Konu Başlığı: Medinelilerin icmaının dayanağı 2 Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Haziran 2011, 20:21:09 Medinelilerin İcmaının Dayanağı 2 Meclis muhayyerliği: İmam Mâlik, Nalı, İbn Ömer tarikiyle rivayet ettiği "Alıcı ve satıcı (ayrılmadıkları sürece) muhayyerdirler, hadisini naklettikten sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Bu konunun bize göre belirli bir tarifi, sınırı ve uygulaması yoktur" [1161]. el-Müdevvene'60 ise konuyla ilgili olarak şöyle denilmektedir: "İbnü'l-Kasım'a İmam Mâlik'e göre muhayyerlik alıcı ve satıcı ayrılmadıkları süre içinde midir? diye sordum. Of İmam Mâlik'e göre ayrılmasalar da onlar için muhayyerlik yoktur diye cevap verdi; Mâlik'in, alış verişin söz ile meydana geldiğini, söz ile tamamladıktan sonra, akdin geçerli olduğunu ve hiçbiri için bundan vazgeçmenin söz konusu olmadığını söylediğini nakletti [1162]. İmam Mâlik'in Muvatta'ındaki açıklamasından başka bir sözüne rastlamasaydık, önceki hadis gibi bunu da "meclis muhayyerliği için belirli bir süre olmadığını nakletmekten ibarettir" şeklinde yorumlayabilirdik. Ancak hadis altın zincir dedikleri en sahih senedle nakledilmiş olsa da imam Mâlik'in el-Müdevvene'de "ayrılmasalar da muhayyerlik yoktur" şeklindeki açıklamasıyla te'yili mümkün olmayacak şekilde çelişmektedir. Alimlerden biri ise: "İmam Mâlik'in bu hadisle ilgili bizzat kendisini mi, yoksa Nafi'i mi eleştirdiğini bilmiyorum, bu tenkit halkasına sahabe olan Abdullah'ı ilave etmeyi ise uygun bulmuyorum" demiştir. İmam Mâlik'in Medinelilerin böyle bir senedle rivayet edilen bu hadisi terkedip Medinelilerin uygulamasını tercih etmesi; onun, Medinelilerin amelini daha güçlü gördüğü, Kur'an ve mütevatir sünnetten sonra en yüksek mertebede Medinelilerin ameli kabul ettiği şeklindeki görüşümüzü teyit ettiğinde şüphe yoktur. Bu itibarla muhtemelen İmam Mâlik âhâd haberlerin Medinelilerin ameline aykırı olmasını illet olarak kabul etmiş ve Medinelilerin amelini daha güçlü gördüğü için de hadisin reddedilmesi gerektiğini söylemiştir. İmam Mâlik'in bu hadisi reddetmesi sebebiyle İbn Ebu Zi'b onu herkesin cesaret edemeyeceği ağır bir şekilde tenkit etmiştir. Ancak biz İmam Mâlik'in bizim bilmediğimiz bir delil ile bu hadisi reddetmiş olabileceği kanaatindeyiz. Her ne kadar bu konudaki görüşünü ve hadisi reddetmedeki ölçüsünü kabul etmesek de onun hakkında hüsnü zan beslemekteyiz. Zira o, ileri gelen İslâm âlimlerinden biridir. Zina eden kölelerin sürgün edilmesi: İmam Mâlik konuyla ilgili olarak el-Muvatta'da "kendilerine yetiştiğim ilim ehline göre zina ettiklerinde kölelere sürgün cezası yoktur" [1163], el-Müdevvene'de ise, "Ne kadınlara, ne de kölelere sürgün cezası yoktur" [1164] demektedir. İmam Mâlik'in bu açıklaması, kadın köle ayırımı yapmaksızın sürgünün gerekliliğini ifade eden hadislerin umumuna aykırıdır. Nitekim Ubâde b. Sâmit'in rivayet ettiği bir hadiste: "Bekar bekarla zina ettiğinde yüz sopa vurulur ve bir yıl da sürgünle cezalandırılır" buyurulmaktadır [1165]. İbn Hazm, İmam Mâlik'in söz konusu görüşünü reddederek şöyle demektedir: "Hz. Peygamber'in zina eden evli bir erkeğin sürgün edilmesine hükmettiği rivayet edilmiştir. Ayrıca âlimler köleye sürgün cezası vermenin efendisine zarar vereceğini söyledikleri halde hür kimsenin sürgün edilmesi durumunda eşine, çocuğuna varsa ebeveynine vereceği zarardan bahsetmemişlerdir [1166]. İbn Hazm'ın bu red ve değerlendirmesi onu "zina eden hür kimsenin sürgün edilmesi eşine ve çocuğuna zarar verir" şeklinde önemli bir hataya sevketmiştir. Şöyle ki; o, hür kimse evli olduğunda zina ederse cezası sürgün ve sopa değil, recim olduğunu ve evli olup çocukları bulunduğunda muhsan olduğunda şüphe olmadığını unutmuştur. İmam Mâlik'in yaptığı bu tahsisi önceki iki meseleye dahil etmek mümkündür. Ancak gerçekte onu bu şekilde yorumlamak doğru değildir. Zira buradaki nas öncekiler gibi olmayıp aksine, umumîlik ve mutlaklık ifade etmektedir. Düşmana eman verip sonra onu öldürenin öldürülmesi: İmam Mâlik, Muvatta'ında Ömer b. Hattab'ın savaş için gönderdiği ordu komutanına şöyle yazdığını nakletmiştir: "Bana ulaştığına göre, bazı askerler, kafiri dağa sığınana kadar takip ediyor, ona korkma diyerek eman veriyor, yakalayınca da öldürüyormuş. Allah'a yemin olsun ki bunu yapan kimsenin boynunu vururum". Yahya, İmam Mâlik'in: "Bu hadis üzerinde icma edilmemiştir, amel de buna göre değildir" dediğini işittim diye nakletmiştir. Burada İmam Mâlik'in muhalefeti Hz. Peygamber'e izafe edilen hadise değil, Hz. Ömer'in gorüşünedir. Yukarıdaki misallerde İmam Malik'e göre Medinelilerin ameli hadis nassına aykırıdır. Burada ise Medinelilerin uygulaması "müslüman kafire karşılık öldürülmez" hadisiyle uyum halindedir. Bu hadisteki kafir kelimesi, zimmî, harbî ve eman verilenlerin hepsine şamildir. Belki de İmam Mâlik, Hz. Ömer'in mektubuna muhalefet etse de Medinelilerin uygulamasının hadise uygun olduğu görüşündedir. Ancak biz bu açıklamayla Hz. Ömer'in hadise muhalefet ettiğini söylemek istemiyoruz. Zira muhtemelen Hz. Ömer'in bu mektubu, yerine getirilmeye yönelik olmaktan çok, uyarı amacıyla yazılmış olup askerlerin böyle bir fiil yapmalarını engellemeye yöneliktir. Belki de bir müslümarın kafir karşılığında öldürülemeyeceğini ifade eden hadis Hz. Ömer'e ulaşmamıştır. Biz bu misalde İmam Mâlik'e kullandığı ölçülerde değil, sözünde katılıyoruz. Haram kılan emme sayısı: İmam Mâlik, Muvatta'ındâ Hz. Âişe'nin, "haram kılan emmenin on emme olduğu nazil olan Kur'an'da mevcuttu. Sonra bu beş emme ile nesholundu. Hz. Peygamber vefat ettiğinde kadınlar bunu Kur'an'da okumaktaydı" anlamındaki hadisini naklettikten sonra, "uygulama buna göre değildir" diye ilave etmektedir [1167]. Konuyla ilgili âyet, haram kılma hususunda umumîlik ifade eden bir delil mahiyetinde olup, biz gerek İmam Mâlik'in Muvatta'ındâ, gerekse diğer âlimlerin rivayet ettikleri sahih hadisin bu âyetteki umumîliği tahsis etmesinin mümkün olacağı görüşündeyiz. . Nitekim sahabe ve tabiînden bu görüşte olanlar bulunmaktadır. İmam Mâlik bu konuda şöyle demektedir: "İlim ehlinin bana bildirdiğine göre Ömer b. Hattab, Ali b. Ebu Talib, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes'ud, Cabir b. Abdullah, Tavus, Kabîsa b. Züeyb, Saîd b. Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Rebîa, İbn Şihab, Ata b. Ebu Rebah ve Mekhûl, beşikteki emmenin azının da çoğunun da haram kılacağı görüşündeydiler [1168]. İbn Abbas'a haram kılan emme sorulduğunda: "Çocuğun iki sene içindeki emmesi bir defa bile olsa haram kılar. İki seneden sonraki emmesi ise haram kılmaz" şeklinde cevap vermiştir [1169]. İmam Mâlik'in bu hadisle amel etmemesinin bazı gerekçeleri olabilir. Onun bu örnekteki uygulama ile kastı, yukarıda zikrettiği âlimlerin uygulaması olabilir. Böylece İmam Mâlik mezkûr âlimlerin naklettiklerini, uygulama ve fetvalarını Hz. Âişe'nin rivayetinden daha güçlü kabul etmektedir. Zira Hz. Âişe çoğunluk karşısında tek kalmaktadır. Çoğunluğu tercih etmek ise âlimlerin kabul ettikleri genel bir kaidedir. Ayrıca Hz. Âişe'nin rivayetinde "Resûlullah (s.a.) vefat ettiğinde kadınlar bu âyeti okumaktaydı" şeklindeki ifadede gariplik vardır. Şöyle ki; onlar böyle bir âyeti okuyorlar idiyse elimizdeki Kur'an'da neden bu âyet mevcut değildir? Hz. Âişe hadisi karşısında İmam Mâlik'in tutumuyla ilgili bizim değerlendirmemiz budur. Ancak bazı âlimler, Hz. Âişe'nin hadisini esas alıp onun, âyetin umumunu tahsis ettiğini ileri sürmüşlerdir. Konuyla ilgili daha başka misaller vermek de mümkündür. Ancak biz, sözü uzatmamak için bu kadarla yetiniyoruz; İmam Şafiî, Mâlikîlerin Medinelilerin uygulamasını esas alarak haber-i vahide muhalefet ettiklerine dair birçok örnek zikretmiş ve bunlara detaylı cevaplar vermiştir [1170]. Binaenaleyh isteyen oraya bakabilir. [1171] [1161] Malik, Buyu, 79. [1162] Malik, el-Müdevvene, III, 188. [1163] Malik, Hudud, 13. [1164] Malik, el-Müdevvene, VI, 236. [1165] Müslim, Hudud, 13, 14; EbÛ Dâvûd, Hudud, 23; Tirmizî, Hudud, 8; İbn Mâce, Hudud, 7; Anmed b. Hanbel, III, 476. [1166] İbn Hazm, el-İhkâm, II, 221. [1167] Malik. Rada', 17. [1168] Malik, el-Müdevvene, II, 405. [1169] Malik, a.e., II, 406. [1170] Şafiî. el-Üm (İhtilâfı Malik ve'ş-Şâfıî), V, 177-250. [1171] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 323-338. |