> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Hadis metninin tarihî bilgilere arzı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadis metninin tarihî bilgilere arzı  (Okunma Sayısı 1225 defa)
15 Haziran 2011, 20:07:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Haziran 2011, 20:07:54 »



IV. Hadis Metninin Tarihî Bilgilere Arzı


Hadiste, söz konusu edilen hadisenin meydana geldiği zamana de­lalet eden bir bilgi varsa ve bu bilgi de muhaddisin söz konusu olayın gerçek vakti ile ilgili bilgisine ters düşüyorsa; o, bu hadisin tümden sahih olmadığına hükmeder. Şayet râvilerden biri tarafından hadise ziyade ya­pılmış ve bunu hadisin diğer kısmından ayırmak mümkün ise, sadece söz konusu fazlalığın sahih olmadığına hükmeder.

Muhaddislerin tarihi, hadîslerin sahihlerini zayıflarından ayırmak için bir ölçü olarak kullanması, birçok örnekle teyit edilebilecek bir hu­sustur. Buhârî, Müslim ve diğer tanınmış hadis kitaplarında bunun misal­leri bulunabilir.

Biz şimdi muhaddislerin bu ölçüyü kullandıklarını ortaya koymak için, bu örneklerden bazılarını zikredeceğiz.

a. İbn Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Müslümanlar Ebu Süfyan'a ilgi göstermiyor ve onunla bir arada durmuyorlardı. Bunun üzerine Ebu Süfyan Hz. Peygamber'e gelerek:

"Ey Allah'ın elçisi! Siz­den şu üç şeyi talep ediyorum" dedi. Hz. Peygamber:

"Pekala!" buyur­du. Bunun üzerine Ebu Süfyan:

"Kızım Ümmü Habîbe Arab'ın en güzel kızıdır. Onu sana vereyim" dedi. Hz. Peygamber:

"Pekiyi" buyurdu­lar.." [478].

Hadisçiler, bu hadisin metnini tarihi kullanmak suretiyle tenkit etmişlerdir. Şöyle ki; bilindiği üzere Ebu Süfyan Mekke'nin fethi esna­sında müslüman olmuştur. Hz. Peygamber'in Ümmü Habibe ile evlen­mesi ise bundan çok daha önceye ait olup Habeşistan'a hicret günlerine tesadüf etmiş ve onun mehrini de Necaşi belirlemiştir. Bunun için, İbn Hazin bu rivayetin uydurma olduğunda hiçbir kuşkusunun olmadığını söylemiştir [479].

Bazı hadisçiler ise daha sonra beyan edeceğimiz üzere bu iki durumun arasını uygun düşmeyen tarzda uzlaştırma cihetine gitmişlerdir.

Şüphesiz tarih, hiçbir zaman insanı yanlışa düşürmeyen doğru bir ölçüdür. Ancak burada, hadisteki bilgilere muhalif tarihî malumatın kesin doğru olması gerekir. Tarihte vuku bulduğu kesin olmayan olaylara gelince, hadisin onlarla karşılaştırılması doğru değildir.

b. İkinci örnek ise Müslim'in Sahîh'inde yer alan ve Cabir b. Ab­dullah'ın Hz. Peygamber'in haccından söz eden rivayetidir. Söz konusu rivayette Hz. Peygamber'in kurban bayramı günü öğlen namazını Mek­ke'de kıldığı belirtilmektedir [480].

İbn Ömer hadisinde ise:

"Resûlullah'ın kurban bayram günü ziya­ret tavafı yaptıktan sonra tekrar Mina'ya döndüğü ve öğlen namazını orada kıldığı" beyan edilmektedir [481].

Bu iki rivayet arasında açık bir çelişki söz konusudur. Büyük bir zorlama olmadıkça aralarını uzlaştırma mümkün olmayan bu ihtilafı ten­kit eden İbn Hazm, bu iki rivayetten birinin kesin olarak uydurma oldu­ğunu söylemektedir [482]. Fakat bu iki rivayetten hangisinin sahih, hangisi­nin uydurma olduğunu en iyi Allah bilir. Her ne kadar muhaddi si erden, haccı başından sonuna kadar anlatması dolayısı ile Cabir'in rivayetini ter­cih edenler varsa da bu, çok sağlam değildir. İleride bu konuda daha faz­la bilgi verilecektir.

c. Hz, Peygamber'in Kabe'den alınarak Mi'raç için gece yolculu­ğuna çıkarıldığı (İsra) olayını anlatan rivayette yer alan Peygamber'e vahiy gelmezden önce bir gece kendileri Mescid-i Haram'da uyurken ona üç kişi geldi... "[483] tarzındaki ifade Buhârî ve Müslim'in eliştirildikleri rivayetlerdendir.

Bu rivayet, bütün müslümanlarca bilinen ve hiç kimsenin şüphe et­mediği, "İsrânın Hz. Muhammed'in nübüvvetinden sonra olduğu tarzın­daki" bilgiye ters düşmektedir ve bunun delilleri pek çoktur. Bunun için muhaddisler, kesin bilgi ile sabit olan tarihî malumata aykırı bu ifadeler­den dolayı Buhârî ve Müslim'i eleştirmişler ve bu rivayetin râvisini yanıl­makla itham etmişlerdir. İleride bu konuda geniş açıklama yapılacaktır.

d. Tirmizî ve diğer hadis kitaplarında yer alan bir rivayete göre, Hz. Peygamber Mekke'nin fethi günü Abdullah b, Revaha'nın okuduğu şu şiirle Mekke'ye girmiştir:

Ey kâfir çocukları! Onun yolundan çekilin. Bugün size, ona indirilen Kur'an gereğince öyle bir darbe indirebiliriz ki, bütün başları yerlerinden kaldırır ve dosta dostu unutturur.

Tirmizî rivayetin bu tarikten hasen, sahih ve garîb olduğunu söyle­miş [484] ve Abdürrezzak'ın rivayet ettiği başka bir hadiste Hz. Peygam­ber'in önünde Ka'b b. Mâlik olduğu halde kaza umresi (umretü'1-kaza) amacıyla Mekke'ye girdiği haberine yer vermiştir. Bazı hadis âlimlerine göre bu haber daha doğrudur. Çünkü, Abdullah b. Revana Mu'te sava­şında şehid edilmiştir. Kaza umresi ise bu savaştan sonra olmuştur [485].

Bu hadis hakkında İbn Kayyim şöyle demektedir:

Bu bir yanılgıdır; çünkü İbn Revana Mu'te savaşında şehid edilmiştir. Mu'te savaşı ise, Mekke'nin fethinden dört ay öncedir. Bu duruma göre, Hz. Peygam­ber'in huzurunda ancak İbn Revaha'nın şiiri okunmuş olabilir [486].

e. Buhârî'nin Ebu Vail'den rivayetine göre Mesrûk b. el-Ecda':

Bana Hz. Âişe'nin annesi Ümmü Rûman, İfk hadisini rivayet etti..." [487].

Ulemâdan birçoğu bunun apaçık bir hata olduğunu söylemiştir. Çünkü Ümmü Rûman, Hz. Peygamber zamanında vefat etmiş ve Resûlullah, onun kabrine inerek:

"Kimin cennet hurilerinden bir kadına bak­mak hoşuna giderse, buna baksın" [488] buyurmuştur.

Öte yandan bazı âlimler:

"Mesrûk, Ümmü Rûman hayatta iken Medine'ye gelmiş ve ondan hadis almış olsaydı Resûllah'la karşılaşmış ve ondan da hadis dinlemiş olurdu. Halbuki o, Medine'ye Hz. Peygam­ber'in vefatından sonra gelmiştir [489]" demişlerdir.

Ancak İbn Hacer bu görüş sahiplerini, Ümmü Rûman'ın Hz. Pey­gamber devrinde öldüğü görüşleri dolayısıyla tenkit ederek, bu konuyu onlarla tartışmış ve Buhârî'nin rivayet ettiği hadisin, râvilerinden birinin tek kalmış olmasına rağmen, sened yönünden daha sahih olduğu sonu­cuna varmıştır. Ayrıca, öbür hadisin ise, râvilerinden birinin zayıf olması sebebiyle onun kadar kuvvetli olmadığını; bu konuyu Fethu'l-bâri’nin mukaddimesinde ve el-İsâbe'de izah ettiğini söylemiştir [490].

Burada İbn Hacer'in tercihi, senede ve râvilerin sağlamlığına da­yanmaktadır. İbn Hacer el-İsâbe'de Ümmü Rûman'ın vefat tarihini İbn Sa'd, İbn Abdilber ve Vâkıdî gibi çeşitli tarihçilerden hicrî 4., 5. ve 6. yıl olarak nakletmektedir. Bana göre, eğer onların bu konudaki delilleri, da­ha önce geçen Ali b. Zeyd b. Ced'ân hadisi ise -ki o hafızasının iyi olma­ması sebebiyle zayıf sayılmıştır- ve bundan daha güçlü bir rivayet yoksa İbn Hacer'in tercihini daha güçlü kabul etmek yerinde olur. Eğer onların elinde başka bir delil varsa ve bunu söz konusu rivayetin üstünlüğünü açıklamak için zikretmişler ise, bu durumda görüşlerinin doğru olma ihti­mali vardır ve yanlışlık Buhâri’nin rivayet ettiği hadisin râvilerinden bi­rinden kaynaklanmış olabilir. Yine de doğru olanı en iyi bilen Allah Teâlâ'dır.

