๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hadis te Metin Tenkidi Metodları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 14 Haziran 2011, 15:57:11



Konu Başlığı: Namazda tadili erkân
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 14 Haziran 2011, 15:57:11


Namazda Ta'dil-i Erkân ve Cariyenin İddetinin İki Hayız Olma­sına Dair Hadislerin Karşılaştırılması:
 

Namazda Ta'dil-i Erkân



Resûlullah "Namazını ta'dil-i erkâna riayet etmeden kılan kişi" hadisinde:

"...Sonra ta'dil-i erkâna uygun olarak rükû yap..." [1004], İbn Hibban'ın Sahîh'inde rivayet ettiği bir başka hadiste "...Sonra her uzuv yerine oturuncaya kadar bekle” [1005], diğer bir rivayette ise,

"...Rükûa vardığın zaman, ellerini dizlerine koy, belini uzat ve böylece rükûunu tam yap" [1006] buyurmuştur.

Resûlullah bir başka hadiste:

"Rükû ve secdeyi tam yapın. Yemin olsun ki ben, rükû ve secdeye vardığınız zaman sizi arkamda olduğunuz iken de görüyorum" [1007] buyurmuştur.

Ebu Ya'lâ'nın (Müsned'inde) ve diğer bazı muhaddislerin rivayet ettiklerine göre, namaz kılarken rükûunu yarım yapıp secdesini kuşun yem toplaması gibi eden bir kişi gören Resûlullah, "Bu haliyle ölse Muhammed ümmetinden başka biri olarak ölür" [1008] buyurmuştur.

Keza Hz. Peygamber bir hadiste, "Rükû ve secdede belini dümdüz yapmadıkça kişinin namazı tam olmaz" [1009] buyururken, başka bir hadis­te:

"Ey müslümanlar! Rükû ve secdede belini düz tutmayanın namazı ol­maz" [1010] demiştir.

Yukarıda zikrettiğimiz bu ta'dil-i erkan hadisleri, "...rükû edin, secdeye kapanın..." [1011] âyeti ile çeliştiği veya rükû ve secdesinde ta'dil-i erkana riayet eden kimsenin bu âyete muhalefet ettiği söylenebilir mi? Bu âyette söz konusu hadisleri cem'edip her ikisi ile birlikte amel etmek mümkün olduğuna göre, bunların Kur'an'a ziyade olduğu, bu ziyadenin ise nesih olduğu nasıl iddia edilebilir?

Cariyenin iddeti: Müzahir b. Eslem'in Kasım'dan, onun da Hz. Âişe'den rivayet ettiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

"Cariyenin talakı iki talak, iddeti de iki hayızdır". Ebu Dâvûd bu hadisin ravilerinden birinin meçhul olduğunu söylerken [1012], Tirmizî onunla ilgili olarak şöyle demektedir:

Bu hadis garibtir. Onu sadece Müzahir b. Eşlem tarikiyle merfu olarak biliyoruz. Bu zatın ise, bundan başka bir hadisi bilinme­mektedir [1013]. Öte yandan Ukaylî, Müzahir b. Eslem'in "hadisi münker" bir zat olduğunu söylemektedir. Bu hadis hakkında Beyhakî şöyle de­mektedir "Bu hadisin zayıf olduğuna şu rivayet delalet eder: Kasım b. Muhammed'e cariyenin iddeti soruldu. Bazı kimseler iki hayız olduğunu söylüyorlar. Biz ise, Allah'ın kitabında ve Resûlullah'ın sünnetinde böyle bir şey bilmiyoruz". Bu sözler, hadisin merfu olarak sahih olmadığım gösterir [1014].

Bu hadisi İbn Mâce İbn Ömer'den, Bezzar ve Taberânî Mu'cem'-inde aynı şekilde rivayet etmekte ve Dârekutnî, Sünen'inde rivayet ede­rek, "Ömer b. Şebib el-Müslî onu tek olarak rivayet etmiştir. Bu zat, ri­vayeti delil olmayan zayıf bir kimsedir" demektedir [1015].

Hâkim, Müstedrek'inde bu hadisin bir benzerini rivayet etmekte, ayrıca daha önce zikrettiğimiz Âişe hadisini Ebu Asım'dan senediyle bir­likte rivayet ettikten sonra Ebu Asım'ın şöyle dediğini nakletmektedir:

"Hadisten Müzahir b. Eslem'e bahsettim ve onu İbn Cüreyc'e rivayet et­tiğin gibi bana da rivayet et dedim. Müzahir bunun üzerine, Kasım ve İbn Abbas tarikiyle Resûlullah'tan onun benzerini rivayet etti. Hâkim şöyle devam etmektedir:

"Müzahir b. Eşlem, Basralı bir ravi olup eski üstadlarımızın hiçbiri onu cerhetmemişlerdir. Dolayısıyla bu hadis sahihtir. An­cak Buhârî ve Müslim onu rivayet etmemişlerdir. Öte yandan, İbn Abbas'tan bu hadisle çatışan bir başka hadis de rivayet edilmiştir" [1016]. Bize gelince, şu kadarını söyleyelim ki, Hâkim'in, hadisinin sahih olduğunu söylediği bu Müzahir, (kendisinden rivayet eden) Ebu Asım, Yahya b. Maîn, Ebu Hatim er-Râzî ve Buhârî'nin zayıf olduğunu söyledikleri şa­hıstır [1017]. Ukaylî'nin onun hakkındaki görüşünü daha önce ifade etmiş bulunuyoruz. Âdeti üzere, meçhul kimselerin güvenilir olduklarını söy­leyen İbn Hibban'dan başka kimse, onun güvenilir olduğunu ileri sür­memiştir. Ayrıca Hâkim'in bu hadisin sahih olduğunu söylemesi de, onun hadislere sahih hükmü verirken gevşek davrandığını göstermektedir.

Dârekutnî İbn Ömer'den, Resûlullah'ın "Cariye evli olursa, talakı iki talaktır..." buyurduğunu rivayet ettikten sonra, İbnü'l-Mübarek'in Selim b. Salim'in yalancı olduğunu söylediğini; Yahya b. Maîn'in ise, onun hadisinin bir değeri olmadığını bildirdiğini nakletmektedir [1018].

Cariyenin iddeti ve talak sayısı ile ilgili bu hadislerin hiçbiri senedi sağlam olmadığı gibi hepsi de zayıf olup delil olarak kullanılmaya elve­rişli değildir. Buna rağmen Hanefîler nassa ziyade olduğu halde onlarla amel etmişler; öte yandan rükû ve secdede ta'dil-i erkanı şart koşan sahih hadisleri kabul etmemişlerdir. [1019]



[1004] Muhammed Fuad Abdülbaki, a.e., I, 81.

[1005] Elbanî, Sıfata salâti’n-nebî, s. 108.

[1006] Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 340; Ebû Dâvûd, Sünen, Salat, 143.

[1007] Muhammed Fuad Abdülbakî, el-Lü'lüü ve'l-mercan, I, 89.

[1008] Elbanî, a.e., s. 110.

[1009] Elbanî, a.g.e., s. 111.

[1010] Elbanî, a.g.e., s. 110-111.

[1011] el-Hac: 22/77.

[1012] Ebû Dâvûd, Talak, 6.

[1013] Tirmizî, Talak, 7.

[1014] Zeylaî, Nasbü'r-râye, III, 226.

[1015] Zeylaî, a.e., lll, 227.

[1016] Zeylaî, a.e., III, 227.

[1017] Zeylaî, a.e., lll, 227.

[1018] Zeylaî, a.e., III, 227.

[1019] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 293-296.