๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hadis Müdafaası => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ekim 2010, 17:28:25



Konu Başlığı: Kuran ın ve İcmanın İptal Ettiğini Söyledikleri Hadis
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ekim 2010, 17:28:25
50-Kur'an ın Ve İcmânın İptal Ettiğini Söyledikleri  Hadis

İddia:Allah (C.C):"Biz bir şeyi dilediğimiz za-man.ona sözümüz sadece "Ol!" dememtzdino da hemen oluverir.M(16.en-Nahl: 40) buyurduğu ve in­sanlar "Allah'ın takdirini geri çevirecek hiçbir şey ol-

madığına ve O'nun hükmünü değiştirecek,iptal ede­cek birşeyin bulunmadığına" icma ettikleri halde siz.sadakanın kaçınılmaz kazayı (=kaderi) defedece­ğini rivayet ediyorsunuz.

Cevap:Bunun tevili (yorumu) için deriz ki:Kişi günahları dolayısıyla,kendisine bir ceza takdir edil­mesine müstehak olur.Ne zaman sadaka verirse, müstehak olduğu cezayı kendisinden uzaklaştırmış olur.

Nitekim, "Gizlice (gösteriş yapmadan) verilen sadaka Rabbin gazabını (öfkesini) söndürür.[87] hadisi de bu hususu ispat etmektedir.

Görmüyor musun,Allah (C.C) bir kimseye gazablandığı zaman ,o kimse kendisini O'nun azabına »maruz bırakmış olur. Kişi bu sadakasıyla bu gazabı ortadan kaldırınca,azabı da ortadan kaldırmış olur.Bu,şuna benzer:

Ben bir adama karşı büyük bir suç işledim BUH: 78/12. Bundan dolayı onun belâsından ve hemen bana kar­şılık vermesinden korktum ve ona bir hediye verdim ve bu suretle ona mâni oldum,ve dedim ki:"Hediye.hakkedilmiş bir cezayı defeder (uzaklaştırır). [88]

 
51-Dediklerine Göre Sonu Baş Tarafı İptal Eden Hadis

İddia:"Başınıza öyle imamlar (idareciler) ge­lecek ki;onlara itaat ettiğiniz takdirde azmiş yan ettiğiniz takdirde İse sapıtmış olacaksı­nız.[89]hadisini rivayet ettiniz.

Bu.aklen mümkün değildir.Nasıl olur da ona is yan etmekle sapıtmış.ve ona itaat etmekle de azmış olurlar?!

Cevap:Biz deriz ki:Bu hadiste.tevil edildikten sonra herhangi bir çelişki mevzuubahis değildir.Görüldüğü kadarıyla hadisin mânası şudur: Onlar eğer,Allah'a karşı isyankâr lığı, halka zulmetmeyi, ve haksız yere kan dökmeyi emredenlere itaat ederlerse,itaat edenler azıp sapıtmış olurlar.Eğer-Haricîlerin yaptığı gibi onlara isyan edilir ve onlara başkaldınlır

da müslümanlar arasında ihtilâfa sebep olunursa,bu isyan edenler doğru yoldan sapmış olurlar.

Yani hadis,şu mânaya gelir:"Ne onların dedikle­ri yapılır.ne de onlara isyan edilir."

Yine Rasûlullahın.onlann kürsülerden iyiyi em­retmelerini ,eğer buna isyan edilirse isyan edenlerin doğru yoldan sapmış olacağını;veya onlarm,bu ma­kamın (kürsülerin) dışında,kötülüğü emretmelerini ve buna itaat edilirse.itaat edenlerin azmış ve sapıt­mış olacağını kasdetmiş olması da mümkündür. [90]

 
52-Dedıklerıne Göre Kur'an ın Ve Aklın Yalanladığı Hadis

İddia:Siz, Rasûlullahın:"Kıyamet günü Rabbinizi.ondördünde ay'ı gördüğünüz gibi görecek­siniz. Onu görmek için İzdihama mâruz kalmaya­caksınız.[91]dediğini rivayet ettiniz. Halbuki Allah (C.C) '."Hiçbir göz onu ihata ve idrak edemez.Fakat O, bütün gözleri İhata eder." (6.el-En'am:alO3) ve "Onun misli gibi (O'na benzer) hiçbir şey yoktur." (42,Şûrâ,l 1) buyurmaktadır.

Aklen,Hâhk'ın hangi sıfatla olursa olsun mahl­ûka enzemesi caiz değüdir.Mûsâ (A.S) da:"Rabbim, kendini bana göster,sana bakayım (dediğin­de) Allah:"-Beni hiçbir zaman göremezsin ,."(7.el-A'râ'f:143) demişür,

Eğer bu hadis sahih ise,o takdirde Allah'ın (C.C) da:"Rabbinin kudretine bakmazmısın,gölgeyi na­sıl yayıyor!?"(25.el-Furkân:45) ve "Görmez misin ki Allah herşeye gücü yetendir.[92] buyurduğu gibi;hadisteki görmek,bümek mânasına gelir.

Cevap:Biz deriz ki:Hiç şüphe yok ki bu hadis sahihtir.Bu hadis,sika (güvenilir) râvilerden,çeşitli tarîk (isnad)lardan rivayet edildiği için,bu gibi hadis­lerin yalan olması iriıimkün değildir.Eğer bu gibi ha­dislerin yalan olması mümkün olsaydı;teşehhüd gi­bi, deve sığır ve koyunun zekâtı[93],mallann ve pa­raların zekâtı gibi; boşama .köle azad etme ve buna benzer,ancak hadislerle bilebildiğimiz ve ;bu hususta Kur'an'da hiçbir açıklama bulunmayan ve amel et­mekte olduğumuz dini hususların da asılsız ve hü­kümsüz olması gerekirdi.

"Hiçbir göz onu ihata ve idrak edemez.Fakat O,bütün gözleri ihata eder." ve Mûsâ'nın,"Rabbim kendini bana göster,sana bakayım (dediğinde)Allah:"-Beni hiçbir zaman göremezsin.?"sözüne gelin-ce,bu Rasûlullahın "Kıyamet günü Rabbinizi göre­ceksiniz." sözü ile tezad teşkil etmez.Çünkü Allah (C.C) "...hiçbir göz onu ihata ve idrak edemez." sözü ile,gözlerin O'nu bu dünyâda göremiyeceğini kasdet miştir.Mûsâ'ya (A.S) "...Beni hiçbir zaman göremez­sin." demekle de bu dünyada göremiyeceğini kasdet-mişür.Çünkü Allah (C.C) dünyada kendisini bütün yarattıklarından perdelemiştir.Onlara hesap günü ,ceza ve kısas günü tecellî edecektir. O zaman mü'minler,ondördünde ay'ı gördükleri gibi O'nu göre­ceklerdir. Ondördünd eki Ay(ı görme) hususunda na­sıl ihtilaf etmiyorlarsa ,0'nun (görülmesi) hususunda da ihtilâfa düşmeyeceklerdir.

Burada ay'ın bütün halleriyle -onun dönme-si,haraketi, büyüklüğü ve şekli -benzetme yapılma­mıştır. Buradaki teşbih (benzetme) sadece; ondör-dünde ay'a baktığımız gibi O'nu göreceğimiz ve dolu­nay halideki ayı görme konusunda ihtilâf etmediği­miz gibi O'nu görme konusunda da ihtilâfa düşmeye­ceğimiz noktasından yapılmıştır.

Araplar birşeyin meşhur ve gayet açık olduğunu ifade etmek için ay'ı örnek verirler ve:"Bu güneşten daha aşikâr, sabah aydınlığından daha açık ve ay'dan daha meşhurdur." derler.

Zu'r-Rumme [94] de şöyle der: "Gerçekten öyle parladın ki.hiçkimseye gizli değilsin.

Ancak ay'dan haberi olmayan bir kimseye gizli­sin."

Hadisteki, "O'nu görmek için izdihama mâruz kalmayacaksınız, "sözü de dediğimizin diğer bir deliü-dir.Zira izdiham aybaşında,hilâli ararken olur.O za­man insanlar toplanırlar ve birisi:"İşte hilâl.işte hilâl der.Diğeri de "Hilâl değil o" der .Halbuki kamer-de(hilal safhasından sonraki ayda) böyle ihtilâf edilmez.herkes onu bulunduğu yerden görebilir ve onu görmek için birbirlerini sıkıştırmasına ve izdihama lüzum kalmaz.

Rasûlullahın hadisi (bu mevzuda) Kur'an üzeri­ne hâkim ve onu açıklayıcıdır.

Allah (C.C),"....hiçbir göz onu ihata edemez." buyurduğunda,Rasûlullahdan da,"Kıyamet günü Rab-binizi göreceksiniz." dediği sahih bir haberle gelirse;anlayış akıl ve temyiz gücüne sahip bir kimse-ye,bunun (Allah'ı görmenin),(dünyadakinden) farklı bir zamanda olduğu gizli kalmaz.

Mûsâ'nın/'Rabbim kendini bana göster.sana bakayım." sözü,Allah'ın kıyamette görüleceğine en açık bir şekilde delâlet etmektedir.Eğer Allah,hangi halde olursa olsun asla görülemiyecek olsa ve O'na bakılması mümkün olmasaydı, onların (akılcıların) bildikleri (Allah'ın) bir sıfatmı.Mûsâ (A.S) bileme-miş,bu sıfat ona gizli kalmış olurdu.

Kıyamet günü Allah'ın gözle görüleceğini söyle­yen bir kimse,onlara göre Allah'ı bir sınırla sınırlamış olur.Ve kimin nazarında Allah sınırlı ise.o kimse Al­lah'ı yaratılanlara benzetmiş ve kim de Allah'ı yaratıl­mışlara benzetmişse, hiç şüphesiz kâfir olmuş olur?[95]

Peki o halde ,"Rabbim kendini bana göster,sana bakayım." dediği vakitte.Mûsâ 'nın;Allah'ın kendisi­ne vahyettiğini ve ağaçtan kendisine konuştuğunu açıklamasına ne diyecekler?!Mûsâ 'nın Allah'ı (yaratı­lan) birşeye benzettiğine ve Allah'ı sınırladığına mı hükmedecekler?

HayırîAllah'a andolsun ki Mûsâ (A.S) Onlann düşündüğü şekilde olsaydı-bu dereGe cahil olamaz­dı!..

Mûsâ (A.S) Allah'ın kıyamet günü görüleceğini biliyordu.Fakat o.Kıyamet günü Allah'ın Peygamberlerine ve velîlerine vereceği şeyi,Allah'm kendisine dünyada vermesini istemiş,Allah (C.C)da,dünyayı kasdederek 'Beni hiçbir zaman göremezsin.Fakat şu dağa bak.Eğer o yerinde durursa, s en de beni gö­rürsün." (7.el-A'raf: 143) demiştir.

Allah (C.C) ona.dağın kendisinin tecellisine da-yanamıyarak toz olacağını,eğer dağlar buna dayan­maktan âciz ve zayıf kalırsa ,Adem oğlunun Kıyamet günü Allah'ın,kendilerinin görme kudretlerini kuv­vetlendirmesine ve dünya da mevcud olan perdeyi on­ların gözünden kaldırmasına muhtaç olacak kadar zayıf olmağa en lâyık olduklarını bildirmiştir.

Tecelli,zuhur etme,ortaya çıkma demektir.Bu mâna kasdedilerek,"celevtul-arûsa= gelinin duvağı­nı kaldırdım" denir.Keza kılıç ve aynayı paslarından ortaya çıkarınca da "celevtu'l-mir'âte ve's-seyfe=kılıcı ve aynayı pasından temizleyip ortaya çıkardım." de­nilir.

"Kıyamet günü Rabbinizi göreceksiniz..." sö­zündeki ru"yet (=görme)-Allah'ın "Görmez misin ki Allah herşeye gücü yetendir.[96]Yanl: Bilmez misin ki..?"-dediği gibi.bilmek manasınadır."demelerine gelince,bu muhaldir.Çünkü biz Allah'ı dünyada da biliyoruz.Dünyada da,Kıyamet gününde de vaziyet aynı olduktan sonra bu haberi vermenin ne faydası var?!

İncil'de okudum kijsâ (A.S) vahyi açıklamağa başladığı zaman şöyle demiştir:"Merhamet edenlere saadetler ve müjdeler (olsun).Rahmet de onlann üze-rinedir.Kalpleri İhlaslı olanlara saadet ve müjdeler ol­sun. Çünkü Rablerini göreceklerdir." [97]

Allah tabârake ve taâlâ da:"Nice yüzler vardır ki,o gün (kıyamette) güzelliği İle parıldar.(O yüz­ler) Rablerine bakarlar."(75.el-Kıyâme:22,23)bu-yurmaktadır.

Allah (C.C) öfkelendiği bir kavim hakkında ise:"Hayir, muhakkak ki onlar,kıyamet günü Rab-lerinden perdelen mislerdir. Sonra onlar muhak­kak ateşe gireceklerdir. "(23. el-Mutaffifîn: 15,16)buyurmuştur.Bu sözlerde »parlayan ve Rable­rine bakan yüzlerin-diğer yüzler perdelendiği vakitte-perdelenmeyen yüzler olduğuna delil yok mudur?!

Eğer bize:"Bu "bakma"riın ve "bakılan şey"in mahiyeti nedir?" derlerse,biz deriz ki: "Biz Allanın sı­fatlan hakkında ancak Rasûlullahın (S.A.V) vardığı noktaya kadar varabiliriz.Rasûlullahtan sahih ola­rak sabit olan şeyleri reddetmeyiz.Çünkü o.bizim mantığımıza ve tasavvurumuza sığınmaz.Bilakis biz keyfiyetinden bahsetmeksizin bir şekil Üe sınırla maksızın ve bize gelen (bildirilenlerle bize gelmeyen­leri kıyaslamaksızm bunlara iman eder,ve bu husus­taki söz ve inanç (imiz) m kıyamet günü inşallah kurtuluş yolu ve bütün nefsâni arzulardan (veya: sa­pık inançlardan) kurtulmamiz(a vesile) olmasını ümid ederiz. [98]

 
53-Dediklerine Göre Kur'an ın Ve Aklî Delillerin Yalanladığı Teşbih İfade Eden Hadis

İddia:Siz;mü'minin kalbinin Allah'ın par­maklarından iki parmağı arasında olduğunu [99]rivayet ettiniz.

Eğer siz,parmaklardan,nimetleri kasdediyorsa-nız,-hadis sahihtir. bu da bir izah şeklidir.Yok eğer »hakikaten parmaklan kasdediyorsanız,bu muhal­dir.Çünkü Allah,uzuvlarla vasıflandırılamaz ve mâhlûkâta (yaratılmışlara) da benzetilemez.

Arapların: "Fulanın kendi malı üzerinde ne güzel parmağı var." sözüne bakarak,hadiste geçen "par­maklar"! nimet ve iyilik olarak tevil etme cihetine git­tiler .Bu söz İle araplar adamın tesir ve iyiliğini kasde-derler.Nitekim çoban da devesini anlatırken şöyle de­miştir.

"Zayıf bacaklı ve fırtlak damarlıdır. İnsanların kıtlığa uğradığı zamanda onun üzerinde deve çoba­nının parmağını görürsün" .Yani deve üzerinde çoba­nın ihtimamının izini (iyiliğini,nimetini) görürsün .demektir.

Cevap:Biz deriz ki:Şüphesiz bu hadis sahih­tir. "Parmak" in tevili hususunda onların kabul ettik­leri anlayış hadise uymamaktadır. Çünkü"Rasûlul-lah dua ederken:"Ey kalpleri (halden hale) çeviren.kalbimi dîn'in üzre sabit kıl." demiştir.Bunun üzerine hanımlarından biri:"Sen de Yâ RasûlulIah-nefsinden korkuyormusun?" demiş,Rasûlullah da cevaben:"Müminin kalbi.Allahın (C.C) par­maklarından iki parmağı arasındadır." buyurmuştur.

Eğer kalb onlara göre.Allahın nimetlerinden iki nimet arasında ise,o kalb bu iki nimetle korunmuş demektir. O halde niçin Rasûlullah,Allahın kendisini

sabit kılması İçin dua etmiş ve niçin kendisine, "Sen de nefsinden korkuyormusun?" diyen hanımına.onun sözünü te'yid eden bir cevab vermiştir.Hal-buki.eğer kalp iki nimet ile korunmuş ise.korkmama-sı gerekirdi.

Eğer bize: "Buradaki parmak size göre ne de­mektir?" derse,biz deriz ki:O (parmak),başka bir ha­disteki/Yeryüzünü parmağınm-veya iki parmağının üzerinde taşır.[100] hadisine benzer.

Buradaki parmağın ,nimet manasına gelmesi caiz değildir.

Keza Cenab-ı Hakkın, "O kafirler AÜahı gereği gibi takdir edemediler. Halbuki kıyamet günü yer küresi tamamen O'nun avucundandır.Gökler de elinde dürülmüşîerdir."(39.ez-Zumer:67) âyetine benzer.Buradaki el ve avuc'un (= kabza) da nimet ma­nasına olması caiz değildir.

Biz,Allahın parmağının bizim parmaklanınız gibi.elinin bizim elimiz gibi.avucunun da bizim avcumuz gibi olduğunu söylemiyoruz. Çünkü Allanın hiç­bir şeyi .bizim hiçbir şeyimize benzemez. [101]



[87] TIR: S / 28.

[88] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 318-319.

[89] Krş,HAN: 2 / 161,191.

[90] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 319-320.

[91] BUH:97/ 24.HAN: 4 / 360.

[92] Metinde:"....e lem tera enne'llâhe alâ külli şey'in kadir" şeklindedir .Bu şekilde bir âyet yoktur.İbnu Kutey-be,"...e lem talem enne'llahe alâ külli şey'in kâdîr." (2.el-Ba-kara:106) âyeti ile karıştırmış olsa gerek. (M)

[93] Bkz.İBNU MACE: 8 / 9.16.DÂRIMÎ; 3/4(1/ 381)

[94] Zu'r-Rumme:ĞayIân b.Ukbe b.Buheyş.Ebu'1-Hâris. Şâir (Bkz: Kitâbu'ş-Şi'r ve'ş-ŞuarâiSaa.Leydeıı 1902 tab'ı 1 (M).

[95] Es'ad Efendi nüshasında:"...Onlara yani dört mezhe­be göre ittifakla kâfir olmuş olur." şeklindedir. (M)

[96] Bkz.: Dİpnot.288.(M)

[97] Matta:V/ 7,8.

[98] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 320-325.

[99] HAN: 2/ 173; 6 / 251.

[100] Hadİ8İn değişik varyantları için bkz.:el-Esmâ ve's-Sıfât:333 v.d.(M)

[101] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 325-327.



Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın ve İcmanın İptal Ettiğini Söyledikleri Hadis
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Aralık 2018, 15:17:58
Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun bilgilerden ve emegi geçen kardeşimizden...


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın ve İcmanın İptal Ettiğini Söyledikleri Hadis
Gönderen: Sevgi. üzerinde 09 Aralık 2018, 02:00:58
Aleyküm Selam.  Bilgiler için Allah Razı olsun.  Rabbim ilmimizi


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın ve İcmanın İptal Ettiğini Söyledikleri Hadis
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Aralık 2018, 02:10:25
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun