Konu Başlığı: I. Hadis Usulü Edebiyatı Gönderen: Hadice üzerinde 05 Haziran 2011, 16:18:40 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HADİS USULÜ EDEBİYATI I. Hadis Usulü Edebiyatı Hadis İlmi temelde Rivâyetu 1-hadis ve Dirâyetü'l-hadîs diye iki ana bilim dalına ayrılmaktadır. Hadîs edebiyatı da bu iki taksime göre şekillenmekte ve incelenmektedir. Biz ilk iki bölümde Rivâyetü'l-hadîs edebiyatının muhtelif örneklerini tanıtmaya çalıştık. Burada ise Dirâyetü'l-hadîs edebiyatını meşhur ve muteber örnekleriyle tanıtmak istiyoruz. Mustalahu'l-hadîs ve usûlul-hadîs diye de isimlendirilen Dirâyetü'l-hadîs ilmi, "sened ve metnin durumlarını anlamaya imkân veren kaideler ilmi" olarak tarif edilmektedir. Bu tariften açıkça anlaşılacağı gibi Dirâyetu'l-hadis îl-mi, genel ve teorik kaideler vaz ederek ravî, rivayet ve merviyy konularının tetkik ve tenkidine zemin hazırlamaktadır. Bu ilmin edebiyatı da prensipler edebiyatı demektir. Zaten usûl, asl'm çoğulu olarak, asıllar, kökler, kaynaklar anlamındadır. Terim olarak da yol, yöntem, kaide, düzen ve metod anlamlarına gelen usûl, bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi gereken esaslar, prensipler ve başlangıç bilgileri ve teknikleri demektir. Böyle olunca, Hadîs usûlü, Hadis ilminin dayandığı prensipler, hadis metodolojisi anlamına gelmektedir. Hadis Usûlcüleri denilince de hadis ilminin dirayete dayanan prensipler bölümü (usûliyât) ile meşgul olan âlimler ("usûliyyûn") akla gelir. Dirâyetu 1-hadis îlmi ve dolayısıyla Hadis Usûlü Edebiyatı da temellerini Rivâyetul-hadis İlmi ve Edebiyatı gibi ashâb-ı kiram'ın hadis nakli ve rivayetinde gösterdikleri titizlik, araştırma ('tesebbüt-taharri") ve denetim faaliye-tinlerinde bulmaktadır. Ashabın, üst seviyede bir dikkat ve titizliğe sahip olmaları yanında, birbirlerinden duydukları hadisleri daha iyi bilenden tahkik etmekten de geri kalmadıkları bilinmektedir. Hz.Aişe'nin 20 kadar sahâbinin rivayetlerini tashih ettiğine dair hadisleri Bedreddin ez-Zerkeşi (79411391) "el-İcâbe li îrâdi mestedrekethü Aişe ale's-sahâbe[575] adlı eserde toplamış bulunmaktadır. Öte yandan Hatib Bağdadî (46311071) de hadis öğrenmek ve bildikleri hadisleri kontrol etmek için uzun yolculuklara çıkan sahâbileri "er-Rihle fî talebi'I-hadîs[576] tanıtmaktadır. Ashab ile başlayan bir araştırma ve tetkik gayretleri, dirâyyetü'l-hadis'e aid kaidelerin şekillenmesine zemin hazırlamıştır. Tebliğ görevi ve Hz.Peygambere yalan isnad etmeme dikkati, hadis ilmine dair tüm faaliyetlerin temelinde yatan gerçek olmanın yanında hadis usûlünün, en erken bir dönemden itibaren uygulama alanına intikalini de gerçekleştirmiş olan asıl sebeptir. Ancak Hadis Usûlüne dair edebiyatı müstakil hüviyetleri ile Rivâyetü'l-hadis Edebiyatından daha sonraki bir dönemde bulabilmekteyiz. Aslında bu gelişme -mesele biraz yakından tetkik edilirse- tabiî bulunacaktır. Zira hadis metinlerinin hadis kitaplarında bir araya getirilmesi temelde "sahih" hadisleri tesbit amacından kaynaklanmaktaydı. Bu tesbit çalışmaları da belli kaidelere göre yapılıyordu. Bazıları kabul edilirken bir kısmı da güvenilir bulunmuyor ve reddediliyordu. Ne var ki bu tesbit, redd ve kabullere esas teşkil eden kaideler ("usûl") belli kitaplarda toplanmış değildi. Kaidelerin biliniyor ve uygulanıyor olması yeterli görülmekteydi. Hadis metinlerinin bu uygulanan canlı kaidelere göre tesbitinden sonra, geleceğin araştırıcılarına Hadis Edebiyatının hangi kaidelere göre oluşturulduğunu anlatma görevi de yerine getirilirdi. Nitekim bu da geciktirilmemiş, kütüb-i sitte dönemini ta-kib eden yıllarda usûl edebiyatı da müstakil mahsûllerini vermiştir. Ancak yine bu arada hatırlanması uygun olan bir durum söz konusudur. O da -müstakilleri olmasa bile- bazı hadis Usûlü kaideleri daha önceki dönemlere ait eserlerde de yer almıştır. Meselâ îmanı Şâfıî (204i819)'nin er-Risâle.'si Ahmed b.Hanbel (2411'855) 'in, kendisine sorulan suallere verdiği cevaplar, Müslim (261 i874)'in Sahih'mde yazdığı mukaddime, Ebu Davud (275/888)'un Mekkelilere yazdığı mektub, Tirmizi (2791'892)'nin Câmi'i ve sonundaki Kitâbu'l-ilel'z' bu konuda ilk anda sayılabilecek olan eserlerdir. Yine Buhârî (2561870)'nin üç tarihi, cerh ve ta'dil bilginlerinin değerlendirmeleri de hadis usûlü kaidelerinin ilk kaynaklarıdır. Hatta bu gerekçe ile Tirmizınin ilk usûl yazarı kabul edilmesi gerektiği fikri ileri sürülmüştür? [577] Ne var ki, biz Usûl Edebiyatı diye müstakillen vücuda getirilmiş eserleri kasdetmekte ve onları ele almak istemekteyiz. Bu, aynı zamanda hadis ilminde lisans üstü çalışması yapacak olanların müstağni kalmayacakları Usûl Edebiyatını tetkik etmek anlamına da gelecektir. İbn Hacer el-Askalânî (852/1448)'nin Nuhbetu'l-fıker Şerhi Mukaddimesinde verdiği listeyi esas alarak şöyle bir sıralama yapmak mümkündür: 1. el-Muhadisü'l-fâsıl beyne'r-râvî ve'1-vâ'î, Ebu Muhammed el-Ha-sen bAbdirrahmân b.Hallâd er-Râmehurmuzl (360/971). 2. Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs, el-Hakim Ebu Abdillah en-Neysâbûri (405/1014). 3. el-Müstahrac, Ebû Nuaym el-Isfehânî (430/1038). 4. el-Kifâye fî ilmi'r-rivâye, el-Hatîb Ebû Bekr el-Bağdâdî (463/1071). 5. el-İlma' ilâ ma'fîreti usûli'r-rivâye ve takyûdi's-sema', el-Kaadî İyaz (544/1149). 6. Mâ lâ yese'u'l-muhaddise cehluh, Ebû Hafs Ömer b.Abdilmecid el-Meyânci (580/'1184). 7. Ulûmu'l-hadîs, İbnu's-Salah, Ebu Amr Osman b. Abdirrahman eş-Şehrizûrî (643/1245). a. et-Takrîb ve't-teysîr, Muhyiddîn Yahya b.Şeref en-Nevevî (676/1277). b. İhtisara Ulûmi'l-hadîs, el-Hafız îbn Kesîr (774/1373). c. Nuhbetu'l-fiker fî muşta lalı ı ehli'1-eser, îbn Hacer el-Askalânî (852/1448). 8. Tedrîbu'r-râvî fî şerhi Takrîbi'n-Nevevî, Celâleddin es-Suyûti (911/1505). 9. Kava'idu't-tahdîs, es-Seyyid Cemaleddin el-Kaasımî (1332/1914). 10- Tevcîhu'n-nazar ilâ usûli'I-eser, Tahir el-Cezâirî (1338/1920) Pek tabiîdir ki Hadis Usûlü Edebiyatı bunlardan ibaret değildir, özellikle h.XPV. asır başlarından itibaren İslâm Dünyasında yeniden canlanan hadis usûlü çalışmaları giderek müsbet yönde gelişmektedir.[578] Gerek bu listede yer alan gerekse almayan usûl edebiyatı telif tarzı açısından, rivâyetul-hadis kitapları tekniği ile yazılmış eserler ve modern telif Usulüyle yazılmış eserler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Konuları, senedli bilgiler halinde işleyen edebiyat mütekaddimûna aittir. Modern tarzdakiler ise, müteahhirûnun kaleme aldıklarıdır. Biz bu telif tarzı farklılığını dikkate alarak Usûl Edebiyatını iki grubta tanıtmaya çalışacağız.[579] [575] Beyrut, 1390/1970. [576] Beyrut, 1975. [577] bk. ttr. el-İraam et-Tirmizi ve'1-muvâzene, s. 260. [578] Bilgi için bk. Çakan, Anahatlarıyla Hadis, s. 153-159. [579] Doç. Dr. İsmail Lütfi Çakar, Hadis Edebiyâtı, İfav Yayınları: 175-178. |