๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Haberiniz Olsun => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 30 Eylül 2011, 18:39:20



Konu Başlığı: Haberiniz olsun
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 30 Eylül 2011, 18:39:20
HABERİNİZ OLSUN

Eylül 2009 48.SAYI

MERHAMET DEĞİL, ADALET!

Savaşta bile adil olmayı gözeten Bilge Kral Aliya, “düşmanımıza yalnızca adalet borcumuz var” demişti. Adaletini kendi evlatlarından esirgeyen çok yıllık zihniyetin evlatları bu inceliği anlamaktan ne kadar da uzak. İmam Hatip Lisesinde okumak isteyen gençlerin de, Allah’ın emrini yerine getirerek eğitim görmek isteyen kızların da beklediği şey merhamet değil, adalettir; bu böyle biline. Konuyla ilgili olarak Reşat Petek yazdı:
“Katsayı zulmü gibi başörtüsü zulmünün de bir gün sona ereceğine yürekten inanıyorum. Haksızlıklar karşısında vicdanları sızlamayanlara, kalpleri kararmış ve katılaşmışlara sözümüzün geçmeyeceğini biliyorum ama başörtüsü mağdurları ve onlara destek verenlerin, hak ve özgürlükleri sadece kendileri için değil herkes için istediklerini anlatabildikleri nispette bu zulmün sonu da yakın olacaktır. O zaman bir daha haykıracağız, yaşasın Adalet!”

BU OYUNDA KİM KAZANIYOR!?

Hürriyet gazetesi yazarı Eyüp Can, kazananın da kaybedenin de olmadığı frizbi oyunundan yola çıkarak ülkede oynanan ve fakat kimin ne yararına olduğunu çözemediği oyunların oyuncularına soruyor, bir cevap alamayacağını bile bile… “Çeteler, cuntalar ve darbecilerle mücadele etmek adına tarihi bir öneme sahip Ergenekon davasını,  demokrasiye inanan herkesin ‘ortak davası’ yapmak yerine kutuplaşmanın aracı haline getirmekten kim kazanıyor? Bölgenin önemli bir aktörü olabilecekken ülkeyi Kürt-Türk diyerek bölünmenin eşiğine getiren, on binlerce insanın ölümüne yol açan otuz yıllık Güneydoğu sorununun bir türlü çözülememesinden kim kazanıyor?”

KİŞİ KENDİN BİLMELİ, DOZUNDA SEVMELİ :)

Habertürk’ün internet sitesinde yayınlanan habere göre; İstanbul’da yaşayan emekli öğretmen ve ders kitabı yazarı 75 yaşındaki Niyazi Demir, Karabük’ün Safranbolu ilçesinde tarihi konak görümünde inşa ettirdiği evinin önüne, elinde kitap okuyarak tasvir edildiği heykelini yaptırmış. Bu kendisine yetmemiş olacak ki, bir de salonuna büstünü yaptırıp koymuş. Kişi kendin bilmeli demiş büyüklerimiz, bilip de beğendiyse sevmiş olabilir, e kişi kendin de sevmeli az bir miktar. Amma ve lakin bu sevginin her uyandığında kendi büstüne bakmak isteyecek boyutta olması, insanı biraz ürkütmüyor mu ne dersiniz?

3G GELME İSTEMEM

3G nedir, hayır mıdır şer midir soruları etrafta dolanadursun, bir fizikçi olan bu satırların yazarı, teknolojik gelişmeler hakkında “aynşıtaynla” tamamen aynı fikirdedir. Ünlü ve çılgın bilim adamı der ki; teknolojinin hayırlı bir şeye neden olduğuna henüz ben şahit olamadım belki benden sonrakiler olur. İnşallah öyle olur, biz de görürüz sayın profesör. Durum o ki; kulak sahibi yer, artık göz sahibi de oldu. Mahremiyetimiz gidiyor elden; 3G gelme istemem. Biz istesek de istemesek de gelen 3G’nin hayatımıza olası etkilerini maddeler halinde bize sunan Aksiyon Dergisi’ne göre, alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda sıra dışı hareketler yapanlar artacak. Denediği kıyafeti telefonla gösterip “Hayatım, yakıştı mı?” diye soranlar ya da markette telefonunu dolaştırarak “Bir bak da, ne lazımsa alalım” diyenler ortaya çıkacak. Ne diyelim, hayırlısı…

Şule AKYOL