๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Haziran 2011, 18:34:01



Konu Başlığı: Kırâet
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Haziran 2011, 18:34:01
2. Kırâet,   

 


Kırâcti târîf etmeye lüzum voktur. Bu tâbirin, talibin şeyhe ezbere veya bir kitaba bakmak suretiyle okuması (kırâet etmesi) sözünden alındığı aşikârdır. [336] Talibin, kirâetini, tahammulu'l-hadîsin bu yoluyla şeyhine arz etmesine bakarak birçok muhaddisler kirâete arz adını da vermişlerdi[337]

Tilmiz, hadîn ezberinden veya elinde bulunan bir kitapdan oku­muyorsa, şu hâle göre bir başkasını şeyhe okurken dinliyor demektir. Bu durumda şeyhin, kendine okunan rivayetleri ezbere bilmesi lâ­zımdır; yahut da bu rivayetleri diğer sika ve zabıt tilmizlerin ellerinde veya en azından birinin elinde bulunan asıl nüsha ile karşılaştırılmak icab ettiğinde, bu sahih asılla onların aynı olduğundan tamamen emîn olması gereki. [338]

Kitaptan okumak daha makbuldür; zira kitap ile yapılacak olan karşılaştırma, ezberdekine nisbetle daha sağlam ve emniyetlidir.

Hafız Ibnu Hacer[339] bu sebeple der ki: "Elde tutmayı, tahammuîu'l-hadîsin bütün çeşitlerinde ezbere tercih etmek lâzımdır. Zîrâ ezber aldatıcıdır. [340] İbnu Hacer, bu cümledeki "elde tutmak" ifadesiyle yazılı metni elde bulundurmayı kasdettiğini söylemeye lüzum gör­memiştir.

Kirâct'in senıâ'dan sonra ikinci derecede bulunduğu görüşü vavgındır[341] fakat bâzıları ikisinin müsâvî olduğu kanâatındadır. [342]Bu ikinci görüş sahipleri, şeyhin huzurunda hadîs okuyan talibin, onu başkasına nakletmek istediği zaman sözüyle   şeyhe okuduğunu ifâde etmeden sadece lâfzıylc rivayet etme­sinde mahzur görmezler. [343] Bâzı muhaddisîer de daha ileri giderek kırâet tâbirini semâ'a tercih etmişlerdir. [344]

Âlimlerct muteber olan kanâate göre eğer talip şeyhe bizzat oku-muşsa hadîsi rivayet ederken de­mesi lâzımdır. Eğer başkası okumuşsa demesi gerekir. Hadîscilcrin birçoğu rivayet sırasında tilmizin mutlaka sözünü ekleyerek veya yahut da demesini uygun   görmüşlerdir; zîrâ sözünü ilâve etmediği takdirde, tahammülü[345]-hadîsin en yükseği olduğunda şüphe edilmeyen semâ'm vuku bulduğu anla­şılabilir lâfızlarının   mutlak olarak semâ mânâsına gelen ıstılâhî birer tâbir olduğunu henüz unutmuş değiliz.[346]

 
[336] Tcdrîbu'r-râvî, s.   131.

[337] Aynı eser, s. 130.

[338] Uâ'isu'l-hasis. s.  123,

[339] İbnu Hac-er el-'Askalânî, Şcyhu'l-islârn Ahnıed b. Ali b. Muharair.ed b. A!:, Şihâbuddîn Ebu'1-Fadl. hadîsde imâm ve hafız olan âlimlerden biridir. Aslen As-kalâr.'Iıdır; Haccr ailesine mensuptur; birçok eserleıi vardır. ÎÎ52 târihinde vefat etmiştir (Bk, er-Risâlttu'1-mustatrafe, s.  121-122).

[340] Tedrîbu'r-râvİ, ?.   131.

[341] Şark âlimlerinin birçoğunun görüşü budur (Tedrîbu'r-râvî, s.  132).

[342] İmâm   Mâlik'in Medine âlimlerinden olan  arkadaşlarının ve   hocalarının, Hicaz ve Küfe âlimlerinin ekserisinin kanâati budur, imam Buhârî'nin görüşü de böyledir (Bk. 1 cdrîbu'r-râvî, s. 132).

[343] İhtişam 'ulûmi'l-hadîs, s.-124.

[344] Bu sözü söyleyen birçok âlim arasında Ebû Hânîfc ve tbnu Ebî Zi'b de vardır. Beyhakî el-Medhal'inde Mekkî b. İbrahim'in şöyle dediğini rivâyel etmek­tedir: "İbnu Güreye. Osman b. cl-Esved, Hanzale b. Ebü Süfyan. Talha b. Amr, Mâlik, Muhammed b. îshâk, Sufyânu's-Sevri, Ebû Hanîfe. îbnıı Ebî Zi'b, Sa'id b. Ebî 'Arûbe ve el-Musennâ b. es-Sabbâh şöyle derlerdi; senin âlime okuman, onun Sana okumasından daha iyidir" (Tedvîbu'r-iâvî. c. I, s. 132}.

[345] el-Bâ'isu'I-hasîs, s. 125; krş. Tedrîbu'r-râvî, s. 132.

[346] Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis İlimleri ve Hadîs Istılahları, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 74-76.