İki rivayetten hangisi diğerine tercih edilmiş olursa olsun, bizi asıl ilgilendiren, bu ölçü esas alınarak söz konusu rivayete yöneltilen tenkit ve eleştirilerdir.

f. Bir başka örnek de İfk hadisinde yer alan Hz. Peygamber'in:

"Ailem konusunda beni rahatsız eden bir kişi hakkında bana kim yardım eder?" buyurduğu, Abdüleşhel oğullarına yakın olan Sa'd b. Muaz'ın ayağa kalkarak:

"Ey Allah'ın elçisi! Ona karşı sana ben yardım edece­ğim" dediği..." [491] şeklindeki rivayettir.

İbn Kayyim bu durumun ilim sahibi birçok kişiye şüpheli geldiği­ni söylemiştir. Çünkü hiçbir ilim adamı, onun hicretin 5. yılında, Hz. Peygamber'in Benî Kureyza hakkındaki kararım müteakip öldüğüne kar­şı çıkmamıştır. İfk olayı ise cumhura göre hicretin 6. yılında meydana gel­miş olan Benî Mustalik gazvesinde vuku bulmuştur [492].

Bu probleme çeşitli şekillerde cevap verilmiştir.

Buhârî'nin, Musa b. Ukbe'den hikaye ettiğine göre, Benî Mustalik savaşı, hicretin 4. yılında meydana gelmiştir. Vâkıdiye göre ise, söz ko­nusu gazve hicretin 5. yılında vuku bulmuş, Benî Kureyza ve Hendek sa­vaşları da bundan sonradır.

Kadı İsmail b. İshak'a göre ise, bu konuda tarihçiler ihtilaf etmek­tedirler. Tercihe şayan olan, Benî Mustalik gazvesinin Hendek savaşından önce olmasıdır. Bu durumda herhangi bir problem kalmamaktadır. An­cak ulema bunun tersi kanaata sahiptirler. Nitekim ifk hadisesinde de bu­nun hilafına delalet eden bir ifade bulunmaktadır. Şöyle ki; Hz. Âişe olayın hicab âyeti indikten sonraya ait olduğunu söylemektedir. Hicab âyeti ise, Hz. Zeyneb bnt. Cahş hakkında nazil olmuştur. Bu esnada Zeyneb, Hz. Peygamber'in nikâhı altında idi. Resûlullah ona Âişe hakkında sormuştu. Tarihçilere göre Hz. Peygamber'in Zeyneb'le evlenmesi hic­retin 5. senesinin Zilkade ayında olmuştur. Bu duruma göre de Musa b. Ukbe'nin görüşü doğru olamaz [493].

Muhammed b; İshak, Benî Mustalik gazvesinin hicretin altıncı yılın­da ve Hendek savaşından sonra olduğunu belirterek İfk hadisesini de bu sene içinde zikretmektedir. Ancak o, bu hadisi -Zührî, Ubeydullah b. Ab­dullah b. Utbe, Âişe senediyle rivayet ederek şöyle demektedir; "Useyd b. el-Hudayr kalkarak 'Ona karşı sana ben yardım ederim' dedi ve Sa'd b. Ubade'yi alıkoydu. Sa'd b. Muaz'ı ise hiç zikretmedi."

İbn Hazm'a göre kesin doğru olan budur ve diğer rivayette Sa'd b. Muaz'ın zikredilmesi bir yanılgıdır. Zira Sa'd b. Muaz'ın Benî Kureyza'nın fethi sonrası vefat ettiği kesindir. Bu ise hicretin 4. senesinin Zil­kade ayının sonuna rastlamaktadır. Benî Mustalik gazvesi ise, hicretin 6. yılının Şaban ayında, Sa'd'ın ölümünden bir yıl sekiz ay sonra vaki ol­muştur. Bu duruma göre, adı geçen iki kişi arasındaki karşılıklı konuşma, Benî Mustalik gazvesinden döndükt...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hadis metninin tarihî bilgilere arzı
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:07:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hadis metninin tarihî bilgilere arzı rüya tabiri,Hadis metninin tarihî bilgilere arzı mekke canlı, Hadis metninin tarihî bilgilere arzı kabe canlı yayın, Hadis metninin tarihî bilgilere arzı Üç boyutlu kuran oku Hadis metninin tarihî bilgilere arzı kuran ı kerim, Hadis metninin tarihî bilgilere arzı peygamber kıssaları,Hadis metninin tarihî bilgilere arzı ilitam ders soruları, Hadis metninin tarihî bilgilere arzıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes