> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis Müdafaası > Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler  (Okunma Sayısı 1243 defa)
26 Ekim 2010, 00:51:29
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 26 Ekim 2010, 00:51:29 »



C-Kelâmdan Uzak Durmayı Gerektiren  Sebepler

EBÛ MUHAMMED: Duyduğuma göre kelama-lann bazıları şarabın haram olmadığını söylüyorîar-mış.Gûya Allah(C.G)şarabı te'dib cihetinden nehyet miş imiş. "Elini boynuna bağlafyıp cimri kesiljme ve büsbütün de aç(ıp israf et)me" (17,el-İsra:29) ve"...kendilerini yataklarda yalnız birakın.Yine dinlemezlerse (hafifçe) dövün.."(4,en-Nisa:34) ayetleri de bunun gibi te'dip için imiş.

Onlardan kimisi de,dokuz hür kadınla evlenile-bileceğini söylemekte ve şu âyeti delil getirmektey-miş:"Sizin için helâl olan kadınlardan iki-şer.üçer.dörder olmak üzere nikah edin."(4,en-Ni-sa:3) Diyorlarmış ki;iki,üç ve dördün toplamı dokuz eder.Bunun delili de şudur ki;Rasûlullah vefat et­tiğinde dokuz hanimi vardı.Allah'ın(C.C) Kur'an'da Rasûlüne mubah kıldığı şeyler,bize de mubah kılın­mış olan şeylerdir.

Diğer bazı kelamcılar da domuzun yağ ve derisi­nin helal olduğunu kabul etmekte ve "Çünkü Allah(C.C),"Size,ölü hayvan,akmış kan ve domuz eti haram kıhndi."(5,el-Mâide:3)ayetinde,domuzun an­cak etini haram kümıştır.bunun haricinde başka bir-şeyini haram kıîmamışür. "demektedirler.

Kelamcüardan bir başka gurup,Allah,birşeyi,o şey meydana gelmeden bilemez ve en iyisini araştır­madan birşeyi yaratamaz, demişlerdir.

Bu kadar ihtilaf karşısında bu Kelamcılardan hangisine bağlanılır ve hangisinin mezheb ve fırkası­na tabi olunur...?Bunlann arasından hakkı bulup çı­karmak nazil arzu edilebilir?

Onlar,-günler geçtiği.zaman akıp gittiği halde-hala kıyas ve tartışmalarla uğraşmakta.böylelikle sadece ihtilailan artmış olmakta,haktan ise uzaklaş­maktadırlar.

Ebû Yusuf (113-182)[314] "Kim dini,kelam ilmi üe öğrenmek isterse zmdıklaşır,kim malı simya ilmi ile kazanmak isterse iflâs eder,kim hadislerin garibleri-ni.araştınrsa,yalanlanır."derdi.

EBÛ MUHAMMED:Ben ilk gençlik yıllarımda ve çeşitli ilimleri Öğrenmeye ihtiyaç hissettiğim devir-de,bütün ilimlere bir bağla bağlanmak ve her ilimden nasibimi almak istiyordum.Bazan bunlara (Kelamcı-lara )aldanıp,onlann meclislerine gider,oradan,hayra götüren veya doğruyu gösteren faydalı birşeyi öğren­miş olarak çıkmayı arzu ederdim. Onların Allah'a karşı cür'etlerini.salunmalanmn azlığını,kıyasın dü­zenli olması veya kıyasta kopukluk olmaması için kendilerini günahlara sürüklediklerini görür, oradan hüsran içersinde,pişmanlıkla geri dönerdim.

Şair Muhammed b.Beşir, [315]

Bırak tartmadan söz söyleyeni,

Vera' sahibi böyle bir söz söylemez.

Her fırkanın başlangıcı güzeldir.

Ondan sonra kepazeleşirler.

Ona söylenilebilecek tek şey,

"Hiç duraksamadan konuşurdu."denilmesidir."

derken onlan isabetli bir şekilde vasfetmiştir. Abdullah b.Mus'ab[316] da şöyle demiştir: Adamı görürsün söz söylemek hoşuna gidiyor.

Halbuki kişi için en salim yol konuşmamaktır. Sözün fazlasından sakın,

Çünkü her sözün lüzumsuzu bardır.

Sakın bir bid'atçıya arkadaşlık etme.

Hiçbir zaman da onun dediğini dinleme. onların sözleri gölgelere benzer.

Gölgelerin ise zail olması yakındır.

Allah âyetlerini muhkem kılmıştır.

Rasûl(ullah) de onlara delil olmuştur.

Ve müslümanlara yolu açık eylemiştir.

Sakın bu yoldan başkasını takib etme [317]

Onlar,göğüslerinde şüphe,

İçlerinde ise kin ve hile saklarlar.

Kur'an'la ilgili bir bid'at çıkardıklarında herbiri bu bid'ata sarılıp kendini haklı görür.

O halde bırak onlan ve ahmaklar gibi salına salı­na yürüyenleri

Onlara uzun bir sessizlikle cevap ver.

EBÛ MUHAMMED:Ben Ömer b.Abdilaziz'in "Kim dinin[318] husûmetlere (münakaşalara)hedef ya­parsa , sık sık görüş değiştirmek durumunda kalır. [319]sözünü işitmiş idim.Hakikaten,kelâmcılan,"Hak(kıyas ve nazar[düşünce) ile bilinebilir.Kim bir delil ile ilzam olunursa.ona boyun eğmesi gere­kir, "dediklerini işitiyor, fakat sonra onların .araştır­ma ve nazarları boyunca birbirlerini delillerle sustur­duklarını, her mecliste kaç kere müşahade ettiğim halde, onların kendi iddialarından vazgeçmedikleri­ni, iddialarını terketmediklerini görüyordum.

Hişam b.el-Hakem'in [320] taraftarlarından biri bir mu'teziliye şöyle bir soru sorar:

Bana söyler misin,bu âlemin sonu ve hududu var mıdır?

Mu'tezili:"-Son-bana göre- iki kısımdır.Biri, za­manın şu vakitten şu vakte kadar olan sonudur.Diğe-ri.uç ve kenarların (yâni mekânın)nihayeti (sonu) dir ki,âlem de bu iki sıfatla sonludur." dedi.

O:"-Sani (yaratıcı) olan Cenab-ı Hak sonlu mudur?dedi.

Mu'tezilî:-Bu muhaldir, "dedi.

O: "-Sen sonlu olmayan.sonlu birşeyi yaratabi­leceğini mi iddia ediyorsun?dedi.

Mu'tezilî:"Evet,dedi.

O : Sonlu olmayanının sonlu olanı yaratması caiz olduğu gibi, niçin "şey" olmayanın "şey"i yarat­ması caiz olmasm?dedi.

Mu'tezilî : "-Çünkü "birşey"olmayan,yokîuktur veiptaldir."dedi.

O Sonlu olmayan da,yokluk (adem) ve iptal­dir, dedi.

Mu'teziîî O :-"Birşey değildir",demek,"yok" de­mektir, dedi.

O Sonsuz değildir."demek te "yok" demektir.dedi.

Mu'tezilî:-Cehm b.Safvân[321] ve ashabı hariç,insanlar Allah'ın bir "şey" olduğunda ittifak ettiler.dedi.

O İnsanlar onun (Allah'ın) sonlu olduğunda da ittifak etmişlerdir.dedi.

Mu'tezlî :-Mütenâhi (sonlu) olan herşeyin muh-des, masnu'(yaratılmış), ve aciz olduğunu gör­düm, dedi.

OBen de bütün "şeylerin muhdes (sonradan yaratılmış) ve âciz olduğunu gördüm, dedi.

Mu'tezilî:"-Bu "şey'lerin yaratılmış (masnû') olduğu­nu görünce, bildim ki.onlann yaratıcısı da"şey" dir.". dedi.

OBu "şeylerin sonlu olduğunu görünce bildim ki, onların yaratıcısı da sonludur."

Mu'tezilî Eğer (Allah) sonlu olsaydı .yaratılmış olurdu,çünkü her sonlu olan şey yaratılmışür,dedi.

O Eğer (Allah) "şey" olsaydı,yaratılmış ve aciz olurdu.çünkü her "şey" in yaratılmış ve aciz olduğu­nu gördüm,eğer mesele böyle değilse,o halde (Allah ile yaratılanlar arasındaki) fark nedir? deyince, Mu'tezilî sustu..

(Kelâmcılardan)iki kişiden biri,diğerine" ilim "hakkında sordu ve ona:"Sen,,Semi'(işitici) demenin , Alîm (bilici)demek olduğunu mu söylemek istiyor­sun?   " dedi.

O da:Evet,dedi.(Bunun üzerine aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti):

Allah fakirdir.."diyenlerin sözünü elbette Allah işitmiştir." (3.Â1-İ Imrân: 181) buyurulmuş-tur.Yani Allah, onlar bu sözü söylediklerinde onları işitti mi?

Evet,işitti.

Onlar o sözü söylemeden önce,Allah onlan işit­ti mi?

Hayır, işitmedi.

Onlar söylemeden önce,onlann bu sözü söyle­yeceklerini bildi mi?

Evet...

Öyleyse ben "Semî" den,Alîm manasından baş­ka bir mana anlıyorum, "deyince öbürü cevab vereme­di.

EBÛ MUHAMMED:Ona ve ewelkine:"İkinizi de deliller susturdu.Öyle ise,niçin (yanlış olan) inancı­nızdan vazgeçip de delillerin icabettirdiği şeye inan­mıyorsunuz?" dedim.

Onlardan biri: "Eğer dediğin gibi yapar-sak,hergün kaç kere inancımızı değiştirmemiz gere­kir" dedi.

(Benim bu anlattıklanmjsenin Kelâmcılara hay­ret etmen için kafidir.

BEN (EBÛ MUHAMMED) DERİM Kİ:Madem ki hakikat ancak kıyas ve delil ile bilinmektedir, eğer sen bu ikisine kat'î bir şekilde tabi olup (bunlara dayanı­larak mağlup edildiğinde) boyun eğmezsen kıyas ve delili ne yapacaksın?O zaman senin için taklid [322] da­ha kazançlı ve Rasûlullahın izinden gitmek de daha uygun olur. [323]



[314] Ebû Yusuf.Ya'kûb b.Ibrâhim el-Ansârî el-Kûfi.Imam-ı Azam Ebu Hanife'nin talebesi.Önceleri hadis ehlinden iken Mlahere Re'y ehline dahil olmuştur. (Tabakâtu'I-huf-faz:121;Tabakâtu'l-fukahâ:l34) (M)

[315] Bkz:eI-Ağânî:12/132 (Şiirdeki az bir farklılık ile) (M)

[316] Diğer bir nüshada: Mus'ab b. Ab d ili ah b.Mus'ab .Me­tindeki isim Abdullah b.Mus'ab b.Sâbit b.Abdülah b.ez-Zubeyr b.el-Avvâm'dır.Halife Harun (er-Reşîd) zamanında Medine va­lisi idi.(Bkz:İbnu Sa'd:V/2,322;el-Ağânî,24/237-244) (M)

[317] Diğer bir nüshada:"...isteme"

[318] Reîsu'l-Kuttâb nüshasında:"kendisini" (M)

[319] el-Fakİhve'l-Mutefakkih:I/235;ed-Dârîmî,I/91.(M)

[320] Bkz.s.79, 121.

[321] Cehm b.Safvân Cebrîyye mezhebinin.el-Cehmiyye «olunun kurucusudur.Hakiki Cebriye mezhebi olarak el-Ceh-"uyye meşhurdur.H.128 tarihinde Salim b.Ehvâz tarafindan oIdÜrülmüştÜr.(İsl.mez:H5

[322] Taklidden murad hadislere uymaktır.(M)

[323] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 138-143.




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:39:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler rüya tabiri,Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler mekke canlı, Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler kabe canlı yayın, Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler Üç boyutlu kuran oku Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler kuran ı kerim, Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler peygamber kıssaları,Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebepler ilitam ders soruları, Kelamdan Uzak Durmayı Gerektiren Sebeplerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes