Konu Başlığı: Îbnu Sad hayâtı ve eserleri Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Haziran 2011, 15:43:11 Îbnu Sa'd, Hayâtı Ve Eserleri: Adı, Muhammed b. Sad b. Meni ez-Zührî'dir. Zühre oğullarının mevlâlarmdaıı biri olduğu için ez-Zühîî nisbesini almıştır. Dedelerinden biri, Hâşimîlerden Hüseyin b. Abdillâh b. 'Ubeydiüâh b. el-Abbâs'ın mevlâsı olduğu için de el-Hâşimî sayılır. H. i68'de Basra da doğdu; bu sebeple Îbnu Sad el-Basrî dîye anılır. Sonraları Medine, Küfe ve Bağdat'a seyahatler yapmıştır. Medine'ye yaptığı seyahatin H. 200 senesinde vuku bulmuş olması gerekir; zîrâ Medine'de, 189 târihinde bâzı şeyhlerle karşılaşmış ve onlardan ilim atmıştır. Medine'de meşhur râvîlerle görüşmüştür; çünkü Medine dâru's-sünne ve hadîs rivayetinin geliştiği ilk şehirdir. Bağdat'a seyahat ettikten sonra, H. 230 senesinde vefat edene kadar orada kalmıştır. Vefat ettiği zaman 62 yaşında bulunuyordu. Bağdat'ta, tabakât ve nıegâzî müellifi büyük tarihçi el-Vâkidî'den ayrılmamıştır. Onun kâtipliğini yaptığı için Kâtİbu'l-Vâkidî unvanı İle tanınmıştır. Ayrıca tarihçiler îbnu Sa'd'i, Vâkıdî'nin ölümsüz bir eseri olarak kabul ederler. . îbnu Sa'd'in hayâtım yazan tabâkat kitapları, onun sâdece üç kitabından bahs ederler: Birincisi, bu et-Tabakâtu'l-kubrâ, ikincisi, bize et-Tabakâtus-sağîr diye tanilan kitap, üçüncüsü de Ah-hâru'n-Nebî'dir kî, îbnu Nedîm el-Fihrist'inde îbnu SaSd'in yalnız bu eserinden bahsetmektedir. Bâzı araştırıcılar, -ki ben de onların kanaatindeyim bu üç kitabın aslında sâdece bir kitap olduğunu söylerler, Zîrâ görüldüğü üzere, et-Tabakâtus-sağîr ve Ahbâru'n-Nebî kitaplarının muhtevası, et-Tabakâtu'l-kübrâ'nin ilk iki cüz'ürıde mevcuttur. Bu durum, îbnu Sa£d in et-Tabakâtu'l-kübrâ'dan başka bir kitap yazmadığını göstermez; fakat terceme-i hâl kitaplarının, îbnu Sa'd ve eserleri hakkında" verdiği bilgiler kısaca bundan ibarettir, îbnu Sa'd'in et-Tabakâtul-kubrâ'dan başka bir kitabı olmasa bile, sâdece bu kıymetli eser onun muazzam ilmini, sağlam hafızasını ve zamanındaki rivayet ve târih kaynaklarıyla, olan kuvvetli alâkasını ortaya koymaya kâfi gelirdi.[1136] [1136] Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis İlimleri ve Hadîs Istılahları, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 291-292. |