Konu Başlığı: Hadis ıstılahları Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Haziran 2011, 18:01:42 3- HADİS ISTILAHLARI 1- HADÎSİN KISIMLARI Hadîs makbul ve merdûd olmak üzere ikiye ayrılır. Makbul olanına sahîh, merdûd olanına da zayıf denir. Bu iki büyük kısmın şümulüne râvîlerin ye hadîs metinlerinin durumlarına göre sıhhat ve zayıflık bakımından değişen daha birçok bölümler girer. Muhaddisler üçlü diğer bir taksîmi bu ikili taksime tercîh etmişlerdir. Böylece hiçbir hadîs bu ana taksimin dışında kalmamıştır. Bunlar da sahih, hasen ve zayıf bölümleridir.[492] Hasen hadîs I birinci görüşe göre iki gruptan birine dâhildir. Zehebî'nin Buhârî ve Müslim'den naklettiğine göre, [493] ya sahîh. grubuna dâhildir yahut da kendisiyle amel edilen zayıf hadîs grubuna dahildir. [494] Hatta zayıf hadîs Ahmed b. Hanbel'in dediğine göre kıyâsa da tercîh edilir. İkinci görüşe göre ise hasen sahihten aşağı, zayıftan da yukarıda bulunan başlı başına bir bölüm teşkil eder. Mevzû'a gelince, o Rasûlullâh (s.a.v.)'a veya sahabe ve tâbi'îne karşı yapılmış olan bir iftira olduğu için - onu hadîsin kısımları arasında zikretmedife 'zirâ mevzu hadîs, gerçekte hadîs olmayıp, yalnız onları uyduranlara göre hadîs hükmündedir. [495]Uydurma olduğunu isbât etmekle hadîs sıfatı düşmüş olur. Uydurma olduğu isbât edil meden önce de, bu husustaki araştırma sona erene kadar hadîs diye biliriz. Eğer onda zayıflık vasfı görülürse, zayıf hadîs denir ve niçi: zayıf olduğu gösterilir. Uydurma olduğu isbât edilince de kat'iye: hadîs olamaz. "Mevzu'hadîs' tâbirini işittiğin veya bir yerde okuduğun zaman şunu bilmelisin ki, buradaki hadîs sözü, onun nakl v rivayet edilmesinin haram olduğunu gösterir. Hadîsin bu üçlü taksiminin altına birçok hadîs nevileri girer. Bunlar yâ sahîh veya hasen yahut zayıf olmaya müsaittir; veyahut da sahîhle hasen arasında müşterek vasıfları vardır. Nihayet bu üçü arasında eşit özelliklere sahip olanlar da sahîh, hasen ve zayıf olmak üzere ayrı bir grup teşkil eder. Bir yönden müstakil hadîs nev'î olmaya müsait bulunan, diğer yönden de bunlarla müşterek tarafları olan bu nev'îler hakkında çeşitli ıstılahlar ortaya konmuştur. Bunlara kimi ilim kimi nevi demiştir. Hepsi de bunların sayılamayacak kadar çok olduğunu kabul ederler. [496]Nitekim el-Hâzimî[497] der ki: "Hadîs ilmînin yüz kadar nev'i vardır; bunların herbiri başlı-başına birer ilimdir. Hadîs talibi bunlara bütüa ömrünü hasretçi, yine de tamamını öğrenemez. [498] İbmı's-Salâh, cUlûmu'l-hadîs'ini te'lîf ettiği zaman bu ilimlerden altmişbeş tanesinden bahsetmiş ve şöyle demiştir: "Bu ilimler altmışbeş nev'e inhisar etmez; onları sayılamayacak kadar çok gruplara ayırmak mümkündür; zîrâ râvîlerin ve hadîs metinlerinin hâlleri ve sıfatları sınırlandırılamaz. [499] îbnu Kesir ise mezkûr kitaba yaptığı ihtisarında - bu nevilerin bir kısmrnı kendi aralarında birleştirmeyi düşünmüş, Îbnu's-Salâh'm mufassalan bahsettiği bu taksimi, kendince münâsip şekilde yeniden tertiplemiştir. [500] İbnu Kesîr'in bu yeni taksîmi hakkında söylenecek sözümüz vardır. Her nekadar çoğu zaman onun usûlünü takip etmişsek de, tertibini tamamen esâs almadık. Cemâluddîn el-Kâsimî[501]'nin Kavâ'idu't-tahdîs'inde olduğu üzere sahih ve hasen hadîsler: içine alan, [502] sahih, hasen ve zayıf hadîsler arasında ortak olan[503] ve sonunda da sâdece zayıf hadîslere [504]mahsûs olan çeşitli taksimleri akla ve mantığa daha uygun gelmektedir. Bu taksimi benimsediğimiz için, onun bu eserimiz üzerindeki tes'îri açıkça görülecektir. Ayrıca okuyucu ıstılahlarında ve taksimlerinde Şamlı allâme el-Kâsimî ile tamamen ittifak hâlinde bulunmadığımızı müşahede edecektir. Eski âlimlerimiz: "Istılahta münâkaşanın yeri yoktur derîcr. Biz de hadis ıstılahlarım haîka açık bir dille, güzel bir taksimle, nevilerini ve adlarım karıştırmaksızın ve bahislerinin ehemmiyetine inanaraK, faydasız olduğuna inandığımız boş lâf ve faydasız münâkaşalardan sıyrılarak anlatmak için kolaylıklar ihsan etmesini Cenâb-ı Mevlâ'dan niyaz ederiz.[505] [492] Tedrîbu'r-râvîj s. 13; krş. Tavzîhu'l-efkâr, c. I, s. 7. [493] Zehebî'nin bu bâbtaki delili şudur: Buhârî ve Müslim, yalanla ittihâm edilmemekle beraber, zabtı da mükemmel olmayan râvîlerin hadîslerini kitaplarına almamışlardır. Şu şartla ki bu hadîsler her bakımdan sahîh oîan bir başka senedle takviye edilmiş olacaktır. Bu iki imâmın kitapları sâdece sahîh hadîsleri ihtiva ettiği içindir ki, sahîh adını almışlardır. Bunlarda yer alıp da daha çok hasen hadîsin özelliklerini taşıyan hadîsler de sahîh olarak telakki edilmeye lâyıktır. [494] Bunlar zayıf hadîsi ikiye ayırırlar: Birincisi, kendisiyle amel edilmeyen hadîstir ki, bunun râvîsi ya kizb ile müttehemdir veya galatı çoktur. İkincisi de, kendisiyle amel edilen hadîstir ki, işte hasen hadîs budur. Bunun râvîsi ne kizb ile müttehemdir, ne de galatı çoktur. Sâdece zabtı mükemmel değildir. [495] Suyûtîj Tedrîbu'r-râvî, s. 13'de: "Mevzu* zikredilmedi; zîrâ o ıstılah bakımından hadîs olmayjp uyduranına göre hadîstir" dedikten sonra bizim bu sözümüzü yadırgamamak gerekir. [496] Tedrîbu’r-râvîj s. 9. [497] Hâzimî, imâm, hafız ve nesep âlimi;olan ve H. 584,'de Bağdat'da velat eden Ebû Bekir, Muhammed b. Mûsâ b. Hâzim el-Hemedânîdir. Birçok kitapları vardır, el-t'tibâr fî beyâni'n-nâsihi ve'1-mensûti mine'I-âsâr ve el-'Ucâle bunlar arasındadır. [498] Tedrîbu*r-râvî, s. 9. [499] îhtisâru 'ulûmi'l-hadîs, s. 19-20. [500] Aynı eser s. 20. [501] Cfcmâluddîn el-Kâsiml, Şâm allâmesi olup zamanın pek nâdir yetiştirdiği bir ilim adamıdır. Birçok eserleri vardır. H. 1333 yılında çok genç sayılacak bir yajta vefat etmiştir. [502] Kavİ'KİuVtahdlg, %t 88. [503] Kava'idu't-tahdli, s. 104. [504] Aynı eser* s. 111. [505] Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis İlimleri ve Hadîs Istılahları, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 116-118. |