Konu Başlığı: Âm ve hâs Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 14 Haziran 2011, 15:51:50 Âm ve Hâs Hanefiler göre, mütevatir ve meşhur sünnetin umûm ifade eden lafızları, bütün fertlerine delaletinin kat'î olması açısından Kur'an gibidir. Dolayısıyla bunlar ancak kendileri gibi kat'î olan mütevatir ve meşhur sünnetle tahsis edilebilirler. Âhâd haber ise zan ifade etmesi sebebiyle bunlara ait umum ifade eden lafızları tahsis edemez. Çünkü zannî olan bir delil kat'î delile muaraza edemez. Böyle bir durumda âhâd haberin hükmüyle amel edilmez. Hanefî âlimlerden Serahsî bu konuda şöyle demektedir: Ravisi rivayetinde tek kalmış olan âhâd haber meşhur sünnete aykırı olduğu zaman kendisiyle amel edilemez. Zira mütevatir, müstefiz (meşhur) veya sahihliği üzerinde ittifak edilmiş olan sünnet, kesin bilgi ifade etmesi açısından Kur'an gibidir. Herhangi bir şüphe taşıyan bir rivayet kesin bilgi ifade eden haber karşısında reddolunur. Şüpheden uzak olması sebebiyle meşhur sünnet de garib hadisten daha güçlüdür. Bu sebeple garib haberle nesh caiz olmadığı halde meşhur hadisle nesh caiz olmaktadır. Zira zayıf olan güçlü karşısında duramaz[1035]. Keza Hanefîlerden Abdulaziz el-Buhârî'ye göre Kur'an ve mütevatir sünnetle tahsis olduğu sabit olmayan umûm ifade eden lafzın haber-i vahid ve kıyasla tahsisi caiz değildir. Zira bunların ikisi de zannî olup, kat'î olanın onlarla tahsisi söz konusu değildir. Çünkü tahsis muaraza durumunda söz konusudur. Zannî olan delilin kat'î olanla muarazasından ise bahsedilemez [1036]. Âlimlerin çoğunluğuna göre ise meşhur ve mütevatir sünnetin umûm ifade eden lafızlarının bütün fertlerine delaleti zannîdir. Bu itibarla da şahinlik şartlarını taşıyan âhâd haberle bunun tahsisi caizdir. İmam Şafiî bunu şu sözleriyle açıklamaktadır: "Hz. Peygamber'in hadisi Arapça'dır. Kur'an'da olduğu gibi hadislerde de umûm ifade eden lafızlar kullanılıp onunla umumilik kasdedildiği gibi, bazan bununla hususilik kastedildiği de olabilir. Hz. Peygamber'den onunla umumiliği değil hususiliği kastettiğine delalet eden bir delil gelinceye kadar olduğu hal üzere kalır" [1037]. [1035] Serahsî, Usul, I, 366. [1036] Abdulaziz el-Buhârî. Ketfu'l-esrâr, II, 294; III, 9. [1037] Şafiî, Te'vilü muhtelifi'l-hadis (e I-Ümm'ün haşiyesinde), VII, 55-56; er-Risâle, s. 213. Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 299-300. |