>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Hadis Eserleri
>
Hadis Kitaplığı
>
Riyazüs Salihin 10.Bölüm
Sayfa:
1
[
2
]
3
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Riyazüs Salihin 10.Bölüm (Okunma Sayısı 16717 defa)
30 Mart 2010, 16:04:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Yanıtla #5 :
30 Mart 2010, 16:04:15 »
501-
وعنْ سَعد بن أبي وَقَّاصٍ . رضيَ اللَّه عنه قال : إِنِّي لأَوَّلُ العَربِ رَمَى بِسَهْمِ في سَبِيلِ اللَّهِ ، وَلَقَدْ كُنا نَغْزُو مَعَ رسولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ما لَنَا طَعَامٌ إِلاَّ وَرَقُ الحُبْلَةِ . وَهذا السَّمَرُ . حَتى إِنْ كانَ أَحَدُنا لَيَضَعُ كما تَضَعُ الشاةُ مالَهُ خَلْطٌ . متفقٌ عليه .
« الحُبْلَةِ » بضم الحاءِ المهملة وإِسكانِ الباءِ الموحدةِ : وهي والسَّمُرُ ، نَوْعانِ مَعْروفانِ مِنْ شَجَرِ البَادِيَةِ .
501.
Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Allah yolunda ok atan arapların ilki benim. Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’le birlikte harbederdik de, şu bildiğiniz Huble ve Semür ağacı yapraklarından başka yiyeceğimiz olmazdı. Hatta bu ağaç yapraklarını yediğimiz için, tıpkı koyununki gibi birbirine karışmayacak şekilde abdest bozardık.
Buhârî, Et’ıme 23, Rikak 17; Müslim, Zühd 12-13. Ayrıca bk., Tirmizî, Zühd 39; İbni Mâce, Zühd 12
Açıklamalar
Sa’d İbni Ebû Vakkâs, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in hicretin ilk yılında gönderdiği Ubeyde İbni Hâris komutasındaki seriyyeye katılmıştı. Bu seriyye, Mekke’li müşriklerin kervanına karşı gönderilmiş, iki taraf Râbiğ denilen yerde karşılaşmış, kılıç harbi yapmayarak birbirlerine ok atmışlardı. İşte bu çatışmada ilk oku Sa’d atmıştı. Bu sebeple o İslâm tarihinde düşmana karşı ilk ok atan kişi unvanına sahiptir.
Hadiste adı geçen Huble ve Semur çölde yetişen iki ağaçtır. Müslümanlar, Mekke’de olduğu gibi Medine’de de özellikle hicretten sonraki ilk yıllarda yiyecek sıkıntısı içinde yaşadılar. O sıralarda hayatlarını sürdürebilmek için yenilmesi âdetten olmayan yiyecekleri, ağaç yapraklarını ve bazı diğer bitkileri yemek zorunda kaldılar. Şu kadar var ki, bütün bu sıkıntılar ve yokluklar, müslümanları dinlerini yaşamaktan ve yaymaktan alıkoymadığı gibi, her geçen gün daha iyiye ve güzele gitmelerine, daha çok kişinin İslâm dinini tercih etmesine de engel olmadı. Kur’ân-ı Kerîm’in yanında Peygamber Efendimiz’in nasihat ve tavsiyeleri, zorluğun peşinden kolaylığın, sıkıntının ve darlığın peşinden rahatlığın ve bolluğun geleceğini müjdelemekteydi. Netice aynen haber verildiği şekilde gerçekleşti ve müslümanlar yeryüzü hâkimiyetini ellerine geçirdiler. Pek çok ülke İslâm toprağı oldu ve oralardaki insanlar kendi istekleriyle müslümanlığı kabul ettiler. Her renk ve her ırktan insana dinî tebliğ ulaştırıldığı gibi yeryüzünün bütün nimetlerine de müslümanlar sahip oldular. Geçmişteki sıkıntılı günler onların hafızasından silinmedi ve kavuştukları nimetler kendilerini gurur ve kibire sevketmedi. Sahip oldukları nimetlere şükrettikleri müddetçe devletleri sürekli oldu. Bu niteliklerini kaybettiklerinde ise, hem güç ve kuvvetlerini hem de devletlerini kaybettiler.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
İnsanın başına gelen musibetleri ve çektiği sıkıntıları, şikayet niteliği taşımadıkça anması, hatırlaması yasaklanmamıştır.
2.
Sahâbîler bütün sıkıntı ve musibetlere sabretmek suretiyle zafere ulaşmışlar ve yeryüzünün müslümanların hâkimiyetine girmesini sağlamışlardır.
3.
Sahâbe-i kirâm, Allah yolunda her türlü sıkıntıya katlanmayı göze almışlar, zühd, kanaat ve sabrın en güzel örneklerini sergilemişlerdir.
502-
وعن أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّه عنه . قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : «اللَّهُمَّ اجْعَلْ رزْقَ آلِ مُحَمَّدٍ قُوتاً » متفقٌ عليه . قال أَهْلُ اللُّغَة والْغَرِيبِ : معْنَى « قُوتاً » أَيْ مَا يَسدُّ الرَّمَقَ .
502.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’ım! Muhammed ailesinin rızkını kendilerine yetecek kadar ihsân eyle.”
Buhârî, Rikak 17; Müslim, Zühd 18, l9. Ayrıca bk., Tirmizî, Zühd 38
Açıklamalar
Dua, içinde hakikat kırıntısı bulunan her dinin vazgeçilmez esaslarından biridir. İslâm dini, duaya büyük bir önem verir. Kur’ân-ı Kerîm, geçmiş peygamberlerin ve sâlih kimselerin yaptığı dualardan bir çoğunu bize hatırlatır ve öğretir. Peygamberimiz de bize çeşitli konularda, hayatın farklı alanlarında, farklı durumlarda, farklı zamanlarda yapmamız gereken pek çok dua öğretmiştir.
Peygamberimiz’in dualarından biri de, Allah’tan, Muhammed ailesine yeterli rızık vermesi niyâzıydı. Yeterli rızıktan maksat, insanın bedenini canlı tutacak ve hayatta kalmasını sağlayacak, başkasına muhtaç olmayacak miktardır. Bu miktarın kişiden kişiye, zamana ve zemine göre değişeceği gerçeğini kabul etmek gerekir. Çünkü genç ile yaşlının, çalışanla çalışmayanın, zayıfla şişmanın yeterli sayılacak rızıkları arasında fark vardır. Bazı insanlar vardır ki, günde bir kaç defa yemek yeme ihtiyacı duyar; bir kısım insan günde sadece bir defa yemekle yetinir; bazıları ise nefsini çok iyi terbiye etmiş olur da, bir kaç günde sadece bir defa yemek ihtiyacı hissedebilir. Peygamberimiz’in dualarındaki gibi bir temenni, hem zenginliğin başa getireceği felâketlerden hem de fakirliğin doğuracağı musibetlerden korunma duygusunu ihtivâ eder. Netice itibariyle herkes, kendi aile efradına yeterli olacak ölçüde rızık ihsan etmesi için Allah’a dua edebilir, böyle dua etmenin bir sakıncası olmadığını Peygamberimiz’in bu hadislerinden öğrenmiş bulunmaktayız. Âl-i Muhammed kavramı, öncelikle kendilerine zekât verilmesi haram olan, nesep itibariyle Peygamber’e en yakın kimseleri, ikinci olarak da dinî bakımdan Hz.Muhammed’e tâbi olan herkesi, Hulefâ-yi Râşidîn, ashap ve daha sonra gelen bütün müslümanları kapsar.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Allah’a dua etmek insan için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bütün peygamberler ümmetlerine Allah’a dua etmeyi öğretmiştir.
2.
İnsanın, kendisi ve aile çevresinin rızkını yeterli kılması için Allah’a dua etmesi câizdir.
3.
Bir kimsenin Allah’tan yeterli miktarda rızık talebinde bulunması, zenginliğin sebep olacağı felâketlerden ve fakirliğin doğuracağı musibetlerden korunmayı talep anlamına gelir.
4.
Bütün bu söylenenler, helâl yoldan zengin olmaya engel teşkil etmez. Çünkü sahâbîler arasında pek çok zenginlerin bulunduğunu, Peygamberimiz’in de onları methettiğini biliyoruz.
503-
وعن أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّه عنه قال : واللَّه الذي لا إِلهَ إِلاَّ هُوَ ، إِنْ كُنْتُ لأعَتمِدُ بِكَبِدِي على الأَرْضِ مِنَ الجُوعِ ، وإِنْ كُنْتُ لأشُدُّ الحجَرَ على بَطْني منَ الجُوعِ . وَلَقَدْ قَعَدْتُ يوْماً على طَرِيقهِمُ الذي يَخْرُجُونَ مِنْهُ ، فَمَرَّ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَتَبَسَّمَ حِينَ رَآنِي ، وعَرَفَ ما في وجْهي ومَا في نَفْسِي ، ثُمَّ قال : « أَبا هِرٍّ ،،» قلتُ : لَبَّيْكَ يا رسولَ اللَّه، قال : «الحَقْ » ومَضَى ، فَاتَّبَعْتُهُ ، فدَخَلَ فَاسْتَأْذَنَ ، فَأُذِنَ لي فدَخَلْتُ ، فوَجَدَ لَبَناً في قَدحٍ فقال: « مِنْ أَيْنَ هذَا اللَّبَنُ ؟ » قالوا : أَهْداهُ لَكَ فُلانٌ أَو فُلانة قال : « أَبا هِرٍّ،،» قلتُ : لَبَّيْكَ يا رسول اللَّه ، قال : « الحق إِلى أَهْل الصُّفَّةِ فادْعُهُمْ لي». قال : وأَهْلُ الصُّفَّةِ أَضيَافُ الإِسْلام ، لا يَأْوُون عَلى أَهْلٍ ، ولا مَالٍ ، ولا على أَحَدٍ، وكانَ إِذَا أَتَتْهُ صدقَةٌ بَعَثَ بِهَا إِلَيْهِمْ . ولَمْ يَتَنَاوَلْ مِنْهَا شَيْئاً ، وإِذَا أَتَتْهُ هديَّةٌ أَرْسلَ إِلَيْهِمْ وأَصَابَ مِنْهَا وَأَشْرَكَهُمْ فيها ، فسَاءَني ذلكَ فَقُلْتُ : وما هذَا اللَّبَنُ في أَهْلِ الصُّفَّةِ ؟ كُنْتَ أَحَقَّ أَن أُصِيب منْ هذا اللَّبَنِ شَرْبَةً أَتَقَوَّى بِهَا، فَإِذا جاءُوا أَمَرنِي ، فكُنْتُ أَنا أُعْطِيهِمْ ، وما عَسَى أَن يبْلُغَني منْ هذا اللَّبَنِ ، ولمْ يَكُنْ منْ طَاعَةِ اللَّه وطَاعَةِ رسوله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بدٌّ. فأَتيتُهُم فدَعَوْتُهُمْ ، فأَقْبَلُوا واسْتأْذَنوا ، فَأَذِنَ لهُمْ وَأَخَذُوا مَجَالِسَهُمْ مِنَ الْبَيْتِ قال : « يا أَبا هِرّ ،، » قلتُ : لَبَّيْكَ يا رسولَ اللَّه ، قال : « خذْ فَأَعْطِهِمْ » قال : فَأَخَذْتُ الْقَدَحَ فَجَعَلْت أُعْطِيهِ الرَّجُلَ فيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى ، ثُمَّ يردُّ عليَّ الْقَدَحَ ، فَأُعطيهِ الآخرَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يروَى ، ثُمَّ يَرُدُّ عَليَّ الْقَدحَ ، حتَّى انْتَهَيتُ إِلى النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، وََقَدْ رَوِيَ الْقَوْمُ كُلُّهُمْ، فَأَخَذَ الْقَدَحَ فَوَضَعَهُ على يَدِهِ ، فَنَظَرَ إِليَّ فَتَبَسَّمَ ، فقال : « أَبا هِرّ » قلتُ : لَبَّيْكَ يا رسول اللَّه قال : « بَقِيتُ أَنَا وَأَنْتَ » قلتُ صَدَقْتَ يا رسولَ اللَّه ، قال : « اقْعُدْ فَاشْرَبْ » فَقَعَدْتُ فَشَربْتُ : فقال : « اشرَبْ » فشَربْت ، فما زال يَقُولُ : « اشْرَبْ » حَتَّى قُلْتُ : لا وَالَّذِي بعثكَ بالحَقِّ ما أَجِدُ لَهُ مسْلَكاً ، قال : « فَأَرِني » فأَعطيْتهُ الْقَدَحَ ، فحمِدَ اللَّه تعالى ، وَسمَّى وَشَربَ « الفَضَلَةَ» رواه البخاري .
503.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Kendisinden başka ilâh bulunmayan Allah’a yemin ederim ki, ben bazan açlıktan karnımı yere dayar, bazan da mideme taş bağlardım. Bir gün sahâbîlerin geçtikleri yol üzerine oturmuştum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim yanımdan geçti ve beni görünce gülümsedi. Kalbimden geçeni yüzümden anladı ve:
– “Ebû Hüreyre!” dedi. Ben:
– Buyurunuz, yâ Resûlallah! dedim. Resûl-i Ekrem:
– “Beni takip et” buyurdu ve yoluna devam etti. Ben de peşinden yürüdüm. Hz. Peygamber evine girdi; ben de girmek için izin istedim; izin verdi; içeri girdim. Bir kap içinde süt buldu ve:
– “Bu süt nereden geldi?” diye sordu.
–Falan erkek veya falan kadın onu size hediye etti, dediler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
– “Ebû Hüreyre!” diye seslendi. Ben:
– Buyurunuz, yâ Resûlallah! dedim.
– “Suffe ehline git, onları bana çağır”...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Posted on:
04 Mayıs 2024, 11:03:41 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Riyazüs Salihin 10.Bölüm rüya tabiri,Riyazüs Salihin 10.Bölüm mekke canlı, Riyazüs Salihin 10.Bölüm kabe canlı yayın, Riyazüs Salihin 10.Bölüm Üç boyutlu kuran oku Riyazüs Salihin 10.Bölüm kuran ı kerim, Riyazüs Salihin 10.Bölüm peygamber kıssaları,Riyazüs Salihin 10.Bölüm ilitam ders soruları, Riyazüs Salihin 10.Bölümönlisans arapça,
Logged
30 Mart 2010, 16:07:13
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Yanıtla #6 :
30 Mart 2010, 16:07:13 »
510-
وعن عِمْرانَ بنِ الحُصَينِ رضي اللَّه عنهما ، عن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أَنه قال : « خَيْرُكُمْ قَرنِي ، ثُمَّ الَّذِينَ يلوُنَهم ، ثُمَّ الَّذِينَ يلُونَهُم » قال عِمرَانُ : فَمَا أَدري قال النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم مَرَّتَيْن أو ثَلاثاً « ثُمَّ يَكُونُ بَعدَهُمْ قَوْمٌ يشهدُونَ ولا يُسْتَشْهَدُونَ ، وَيَخُونُونَ وَلا يُؤْتَمَنُونَ ، وَيَنْذِرُونَ وَلا يُوفُونَ ، وَيَظْهَرُ فِيهمْ السِّمَنُ » متفقٌ عليه.
510.
İmrân İbni Husayn radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin hayırlılarınız, benim zamanımda yaşayanlarınızdır. Sonra zamanımda yaşayanlara yakın olanlar, sonra da onlara yakın olanlardır.” İmrân der ki:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in “Sonra onlara yakın olanlardır” sözünü iki defa mı veya üç defa mı söylediğini bilemiyorum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözüne şöyle devam etti:
“Onlardan sonra öyle bir topluluk gelir ki, kendilerinden şâhitlik istenmediği halde şâhitlik yaparlar; hiyânet ederler de kendilerine güvenilmez; bir adakta bulunurlar fakat yerine getirmezler; onlarda şişmanlık başgösterir.”
Buhârî, Şehâdât 9, Fezâilu ashâbi’n-Nebî 1, Rikak 7, Eymân 10, 27; Müslim, Fezâilu’s-sahâbe 214. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 45, Şehâdât 4, Menâkıb 56; İbni Mâce, Ahkâm 27
Açıklamalar
Bu rivayeti sadece İmrân değil, başka sahabiler de nakletmişlerdir. İşaret ettiğimiz kaynakların bazılarındaki rivayet, Abdullah İbni Mes’ûd’dan gelmiştir. Peygamber Efendimiz’in en hayırlı olarak nitelediği kendi zamanında yaşayanlardan maksat, sahâbîlerdir. Sahâbe, Peygamberimiz’i gören, dinleyen, İslâm dinini kabul eden ve bu iman ile ölen kimselerdir. Onun zamanında yaşadığı ve davetinden haberdâr olduğu halde kendisine inanmayan kimselerde bir hayır olmayacağı ise her müslümanın kabul ettiği bir gerçektir. Çünkü küfürde ve şirkte hayır aranmaz.
Peygamber Efendimiz’in derece derece hayırlarından bahsettiği nesiller ise, sahâbeyi gören tâbiîn ile onlardan sonraki nesli teşkil eden, kendilerine etbâ veya tebe-i tâbiîn denilen kimselerdir. Bu üç nesil, Kur’ân-ı Kerîm’in Allah Taâlâ’dan geldiği gibi bize ulaşmasında ve Resûl-i Ekrem Efendimiz’in sünnetinin, hadislerinin en doğru şekilde kendilerinden sonra gelen nesillere nakledilmesinde büyük sorumluluk üstlenip, mükellefiyetlerini güçlerinin yettiği nisbette yerine getirdiler. Kısacası, yaşadıkları dönemde ortaya çıkan bir çok fitneye rağmen, dinin en sahih biçimde bize ulaşmasında, iman ile küfrün, doğru ile yanlışın, hak ile bâtılın birbirinden ayırt edilmesinde en büyük gayreti gösterenler onlar oldu. Onların en hayırlı kimseler oluşunun sebebi, anlatılan üstünlükleri, dürüstlük ve samimiyetleridir. Fakat bu hükmün herkesi kapsadığı, bu sebeple her üç neslin tamamının mübarek insanlar sayılması veya tenkit dışı bırakılması gibi bir anlayış söz konusu değildir. Her toplumun içinde iyilerin de kötülerin de bulunabileceği gerçeği, her zaman ve zemin için geçerlidir. Belki burada söylenilmesi gereken en önemli söz, sahâbîlerin bilerek, isteyerek ve maksatlı olarak, Peygamber Efendimiz’in söylemediği bir sözü, yapmadığı bir işi veya herhangi bir davranışı ona izafe etmediklerinin bilinmesidir. Çünkü sahâbîler, bir başka sahâbî hakkında böyle bir ithamda bulunmamıştır. Oysa onlar, aralarında geçen en küçük olayları bile başkalarına anlatmış sonraki nesillere aktarmayı ihmal etmemişlerdir. Bu olaylar müsbeti ve menfisi ile kaynaklarımızda senetleriyle birlikte nakledilmiştir. Bu sebeple, varsayımlardan hareket ederek dayanaksız sözler söylemek, hükümler vermek isabetli olmaz.
Peygamberimiz’in daha sonra gelecek nesillerin olumsuz yanlarından bahsetmesi, onların hepsinin böyle olacağı anlamına gelmez. Fakat zamanla toplumdaki bozulmanın artacağı ve gelecekte insanların hassasiyetlerinin daha az olacağına dikkatimizi çekmektedir. Hatta bu îkâz, hoş görülmeyen ve kötü sayılan vasıflardan uzak durmak için bizlere bir uyarı kabul edilmelidir.
Hadisimizde bildirildiğine göre, gelecekteki nesillerin arzu edilmeyen vasıflarından biri, kendilerinden istenilmediği halde şâhitlik yapmalarıdır. Burada hoş görülmeyen, sakındırılan şâhitlik, görmediği ve bilmediği bir konu hakkında yalancı şahitliktir. Çünkü, bir konuda bilgi sahibi olan kimsenin kendisinden istenilmese bile, gerçeğin ortaya çıkması için şahitlik yapması ve hakkın yerini bulmasına katkı sağlaması dinimizin tavsiye ettiği prensiplerdendir. Emanet ehli olmak iyi müslümanlığın gereklerindendir. Emanete ihanet ise münafıklık alâmetidir.
Hadisimizin verdiği bilgiye göre bozuk nesillerin ortaya çıkması halinde, insanlar hainlik yapmaya başlayacağı için kendilerine güvenilmez. Bu durum, bozulmanın ve toplumun sapmasının belirtilerinden biridir. Ortaya çıkacak bir başka olumsuzluk, nezreden yani adak adayan kimsenin adağını yerine getirmemesi, böylece Allah’a karşı söz verip sözünde durmamasıdır. Çünkü bir insanın adağını yerine getirmesinin vacip olduğunda bütün âlimler görüş birliği içindedirler.
Bir başka bozulma alâmeti de semizliğin artması, şişmanlığın çoğalmasıdır. Fakat bu herkesin şişman olacağı anlamına gelmez. Ayrıca doğuştan şişman olanları kapsayıcı bir yönü de yoktur. Burada kötülenen şişmanlık, yemeğe aşırı düşkünlük, besleyici şeyler yemeye özen göstermek, lüks yemekler yemeyi hayatının bir parçası haline getirmek ve israf içinde bir ömür sürmekten doğan şişmanlıktır; daha doğrusu şişmanlığa vesile olan bu sayılan haller ve benzerleridir. Bununla kastedilenin karnı tok sırtı pek zenginler ile mevki ve makam sahipleri olduklarını söyleyenler de olmuştur. Böyle kimselerin başkalarını düşünmesi, sıkıntılara göğüs germesi, musibetlere sabretmesi son derece zor olduğu gibi, tasvip edilmesi de mümkün değildir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
İslam ümmetinin en hayırlı ve faziletlileri, Peygamberimiz’in sahâbîleridir. Peygamber Efendimiz onları takip eden nesillerden tâbiîn ve tebe–i tâbiîni de hayırlı nesiller olarak anmıştır.
2.
Sahâbe ve onları takip eden iki neslin hayırlı oluşu genel bir hüküm olup, ayrı ayrı bütün fertleri kapsayıcı değildir.
3.
Müslümanlar arasındaki sapmalar, olumsuz tavırlar ve çözülmeler daha çok ilk üç nesilden sonra artmıştır.
4.
Yalancı şahitlik, emanete ihanet, adağını yerine getirmemek dinimizin haram kıldığı kötü özelliklerdir.
5.
Yeme içmeye aşırı düşkünlük, lüks ve israfa dalmak, zenginlik, mevki ve makamla övünmek dinimizin hoş karşılamadığı kötü huylardandır.
511-
وعن أبي أُمامة رضي اللَّه عنه قال : قال رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « يا ابْنَ آدمَ : إِنَّكَ إِنْ تَبْذُل الفَضلَ خَيْرٌ لَكَ ، وَأَن تُمْسِكهُ شرٌّ لَكَ ، ولا تُلامُ عَلى كَفَافٍ، وَابدأ بِمنْ تَعُولُ » رواه الترمذي وقال : حديث حسن صحيح .
511.
Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka vermen senin için hayırlıdır. Eğer vermeyip elinde tutarsan, senin için kötüdür. Yeterli miktarda mala sahip olmaktan dolayı Allah katında sorumlu tutulmazsın. Harcamaya, bakmakla yükümlü olduklarından başla.”
Tirmizî, Zekât 32. Ayrıca bk. Müslim, Zekât 97
Açıklamalar
İnsan tabiatının mala, mülke ve dünyalıklara ne kadar düşkün olduğunu biliyoruz. Daha önce, “zühd” bölümünde konuyla ilgili yeterli açıklamalar verilmeye çalışıldı. İslâm’ın çok önem verdiği hayırların başında infak, yani ihtiyaçtan fazla olan malı Allah yolunda sarfetmek gelir. Bu hayır, kişinin yapmakla yükümlü olduğu bazı günlük ibadetlerinden hem daha zor hem de daha faydalıdır. Çünkü insanın şahsını aşan, bütün beşeriyeti içine alan bir yönü vardır. Esasen bütün ibadetlerin ferdi aşan bir boyutu varsa da, sosyal dengeyi temin yönünden zekât ve sadaka çok farklıdır. Malı mülkü biriktirip depolamak, altını, gümüşü ve parayı yığmak dinimizde câiz görülmemiştir. Bunları mutlaka toplumun istifadesine sunmak gerekir. Bu istifade sadece vermek suretiyle değil, helâl yatırımlar yapmak ve iş sahaları açmakla olmalıdır. İş sahaları açmak, insanlara çalışma imkânı sağlaması yönünden daha da önemlidir. Hadisimizde açıkça belirtildiği gibi, malı mülkü ve parayı âtıl bir şekilde elde tutmak vebaldir.
Şahsının ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayacak ve başkalarına muhtaç olmayacak derecede mala mülke, dünyalık servete sahip olmayı dinimiz sakıncalı görmemiştir. Dinen üzerine düşen hakları yerine getirdiği takdirde, kişinin servet ve zenginlik sahibi olmasının yasaklanmadığını, bilakis teşvik edildiğini, zenginliğe bir hudut tayin edilmesinin de söz konusu olmadığını bir çok defalar tekrarlamış bulunmaktayız. Bunun en çarpıcı örneklerini sahâbe-i kirâm arasında ve onlardan sonra gelen nesiller içinde bulunan meşhur zenginler teşkil eder. Onların hayatları bizim için iyi birer örnek oluşturur. Çünkü her birinin İslâm’a ne kadar büyük faydası olduğunu ve ihtiyaç anında müslümanların yardımına nasıl koştuğunu kaynaklarımız bize sayısız örnekleriyle açıklar.
İnsan yardıma ve vermeye öncelikle geçimini üstlendiklerinden, yani aile çevresinden başlamalıdır. Herkes bu kaideye uyduğu takdirde, bütün insanları kapsayan bir yardımlaşma gerçekleşmiş olur. Böylece toplumda yardımlaşma ve kardeşlik yayılır, huzurlu bir toplumun kurulması sağlanır.
Hadîs-i şerîf 553 numara ile tekrar gelecektir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Malının ve servetinin ihtiya...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Mart 2010, 16:46:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Yanıtla #7 :
30 Mart 2010, 16:46:38 »
515-
وعن ابن عباسٍ رضي اللَّه عنهما قال : كان رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَبِيتُ اللَّيَالِيَ المُتَتَابِعَةَ طَاوِياً ، وَأَهْلُهُ لا يَجِدُونَ عَشاءَ ، وَكَانَ أَكْثَرُ خُبْزِهِمْ خُبْز الشَّعِيرِ. رواه الترمذي وقال : حديثٌ حسنٌ صحيح .
515.
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, yemek yemeksizin peşpeşe bir kaç gün aç olarak gecelerdi. Ailesi de yiyecek akşam yemeği bulamazdı. Çoğu zaman ekmekleri arpa ekmeği idi.
Tirmizî, Zühd 38. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et’ıme 49
Açıklamalar
Abdullah İbni Abbâs, Hz.Peygamber ve ailesinin yaşadığı hayatı ashâb arasında en iyi bilenlerden biridir. Çünkü o, Efendimiz’in amcası Abbâs’ın oğlu idi. Peygamber Efendimiz’in hanımı Meymûne de Abdullah’ın teyzesiydi. Bu yakınlık sebebiyle ve yaşı da küçük olduğu için Peygamberimiz’in evine sıkça gider, hatta bazı kere orada gecelediği olurdu. Buraya kadar geçen bazı hadisleri açıklarken de belirtildiği gibi, Resûl-i Ekrem Efendimiz kendi şahsî halini ve aile fertlerinin durumunu başkalarına açıklamaktan son derece sakınırdı. Fakat kendisine nesep ve hizmet itibariyle yakın olanlar, hem kendisinin hem de aile efradının hangi şartlar içinde hayatlarını geçirdiklerini bize açıklamışlardır. Onların bize ulaşan rivayetlerinden hem Efendimiz’in hem de aile çevresinin hayat şartlarını en ince ayrıntılarına kadar öğrenme imkânına sahip olmaktayız. Bunlar, ALLAH’ın en sevgili kulu olan Peygamber’in ne kadar sade bir hayat sürdüğünü, lüks ve israftan, dünyaya düşkünlükten ne derece uzak durduğunu bize gösteren örnekler ve hayat düsturu haline getirmemiz gereken prensiplerdir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Peygamberimiz ve aile fertlerinin bazı kere günlerce aç kaldığı olmuştur.
2.
Hz. Peygamber, aile çevresiyle birlikte zühdün ve geçimlerine yetecek derecede rızıkla yetinmenin en güzel örneğini sergilemiştir.
516-
وعن فضَالَةَ بنِ عُبَيْدٍ رضي اللَّه عنه ، أَن رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم كَانَ إِذَا صَلَّى بِالنَّاسِ يَخِرُّ رِجَالٌ مِنْ قَامَتِهِمْ في الصَّلاةِ مِنَ الخَصَاصةِ وَهُمْ أَصْحابُ الصُّفَّةِ حَتَّى يَقُولَ الأَعْرَابُ : هُؤُلاءِ مَجَانِينُ ، فَإِذَا صلى رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم انْصَرفِ إِلَيْهِمْ ، فقال : « لَوْ تَعْلَمُونَ ما لَكُمْ عِنْدَ اللَّه تعالى ، لأَحْبَبْتُمْ أَنْ تَزْدادُوا فَاقَةً وَحَاجَةً» رواه الترمذي ، وقال حديثٌ صحيحٌ. « الخَصاصَةُ » : الْفَاقَةُ والجُوعُ الشَّديدُ .
516.
Fedâle İbni Ubeyd şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâba namaz kıldırırken, onlardan bazıları açlığın verdiği takatsızlıktan dolayı ayakta duramayarak düşüp bayılırlardı. Bunlar Suffe ashâbı idi. Çölden gelen Bedevîler: Bunlar deli, derlerdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı bitirince açlıktan bayılanların yanına gider ve onlara:
“ALLAH Teâlâ’nın yanında sizin için neler hazırlandığını bilseydiniz, daha fazla yoksul ve muhtaç olmayı isterdiniz” buyururdu.
Tirmizî, Zühd 39
Açıklamalar
Suffe ashabı arasında yer alan Ebû Hüreyre’nin benzer bir rivayetini daha önce okumuştuk. Onlar, Medine’de kurulan İslam devletinin ilk günlerinden itibaren hayatın bütün sıkıntılarına göğüs gerdiler. Peygamberimiz’in ve ashâbın yardımlarıyla hayatlarını sürdürdüler. Bütün sıkıntılara göğüs gerip Resûl-i Ekrem Efendimiz’in yanından ayrılmadılar. Daha sonraları onlardan bir çoğu genişleyen İslâm coğrafyasının çeşitli bölgelerinde idarecilik, eğitim öğretim hizmetleri ve cihad faaliyetlerinin başında yer aldılar. Pek çok dünyalık nimete sahip olmaları onlara geçmişlerini unutturmadığı gibi, zühd hayatını terketmelerine de sebep teşkil etmedi.
Medine dışından gelen, çoğunlukla çöldeki yerleşim merkezlerinden ve çadırlarda hayat süren bedevîlerin bu fakir sahâbîleri tanımamaları, hatta bir kısım sahâbenin bile onların hallerine vakıf olmamaları, bu seçkin insanların ne derece iffetli bir hayat sürdüklerini ve hallerini kimseye açmadıklarını göstermektedir. Suffe ashâbının fakirlik ve açlık yüzünden namazda ayakta duramayacak derecede güçsüz kaldığı olurdu. Bu durum, imkânları olduğu halde yemediklerinden değil, mecburiyetten kaynaklanıyordu. Çünkü, ibadetlerini gönül rahatlığı içinde yerine getirebilecek derecede karnı doyurmak, ya da ibadetlerini aksatacak derecede aç kalmamak, dinimizin öngördüğü prensiplerden biridir. Peygamberimiz sahâbîlerin bu sıkıntılara sabretmek suretiyle, kıyamet gününde çok üstün derecelere nâil olacaklarını müjdelemiştir. Zira Efendimiz, onlar için ALLAH katında hazırlanan nimetleri ve onların cennette ulaşacakları dereceleri bilmekteydi. Çünkü kişinin iradesi ve gayreti dışında kendisine isabet eden fakirlik, yoksulluk ve benzeri sıkıntılara, özellikle açlığa sabredebilmesi herkesin başarılı olamayacağı bir imtihandır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Sahâbe-i kirâm, özellikle İslâm’ın ilk yıllarında büyük sıkıntı çekmişler, fakirlik, yoksulluk ve açlık içinde bir hayat sürmüşlerdir.
2.
Zorluklara sabredenler, neticede başarılı olur, ALLAH katında da büyük ecirlere ulaşırlar.
3.
Dünyalık sıkıntılar içinde hayat sürenlerin, bu hallerini başkalarına arzetmemesi bir fazilettir. Sahâbîler bunun en güzel örneklerini sergilemişlerdir.
4.
Sahâbîler arasında özellikle Suffe ashâbının seçkin bir yeri vardır.
517-
وعن أبي كَريمَةَ المِقْدامِ بن معْدِ يكَرِب رضي اللَّه عنه قال : سمِعتُ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقَولُ : « مَا ملأَ آدمِيٌّ وِعَاءً شَرّاً مِنْ بَطنِه ، بِحسْبِ ابن آدمَ أُكُلاتٌ يُقِمْنَ صُلْبُهُ ، فإِنْ كَانَ لا مَحالَةَ ، فَثلُثٌ لطَعَامِهِ ، وثُلُثٌ لِشرابِهِ ، وَثُلُثٌ لِنَفَسِهِ » .
رواه الترمذي وقال : حديث حسن . « أُكُلاتٌ » أَيْ : لُقمٌ .
517.
Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hiçbir kişi, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendini ayakta tutacak bir kaç lokma yeter. Şayet mutlaka çok yiyecekse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır.”
Tirmizî, Zühd 47. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et’ıme 50
Açıklamalar
Peygamber Efendimiz’in tıka basa doldurulan mideyi tehlikeli ve şerli bir kaba benzetmesi, insan sağlığı ve sıhhati ile yeme içmenin yakın ilişkisini etkili bir şekilde ortaya koyar. Bu dünyada hayatı devam ettirecek miktarda yemekle, yeme içmeyi hayatın gayesi haline getirmek arasındaki farkı iyi kavramak gerekir. Yeme içmede gerekli olan ölçünün, vücudun güç ve kuvvetini devam ettirecek, kişinin yaptığı işte çalışamayacak kadar zayıf düşmesine, ALLAH’a kulluk görevini yerine getiremeyecek derecede takatsiz kalmasına yol açmayacak bir miktar olduğu kabul edilir. Bunun her kişiye göre az çok değişen bir miktar olacağı da tabiidir. Bu sebeple Peygamberimiz midenin üçte birinin yemek, üçte birinin içecek, geri kalan üçte birinin de rahat hareket etme imkânını sağlayacak nefes alma mikdarı olması gerektiğini söyleyerek, bizlere ideal bir ölçü vermiştir. Hayattaki gayesi, çalışıp çabalaması yemek ve içmek olan bir insanın aklının ve idrakinin normal çalıştığı, yönelişlerinin isabetli olduğu söylenemez. Bu şekilde hareket edenler, yüksek insanlık ideallerine de sahip olamazlar. Böylelerinin helâl ve haram ölçülerine riâyeti de zorlaşır.
İslâm ahlâk ve edebiyle ilgili eserlerin yanında tıp alanındaki eserlerde, devamlı tokluğun meydana getirdiği çeşitli zararlardan bahsedilirken, az yemenin ve açlığın faydaları anlatılır. Bu faydaları İmam Gazzâlî, meşhur eseri İhyâü ulûmi’d-dîn’de sayar. Onları şöyle özetlemek mümkündür:
1.
Açlık anında kalbe ve beyne fazla kan hücumu olmadığı için düşünme gücü artar; anlayış ve seziş kabiliyeti gelişir. Sürekli tokluk, tenbellik doğurur ve kalbi köreltir; sür’atli intikal kabiliyetini kaybettirir.
2.
Az yemek ve açlık, kalb yumuşaklığı ve gönül huzuru sağlar. ALLAH’ı anmaktan zevk duymak, etkilenmek ve zikre devam etmek bu sayede mümkün olur.
3.
İnsan açlık anında Rabbine daha bir içtenlikle yönelir, kulluğunu idrak eder, acizliğini anlar, ALLAH’a ibadete yönelir, kibir ve gururdan uzaklaşır, Mevlâ’nın yüceliğini, rahmet ve merhametininin sonsuzluğunu kavrar.
4.
Aç kalan insan, muhtaçların, fakir ve yoksulların halini anlar. Tok kimse ise, acın halinden anlamaz. Böylelikle açlık çekenler, ALLAH Teâlâ’nın nimetlerinin kıymetini bilir, azâbını ve imtihanını unutmaz. Çünkü bir kısım toplumlar kendilerine verilen bol nimetlerle, başka bir kısmı da açlıkla imtihan olunurlar.
5.
İnsanı her türlü kötülüğe sevkeden nefistir. Nefse hakimiyet, az yemek ve açlıkla sağlanır. Çünkü ALLAH’ın emrine isyan ve karşı geliş, kuvvet ve şehvetten kaynaklanır. Kuvvet ve şehvetin kaynağı ise yeme içmedir. Yemeği azaltmak, şehveti ve kuvveti zayıflatır.
6.
Açlık, çok uyumayı engeller. Çünkü çok yiyenler çok uyurlar. Çok uyku ise kalbi karartır, zihnin faaliyetlerini engeller, çalışmayı önler. Çok uyuyanlar ALLAH’a karşı kulluk görevlerini de hakkıyla yerine getiremezler. Âlimlerimiz, çok uykuyu bütün felâketlerin sebebi kabul ederler.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
«
Son Düzenleme: 30 Mart 2010, 16:51:00 Gönderen: Rabia
»
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Mart 2010, 16:53:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Yanıtla #8 :
30 Mart 2010, 16:53:32 »
521-
وعن جابر رضي اللَّه عنه قال : إِنَّا كُنَّا يَوْم الخَنْدَقِ نَحْفِرُ ، فَعَرضَتْ كُدْيَةٌ شَديدَةٌ فجاءُوا إِلى النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فقالوا : هَذِهِ كُدْيَةٌ عَرَضتْ في الخَنْدَقِ . فقال: « أَنَا نَازِلٌ » ثُمَّ قَامَ وبَطْنُهُ معْصوبٌ بِحَجرٍ ، وَلَبِثْنَا ثَلاثَةَ أَيَّامٍ لا نَذُوقُ ذَوَاقاً ، فَأَخَذَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم المِعْول ، فَضرَب فعاد كَثيباً أَهْيَلَ ، أَوْ أَهْيَمَ .
فقلتَ : يا رسولَ اللَّه ائْذَن لي إِلى البيتِ ، فقلتُ لامْرَأَتي : رَأَيْتُ بِالنَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم شَيْئاً مافي ذلكَ صبْرٌ فِعِنْدَكَ شَيءٌ ؟ فقالت : عِندِي شَعِيرٌ وَعَنَاقٌ ، فَذَبحْتُ العَنَاقَ ، وطَحَنْتُ الشَّعِيرَ حَتَّى جَعَلْنَا اللحمَ في البُرْمَة ، ثُمَّ جِئْتُ النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وَالعجِينُ قَدْ انْكَسَرَ والبُرْمَةُ بيْنَ الأَثَافِيِّ قَد كَادَتَ تَنْضِجُ .
فقلتُ : طُعَيِّمٌ لي فَقُمْ أَنْت يا رسولَ اللَّه وَرَجُلٌ أَوْ رَجُلانِ ، قال : « كَمْ هُوَ ؟» فَذَكَرتُ له فقال : « كثِير طيب ، قُل لَهَا لا تَنْزِع البُرْمَةَ ، ولا الخُبْزَ مِنَ التَّنُّورِ حَتَّى آتيَ » فقال : « قُومُوا » فقام المُهَاجِرُون وَالأَنْصَارُ ، فَدَخَلْتُ عليها فقلت : وَيْحَكِ جَاءَ النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وَالمُهَاجِرُونَ ، وَالأَنْصارُ وَمن مَعَهم ، قالت : هل سأَلَكَ ؟ قلتُ : نعم ، قال : « ادْخُلوا وَلا تَضَاغَطُوا » فَجَعَلَ يَكْسِرُ الخُبْزَ ، وَيجْعَلُ عليهِ اللحمَ ، ويُخَمِّرُ البُرْمَةَ والتَّنُّورَ إِذا أَخَذَ مِنْهُ ، وَيُقَرِّبُ إِلى أَصْحَابِهِ ثُمَّ يَنْزِعُ فَلَمْ يَزَلْ يَكْسِرُ وَيَغْرفُ حَتَّى شَبِعُوا ، وَبَقِيَ مِنه ، فقال: « كُلِي هذَا وَأَهدي ، فَإِنَّ النَّاسَ أَصَابَتْهُمْ مَجَاعَةٌ » متفقٌ عليه .
وفي روايةٍ : قال جابرٌ : لمَّا حُفِرَ الخَنْدَقُ رَأَيتُ بِالنبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم خَمَصاً ، فَانْكَفَأْتُ إِلى امْرَأَتي فقلت : هل عِنْدَكِ شَيْء ، فَإِنِّي رَأَيْتُ بِرسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم خَمَصاً شَدِيداً.
فَأَخْرَجَتْ إِليَّ جِراباً فِيهِ صَاعٌ مِنْ شَعِيرٍ ، وَلَنَا بُهَيْمَةٌ ، داجِنٌ فَذَبحْتُهَا ، وَطَحنتِ الشَّعِير فَفَرَغَتْ إلى فَرَاغِي ، وَقَطَّعْتُهَا في بُرَمتِهَا ، ثُمَّ وَلَّيْتُ إلى رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَقَالَتْ : لا تفضحْني برسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ومن معَهُ ، فجئْتُه فَسَارَرْتُهُ فقلتُ يا رسول اللَّه ، ذَبَحْنا بُهَيمَةً لَنَا، وَطَحَنْتُ صَاعاً مِنْ شَعِيرٍ ، فَتَعالَ أَنْتَ وَنَفَرٌ مَعَكَ ، فَصَاحَ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فقال : « يَا أَهْلَ الخَنْدَق : إِنَّ جابراً قدْ صنَع سُؤْراً فَحَيَّهَلاًّ بكُمْ » فقال النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « لا تُنْزِلُنَّ بُرْمَتَكُمْ وَلا تَخْبِزُنَّ عجِينَكُمْ حَتَّى أَجيءَ » . فَجِئْتُ ، وَجَاءَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقْدُمُ النَّاسَ ، حَتَّى جِئْتُ امْرَأَتي فقالتْ : بِك وَبِكَ ، فقلتُ : قَدْ فَعَلْتُ الَّذِي قُلْتِ . فَأَخْرَجَتْ عجيناً فَبسَقَ فِيهِ وبارَكَ ، ثُمَّ عَمَدَ إِلى بُرْمَتِنا فَبَصَقَ وَبَارَكَ، ثُمَّ قال : « ادْعُ خَابزَةً فلْتَخْبزْ مَعكِ ، وَاقْدَحِي مِنْ بُرْمَتِكُم وَلا تَنْزلُوها » وَهُمْ أَلْفٌ، فَأُقْسِمُ بِاللَّه لأَكَلُوا حَتَّى تَركُوهُ وَانَحرَفُوا ، وإِنَّ بُرْمَتَنَا لَتَغِطُّ كَمَا هِيَ ، وَأَنَّ عَجِينَنَا لَيخْبَز كَمَا هُوَ .
قَوْلُه : « عَرَضَت كُدْيَةٌ » : بضم الكاف وإِسكان الدال وبالياءِ المثناة تحت ، وَهِيَ قِطْعَةٌ غَلِيظَةٌ صُلْبَةٌ مِنَ الأَرْضِ لا يَعْمَلُ فيها الْفَأْسُ . « وَالْكَثِيبُ » أَصْلُهْ تَلُّ الرَّمْلِ ، والمُرَادُ هُنَا: صَارتْ تُراباً ناعِماً ، وَهُوَ مَعْنَى « أَهْيَلَ » . و «الأَثَافي » : الأَحْجَارُ الَّتي يَكُونُ عَلَيْهَا القِدرُ. و « تَضَاغَطُوا » : تَزَاحَمُوا . و « المَجاعَةُ » : الجُوعُ ، وهو بفتحِ الميم . و«الخَمصُ » بفتحِ الخاءِ المعجمة والميم : الجُوعُ . و « انْكَفَأْتُ » : انْقَلَبْتُ وَرَجَعْتُ . و«الْبُهَيمَةُ » بضم الباءِ: تَصغير بَهْمَة ، وَهِيَ الْعنَاقُ بفتح العين و «الدَّاجِنُ » : هي الَّتي أَلِفَتِ الْبيْتَ . و«السُّؤْر » : الطَّعَام الَّذِي يُدْعَى النَّاسُ إَلَيْه وَهُوَ بُالْفارِسيَّةِ ، و«حَيَّهَلا» أي:تَعَالوا . وَقَوْلها « بكَ وَبكَ » أَي : خَاصَمَتْهُ وَسَبَّتْهُ ، لأَنَّهَا اعْتَقْدَت أَنَّ الَّذي عندهَا لا يَكفيهم ، فَاسْتَحْيَتْ وخفي علَيْهَا مَا أَكَرَم اللَّه سُبحانَهُ وتعالى بِهِ نَبِيَّهُ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم مِنْ هذِهِ المُعْجِزَةِ الظَّاهِرةِ والآيَةِ الْبَاهِرَةِ . « بَسقَ » أَي : بصَقَ، وَيُقَالُ أَيضاً : بَزقَ ثَلاثُ لُغَاتٍ . و « عَمَد » بفتح الميم : قصَد. و « اقْدَحي » أَي : اغرِفي ، والمِقْدَحةُ : المِغْرفَةُ . و «تَغِطُّ » أَي لِغَلَيَانِهَا صَوْتٌ . واللَّه أعلم .
521.
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz Hendek Savaşı gününde siper kazıyorduk. Önümüze son derece sert bir kaya çıktı. Sahâbîler, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip:
– Siperde önümüze bu kaya çıktı, dediler. Resûl-i Ekrem:
“Ben hendeğe ineceğim” buyurdu, sonra ayağa kalktı, açlıktan karnına taş bağlamıştı. Biz üç gün müddetle yiyecek hiçbir şey tatmaksızın orada kalmıştık. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kazmayı eline aldı ve sert kayaya vurdu, o kaya un ufak olup kum yığınına döndü. Ben:
– Yâ Resûlallah! Eve gitmeme izin veriniz, dedim. Evde eşime:
– Ben, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i dayanılmayacak bir halde gördüm, yanında yiyecek bir şey var mı? diye sordum. Eşim:
– Biraz arpa ile bir de oğlak var, dedi. Ben oğlağı kestim, arpayı da öğüttüm. Eti tencereye koyduk. Sonra ben, ekmek pişmekte, tencere de taşlar üzerinde kaynamakta iken, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim.
– Ey Allah’ın Resûlü! Birazcık yemeğim var, bir iki kişiyle birlikte bize gidelim, dedim. Resûl-i Ekrem:
– “O yemek ne kadar?” diye sordu. Ben de olanı söyledim. Bunun üzerine:
– “Ooo! Hem çok, hem güzel. Hanımına söyle de, ben gelinceye kadar tencereyi ateşten indirmesin, ekmeği de fırından çıkarmasın!” buyurdu. Sonra ashâba:
– “Kalkınız” dedi, muhacirler ve ensar hep birlikte kalktılar. Ben telaşla eşimin yanına varıp:
– Vay başımıza gelenler! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanında muhacirler, ensâr ve beraberlerinde olanlarla birlikte geldi, dedim. Karım:
– Sana ne kadar yemeğimiz olduğunu sordu mu? dedi, ben:
– Evet, dedim.
Resûl-i Ekrem sahâbîlere:
– “Giriniz, birbirinizi sıkıştırmayınız” buyurdu. Resûl-i Ekrem ekmeği koparıyor, üzerine et koyuyor ve her defasında tencereyi ve fırını kapıyor, ondan aldığını ashâbına veriyordu. Sonra yine aynını yapıyordu. Onların hepsi doyuncaya kadar, ekmeği koparıp üzerine et koymaya devam etti. Neticede bir miktar yiyecek arttı. Resûl-i Ekrem karıma:
– “Bunu ye, konu komşuya da hediye et, çünkü insanları açlık perişan etti” buyurdu.
Buhârî, Megâzî 29
Bir başka rivayette Câbir şöyle demiştir:
Hendek kazıldığı zaman ben Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’de açlık gördüm. Hemen eşimin yanına dönüp:
– Yanında bir şey var mı? Çünkü ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çok acıktığını gördüm, dedim. Eşim bana içinde bir ölçek arpa olan bir dağarcık çıkardı. Bizim bir de besili kuzucuğumuz vardı. Hemen ben onu kestim, arpayı da eşim öğüttü. Ben işimi bitirinceye kadar, o da işini bitirmişti. Eti parçalayıp tencereye koydum. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına dönerken eşim bana:
– Sakın beni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve yanındakilere rezil etme, dedi! Bu sebeple Resûl-i Ekrem’e durumu gizlice söyleyerek:
– Yâ Resûlallah! Küçük bir kuzumuz vardı onu kestik, bir ölçek de arpa öğüttüm. Bir kaç kişi birlikte buyurunuz, dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ey Hendek ehli! Câbir bir ziyafet hazırlamış, haydi buyurun!” diye yüksek sesle bağırdı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana dönerek:
“Ben gelinceye kadar sakın tencerenizi ateşten indirmeyin, hamurunuzu da ekmek yapmayın” buyurdu. Ben eve geldim, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de halkın önünden geldi. Ben eşimin yanına varınca bana:
– Ah seni seni, dedi. Ben de:
– Senin bana söylediğini aynen yaptım, dedim. Eşim hamuru çıkardı. Resûl-i Ekrem ona püfledi ve bereketli olması için dua etti; sonra tenceremize yönelip ona da püfledi ve bereketlenmesi için dua etti. Sonra da karıma:
“Bir ekmekçi hanım çağır da seninle beraber ekmek yapsın. Tencerenizden yemeği kepçe ile al, onu ateşten de indirmeyiniz” buyurdu. Gelenler bin kişi idiler. Allah’a yemin ederim böyle. Güzelce yediler, hatta kalanı bırakıp gittiler. Tenceremiz eksilmeden kaynıyor, azalmayan hamurumuzdan da iki hanım tarafından sürekli ekmek yapılıyordu.
Müslim, Eşribe 141
Açıklamalar
İmam Nevevî, aynı konuyu anlatan, fakat az çok farklılık arzeden bu rivayeti hem Buhârî hem de Müslim’in Sahih’lerinden ayrı ayrı nakletmiştir. İmam Müslim, bu hadisi, güvendiği biri tarafından, yemeğe davet edilen kimsenin, başkasını yanına alıp gitmesinin ve aynı yemeğin etrafına toplanmanın müstehap oluşu bahsinde nakletmiştir.
Hicretten beş yıl sonra Mekke müşrikleri, Ebû Süfyân’ın komutasında dört bin kişilik bir ordu ile müslümanlarla savaşmak üzere Medine’ye hareket etmişlerdi. Müslüman askerlerin sayısı bin kişiden ibaretti. O sırada Medine’de kıtlık hüküm sürmekteydi. Bu sebeple Hendek harbi kıtlık senesine rastlamıştı. Müslümanlar açlık ve kıtlık sebebiyle, Medine’nin dışa açık kısmına hendek kazarak savaşmaya karar vermişlerdi. Câbir’in, hanımı Süheyle Binti Mes’ûd ile birlikte verdiği bu davet, hendeğin kazılması sırasında gerçekleşti. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bir kaç kişilik yemekle bin kişiyi doyurması, hatta onlardan artanın komşulara ikram edilmesi sonucu onların da doyması mucizesine bütün sahâbîler şahit oldular.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Sahâbîlerin yaptığı bir işi Peygamber Efendimiz de onlarla birlikte yapardı.
2.
Peygamberimiz, içinde yaşadığı toplumun sevinçleri...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Mart 2010, 16:58:42
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Riyazüs Salihin 10.Bölüm
«
Yanıtla #9 :
30 Mart 2010, 16:58:42 »
57-
باب القناعة والعفاف والاقتصاد
في المعيشة والإنفاق وذم السؤال من غير ضرورة
KANAAT VE TOK GÖZLÜLÜK
KANAAT, TOK GÖZLÜLÜK, GEÇİMDE ORTA YOLU SEÇMEK,
İNFÂK ETMEK VE ZORDA KALMADIKÇA DİLENMEYİ KÖTÜLEMEK
Âyetler
وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ إِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ [6]
1. “Yeryüzündeki her canlının rızkını Allah üstlenmiştir.”
Hûd sûresi (11), 6
Âyet-i kerîme evrende rızka muhtaç her türlü canlıyı içine alacak bir anlam enginliğine sahiptir. “Yeryüzündeki” ifadesi, sadece insanların kolay anlamalarını sağlamak için konulmuş bir kayıttır. Yoksa havada veya denizde yaşayan canlıların bu ilâhî teminât ve garantiden mahrum oldukları anlamına gelmez. Hatta yeryüzünde herhangi bir şekilde beslenme imkânı bulamadan ölen canlıların da ana rahminde rızıklandırıldıkları düşünülecek olursa, âyetin asıl anlatmak istediği mâna kavranmış olur.
Yüce Rabbimiz her canlının rızkını vermeyi üstlenmiştir. Bu, O’nun bir lutfudur. Yoksa O’na hiçbir şeyi görev olarak vermek, O’nun bazı şeyleri yapmaya mecbur olduğunu söylemek asla mümkün değildir. Ancak kendisi canlıların rızkını vermeyi üstlendiğini bildirmektedir.
Bu anlatım tarzıyla, insanların Allah’a tam olarak güvenmeleri istenmektedir.
لِلْفُقَرَاء الَّذِينَ أُحصِرُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَطِيعُونَ ضَرْبًا فِي الأَرْضِ يَحْسَبُهُمُ الْجَاهِلُ أَغْنِيَاء مِنَ التَّعَفُّفِ تَعْرِفُهُم بِسِيمَاهُمْ لاَ يَسْأَلُونَ النَّاسَ إِلْحَافًا وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللّهَ بِهِ عَلِيمٌ [273]
2.
“Sadakalar, hayatlarını Allah yoluna vakfedip gelir temini için fırsat bulamayanlara verilmelidir. Onlar dilenmedikleri için, onları tanımayanlar dilenmediklerine bakarak zengin olduklarını zannederler. Sen ise onları sîmâlarından tanırsın; onlar, yüzsüzlük ederek insanlardan ısrarla bir şey istemezler.”
Bakara sûresi (2), 273
Kendilerini Allah yoluna adayıp cihadla veya ilim öğrenmek ve öğretmekle meşgul olduklarından dolayı veya hastalık, düşkünlük gibi sebeplerle geçimlerini temin için çarşı-pazar gezip dolaşmaya imkân ve fırsat bulamayan kimselere yardım edilmesi, öncelikle toplumda cihad ve ilme destek verilmesi demektir. Bu tür insanlar genelde kimseden bir şey istemeye tenezzül etmedikleri ve kanaat ehli oldukları yani yokluğa katlanmasını bildikleri için halden anlamayan cahiller onları zengin sanırlar. Oysa yoksullukları sîmâlarından anlaşılabilecek olan bu insanlar, hele hele ısrarla hiçbir şey isteyemeyen iffetli kimselerdir.
Suffe ashâbı hakkında indiği söylenen bu âyet, her devirde aynı niteliklere sahip kimselerin bulunabileceğini ve onların övgüye ve ihtimama layık olduklarını ortaya koymaktadır. Âyet aynı zamanda kanaat ehli olmanın, her şeyden önce insanın iffet ve izzetini koruduğunu da belirlemektedir.
Anlaşıldığına göre, kasa ve keseleri boş olsa bile gönülleri tok olan ve zorda kalmalarına rağmen dilenmeyen iffetli insanların gözetilmesi, İslâm toplumunun görevlerindendir.
وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَلِكَ قَوَامًا [67]
3.
“Onlar verdikleri zaman israf etmezler; cimrilik de etmezler; ikisi ortası bir yol tutarlar.”
Furkân sûresi (25), 67
Bir ölçü ve itidal dini olan İslâm, eldeki imkânları rastgele saçıp savurmayı da, cimrilik edip her şeyi kendi yanında alıkoymayı da hoş görmemektedir. İyilik ederken bile israfa kaçılmamasını, yani kişinin kendisini muhtaç duruma düşürecek derecede infakta bulunmamasını istemektedir. Bir başka âyette belirtildiği gibi [Bakara sûresi (2), 219] “ihtiyaçtan fazla olan” infak edilecektir.
وَلاَ تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَى عُنُقِكَ وَلاَ تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَّحْسُورًا [29]
“Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp israfa da kaçma!” [İsrâ sûresi (17), 29] âyeti de orta yollu davranmanın nasıl olacağını anlatmaktadır.
Bütün mal varlığını Allah yolunda infak eden Hz. Ebû Bekir gibi bazı sahâbîlerle ilgili rivayetler, genel değil, çok özel hallerde yapılan ve yapılması uygun olan nâdir örnekleri yansıtmaktadır. Normal zamanlarda takınılacak tavır, cimrilik etmemek ve israfa kaçmamak suretiyle herkesin kendi durumuna göre infakta bulunmasıdır.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ [56] مَا أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ [57]
4.
“İnsanları ve cinleri ben, yalnızca bana kulluk etmeleri için yarattım; yoksa onlardan rızık ve beni doyurmalarını istemiyorm.”
Zâriyât sûresi (51), 56-57
Kanaat ve tok gözlülükte, değişmeyen ilâhî gerçeklerin bilinmesi büyük önem arzeder. İnsanların ve cinlerin yaratılış sebebi, bu âyette açıkça belirtilmiş olduğu gibi yalnızca “Allah’a kulluk”tur. Yaratılmış varlıkların rızkı ilâhî teminat altındadır. İşte bu teminat, elde edilenle geçinmek, aç gözlülük etmemek, kendisine verilmiş olan nimetlerden başkalarını yararlandırmak gibi güzelliklerin temelini oluşturur.
Yüce Rabbimiz, hizmetçisinden kendisi için çalışmasını isteyen efendi gibi olmadığını, kullarının rızkını kendisinin vereceğini bildirmektedir. Kimseden bir başka varlığın rızkını temin etmesini de istememektedir. O halde herkesin, “Allah’a kulluk”tan ibaret olan temel görevini yapmaya özen göstermesi, geçimi için endişe etmemesi, o konuda hırsa, telaşa ve aç gözlülüğe kapılmaması gerekmektedir.
Hadisler
523-
عن أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّه عنه عن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « لَيس الغِنَي عَن كثْرَةِ العَرضِ ، وَلكِنَّ الغنِيَ غِنَي النَّفسِ » متفقٌ عليه . « العَرَضُ » بفتح العين والراءِ : هُوَ المَالُ .
523.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.”
Buhârî, Rikak 15; Müslim, Zekât 130. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 40; İbni Mâce, Zühd 9
Açıklamalar
Zenginlik deyince, bizim aklımıza mal, mülk ve servet sahibi olmak gelir. Bu, zenginliğin maddî ve görünen yönüdür. Ama asıl zenginlik bunlardan mı ibarettir? İşin bir başka yönü daha yok mudur? Diğer bir ifade ile zenginlik, kasa - kese ile başlayıp orada biten bir mesele midir?
Hadisimiz işte bu suallere gayet açık bir cevap vermektedir. Övgüye ve “zenginlik” demeye lâyık, Allah katında makbul ve âhirette faydası görülebilecek olan zenginlik, mal çokluğundan ibaret olan zenginlik değildir. Asıl zenginlik, – malın çokluğuna veya yokluğuna bakılmaksızın- gönül tokluğu, kalb zenginliğidir. Kiminin hem malı çoktur hem gönlü toktur. Ama kiminin de malı çoktur fakat gözü açtır, sınırsız bir mal hırsı içindedir. Nereden ve nasıl olursa olsun kazanmak ve mal sahibi olmaktan başka bir düşüncesi yoktur. Böylesi kimseler mal zengini olsalar da gönül fakiri, hırs mahkûmudurlar. Kimilerinin de malı yoktur ama, gönlü toktur. Kimsenin malında mülkünde gözü yoktur. Eline geçenle geçinir. Daha fazla kazanmaya çalışır ama, asla rızasızlık, şükürsüzlük etmez, başkalarının kazancına hased çekmez, göz dikmez.
Bütün bunlardan dolayıdır ki, hadisimiz gerçek zenginliğin, mal zenginliğinden çok duygu zenginliği olduğunu ortaya koymuş, gözü ve gönlü aç olanın fakirliğinin, aslında, mal çokluğu ile telâfi edilemez bir açlık olduğuna dikkat çekmiştir.
Gönül tokluğu, Allah’ın kendisi için verdiği rızka râzı olma temeline dayanır. Bu da en büyük zenginlik ve izzettir. Çünkü bunun sonucu Allah’ın taksimine ve emirlerine teslim olmaktır. Allah’ın takdirinin kendisi için daha hayırlı olduğunu kabullenmektir. Bu sebeple gönlü tok olan insan, Allah’tan başka kimseden bir şey istemez, kimseye el açmaz. Tam hürriyet ve şeref işte budur.
Elde ettiğiyle yetinmemek ise, neye sahip olursa olsun, insanı sınırsız bir hırsa, sonu gelmez bir tatminsizliğe sürükler.
Gönül tokluğu insanı, vakitlerini güzellikler ve mükemmellikler peşinde harcamaya sevkeder. Bitip tükenmeyen bu üstünlükler, yok olmaya mahkûm maddî zenginliklerden elbette insan için daha faydalı ve gereklidir.
İlim tahsili ve nefsin kemâli yönünde gösterilen gayretler, gerçek zenginliğe kavuşma çabasıdır. Çünkü mal, kısa sürede zeval bulur ama ilim bitmek-tükenmek bilmeyen bir hazinedir.
Öte yandan hırs ve tatminsizliğin neticesi, ferd ve toplum plânında sömürgeciliktir. Gönül tokluğu ise, duygu ve uygulama olarak kendi kendine yetmek, kimsenin hakkına tecâvüz etmemek demektir. Maddî beklentilerin esiri olmamak için gönül tokluğu gereklidir.
Bu arada şuna da işaret edelim ki kanaat, “bir lokma bir hırka” şeklinde anlatılamaz. Zira kanaat, ele geçen ile geçinmektir, yetinmek değil.. Daha fazla kazanmak ve üretmek için gayret göstermek kanaata aykırı değildir. Ancak sınırsız bir kazanma hırsı içinde olmamak gerekir. Bu hususu, İslâm büyükleri “Dünya elimizde olmalı ama gönlümüze girmemeli” diye ifade etmişlerdir. Herhalde gerçek zenginlik işte budur. Çünkü gönlü tok kimse, elindekileri harcamasını bilir. Gözü aç ya da aşırı derecede cimri olan ise, kimseye bir şey vermez kendisi de yeterince istifade etmez, edemez. Böyle birinin zenginliğine de asla zenginlik denilmez.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
Asıl zenginlik göz ve gönül tokluğudur. Mal çokluğuna aldanmamak ona gerçek zenginlikmiş gibi bakmamak lâzımdır.
2.
Kanaat, Allah’ın kendisi için takdir e...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa:
1
[
2
]
3
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...