๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Haziran 2011, 15:38:28



Konu Başlığı: Şeyh ve talebesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Haziran 2011, 15:38:28
Şeyh Ve Talebesi;


Bâzı hadîs münekkidleri el-Vâkidî'yi tenkîd ederek bâzan gev­şeklik ile bâzan da hadîs uydurmakla itham etmişlerdir. Nitekim Ah-med b. Hanbel: "Vâkıdî muhtelif senedleri birbirine karıştırarak sened uydurur", demektedir. Yahya h. Macîn: el-Vâkıdî, Rasûlullah (s.a.v.)'a yirmi bin garîb hadîs nisbet etmiştir, der. Başka münekkidler de şöyle demişlerdir: el-Vâkıdî, çeşitli senedleri bir araya getirerek bîr metnin senedi imiş gibi gösterir; halbuki metnin de bir kısmı muayyen bir râvîye, diğer kısmı başka bir râvîye aittir.

el-Vâkıdî'nin sahîfelerden, kitap ve defterlerden hadîs aldığını söyleyen vardır, ki bunlar tahrif ve tashîf endişesiyle, râvînin kulağı ile duymadığı bir haberi rivayet etmesini hoş görmezler.

el-Vâkidî'ye hüsn-i zan besleyenler de vardır. Meselâ: İmâm Mâlik b. Enes, onun rivayetini îbnu Ishâk'in rivayetine tercîh eder. Ebû 'Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm ve imâm Şâfi'î de bunlardandır; fakat muhaddislerin ekserisi, bilhassa Vâkıdî'nin Abbâsîlere karşı olan aşırı tutkunluğunu ve onlara olan meyli sebebiyle bâzı haberler üzerindeki tahrifini öğrendikten sonra onun hakkında iyice tereddüde düşmüşlerdir. el-Vâkidî, Abbâsîlere olan aşırı muhabbeti sebebiyle, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in amcası Abbâs'm ismini, Bedir harbinde müsîümanlara esîr düşenlerin listesinden çıkarmıştır. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'in amcasını esirler arasında görmek, bu aşırı Abbasî taraf-ftarına güç gelmiş olmalıdır. el-Vâkıdî'nin haberleri hakkındaki'bu |tereddüd, îbnu Sa'd için bir kusur teşkil etmez; zîrâ birçok âlimler, daha önce de söylediğimiz gibi- îbnu Sa'd hakkında: Hocası zayıf olmakla beraber kendi sikadır, demektedir.

Îbnu Sa'd, -îbnu Nedim'in de isabetli olarak söylediği gibi- "kitaplarını el-Vâkıdî'nin eserlerinden faydalanarak te'lîf etmiştir"; îbnu Sa'd, yazdığı her tabakada veya Peygamber (s.a.v.)'în İgavzelerinden birine tahsis ettiği her bâbin isnâd zincirinde üstadı el-Vâkıdî'nin. ismini hemen hemen unutmaz. Şu kadar var ki, îbnu Sad - üstadını zikretmekle beraber ona ait bir rivayeti nakl ederken iyice kontrol eder veya o rivayeti ensâb, megâzî ve fetihnameler ile luğraşan bir başkasmm rivayeti ile takviye eder. Meselâ: Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelen elçilerden bahsederken şeyhi el-Vâkıfnin rivayeti ile yetinmeyip, onun adının yerine  Hişâm b. Muhammed b. es-Sâ'ib el.-Kelbî'nin adını da ilâve eder.

Şeyhinin rivayetini bulamadığı bâzı fasılları yeniden yazdığı olmuştur. Meselâ; el-Vâkıdî'nin pek önem vermediği anlaşılan Rasûlulîah (s.a.v.)'ın künyesi, Rasül-i Ekrem'in istiâze ettiği ve Cebrail (a.s.)'in istiâze ettirdiği meseleler, câhiliyye devrinde yaşayanların ensâbı, peygamberlerin ve geçmiş milletlerin sîretleri gibi bahisler bu kabildendir.[1139]



[1139] Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis İlimleri ve Hadîs Istılahları, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 295-296