerli olur [1387].

Hanefîler bu hadise dayanarak "Musarrat hadisi"ni [1388] reddedip şöyle demişlerdir                 

Bu hadis temel esaslara aykırı olduğu için merduddur. Zira bu, "Nimet külfet karşılığıdır" esasına aykırıdır [1389]. Bu esasın gereği herhangi bir şeyi vermemektir. Çünkü o, külfete katlanan kimsedir. Ücret ise ni­met karşılığıdır [1390]. İkinci esas ise bir şeyi telef edenin misli veya kıymeti ile ödemesidir [1391]. Bunu, yiyecek veya emtia cinsinden herhangi bir şey ile değil.

Şatıbî İmam Mâlik'in de bu görüşte olduğunu; zira söz konusu ha­disin el-Muvatta'da bulunmadığını, sahih de olmadığını söylemiştir. Bir başka sözünde Şatıbî, söz konusu hadisin bu son kaidelerle çelişmeyecek şekilde kendisin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin genel esaslara arzı 2
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:54:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin genel esaslara arzı 2 rüya tabiri,Sünnetin genel esaslara arzı 2 mekke canlı, Sünnetin genel esaslara arzı 2 kabe canlı yayın, Sünnetin genel esaslara arzı 2 Üç boyutlu kuran oku Sünnetin genel esaslara arzı 2 kuran ı kerim, Sünnetin genel esaslara arzı 2 peygamber kıssaları,Sünnetin genel esaslara arzı 2 ilitam ders soruları, Sünnetin genel esaslara arzı 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes