> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı  (Okunma Sayısı 1565 defa)
15 Haziran 2011, 20:09:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Haziran 2011, 20:09:26 »



İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı:



İhtilaflı iki hadisin bulunması halinde, muhaddisin yapacağı ilk iş, bu iki rivayetten birini genel, diğerini özel veya birini mutlak, diğerini mukayyed vb. şe­kilde kabul etmek suretiyle aralarını telife çalışmaktır. Bu tür ihtilafa bir açıdan çelişki denir. Eğer bu noktada bir telif imkanı varsa bu yapılır; her yönüyle çelişki olduğu için telif imkâm yoksa, iki hadisin de senedine bakılır ve sened bakımından daha sağlam olan tercih edilir; diğeri, sıhhat bakımından buna müsavi olmadığı sürece terkedilir. Seneddeki sağlamlık yönünden de eşit olurlarsa bu durumda muhaddisin haricî bir delil ara­yarak tercihini Kur'an'a ve diğer ölçülere aykırı olan aleyhinde yapması gerekir. Bunun örneklerini biraz sonra açıklayacağız. Eğer muhaddis ter­cihi sağlayan haricî delili bulamazsa, başka bir merhaleye geçer ki o da:

Her iki sözün de Hz. Peygamber'den sadır olduğu zamanı araştırmaktır. Hadislerin söyleniş tarihini tespit ettiği zaman, bunlardan daha önce sadır olanın nesholunmuş, sonradan olanın ise neshedici olduğuna hükmede­bilir. Ancak birinin söylendiği zamanı bilmesine rağmen diğerinin zama­nını bilemezse, sadece birinin söylendiği zamandan hareketle bunlardan birinin neshedildiğine hükmetmesi uygun olmaz. Çünkü tarihini bilme­diği rivayet, diğerinden önce söylenmiş olabileceği gibi, sonra da söylen­miş olabilir. Nesih ise zan ve tahminle değil, delilin ortaya koyduğu haki­katlerle sabit olan serî bir hükümdür [430].

Muhaddis her iki rivayetin veya rivayetlerden birinin söylendiği tarihi bilemezse, onların birini diğerine tercihte veya ikisinden biri ile amel etmede tevakkuf etmesi gerekir. Burada tevakkufun anlamı -gerçekte de bu anlama gelir- her iki delille de amel etmemek demektir. Zira herhangi bir sebep olmaksızın tercih yapmış durumuna düşmemek için delillerden birini alıp diğerini terketmek doğru değildir. Her iki rivayetin de terkine hükmedilmesi ise muhaddislere göre burada sahih bir rivayetin olmaması anlamına gelir. Nitekim muhaddislere göre bir rivayetin şaz ve muallel olmaması sahihlik şartlarındandır. Muallel hadis, sened veya metninde ıztırab, irsal ve benzeri haller bulunan rivayet demektir. Ne var ki illet çoğunlukla sened de, sazlık ise metinlerde bulunur. Öyleyse şaz neye denir?

İmam Şafiî'ye göre şaz:

"Sika bir râvinin başkaları tarafından rivayet edilmeyen bir hadisi rivayet etmesi değil; sika kişinin, hadisi diğer râvilere muhalif olarak rivayet etmesidir. İşte hadiste şaz budur" [431].

Bu durumda Şafiî'ye göre şaz:

Râvinin sika olması ve rivayetin başkalarının rivayetine aykırı bulunması olmak üzere iki esasa dayanmak­tadır.

İbnü's-Salâh ise şöyle demiştir:

Herhangi bir râvi, rivayetinde tek kaldığı zaman bu haber, kendisinden hafıza ve zabtı daha güçlü bir râvi­nin haberine muhalif ise, tek kaldığı haber şaz ve merdud olur. Eğer söz konusu haberde başkaları tarafından rivayet edilen haberlere aykırılık yoksa, o zaman râvinin durumuna bakılır; eğer âdil, zapt ve anlayışına güvenilir ve hafızası güçlü bir kimse ise, bu tek başına rivayet ettiği hadis kabul edilir ve râvinin tek başına kalması önemsenmez. Eğer bu kişi anla­yış ve hıfz bakımından güvenilir değilse, söz konusu rivayetteki teferrüdü (tek kalması) bu haberi sahih olmaktan çıkarır, zayıf kılar [432].

Şu halde sika bir kişi başka sika râvilere muhalefet edecek olsa -ki bu durum da çoğunlukla hadis metinlerinde olur- muhaddislerin o habe­rin şaz olduğuna hükmetme imkam doğar.

Şaz hadisin tanımında, hadisin hem senedine, hem de metnine yö­nelik çift yönlü bir bakış söz konusudur. Şöyle ki: Senedde râvisinin sika olması, metinde ise sika râvilerin rivayetine muhalif olması şartı aranır. Bu iki veçheden hiçbiri, diğerinden müstağni kılmaz. Eğer söz konusu metni güvenilir olmayan bir kişi rivayet edecek olursa, bu rivayet kabul edilmez ve şaz olarak da isimlendirilemez [433]. Dolayısıyla sika bir kişi başkalarının rivayet etmediği ve onlara muhalif olmayan bir hadisi rivayet edecek olursa bu rivayete de şaz denmez.

Her ne kadar muhaddislerin şaz tarifi hem sened, hem de metni içermekte ise de ben, şaz konusunda hüküm verirken metinden daha çok, senede itibar ettikleri görüşündeyim. Zira birçok güvenilir râvinin rivayet ettiği bir haberi tek bir güvenilir râvinin rivayetine tercih etmek, çoğunluğa göre hükmetmektir. Hepsi de eşit olan râvilerden biri, üçüne ters düşüyor ise, çoğunluk azınlığa tercih edilir. Çünkü râvisi çok olan bir haberde yanılma ihtimali, az olana göre daha zayıftır. İşte muhaddislerin, başka sika ravilere aykırı rivayette bulunan güvenilir bir râvi hakkındaki hükmü budur.

Bu hükümde muhaddislerin tenkitleri ile ilgili bazı hususlar bulun­maktadır. Şöyle ki; şaz hadis sika râvilerden oluşmasına rağmen kabul edilmeyerek reddediliyor ise bu, muhaddislerin söz konusu hadisin met­nine derinlemesine baktıklarını ve senedin sahih olmasının her şey ol­madığını gösterir. Çünkü bazan hadisin senedi sahih olduğu halde metni şaz ve merdud olabilir. Bu, muhaddislerin yalnız teorik bir prensibi değil, bilfiil uyguladıkları bir husustur. Muaz b. Cebei'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber Tebük savaşında güneş meyletmeden (ikindi olma­dan) önce yola çıkınca öğlen namazını ikindi ile beraber cem etmek üze­re tehir etmiştir. Güneş meylettikten sonra yola çıktığında ise öğlen ve ikindiyi bir arada kılmış ve ondan sonra yola devam etmiştir. Aynı şekilde akşam namazından önce yola çıktığında yatsı ile beraber kılmak üzere onu tehir etmiş; akşam namazından sonra yola çıktığında ise, yatsıyı öne alarak akşamla beraber kılmıştır [434].

Hâkim en-Nisâburî bu hadisle ilgili olarak şu açıklamayı yapmak­tadır:

Bu hadisin bütün râvileri son derece güvenilir, otarite kimselerdir. Kendisini muallel kılacak illetini bilmesek de hadis, hem sened hem de metin açısından şazdır. Onu, Kuteybe b. Saîd'den Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve Yahya b. Maîn sema yoluyla almışlardır. Bu zevat, söz konusu hadisi Kuteybe'den sened ve metnini beğenerek almışlar ve bunlardan bu hadisin malul olduğunu ifade eden hiçbir söz de bize ulaşmamıştır.  Ancak,  hadisi tetkik ettiğimizde Kuteybe b.  Saîd'in güvenilir ve emin bir kişi olmasına rağmen, hadisin uydurma [435] olduğunu görmekteyiz.

Hâkim, bu haâisin râvilerinin sika olduğunu belirtiyor, hatta onları hadiste otorite olarak niteliyor. Bu durum da söz konusu rivayetin şaz, hatta uydurma olduğuna hükmetmesine mani olmuyor. Bu, onun metin ve isnada aynı derecede önem verdiğini ifade eden bir tutumdur. Hadis tenkidinde doğru olan yöntem de budur.

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre o, Hz. Peygamber'in yanın­da otururken Hz. Ali gelerek şöyle demiştir:

Ey Allah'ın elçisi! Ezber­lediğim Kur'an âyetlerini unuttum. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“Sana öğrendiğin şeyleri hafızanda tutmanı sağlayacak olan bir şey öğreteyim mi?” buyurmuş. Ali "evet" deyince, Hz. Peygamber:

"Cuma gecesi olunca dört rekât namaz kıl da bunlarda Yasin, ed-Duhan, Tenzîl ve Tebâreke sûrelerini oku ve şöyle dua et..." demiştir [436].

Zehebî bu rivayetin, senedinin sağlamlığına rağmen kesinlikle münker olduğunu ve gönlünün ona ısınmadığını, bu nedenle de onun hakkındaki tereddüdünü ifade etmek üzere "Allah bilir" dediğini beyan etmektedir [437]. İleride bu rivayetle ilgili daha geniş bilgi verilecektir.

İhtilaflı hadisler arasındaki tercih sebepleri:

Şahinlik dereceleri müsavi ve zaman bakımından hangisinin daha önce olduğunu bilemedi­ğimiz iki hadisten birini tercih etme konusunu daha önce ele almış bulu­nuyoruz. Muhaddisler bu hususta birçok tercih sebebi zikretmekte, hatta bazıları bunların yüzden fazla olduğunu söylemektedir. Bu tercih sebep­lerinin bir kısmı senedle bir kısmı da metinle ilgilidir. Biz burada me­tinlere ait tercihleri zikredecek ve araştırmamız dışında kaldığı için, senede ait olanları ele almayacağız. Muhaddislerin zikrettikleri tercih sebeplerin­den bir kısmi kullandıklarını teyit eden bir örnek bulamadığımız tamamen teorik mahiyettedirler. Tercih sebeplerinden diğer bir kısmı ise, muhad­dislerin ihtisas alanının dışında olan ve fukahanın umum, husus vb. du­rumlarda olduğu gibi, ihtilafların çoğunu şer'î bir hüküm çıkarmada kullandıkları sebeplerdir. Bu tercih sebeplerinden bir kısmını aşağıda açıkla­yacağız.

a. İki hadisten biri Kur'an'a muhalif bulunurken, diğerinin Kur'ân-ı Kerîm'in zahirine muvafık düşmesi suretiyle kabule şayan olması. Örnek olarak, Hz, Peygamber:

"Kim uyuyarak veya unutarak namazını kılamazsa, hatırladığında onu kılsın. Çünkü bu an, onun vaktidir" buyur­muştur. Bu hadis, Hz. Peygamber'in bazı vakitlerde namaz kılmayı yasak ettiği hadisine ters düşmektedir. Ne var ki, birinci hadisi Kur'ân-ı Kerîm'den "Namaza devam edin" [438],

"Rabbinizin mağfiretine koşun" [439] vb. âyetlerler [440], zahirî anlamları itibariyle desteklemektedir.

b. İki hadisten sadece birinin başka bir sünnete uygun olması. Ör­nek olarak:

"Nikâh, ancak velinin izni ile caizdir" [441] hadisi,

"Velinin dul kadın yanında bir izni söz konusu değildir" rivayetine tercih edilir. Çünkü birinci hadisi Ebu Musa, Hz. Peygamber'den nakletmiştir ve onu Hz. Âişe'nin Resûlullah'tan rivayet ettiği:

"Bir kadın herhangi bir yerde velisinin izni olmadan kendi kendini nikahlayacak olsa nikâhı batıl­dır" [442] hadisi de teyit etmektedir [443].

c. İki hadisten biri ile hulefâ-i râşidînin amel etmiş olması. Bu durum söz konusu âyeti desteklemektedir. Nitekim bu sebeple, bayram tekbirlerinin yedi ve beş olduğunu nakleden kişinin rivayeti cen...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:20:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı rüya tabiri,İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı mekke canlı, İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı kabe canlı yayın, İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı Üç boyutlu kuran oku İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı kuran ı kerim, İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı peygamber kıssaları,İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzı ilitam ders soruları, İhtilaflı iki hadis karşısında muhaddisin hareket tarzıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes