> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları > Tesviye tedlîsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tesviye tedlîsi  (Okunma Sayısı 2695 defa)
11 Haziran 2011, 16:38:22
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Haziran 2011, 16:38:22 »



c) Tesviye tedlîsi:



Râvînin, hadîsini makbul ve sahih gös­termek için senedde bulunan - fakat kendi şeyhi olmayan - birini zayıf veya kendinden daha küçük olduğu için atlayarak, hadîsi sâdece sika râvîler rivayet etmiş gibi göstermesine denir. Tedlîsin en kötü çeşidi, büyük ölçüde bir aldatma mevcut olduğu için tesviye tedlîsidir. Bu tedlîsi yapmakla meşhur olanlardan biri de Velîd b. Müslim'dir. Velîd, Evzâ'î'nin zayıf şeyhlerini atlayarak sâdece sika olanlarım zik­rederdi. Niçin böyle yaptığını sordular; cevaben: Evzâ'î böylelerinden rivayet etmiş olmaktan berîdir! dedi. Buna karşılık tekrar: Evzâ% zayıf olmalarına rağmen bu râvîlerden münker hadîs rivayet etmişse, sen de o zayıf râvîleri iskât ederek Ev2â(î'yİ hep sikalardan rivayet etmiş gibi gösteriisen, bu hareket EvzâTyikötü bir duruma düşürmez mi? diye sorulduğunda, Velîd bu söze aldırış bile etmedi.

Müdellislerin sözlerinde birçok bozukluk! ir vardır. Öyleleri var ki, bir şehie veya şeyhinin mahallesine hürmetkar davranırken bir­takım mübhem ve müteşâbih sözlerle şeyhine olan saygısını göstermeye çalışır. Meselâ Mısırlı bir râvî: Falan bana Endülüs'te rivayet etti ki. .." derken, Karâfe'deki yeri kasteder; veya Falan bana Halep Sokağı'nda rivayet etti ki. . ." derken Kahİre'dekİ bir yeri kasteder; veya Bağdat'Iı bir râvî: Falan bana Mâverâ'u'n-nehir'de rivayet etti   ki..."derken  nehir sözüyle  Dicle nehrini kasteder.[602] Yahut

Rakka'da rivayet etti" derken, Dicle kenarında bulunan bir bahçeyi kasteder; veyahut Dimeşk'li   biri: Bana Kerek'te rivayet etti" demek suretiyle Dimeşk yakınlarında bulunan Kerek-i Nuh'u kasteder. Bütün bu ifâdeler, talebu'l-hadîs için se­yahatler yapılmış olduğunu zannettirmektedir. İbnu Hacer bu yal­dızlı ifâdelere tedlîs-i bilâd" adını vererek onu "tedlîs-i şüyuh" grubuna dâhil etmiştir. [603]

Hadîs imamlarından bâzı müdellisler, böylesi mübhem rivayet­lerle latifeler yapmaktan hoşlandıkları için bu mevzuda müsamahakâr davranmış, sonra da pişmanlık duyarak tevbe etmişlerdir. Huşeym  [604]niçin tedlîs yapıyorsun? diye sormuşlar; o da: "Tedlîs yapmak çok zevkli bir şeydir! [605] demiştir. Hüseyin'in arkadaşlarından bâzıları, birgün, ondan tedlîs yapılmış hadîs almamak üzere karar vermişler; bunu anlayan   Huşeym, okuduğu her hadîste    demiş; sonunda onlara bugün size tedlîs yaptim mı? diye sorduğunda: hayır, yapmadın, demişler; o zaman Huşeym şunları söylemiştir: Seneddeki Muğîre'tfen, söylediklerimin bir harfini bile duymadım; bu böyle olduğu içindir ki şeklînde söyledim!. [606]

Görülüyor ki, Huşeym tedlîs ile şaka yapmanın bir hududu oldu­ğunu anlayaı ak, duyduğunu iddia ettiği şeyleri, aslında duymadığını bizzat itiraf etmiştir! Müdellisier bilhassa semalarını iyice soruşturup kendilerine sık sık baş vuranlara bu suretle itirafta bulunmuşlardır.[607] Hatta çoğu zaman halkı tedlîs yaptığı rivayetlerden sakındırarak mübhem ifâdelerini bırakarak asıl işittiklerini açıklamışlardır. AH b. Haşiem diyor ki: "Birgün îbnu 'Uyeyne [608]nin yanında iken, Zührî'den diyerek söze başladı. Ona, bu hadîsi size Zührî mi söyledi? diye sorduklarında: hayır, dedi, bunu ne Zührî'den, ne de Zührî'den işitenden aldım. Bunu bana Zührî'den rivayet eden Ma'mer'den duyan Abdurıezzâk söylemiştir. [609]

Emânet, hıfz ve zabt sıfatlarına sahip îbnu 'Uyeyne ve Huşeym gibi böylesi iki imâmın tedlîs yapması insanı şaşırtabilir. Şaşmamak lâzım. çünkü tedlîs yapmayanlar o kadar azdır ki[610] Hatta îbnu Abbâs (r.a.), Rasûlulîah (s.a.v.)'den çok az hadîs duymuştur. (Bâzıları bunun dört tane olduğunu söyler). Rivayet ettiği diğer hadîsleri ise,

Rasûlulîah (s.a.v.)'den duyan sahabeden almıştır. Abdullah b. Abbas, hemen hemen Rasûlulîah (s.a.v.) ile kendi arasındaki râvîyi söyle­memiş, sadece Rasûlulîah (s.a.v.) buyurdu ki. . ." demekle iktifa etmiştir.[611]

îbnu 'Uyeyne ve Huşeym, üstelik Sahîheyn'in râvîlerindendir. Bu ise onlar için büyük bir şereftir. Zaten hadîs imamlarının gerek bu iki râvîyi ve gerekse bunlar gibi tedlîs ile meşhur olan Sahîheyn râvîlerinden A'meş, [612] Katâde, [613] Hasenu'l-Basrî [614] Abdurrezzâk[615] ve Velîd b. Müslim[616] gibilerini müdâfaa etmeleri lâzım gelirdi.

Ibnu yeyne'ye mahsus olmak üzere bu mevzuda onu ma'zûr görerek tedlîsini kabul etmişlerdir.[617] Çünkü İbnu 'Uyeyne mevkuf olarak rivayet ettiği zaman Ibnu Güreye, Ma'mer[618] ve benzerlerine dayanmıştır. Bu görüşü tercih eden îbnu Hibban[619] şöyle demiştir: "Bu hâl dünyâda sâdece Süfyân b. 'Uyeyne'ye mahsustur. O tedlîs yapardı ama sika ve sağlam râvîleri tedlîs ederdi. Bir de tedlîs ettiği bütün haberleri kendi gibi güvenilir râvîlerden işittiğini söylemiştir. [620]

Ayrıca, tedlîs ile meşhur olan Sahîhayn râvîlerinin yaptığı ted-lîsİn kizb değil, bir nev'î müblıem bırakma olduğunu söyleyerek onları mâ'zür görmüşlerdir; çünkü onların rivayetlerinde ve buna benzer  semâ vukû unu gösteren ifâdeler vardır, [621]

Buhârî ve Müslim, belki de hadîslerini rivayet ettikleri müdellisin se­mah olup olmadığım bilmiyorlardı. Fakat onlar aldıkları hadisin sıh­hatini gösteren mütâbicler bulunduğunu biliyorlardı. Bunun irindir kis pek kıymetli, emin ve hadîsinde za'f töhmeti bulunmayan minlellisin isnadını tercih etmişlerdir. Tercih ettikleri bu müdellisin sika mütâbier arasında fazilet ve şöhret bakımlarından da bir benzeri yoktur[622]Bâzı münekkidler, Sahîhayn râvîlerinden tedlîs yaptığı söylenen­lerin bu hareketine,  mürsel-i hafî demenin  daha uygun olacağı kanaatindedir. Bunlar tedlîs ile mürsel-i hafî'yî çok hassas bir şe­kilde birbirlerinden ayırırlar. Buna göre tedlîs, mülâki olduğu bilinen kimseden rivayet edenler hakkında kullanılır. Birbirinin mucâsırı olup mülâki oldukları bilinmeyenler hakkında mürsel-i hafî tâbiri kul­lanılır. Hafız îbnu Hacer bu mevzuda der ki:

"Tedlîsi tarif ederken, birbirleriyle görüşmemiş olsalar bile aynı asırda yaşamış olmayı şart koşan kimsenin, tarifine mürsel-i hafî'yi de alması gerekir. En doğrusu, bu İki tâbiri birbirinden ayırmaktır[623]Tedlîste, muhaddislere mucâsır olmaya değil, görüşmeye ehemmiyet verilmektedir. Şöyle ki: Ebû Osman en-Nehdî[624] ve Kays b. Ebî Ha­zım[625] gibi muhadramların Hz. Peygamber (s.a.v.)'den rivayetleri, müdelles değil, mürseî sayılmaktadır. Sâdece mu'âsı-r olmak hadîsin müdelles olması için kâfi bir sebep olsaydı, bu zevatın da müdellis olmaları gerekirdi. Zîrâ bunların Rasûlullah (s.a.v.)'ın mu'âsırı ol­duklarında şüphe yoktur; fakat ona mülâki olup olmadığı bilinme­mektedir. [626]

Müdelles île mürseli, Hatîbu'l-Bağdâdî'nin şu sözleri kesinlikle birbirinden ayırmaktadır: Râvî, "hadîsi tedlîs yaptığı şeyhten işit­mediğini söylerse durum tavazzuh eder ve bu suretle hadîs müdelles olmaktan çıkarak mürsel olur. Mürsilin işitmediği bir kimseden işitmiş, görmediği bir şahıs ile de görüşmüş zannını uyandırmasıyle hadîs mürsel olmaz. Fakat anlattığımız tedlîs, müdelHsin kimden tedlîs yap­tığım açıklamadığı için, muhakkak ki mürselük mânâsını da taşımak­tadır. Müdellesi mürselden ayıran taraf, râvînin hadis duymadığı kim­seden duymuş gibi göstermesidir. Burada işini gevşek tutan müdellistir. Şu hâle, göre bu tedlîsin mürsel mânâsını ihtiva etmesi gerekir. Mürsel hadîs ise tedlîs mânâsım ihtiva etmez; zîrâ mürsilin, duymadığı kimseyi duymuş gibi göstermesi gerekmez. îşte bunun içindir ki âlimler müdellisleri ayıpladıkları hâlde mürsilleri ayıplamazlar[627]

Bütün çeşitleriyle müdelles hadîsin, zayıf hadîsler grubuna gir­mesinin sebebi meydandadır. Çünkü râvîlerinin sika olduğu sâbıt değildir. Şu sözleri Ibnu Mübarek ne kadar yerinde söylemiştir:

Halka mû'teber göstermek için hadîslerini tedlîs etti; ama Allah tedlîsi kabul etmez. [628]



[602] Sem'âııî'nin Mâverâ'u'n-nehir hakkındaki hikâyesi için bu kitabın 54. say­fasındaki 2 numaralı dip nota bk.

[603] Bu hususta geniş bilgi almak için bk. Tavzîhu'l-efkâr, c. I, s. 372.

[604] Büyük hafız Huşeym b. Beşîr b. Ebî Hazım, Ziihri, (Amr b. Dînâjy Mansûr b. Zâdân, Husayn b. Abdirrahmân, Ebû Bişr, Eyyûb es-Sahtiyânî ve diğer birçok zevattan hadîs almıştır. Onun hakkında Zehebî şöyle der: "Huşeym'in hafız oldu­ğunda şüphe yoktur; ne var ki o, çok tedlîs yapmış ve işitmediği kimselerden hadîs rivayet etmiştir". Huşe>m,   183  târihinde vefat etmiştir. Terceme-i hâli için bk. Tezkiratu'l-huffâz, c. I, s. 2^8.

[605] el-Kifâye, s. 361.

[606] Ma'rifetu 'ulûmi'l-hadîs, s. 105; kış. Tedribu'r-râvî, s. 79. Bu nev'î tediîse tedlîsi) denir. Zîiâ Huşeym burada "

demiş olmakla beraber, atf harfiyle zikredilen Muğîre'den hiçbir şey işitmemiştir. Husayn'dan ise pekçok badis duymuştur. Bu Husayn,   Huşeym'in hadîs aldığı zevat arasındaki önceki  haşiyede  adı   geçen   Husayn   b.   Abdirrah-mân'dır.   Suyûtî'nİn   Tedrîbıv'r-râvî'deki   ifâdesi daha sarihtir, Huşeym diyor ki:

"Senedinde dediğim bütün hadîsleri, bahsedilen   şahıstan   duymaini- Şimdır".

[607] Ma'rifetu  'ulûmi'î-hadîs, s. 104. Bu, Tedrîbu'r-râvî, s, 79'da da  nakledil­mektedir.

[608] Allâme, hafız şeyhu'l-islâm Süfyân b. 'TJyeyne b. Meymûn. Ebû Muhammed el-Hilâlî el-Kûfî'dir. 'Arar b. Dinar, Zührî, Ziyâd b. 'Alâka, Ebû İshal, Esved b. Kays, Zeyd b. Eşlem, Abdullah b. Dînâr, Mansûr b. el-MuHemir ve AbdurraKman b. el-Kâsımfdan hadîs işitmistir. Hadîsleriyle ihticâc edileceğine dâir imârnların ittifakı vardır; fakat sika râvîlerden tediîs yapardı.   198 târihinde vefat etmiştir (Tezkiratu'l-huffâz, c. I, s. 262).                                           

[609] Tavzih u'1-efkâr.   c. I, s. 351; Tedrîbu'r-râvî, s. 78."   

Kat' tedlîsi" dedikleri budur; zîrâ râvî edatını söy lemiyerek (kat...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tesviye tedlîsi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:04:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tesviye tedlîsi rüya tabiri,Tesviye tedlîsi mekke canlı, Tesviye tedlîsi kabe canlı yayın, Tesviye tedlîsi Üç boyutlu kuran oku Tesviye tedlîsi kuran ı kerim, Tesviye tedlîsi peygamber kıssaları,Tesviye tedlîsi ilitam ders soruları, Tesviye tedlîsiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes