๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hadis te Metin Tenkidi Metodları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 14 Haziran 2011, 15:55:20



Konu Başlığı: Şira ile abdest alma ve celde ile sürgün cezası
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 14 Haziran 2011, 15:55:20
Şira ile Abdest Alma Hadisiyle Celde ve Sürgün Cezasını Bir Arada Verme Hadisinin Karşılaştırılması:


Celde ve sürgün cezasının bir arada verme: Ebu Hureyre Asif olayı ile ilgili olarak Resûlullah'ın şöyle dediğini rivayet etmektedir:

"Yemin olsun ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim: Koyunların ve cariyen sana geri verilir, oğluna ise yüz celde ve bir yıl sürgün gere­kir." [1020]

Yine Ebu Hureyre'den Resûlullah'ın, zina eden bekar bir kimse hakkında bir yıl sürgün ve had tatbik etme ile hükmettiği rivayet edil­miştir [1021].

Ubade b. Samit'in naklettiğine göre ise, Resûlullah şöyle demiştir:

"Benden alın, benden alın. Allah onlara yol gösterdi. Bekar bekarla olur­sa yüz celde ve bir yıl sürgündür..." [1022].

İbnü'l-Münzir:

"Asîf olayında Resûlullah, Allah'ın kitabına göre hükmedeceğine dair yemin ettikten sonra, zina eden kimseye yüz celde ve bir yıl sürgün cezası verileceğini bildirmiştir. O, Allah'ın kitabını açık­layıcıdır" demektedir [1023].

Şevkanî ise bu konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:

"Netice ola­rak, sürgün hadisleri, Kur'an'a ziyade olarak varid olan sünnet içerisinde Hanefîlerce kabul edilen meşhurluk sınırını aşmışlardır. Dolayısıyla, bu ba­kımdan herhangi bir bahanelerinin olması söz konusu değildir. Kaldı ki, yüksek sesle gülmenin abdesti bozması ile şira ile abdestin caiz olmasına ilişkin hadisler gibi Kür'an'a ziyade ve sürgün hadislerinden çok çok gerilerde olan hadislerle amel etmişlerdir. Buradaki ziyade ise, kendisi üzerine ziyade olunanın yerine geçme durumunda değildir ki, nesih iddiası doğru olsun [1024]. Zira her iki delil ile de amel edilebilmekte, celde ve sürgün cezası bir arada verilmektedir. Nesih ise, ancak cem'etme imkanı­nın olmadığı ve her ikisi ile birlikte amel etmek muhal olduğu zaman söz konusu olur. Konumuzda ise böyle bir durum mevcut değildir.

Şira ile abdest alma: İbn Mes'ud'un rivayet ettiğine göre Cin ge­cesi, Resûlullah kendisine "Yanında temiz bir şey var mı? diye sormuş, bir miktar şiradan başka bir şey olmadığını söylemiş, bunun üzerine Re­sûlullah, "tatlı bir meyve ve temiz bir su" diye buyurmuştur. Ebu Dâvûd [1025] ve İbn Mâce'nin [1026] rivayet ettikleri bu hadisi Tirmizî, "Resûlul­lah ondan abdest aldı" ilavesiyle rivayet ettikten sonra onunla ilgili ola­rak şöyle demektedir:

Bu hadis, sadece Ebu Zeyd'den, onun da Abdul­lah'tan rivayet ettiği bir isnad ile rivayet edilmiştir. Ebu Zeyd, ehl-i hadisçe meçhul olan ve bundan başka bir hadisi bilinmeyen bir kimsedir [1027]. Zeylaî ulemanın bu hadisi şu üç illeti taşıması sebebiyle zayıf bulduklarını söylemektedir:

1) Ebu Zeyd'in meçhul biri olması.

2) Ebu Fizare'nin, Raşid b. Keysan mı yoksa başkası mı olduğu hususunda şüphe edilmesi.

3) İbn Mes'ud'un Cin gecesi Resûlullah ile birlikte bulunmamış olması. Nitekim İbn Hibban şöyle demiştir:

Ebu Zeyd, İbn Mes'ud'dan rivayet eden bir ravi olup, ne kendisi, ne babası ve ne de memleketi bilinmemektedir. Bu nitelikte olup da sonra sadece bir hadis rivayet eden ve bunda da Kitap, sünnet, icma ve kıyasa ters düşen bir kimsenin rivayeti ile kendisinden uzak durulmayı hak etmiş olur [1028].

İbn Adiy, Buhârî'nin bu konuda şöyle dediğini nakletmektedir:

İbn Mes'ud'dan şira ile abdest alma hadisim rivayet eden Ebu Zeyd, meçhul bir kimse olup Abdullah b. Mes'ud ile görüştüğünü kimse bil­memektedir. Resûlullah'ın böyle bir söz söylediği ise doğru değildir. Zi­ra bu rivayet, Kur'an'a aykırıdır [1029].

Ahmed b. Hanbel Müsned'inde bu hadisin bundan başka bir tari­kini vermekte ise de, onda zayıf biri olan Ali b. Zeyd mevcut olduğu gibi, Ebu Rafi'in İbn Mes'ud'dan hadis işittiği vaki değildir.

Dârekutnî bu hadisi bir başka tarik ile rivayet etmiştir. Ne var ki, onda da iki tane zayıf ravi bulunmaktadır.

Üçüncü bir tarikte yine meçhul bir ravi; dördüncüde ise güvenilir kimseler adına hadis uyduran el-'İclî vardır [1030]. Ayrıca İbn Adiy, daha önce bahsettiğimiz Ebu Zeyd'in içinde bulunduğu bir tarik daha zikret­mektedir [1031].

İbn Mâce'nin tahriç ettiği İbn Abbas rivayetine gelince, onda da zayıf biri olan Lehia bulunmaktadır. Dârekutnî'nin kaydetmiş olduğu bir başka tarikte ise, metruk biri olan Eban b. Ebu Ayyaş ve zayıf bir zat olan Mücaa vardır.

Nitekim Dârekutnî ve Beyhakî'nin birlikte tarhiç ettikleri diğer bir rivayette ise, Müseyyeb b. Vadih mevcuttur. Dârekutnî bu hadisle ilgili olarak şöyle demektedir:

Müseyyeb bu hadisi yanlış anlamıştır. Onun Resûlullah'a veya İbn Abbas'a ait olmasından ziyade İkrime'nin sözü ol­ması daha doğrudur [1032].

Hanefîlerin, kendisiyle istidlal edip Kur'an'ın zahirine muhalefet ettikleri şira ile abdest almayla ilgili hadisin tarikleri bunlardır. Bu hadisin delil olarak kullanılmaya müsait olmadığı tartışılmaz bir husustur. Zira, Cenab-ı Allah, su bulamayan kimsenin teyemmüm etmesini buyurmuş­tur. Bu hadis ise böyle bir durumda şira ile abdest alınmasını öngörmek­tedir. Bu ise sahih olmayan bir haberle Kur'an nassına ziyade yapmaktır ki, Hanefîlerin de dedikleri gibi bu da bir nesihtir.

Bu açıklama ile, Hanefîlerin bu meselede bu ölçüye dayanıp sahih sünnetleri red ve delil olma niteliği taşımayan zayıf hadislerle amel etmek suretiyle yanıldıkları açıkça görülmektedir. Hanefîlerin bu görüşten vaz­geçip Kur'an yanında sünnet ile de amel etmelerinin kendileri için daha hayırlı olduğu kanaatindeyiz. Zira bunların her biri öbürünü tamamlar ve sonrakinin öncekini neshetme durumu dışında birinin diğerine muhalif olması mümkün değildir.[1033]



[1020] Buhârî, Eyman. 3; Ebû Dâvûd. Hudud, 25; Muhammed Fuad Abdülbakî, el-Lü'luü ve'l-mercan, II, 187.

[1021] Atamed h. Hanbel, O, 453; Buhârî, Şehâdât, 8.

[1022] Müslim. Hudud. 12-14; Ebû Dâvûd, Hudud, 23.

[1023] Şevkanî, Neylü'l-evtâr. VIII, 282.

[1024] Şevkanî. a.e.. VIII, 283.

[1025] Ebû Dâvûd. Taharet, 42.

[1026] İbn Mâce, Taharet. 37.

[1027] Tirmizî, Taharet. 65.

[1028] Zeylaî, Nasbu'r-râye, I, 138.

[1029] Zeylaî, a.e., I. 138.

[1030] Zeylaî, a.e., I, 142.

[1031] Zeylaî, a.e., I, 143.

[1032] Zeylaî, a.e., I, 147-148.

[1033] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 296-298.