> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları > Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler  (Okunma Sayısı 2305 defa)
13 Haziran 2011, 14:54:45
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Haziran 2011, 14:54:45 »



Hadîslerin Tedvîni Ve Müsteşrikler


Adına hadîs tedvini veya hadîs tedvin gayreti denen şeyi ilk defa duymak İçin halîfe Ömer b. Abdilazîz devrine bakmak zorunda değiliz. Hadîs tedvininin pek erken bir asırda başladığını söylemek için, Goldziher ve Sprenger gibi müsteşriklere uyarak içinde yaşadı­ğımız asra bakmamız da icab etmez; zîrâ kitaplarımız, haberlerimiz ve târihî vesikalarımız, hadîslerin bu ikî müsteşrikin söylediği gibi ikinci hicret asrının başında değil, daha Hz. Peygamber zamanında yazıya geçtiğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermektedir. Ayrıca bu vesikalar  Dozi'nin sandığı gibi bir kısmında değil -bütün hadîs kitaplarında bulunan sahîh ve hasen hadîslerin ihtiva ettiği bilumum vakıaların, sözlerin, davranış ve tasarrufların doğru­luğunu beyan etmektedir. Bu müsteşrikler, bize, edebiyat ve şeriatımıza hizmet etmek maksadiyle hadîs tedvini hakkında delil ve hüccet toplama zahmetine katlanmıyorlar. Hayır, hayır onların maksatları başka, onların hadîs tedvini ile alâkası olmayan başka hedefleri vardır.

Goldziher'e gelince: İkinci cildi fransızcaya terceme edilen Muhammedanische Studien adlı araştırmasında hadîslerin yazıl­masına dâir husûsî bir bölüm ayırmıştır. [109]Bu bölümde (p. 241-250) hadîslerin II. hicret asrının başlarında tedvin edildiğini isbat etmek üzere birçok deliller ileri sürmüştür. Hernekadar kitabın birinci faslında (p. 10-12) asr-ı saadette tedvîn edilen bazı sahîfeler hakkında birtakım hadîsler zikretmişse de, öte yandan bunun doğru olmadığını göstermek maksadıyle birçok şüpheler ileri sürmüştür. Böyle davranı­şının iki sebebi vardır:

1- Hicretin TF. asrında müslümanlarm yazıya güvenmeleri se­bebiyle sünnetin artık ezberlenerek kalblerde muhafaza edildiği husu­sundaki îtimadi sarsmak,

2 - Hadîs tedvin edenlerin, sadece kendi hevâ ve heveslerine uyan, fikir ve dünya görüşlerini ifade eden hadîsleri topladıklarını söyleyerek bütün sünneti onların düzüp koşması olarak göstermek. Bu sebeple biz de hadîslerin Rasûlullah (s.a.v.)'in hayatında yazılmaya başlandığını ve aynı zamanda rivayetin hıfz ve zabt bakımından da müteselsil olduğunu te'kîd eden güvenilir târihî vesikaları okuyucunun önüne serebilmek için Rasûlullah (s.a.v.) zamanında yazılmış sahîfeler hakkında geniş îzâhât verdik.

Sprenger, "Araplarda hadîs[110] adlı kitabında, sünnetin sâdece şifahî nakil yoluyla geldiği hususundaki yanlış kanâati çürütmeye çalışır; hadîslerin Rasûlullah (s.a.v,)' in hayatında değil de hicrî ikinci asrın başları gibi erken bir zamanda tedvîn edilmeye başlan­dığına dâir birçok delil toplar. Onun gayesi de Goldziher'in gayesinden farklı değildir.

Dozi ise mutedil görüşüyle öğrencilerimiz bir yana, âlimlerimizin çoğunu dahî aldatmaktadır. Bu müsteşrik, gönüllerde muhafaza edilen ve son derece titiz, misilsiz bir çalışmayla tedvîn edilen hadîs-i şeriflerin büyük bir kısmının sahîh olduğunu îtiraf etmekte ve şöyle demektedir: "Hadîs kitaplarında mevzu ve yalan hadislerin bulunmasına şaşma­mak lâzımdır. - bu ona göre tabiidir. - Aksine, şüphe edilmesine imkân olmayan birçok sahîh ve sağlam rivayetler vardır ki (aşırı hadîs tenkidçilerine göre en azından Sahîh-i Buhârî'nin yarısı böyledir.) bunlar, samimî bir müslümanın bulunmasını hoş görmediği birçok şeyleri ihtiva etmektedir[111] Dozi, sünnetin büyük bir kısmının sıhhatini îtiraf eder gibi görünürken, ilim ve mücerret araştırma adına hiç de samimî davranmak niyetinde değildir. Onun bütün düşüncesi, sahîh sünnetin ihtiva ettiği kâinat, hayat ve insan hakkındaki müstakil görüşlerdir. Bu görüşlerin müstakil oluşu, onları cerh ve ta'dîlden âzâde kılamaz; çünkü bunlar hârikalar yaratan garplının aklından fışkıran nazariyeler olmadığı gibi, hiçbir kayda tâbi olmayan garbın hür hayatını da tasvir etmemektedir.

Eski kültürümüzü araştırırken bu müsteşriklere muhtaç olmaya­cağız. Üstelik medeniyetimizle ilgili olarak söyledikleri herşeyde de sonderece uyanık olacağız - Hadîsin tedvini hakkındaki sözlerini dikkate almıyoruz; zîrâ onların bu itiraflardaki gayeleri de bizce meçhul değildir. Bunu ister ikrar etsinler, ister inkâr etsinler netîce değişmez; zîrâ ev sahibi, evin içinde ne bulunduğunu başkalarından daha iyi bilir. Şurası muhakkak ki, güvenilir kitaplarımız, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında yazılmış sahîfeler bulunduğunu haber vermektedir. Alımed b. Hanbel'in Mü sn ed'in de, Abdullah b. 'Amr b. 'Âs'ın.ve Ebû Hureyre'nin Hemmâm b. Munebbih'e yazdırdığı sahîfeler nasıl yer almışsa, kimbilir belki de dünyâ kütüphânelerindeki hadîs yazmaları' arasında bulunan müsnedlerde bu sahîfelerin hepsi de mevcuttur!.

Müsteşriklerin, sağlam bir mantık ve sahîh bir nakle dayanmadan geveleyip durdukları fikirlerden biri de şudur: diyorlar ki, gerek sün­neti tedvine teşvik eden ve gerekse bundan meneden hadîsler, bir taraftan ehî-i hadîsin, diğer yandan ehl-i re'yin birbirine zıt olan kanaatlerini te'yit eden sözler uydurmak üzere giriştikleri yarışların bir neticesidir. Ehl-i hadîs, hadîslerin sıhhati ve onlarla ihticâc hususunda ellerinde bir delil bulunması için, hadîslerin yazılmasının cevazına kail oluyorlar. Ehl-i re'y ise - aksine - hadîsin sıhhatini ve onunla ihticâcı inkâr edebilmek için hadîslerin yazılmaktan nehy edildiğini ve yazıl­madığını İleri sürüyorlar.[112]

Goldziher, 1855 senesinde Hatîbul-Bağdâdî'nin "Takyîdu'l-'ilm" adlı kitabını keşfeden selefi Sprenger'in "kitabetin başlaması ve geliş­mesi" adlı yazısını gördükten sonra, bu ilmî sapıklığın en büyüğünü üzerine almış oluyor. Bununla beraber bu iki müsteşrikin metodu bu mevzuda tamamen farklıdır. Sprenger, Araplarda yazının başlaması adlı yazısından ve mezkûr kitapta geçen metinlerden, hadîslerin ço­ğunun Rasûlullah (s.a.v.) zamanında tedvin edildiği neticesini çıkar­mış ve bu görüşü herzaman savunmuştur. Goldzihcr'e gelince: o, bütün bu metinlerin sıhhatinden şüphelenmiş ve onların bir kısmını ehl-i hadîsin, diğer bir kısmını da ehl-i re'yin uydurduğunu ileri sür­müştür.

Allah Taâlâ bu kitabın Dimeşk'tc ilmî bir şekilde neşr edilmesini müyesser kılmıştır. Naşiri olan değerli âlim Dr. Yusuf el-cAş, mukad-demede, Goldziher'in görüşünde yanıldığına dâir münakaşaya meydan bırakmayan deliller getirmiştir. Ezcümle, hadîslerin yazılıp yazılma­ması hususundaki anlaşmazlığın, ehl-i re'y ile ehl-i hadîs arasında bir mücâdele mcvzû'u olmadığını isbât etmekte ve şöyle demektedir :

"Zira ehl-i re'y arasında 'îsâ b. Yûnus (v. 187), Hammâd b. Zeyd (v. 179), Abdullah b. İdrîs (v. 192), Sufyânu's-Sevrî (v. 161) gibi hadîslerin yazılmasına taraftar olmayanların mevcudiyetine karşılık, Hammâd b. Seleme (v. 167), Leys b. Sa'd (v. 175), Zâtide b. Kudâme (v. 161), Yahya b. el-Yemân (v. 189......gibi hadîslerin yazılmasını

isteyenler de vardı. Mulıaddislerde de durum böyledir: İbnu 'Uleyye (v. 200), Huşeym b. Beşir (v. 183), 'Âsim b. Damre (v. 174) ve diğer­leri hadîslerin yazılmasına taraftar olmadıkları halde, Bakıyyetu'l-Kelâ'î (v. 197), (İkrime b. 'Ammâr (v. 159),'Mâlik b. Enes (v. 179) ve başkaları da bunu tasvip etmektedir" [113]

Yûsuf el-cAş, ilk asrın, hadîslerin yazılmasını tasvip edip etmeme bakımından arzettiği durumun tekâmülünü îzâh ederken muvaffak olmuştur; yalnız hadîslerin yazilmasıyle meşgul olan nesilleri, İslâm'ın siyâsî ve içtimaî hayatının tekâmülüne uygun düşeceği zannıyle ken­dine has bir taksime tâbi tutmuştur. Bu taksim hususunda onun fik­rine iştirak etmiyoruz; zîrâ bu sâdece bir görüş ve ıstılah meselesidir. Yusuf el-'Aş burada nesilleri dörde bölüp, her nesli kırk sene olarak kabul etmektedir. [114] Bu tahdîd bâzan "âlimlerin ilim sahasından çekildiği zamana uygun gelmektedir. Yine alimlerin tabakalarına ve bâzı zevatın birbirinden nakillerine de muvafık düşmektedir"[115] Fakat bu taksim - herşeye rağmen - yalnız zaman çerçevesi İçinde kalan pek muayyen bir sınırlamadır. Biraz dikkat edilirse görülür ki, bu taksim, az veya çok bâzı râvîlerin vefat târihlerine aykırı düşmektedir. Şu halde bunun  uygun bir taksim  olduğu   söylenemez.   Görülüyor ki, eskilerin meşhur tabakât eserlerinde dikkate aldıkları içtimaî sınır­ları da göz önünde tutan taksimlerinden faydalanmak durumundayız. Onlar hadîslerin yazılması mevzuunda birbirine zıt fikirlere sahip olduklarından bâz an buna taraftar görünüyorlar, bâzan da aleyhinde görünüyorlardı. Burada sahabe, tâbi'î ve tebe-i tâbi'în olmak üzere üç nesil bahis'mevzuudur. Sahabe devrinde, daha Rasûlulîah (s.a.v.)'ın hayatında,   hadîslerin   yazılmaya  başlandığını,   fakat çok miktarda yazılmadığını gördük. Zikrettiğimiz sahîfeler haklarında ne kadar konuşursak konuşalımmahduttu;  bunun sebeplerini de zikrettik.  . Bizi alâkadar eden tek şey, hadîslerin sadece ezberyoluyla nakl edil­diği hususundaki kanâatin yanlış olduğunu isbât etmektir.[116]



[109] Mütercimi Leon Bsrcher, Etudes sur la Tradition Islamique (Maisonneuve, Paris) adiyle 1952'de terceme etmiştir.

[110] Sprenger, das Traditionswesen bei den Arabern,   1856, 1-17 dans Uber das Tradİtionswesen beiden Arabern.

[111] Dozi'nin   sözleri, esasında olduğu gibi, burada zikredemiyeceğimiz  kadar çirkindir. Bu adamın sözlerini merak edenler şu kitabı okumalıdır:

Dozy, Essai sur l'Histoire de l'Islamisme, traduit par. V. Chauvin, p. 124.

[112] Goldziher, Etudes sur la Tradition Islamique, p. 245-250. Ruth. Macken-son'un, Goldziher'in tesirinde kalarak yazdığı şu makale ile krş.; Ruth Mackenson, Arabic books and librairies in the Omayad period (in AJSL, vol. L. II-LIV, 245-253; vol. L. III, 230-249; vol. L. IV, 41-61).

[113] Hatîbu'l-Bağdâdî, Takyîdu'i-'ilm. naşirin önsö?ü, s. 21-22.

[114] Dr. Yusuf el-'Aş, Takyîdu'l-'ilm önsöz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 08:43:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler rüya tabiri,Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler mekke canlı, Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler kabe canlı yayın, Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler Üç boyutlu kuran oku Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler kuran ı kerim, Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler peygamber kıssaları,Hadîslerin tedvîni ve müsteşrikler ilitam ders soruları, Hadîslerin tedvîni ve müsteşriklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes