> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Sonuç
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sonuç  (Okunma Sayısı 1016 defa)
13 Haziran 2011, 15:26:51
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Haziran 2011, 15:26:51 »



SONUÇ


Bu çalışmada sahabenin hadis metinlerini tenkitte kullandıkları öl­çüleri sunmaya çalıştık. Bize göre sahabenin kesin olarak kullandıkları öl­çülerden biri hadisi Kur'an'a arzetme ölçüşüydü. Onlar bir hadis, Kur'an'a en azından kendi anlayışlarına göre aralarını cem etmek, te'vil ya da herhangi bir mânaya tevcih etmek mümkün olmayacak şekilde muhalif olduğunda onun kabul edilemeyeceğine hükmediyorlardı. Sahabenin bu konuda baş vurdukları ölçülerin ikincisi kendilerine ulaşan hadisleri as­haptan bazılarının veya tümünün bildiği hadislere arzetmek ve kendileri­ne göre sahih bulduklarını tercih etmekti. Üçüncü -fakat kullandıklarını kesin olarak bilemediğimiz- ölçü ise akla başvurmaktı. Muhaddisler ve fakihler söz konusu ettiğimiz ilk iki ölçüye başvurmada sahabenin yolu­nu tutmuşlarsa da herbiri kendi ihtisasına uygun bir metod takip etmiştir. Hadisçiler, isnadın kuvvetini veya metindeki diğer bazı hususları dikkate alarak tercihte bulunurken; fıkıhçılar, hadisi mütevatir ve âhâd veya zannî ve kat'î olmak üzere taksime tabi tutmuş, bazıları bunlardan birini öteki­ne tercih ederken, diğerleri herhangi bir ayırım yapmamışlardır.

Ayrıca hadisçiler, bir hadisin farklı rivayetlerini birbirine arz etmiş böylece hadislere ravilerin ziyade veya idracları sebebiyle ilave edilmesi mümkün olanları ayıklamada büyük tesiri olan birçok önemli sonuçlar elde etmişlerdir. Keza hadisçiler hadis metinlerinde bulunan bazı bilgileri tenkit etmede tarihi bilgileri kullanma ölçüsüne de başvurmuşlardır. Bu ise özellikle tarihî bilgilerin kesin olması durumunda en güvenilir sonuç­lar veren güçlü ölçülerden biridir.

Ayrıca hadisçiler, hadisin metnine bakmışlar, lafzında veya anlamın­da Resûlullah'ın söylemeyeceği kadar bozukluk bulunmasını onun sahih olmadığına bir delil saymışlardır. Keza herkesçe bilinen dinî esas ve kavramlara aykırı olan veya münker ya da müstahil bir husus içeren rivayet­lerin de Resûlullah'a nisbet edilemeyeceğini kabul etmişlerdir.

Yukarıda zikrettiğimiz uygulamaya dair misallerden muhaddislerin, sahih olsun veya olmasın hadis ravilerinden sarf-ı nazar ederek sünneti tenkid ederken ilk dört ölçüyü büyük ölçüde kullandıkları anlaşılmakta­dır. Bu ölçülerin istisnasız bütün hadis kitaplarına uygulanması onların ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Son üç ölçüye gelince, bunlar daha öncekiler kadar kullanılmamış, bütün hadis kitaplarına tatbik edilmemişlerdir. Sadece isnadın zayıf olması veya sahih olmaması duru­munda kullanılmışlardır. Zikretmiş olduğumuz nadir örnekler ise muhaddislerin hadis kitaplarının tümünü tenkitte onları kullandıklarına dair ye­terli bir delil teşkil etmez. Ancak bana göre bu ölçüleri bütün hadis ki­taplarına eksiksiz bir şekilde tatbik etmek gerekir. Zira münker veya im­kansız bir durumu ya da İslâmî kavram ve düşüncelerden birine aykırı olan bir mânayı içeren bir hadisin sahih olmadığına hükmetmek gerekir. Hadisin isnadında herhangi bir münkerliğin bulunmaması bizi aldatmamalıdır. Zira hadisçiler isnadın sahih olmasının, metnin de sahih olmasını gerektirmeyeceği şeklinde önemli bir kural koymuşlardır. Bu kuraldan yola çıkarak söz konusu münker hadisler hakkındaki hükmümüzü, bu öl­çüler uyarınca verir, her hadisi metni açısından layık olduğu şekilde de­ğerlendirir ve hakkındaki hükmümüzde bu hususu ihmal etmeyiz.

Fukahaya gelince; onların kat'î olarak nitelendirdikleri bir nassı zannî olarak isimlendirdikleri ile tahsis etmeme ve ziyade yapmama hu­suslarında yanıldıkları söylenebilir. Bizim bizzat Hanefîler ve cumhurun anlayışına göre bunun caiz ve vaki olduğu tarzında vardığımız sonuç ise daha doğru olmalıdır. Kendisi ile kat'î nassa ziyade yaptıkları zayıf hadis­lerle, ziyadeyi kabul etmedikleri sahih hadisler arasındaki karşılaştırmalar bizim Hanefi'leri tenkid ve ölçülerini çürütme noktasında kullandığımız delillerin en güçlülerindendir.

Mâlikîlere gelince, bunların bazı hadisleri Medine ehlinin uygula­masına ve icmaına muhalif olması sebebiyle reddettiklerini ve umum ifa­de eden hadisleri tahsis etmediklerini daha önce izah etmiştik. Ayrıca sa­hih icmain ümmetin tümünün üzerinde birleştiği bir husus olduğunu ve yeryüzündeki bütün insanlar muhalefet etse bile Hz. Peygamber'in söy­lemiş olduğunun hak olduğunu zikretmiştik.

Hadise muhalif olduğunda sahabe amelini delil olarak kullanma konusunda da uzunca durmuş ve insanlar için delil olanın Hz. Peygam­ber'in söz ve davranışları olduğu, sahabe, fakih veya bir başkasının söz veya amelinin hüccet olmadığı sonucuna varmıştık. Zira Allah bizi sadece kendisine ibadet ve Resûlü'ne itaat ile mükellef tutmuştur. Şu halde sa­habeden birinin, kendisinin veya başkasının rivayet ettiği bir hadise mu­halefetini, söz konusu sahabînin hadisi bilmediği, kendisine ulaştığı tak­dirde ona aykırı davranmayacağı, aksine onunla amel edip kendisinden sonrakilere de nakledeceği şeklinde yorumlamak gerekir.

Kıyasa muhalif olması durumunda ise, hadisin alınması, kıyasın ise terkedilmesi gerektiğinde şüphe yoktur. Zira bize düşen hadise teslim ol­maktır. Aksi takdirde Allah'ın ve Resûlü'nün enirine muhalefet etmiş oluruz.

Hadisin çoğunluğa göre dinin temel kaidelerinden olduğu bilinen hususa muhalif olması, onun reddedilmesi ve ravisinin riayetinde hata ve yanılgıya düşmekle itham edilmesi için yeterlidir. Hadisi kabul ve reddet­mek hususunda uygun olan budur. Zira Allah'ın dininde tenakuz ve ihti­laf söz konusu olamaz. Burada dinin temel kaideleri ile, şeriatın üzerine bina edildiği, neshi ve değişmesi mümkün olmayan genel prensipleri kas­tettiğimiz bilinmelidir. İşte bu genel kaidelere aykırı bir mâna taşıyan bir hadis bize ulaştığında onu kabul edemeyiz. Zira böyle bir hadis kesinlikle Resûlullah'tan sadır olmayıp, ravilerin karıştırmalarından ibarettir.

Yedinci ve sonuncu ölçü ise, hadisin geliş şekli, söylendiği ortam ve taşıdğı mânanın göz önünde bulundurulmasıdır. Buna göre hadisin ifade ettiği hüküm pek çok insanı ilgilendiriyorsa, onu çok sayıda kimsenin ri­vayet etmesi gerekir. Şayet böyle değilse, böyle bir hadisi az sayıda kim­senin rivayet etmesi normal karşılanmalıdır. Dolayısıyla pek çok kimseyi ilgilendiren bir hadisin tek kişi tarafından rivayet edilmiş olması onun za­yıflığının bir delili kabul edilir. Bu ölçü sahiplerinin görüşleri bundan ibarettir. İlk bakışta bu görüş doğru gibi gözükebilir. Ancak biz, Allah'ın insanları mükellef tuttuğu dinî hükümlere baktığımızda onların inandıkla­rının insanların bir kısmı veya tamamını ilgilendiren türden olmayıp aksine tamamının bütün insanları içine alan türden olduklarını ve onları hafife al­manın ve ihmal etmenin caiz olmadığını görürür. Ayırca dinî hükümlerin çoğu âhâd haber olarak bize gelmiş, Peygamber de bütün insanlara dini tek kişi olarak tebliğ etmiş, elçi ve vergi memurlarını da birer kişi olarak görevlendirmiştir. Öte yandan değişik kabilelerden Resûlullah'a gelen heyetlere Hz. Peygamber, dini öğretmiş ve bunlar tek kişi oldukları halde gittikleri yerlerde dini tebliğ etmelerini emretmiştir. Şu halde, Hz. Peygamber'in hadislerinin çoğunluğunun âhâd yolla rivayet edilmesi tabiî bir durumdur. Dolayısıyla sahih olarak bize ulaşan bir hadise âhâd oldu­ğu için muhalefet etmemiz söz konusu olamaz. Aksine, ona uymamız ve onu reddetmememiz veya âhâd olması sebebiyle onun sahih olmadığına hükmetmemiz gerekir. Bu konuda vardığımız önemli sonuçlar bunlardır.

Bu çalışmanın bazı kardeşlerimin "hadis ilminde sened tenkidinin yanında metin tenkidi ölçülerinin de bulunup bulunmadığı" şeklindeki sorularına yeterli cevap olacağını ümit etmekteyiz. Bu araştırmada elim­den gelen gayreti gösterdim. Doğruyu bulmak yegâne amacım oldu. Şa­yet hatalarım olmuşsa Allah'ın beni bağışlamasını ve doğruya iletmesini temenni ederim. O'na sonsuz hamd, Resûlü'ne sonsuz salât ve selam ol­sun. [1424]



[1424] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 413-416.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sonuç
« Posted on: 27 Nisan 2024, 07:22:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sonuç rüya tabiri,Sonuç mekke canlı, Sonuç kabe canlı yayın, Sonuç Üç boyutlu kuran oku Sonuç kuran ı kerim, Sonuç peygamber kıssaları,Sonuç ilitam ders soruları, Sonuçönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes