Haberiniz olsun

HABERİNİZ OLSUN

Mayıs 2009 44.SAYI

YİĞİT KELİMESİNİN KARŞILIĞI

Bu topraklar, üzerinde yaşanan sayısız acılara bir yenisini daha ekledi; karların altında bir yiğidini kaybetti. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ardından çok şey yazıldı, söylendi. Yakın dava arkadaşlarından Mümtaz’er Türköne’nin kaleminden dökülen satırlar bize aslında, “yiğit kimdir, nasıl olmalıdır”ın tam karşılığını veriyor.
“O bizim yüreğimiz, bizim duruşumuz, bizim sesimizdi. Zaman zaman korksak da, o bizim hiç geri adım atmayan cesaretimizdi. Dünya telaşı ile yalpalarken, o cetvelle çizilmiş gibi dümdüz yolunda ilerleyen gölgemizdi. Hiç eğilmeyen başımız, hiç zedelenmeyen onurumuzdu. Zamanla biz onu yalnız bıraksak da, o bizden hiç vazgeçmedi. O bizim Muhsin Başkan’ımızdı.”
Veda sözleri de Hakan Albayrak’tan; “Rahman ve Rahim Allah gani gani rahmet eylesin. Cennet bahçelerinde güller açsın yüzünde. Melekler onu alnından öpsün. Amin, Ya Rabbe’l Alemin.”

BİR NOBEL NASIL HAK EDİLİR?

İsrail Ordusu’nun Gazze Şeridi’nde 22 gün süren “Dökme Kurşun” operasyonu sırasında 3 çocuğunu kaybeden Gazzeli Dr. İzzeddin Ebul Eyş, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş. Dr. Ebul Eyş, Gazze’deki operasyon sırasında, bir İsrail televizyonu için Gazze’deki durumu telefonla canlı yayında aktarırken evi tankların açtığı ateşe hedef olmuş, saldırıda 8 çocuğundan 3 kızı ve bir yeğeni hayatını kaybetmişti. İnsan bunun üzerine, “Bir Nobel hak edebilmek için ödenmesi gereken bedeller nelerdir?” diye düşünmeden edemiyor.

SAATLERİ YAVAŞLATMA ENSTİTÜSÜ

iyaset, particilik; bunlar bizim bu köşede bahsinin geçmesini istediğimiz şeyler değil. Fakat Gökhan Özgün, Taraf gazetesinde yayınlanan yazısında, seçim sonuçlarından ziyade, sonuçların yorumlarının önemine değiniyor.
“Bir kez daha anladım ki, seçim sonuçlarını yorumlamak beyhude. Önemli olan, ‘seçim yorumlarını’ yorumlamak. Çünkü hakiki sıcaklıkla ‘hissedilen’ sıcaklığın birbirinden çok farklı olduğu bir iklimde yaşıyoruz. Ve biliyoruz ki, Türkiye’de siyasete ‘hissedilen’ sıcaklık hükmeder. Bu seçimlerden sonra hissedilen sıcaklığa bakarak varılacak en net sonuç bence, şudur. Türkiye dünya saatinden Türkiye saatine geçmiştir. Seçimlerin galibi, Saatleri Yavaşlatma Enstitüsü’dür. Lütfen saatlerinizi tekrar ayarlayın.”
Gerçekten de bu ülkede asıl mesele, bir şeyin sonucunda ne olduğundan ziyade bize nasıl lanse edildiği halidir. Perihan Mağden’in ifadesiyle, bir kısım medya tarafından bizlere kronik bir şekilde medyalama yapılır. Ne düşünmemiz gerektiği, bir şeyi nasıl yorumlamamız gerektiği köşe yazarlarının, tv yorumcularının sayesinde bizlere sıkıca belletilir. Şu an bu satırları okuyan güzel insan, gel gördüklerin, duydukların hakkında bir kere daha düşün, sana verilen metni bir kere de ama tersten oku. Kimseciklere kendini medyalatma.

BEBEĞİNİZİN AĞLAMASINDAKİ ŞİFRE

ebeğiniz ağlıyor ama nedenini bilemiyorsunuz. Henüz konuşmayı öğrenemedi ve bu yüzden size meselenin ne olduğunu söyleyemiyor mu? Bunun doğru olmadığını, bebeklerin ağlamasında bir şifre olduğunu, her ihtiyaca göre farklı ağladıklarını söylesek ne dersiniz? Pediatri Uzmanı Şükran Yıldırım bebeklerin acı çektiğinde keskin bir feryat ile, acıktığında düşen ve yükselen ses tonuyla kısa kısa, uykusu geldiğinde ninni şeklinde, sıkıldığında yankı yapan bir ses tonu ile ve altını ıslattığında huysuz ve aksi bir ses tonu ile ağladığını belirtmiş. Bu şartlar altında yanlıca biraz dikkat ile çocuğunuzun dilini çözebilirsiniz.

Şule AKYOL
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın